ÖSYM puan hatası iddiasını yalanladı!
LYS puanlarında yapılan hata iddiası ortalığı karıştırdı, ÖSYM'den açıklama geldi
Lisans Yerleştirme Sınavı’nın (LYS) 4 gün önce açıklanan sonuçlarında, “puan hesaplaması” ile ilgili hata yapıldığı iddia edildi. İddiaya göre, Türkçe- Matematik bölümü adaylarının Matematik- Fen (MF), sosyal adaylarının da Türkçe- Matematik (TM) puanlarının hesaplanması unutuldu. Hesaplamanın düzeltilmesiyle ile de, LYS’lere giren 870 bin öğrencinin başarı sırasının değişeceği kaydedildi. Sınavda 180 barajını geçemeyen 200 bin adaydan yaklaşık 100 bininin de barajı aşarak tercih yapma hakkı kazanacağı belirtildi. Skandalın ise liselerin sosyal bölümlerinden mezun olan ve Türkçe- Sosyal (TS) puanlarıyla tercih yapacak öğrencilerin TM puanlarında da görüldüğü kaydedildi. Geçen yıl, bu alandaki öğrencilerin sayısı TM-1 puan türünde 89 bin 78 iken, bu yıl sayının 7 bin 795 olduğu, TM-2 puanında da 180 barajını aşan sosyal öğrencilerinin sayısının 100 bin 718 iken, bu yıl sayılarının 9 bin 344’e düştüğüne dikkat çekildi. Ayrıca, TS-3 puan türünde ise geçen yıl 113 bin 107 olan sosyal öğrenci sayısının da bu yıl 19 bin 539 olduğu da ifade edildi.
‘Herhangi bir hata yok’
Ancak dün tüm adayları sarsan bu iddianın hemen ardından ÖSYM açıklama yaparak iddiayı yalanladı. Yapılan açıklamada, “LYS puanlarının yanlış hesaplandığı” iddialarının yer aldığı haberler üzerine sınav sonuçlarının yeniden incelendiğini, inceleme sonucunda puan ve başarı sırası hesaplamalarında herhangi bir hata bulunmadığının belirlendiğini bildirdi. Açıklamada, 2012 Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile 2012 Lisans Yerleştirme Sınavlarının (LYS) değerlendirilmesinde, Danıştay 8. Dairesi’nin kararı uyarınca, Yükseköğretim Kurulunun 30 Kasım-1 Aralık 2011 tarihli kararıyla yayımı uygun bulunan 2012-Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzuna göre işlem yapıldığı vurgulandı.
‘Değişiklik söz konusu değil’
2012 yılı için yükseköğretime yerleştirme puanları hesaplanırken 2012-ÖSYS kılavuzunun değerlendirmeye ilişkin hükümlerinin aynen uygulandığı ifade edilen açıklamada, kılavuz hükümlerinin aksine bir uygulamanın söz konusu olmadığının da altı çizildi. Adayın katılmadığı sınavlarda uygulanan testler için adaya herhangi bir standart puan hesaplanmadığı bilgisine yer verilen açıklamada şöyle denildi: “Sınav sonuçları yeniden incelenmiştir. İnceleme sonucunda puan ve başarı sırası hesaplamalarında herhangi bir hata bulunmadığı belirlenmiştir. Adayların sonuç bilgilerinde herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Yerleştirme işlemlerinde de 2012-ÖSYS Kılavuzu ile 2012-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu hükümleri aynen uygulanacaktır. “
Uzmanlar ne diyor?
VATAN Eğitim Uzmanı Sadık Gültekin: LYS sonuçlarında hata yok. Bu veriler bir hata olduğunun göstergesi değil. Asıl sorun şu, 0 ve 0 barajının altındaki aday sayısı geçen yıldan fazla. Bütün sorun burada kilitleniyor. Teknik olarak bir hata olmayabilir ama bu bir çözüm yaratmıyor. Kontenjanlar arttı ama barajı aşan adayların sayısı azaldı. Çünkü sınavlar zordu. Yapılması gereken şu, 180 barajını aşan öğrenci sayısını arttırmamız gerekiyor. Bunun için de taban puanının 180’den 160’a düşürmek gerek. Sonradan ek yerleştirme yapmanın bir anlamı da yok. Sonradan 2-3 satır ek yerleştirme yapılıyor ama hiçbir anlamı kalmıyor. Zaten ortada aday kalmıyor.
‘Kesinlikle ÖSYM’nin hatası var’
Kültür Dersaneleri Rehberlik Genel Koordinatörü Salim Ünsal: Sınavda taban puan etkisi var. Aday sorumlu olduğu testi yapmasa dahi 0 sıfır puan alamaz. Kesinlikle ÖSYM’nin hatası var. Adayın yapması gereken ancak yapmadığı test için 30 ile 60 puan arası bir taban puan eklenir. ÖSYM halen hatasına devam ediyor. Sorun giderilmiş değil.
‘ÖSYM tercih süresini bir hafta daha uzatmalı’
Uğur Dershaneleri Genel Müdürü Alparslan Alemdar: Puan hesaplamalarında yapılan hata şayet doğruysa sıralamalar değişeceğinden, öğrencilerin tercih listesinde değişiklikler olacaktır. Bu nedenle ÖSYM tercih süresini bir hafta uzatmalıdır. Bu bilgiler ne ölçüde doğrudur? Bunun ÖSYM tarafından ivedilikle çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu gibi olaylar, ÖSYM’ye olan güvenin azalmasına neden olmaktadır ki buna hiç kimsenin hakkı yok.
