Eğitimde tam güne geçiliyor

Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin yeni yasama yılındaki ilk grup toplantısındaki konuşmasına Mevlana’nın, “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” sözünü anımsatarak başladı. Grup toplantısında Orta Vadeli Programı açıklayan Başbakan Binali Yıldırım, 2019 yılının sonuna kadar ikili eğitimin sona ereceğini ve tam gün eğitim yapılacağını söyledi. Yıldırım yaptığı açıklamada, ‘Öğrencilere kötü haber. Yarım gün okuyacaklardı tam gün okuyacaklar. 2019’un sonuna kadar bunu yapacağız” derken “Önümüzdeki dönemde okul öncesi eğitimi zorunlu hale getireceğiz’ ve “Millet, Türkiye’de yabancı dil bilme oranı yüksek sanıyor. 4+4+4 sisteminde 5. yılda yabancı dil zorunlu hale gelecek” ifadelerini kullandı.

‘İşe gider gibi’

Başbakan Binali Yıldırım, bir gazetecinin sorusu üzerine tam gün eğitimle ilgili şu açıklamayı yaptı: “Tek tip değil, başka şey anlaşılabilir. Tam zamanlı eğitim. Yani öğlenciler, sabahçılar diye bir şey vardı ya. Hem sabahçıyım hem öğlenciyim. Öğlenleyin okulda olacaklar, yemeklerini yiyip aynen çalışanlar gibi. Nasıl işe gidiyorsun, sabah gidip akşam geliyorsun. Okula da aynı sistemle sabah gidip akşam geliyorsun.’

‘Hangi maçtayız kardeş?’

Yıldırım, kürsüye çıkışında, “Ne tanklar ne toplar vız gelir bize/ Binali Yıldırım-Reis el ele/Obama FETO’yu teslim et bize” şeklinde slogan atan partililere gülerek, “Bir dakika gençler, hangi maçtayız kardeş?” diye seslendi.

15 Temmuz altın vuruş

“15 Temmuz’da altın vuruşlarını denediler. FETÖ neredeyse 40 yıl boyunca büyük gizlilikle ordu içine yerleştirdiği kadrolarını darbe için harekete geçirdi. Milletin kahramanlığı, Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle bu ihanet girişiminin de üstesinden gelmeyi başardık. O gece verdiğimiz 241 şehidimiz, 2 bin 194 gazimiz ülke ve millet olarak bizim şeref beratımızdır.”

‘İpe un seriyorlar’

“Ülkemizdeki terör örgütlerinin hayat kaynağı Suriye’dir, Irak’tır. Suriye’de bir güvenli alan oluşturulmasının bölgedeki terör ve mülteci sorununun çözümü için gerekli olduğunu uzun süredir ifade ediyoruz. Esasen Fırat’ın batısında bir süre önce Menbic’te DEAŞ örgütünden temizlenmesine rağmen, maalesef orada hala diğer bir terör örgütü PYD ve YPG o boşluğu doldurmuş durumda. Amerikalı müttefiklerimizle vardığımız mutabakat gereği Menbic’i bu terör gruplarının terk etmesi gerekiyor. Ancak bugüne kadar maalesef tam anlamıyla boşaltılmış değil. Binbir türlü yalanla, dolanla, kandırmacayla örgüt ismi değiştirerek maalesef ipe un seriyorlar, çekilmeyi gerçekleştirmiyorlar.”

‘Seyirci kalamayız’

Bu konuda kararlıyız. PKK neyse, PYD de YPG de aynıdır, sadece isimleri değişiktir ama bunların hepsi terör örgütüdür. Nasıl DEAŞ’ı bölge halkından oluşan Özgür Suriye Ordusu mensuplarıyla birlikte Cerablus’tan aşağıya doğru püskürttüysek gerektiği anda PYD ve YPG’yi de zorla Cerablus’tan atmasını da biliriz.Türkiye’nin beka sorunu haline gelen Suriye’deki gelişmelere seyirci kalması mevzubahis olamaz. Bundan sonra Suriye konusunda her ne adım atılacaksa bunun bir tarafı da mutlaka Türkiye olacaktır. 911 kilometre hududu, 3 milyonu bulan mültecisiyle Türkiye’yi Suriye sorununun çözümünde dikkate almamak tarihi bir hatadır.

Musul kaygısı

Musul’un yapılacak DEAŞ operasyonu sonrası mezhepler arası çatışmanın yeni merkezi haline dönüştürüleceğinden kaygı duyuyoruz. Müttefiklerimizin Musul operasyonu kurgusu malesef saydam değil, bu tehlikeyi içeriyor. Irak merkezi yönetimi pek çok konuda olduğu gibi Musul konusunda da farklı güçlerin etkisi altında ilerlemeye devam ediyor. Bu yol Irak için de Iraklılar için de bölge için de İslam kardeşliği için de pek hayırlı yol değildir. Sünni Arap aşiretlerinin etkin olduğu Musul’u, Şii milislere teslim etmek işin içine PYD, PKK terör örgütünü de eklemek bölgede yeni bir ateşin fitilini yakmak demektir. Buna izin vermemek için müttefiklerimizle sürekli temaslarımızı sürdürüyor.