Tabii ki kazançlarının büyük bir kısmını kendileri ve aileleri için harcarlar. Rahat hayatlarını sürdürüp her tür imkanı ellerinin altında tutarlar.
Ama diğer yandan ünlülerin kazandıkları bu büyük paraları sadece kendi zevkleri ve yakın çevreleri için kullandıklarını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz demektir. Çünkü bazıları milyon dolarlık servetleriyle, ihtiyaç içindeki insanları da sevindiriyor.
KÜÇÜK KIZIN HAYALLERİ GERÇEK OLSUN DİYE
İşte bunun son örneklerinden birini de ünlü İngiliz oyuncu Kate Winslet sergiledi. Nadir rastlanan bir göz hastalığı yüzünden görme yeteneğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan 11 yaşındaki kızın hayallerini gerçekleştirmesine destek oldu.
İşte 2023 yılına damgasını vuran bu olaylardan biri de ünlü oyuncu ve yönetmen Kevin Costner ile Christine Baumgartner'ın boşanması. Başlarda çok büyük bir toz- duman vardı bu boşanma sırasında.
Olayın ilk döneminde daha resmen yollarını ayırmamış olan Costner ile Baumgartner, en çok da maddi konularda anlaşmazlık halindeydi. Birlikte yaşadıkları malikanenin mutfağındaki eşyalar bile aralarında gerilim konusu oldu.
NE BOŞANMAYDI AMA!
Sonra sıra çocuk nafakasına geldi. Büyük bir mücadelenin ardından Baumgartner, istediğinin yarısından daha az bir miktarı kabullenmek zorunda kaldı.
Milyonlarca meraklı, kelimenin tam anlamıyla gözlerini dikmiş yüksek bütçeli bir film gibi görünen bu davayı izliyordu. Son olarak Costner ile Baumgartner'ın eş nafakası çekişmesinin nasıl sonuçlanacağı beklenirken eski çift aniden boşandı.
İDDİALARIN ARDI ARKASI GELMİYOR
Yine bu açıklamaya göre Kate, bir gün önce ameliyat olmuştu. Şimdi de iyileşme sürecine girmişti. Ayrıca açıklamada verilen bilgiye göre Kate'in ameliyatı kanser şüphesiyle ilgili değildi.
Bütün bunlar hayranlarının içini rahatlatmak yerine onları daha da telaşlandırdı. Kate'i birbirinden çarpıcı iddialar dalgasının ortasında bıraktı. En çok kuşku uyandıran da hastanede kalış ve evde dinlenme süresinin alışılandan çok uzun olmasıydı.
Zaten ilk şok atlatıldıktan sonra bu durumla ilgili birçok iddia ortada dolaşmaya başladı. Benzer operasyonlar geçirenler, Kate için açıklanan hastanede kalış sürecinin çok uzun olduğunu ileri sürdü. Hatta Kate'in ciddi bir sağlık sorunu olduğunu ve bunun da halktan gizlendiğini savunanlar da oldu.
İDDİALARIN ARDI ARKASI GELMİYOR
Yine bu açıklamaya göre Kate, bir gün önce ameliyat olmuştu. Şimdi de iyileşme sürecine girmişti. Ayrıca açıklamada verilen bilgiye göre Kate'in ameliyatı kanser şüphesiyle ilgili değildi.
Bütün bunlar hayranlarının içini rahatlatmak yerine onları daha da telaşlandırdı. Kate'i birbirinden çarpıcı iddialar dalgasının ortasında bıraktı. En çok kuşku uyandıran da hastanede kalış ve evde dinlenme süresinin alışılandan çok uzun olmasıydı.
Zaten ilk şok atlatıldıktan sonra bu durumla ilgili birçok iddia ortada dolaşmaya başladı. Benzer operasyonlar geçirenler, Kate için açıklanan hastanede kalış sürecinin çok uzun olduğunu ileri sürdü. Hatta Kate'in ciddi bir sağlık sorunu olduğunu ve bunun da halktan gizlendiğini savunanlar da oldu.
Zaten bu koşullarda, evlendiğiniz zengin kişinin yaşı da çok önemli olmaz. İlk düşünülen ayrıntı gelecekte uzanan hayattır. Elbette o hayatın size sunacağı sınırsız olanaklar.. Parayla satın alınabilecek her şey! Peki gerçekten öyle mi?
Kendisi henüz 20'li yaşlarının başındayken kelimenin tam anlamıyla dedesi yaşında biriyle evlenen ve dudak uçuklatacak kadar lüks bir hayata kavuşan genç bir kadına göre hiç öyle değil.
Sizden 60 yaş kadar büyük ve çok zengin biriyle evlenmenin bir bedeli var. Üstelik bu bedeli ödemek sanıldığı kadar da kolay değil.
80 YAŞINDA BİRİYLE EVLENMEK BİR FANTEZİ DEĞİL, BEDELİ VAR
Bunu ileri süren de biz değiliz zaten. Bunu, hayatının çok büyük bir bölümünü, göz kamaştıran ve herkesin kapısından içeri giremediği malikanesinde, etrafı genç ve güzel kızlarla çevrili olarak geçiren Hugh Hefner'in, kendisinden 60 yaş genç dul eşi Crystal Hefter söylüyor.
Bir başka deyişle deneyimlerini bu şekilde özetliyor bu genç kadın: "80 yaşında biriyle evlenmek bir fantezi değil, bunun bir bedeli var."
Şu anda 37 yaşında olan Crystal Hefner, 2017 yılında 91 yaşındayken ölen Hugh Hefner ile yaşadıklarını Only Say Good Things: Surviving Playboy and Finding Myself (Sadece İyi Şeyleri Anlat: Playboy'da Hayatta Kalmak ve Kendimi Bulmak) adlı anı kitabında satırlara döktü.
Kitabın, önümüzdeki 23 Ocak'ta piyasaya çıkmasından önce de dışarıdan pırıltılı bir görünüme sahip olan eski hayatının üzerindeki kalın gizem perdesini kaldırdı.
Endamı bir yana yüz hatları sanki çok usta bir ressamın elinden çıkmış gibi görünüyordu. İpek gibi cildi, kusursuz burnu, dudakları, pırıl pırıl dişleri...
Hele bir de gülümsediğinde bu güzelliğinin üzerinde yıldızlar uçuşuyordu sanki. Gerçekten de o dönemde eşine çok rastlanmayan bir güzelliği vardı bu gencecik yıldızın.
Bu fırtına öyle büyük ve etkiliydi ki, bu genç oyuncu bir anda güzel kadının simgesine dönüştü. Onun bu şöhretinden sonra mavi ya da yeşil gözlü, koyu renk saçlı genç kızlar ve kadınlar hep "onun gibi güzel" ya da "ona benzer" olarak nitelendirildi.
Tabii ki aradan yıllar geçti ve o genç yıldız da olduğu gibi kalmadı. O da yaş aldı, onun da yüzünde kırışıklıklar belirmeye başladı. Saçları beyazladı, hatta yeni açıkladığına göre şöhretinin bir kısmını borçlu olduğu kaşlarına bile aklar düştü.
SÖYLEDİĞİNE GÖRE KİRPİKLERİNİN UCUNA KADAR YAŞLANDI
Büyük olasılıkla fiziksel özelliklerini tarif ettiğimizde hangi ünlü yıldızdan söz ettiğimizi hemen anladınız... Çocuk yaşından beri kamera karşısında olan Brooke Shields bu anlattığımız ünlü kişi.
Başta, yıllar sonra bile bazı tartışmaların merkezinde olan Pretty Baby (Güzel Bebek) olmak üzere Endless Love, Blue Lagoon gibi güzelliğini vurgulayan filmleriyle tanındı Shields.
Ama dünyaya gelen herkesin kaderinden o da kaçamadı. Shields, bugün 58 yaşında. Chris Henchy ile yaptığı ikinci evliliğinden iki genç kız annesi bir yetişkin.
Alman asıllı oyuncu Christian Oliver geçen perşembe günü bindiği uçağın teknik bir arıza sonucu okyanusa çakılması nedeniyle son nefesini verdi.
Uçakta, Oliver ile birlikte kızları, 12 yaşındaki Annik ile 10 yaşındaki Madita da bulunuyordu. Kazadan kurtulan olmadı.
Bir teknik arıza nedeniyle meydana geldiği belirtilen kazada uçağın pilotu Robert Sachs da kazanın kurbanları arasında.
Gerçek adı Christian Klepser olan Alman asıllı 51 yaşındaki oyuncuyla iki kızı Bequia adlı adadan St. Lucia'ya doğru seyahat ediyordu.
Belirtildiğine göre tek motorlu uçakta bazı teknik sorunlar yaşandı. Uçağın pilotu Sachs, kontrol kulesiyle temasa geçen Bequia'ya geri dönmek istediğini bildirdi. Fakat bunu başaramadan uçak burun üstü okyanusa çakıldı
Uçağın düştüğünü gören çevredeki dalgıçlar ve balıkçılar kazadan kurtulan olabileceğini düşünerek bölgeye ulaştı. Ancak pilot da dahil uçaktaki herkesin olay yerinde öldüğü açıklandı.
Kazanın kesin nedeniyle ilgili soruşturma başladığı belirtildi. Kazada hayatını kaybeden Christopher Oliver ile iki küçük kızı ve pilotun cansız bedenleri Kingston Morgu'na kaldırıldı. Orada yapılan otopsi sonucu kurbanların hayata nasıl veda ettiği belirlenecek.
Oyuncu Christian Oliver, ölümünden iki gün önce yeni yıl tatili için gittikleri Bequia'da çektiği bir fotoğrafı, Instagram sayfasında takipçileriyle paylaşmıştı.
Modern çağlara rağmen varlıklarını sürdüren kraliyet ailelerinin bir başka özelliği daha var. Üyelerinden bazıları tıpkı birer magazin figürü gibi algılanıyor.
Onlarla ilgili bütün ayrıntılar yani giyimleri kuşamları, aşkları, ayrılıkları, en çok da skandalları gazete manşetlerinden düşmüyor.
Şimdi kraliyet ailesi denildiğinde aklınıza ilk olarak İngiliz kraliyet ailesi geliyor kuşkusuz. Belki onlardan sonra son zamanlarda skandallarıyla gündemden düşmeyen İspanyol, Danimarka ve İsveç'in taçlı aileleri.
Ama Avrupa'nın bir başka ülkesinde de öyle bir aile var ki dünyanın dört yanında hem geniş bir hayran kitlesine sahipler hem de bir o kadar eleştiri alıyorlar.
YERİNDE DURAMAYAN 'DIŞARLIKLI' KRALİÇE
Hollanda kraliyet ailesi bu sözünü ettiğimiz aile. Özellikle de ülkenin Arjantinli kraliçesi Maxima'nın gittiği her yerde ilgi uyandıran kişiliği, renkli giyimi, hatta gerektiğinde sempati toplamak için sokaklarda dans bile etmesi bu işin meraklılarının ilgisini çekiyor.
Aslında Hollandalı bile olmayan Maxima, sayesinde taç giydiği kocasından bile daha popüler... Üstelik sadece Hollanda'da değil tüm dünyada durum böyle.
Elbette bir de bu ailenin geleceğini temsil eden genç kuşaklar var. Yani ülke tahtının gelecekteki varisleri. İşte Hollanda kraliyet ailesinin geleceği denildiğinde de "bir numara" Prenses Catharina Amalia.
Ya da bütün bir ömür boyu kaybettiği sevdiğinin yasını tutanların. Sırf bu yüzden bir daha kimseleri sevemeyenlerin yeryüzünde olmadığını düşünürsünüz belki de.
Ama dünya üzerinde böyle aşıklar var. Bazıları kaybettiği eşinin ardından yeniden hayata tutunup başkasını seviyor ama yine de ölümün elinden aldığı büyük aşkını hala kalbinin en özel yerinde taşıyor.
Bazıları da özellikle belli bir yaşı geçmişse ve kaybettiği aşkıyla çok da uzun yılları birlikte kat etmişse bir daha kalbinin kapılarını kimselere açmak istemiyor.
NE ONU UNUTTU NE DE BAŞKASINA KALBİNİ AÇTI
İşte ünlü oyuncu Richard E. Grant de bunlardan biri. Şu anda 66 yaşında olan Grant, 35 yıllık karısı Joan Washington'ı 2021 yılında akciğer kanseri nedeniyle kaybetti.
Aradan geçen iki yıla rağmen de ne onu unutabildi ne de yerine başkasını koyabildi. Üstelik bunu yapamayacağını da itiraf etti.
Richard E. Grant, The Telegraph'a verdiği röportajda eşi Joan'ın ardından hayatının nasıl şekillendiğini anlattı.
Söylediğine göre Grant, ölen karısı Joan'a her gün mektup yazıyor. Bu şekilde de onunla bağlantısını bir sürdürdüğüne inanıyor.