Üstelik özel yaşamı da öyle gösteri dünyasının ünlülerinde örneğine sık rastlandığı kadar hareketli değil.
Uzun evliliğini bitirse de eski eşi hakkında bir tek kötü söz etmişliği yok. Üstelik iki çocuğu için de "arkadaş gibi" bir baba. Uzun sözün kısası "işinde gücünde" bir ünlü o.
Böyle kimden mi söz ettik? Son olarak Aquaman serisiyle gündemde olan Jason Momoa'dan elbette.
AYRILIKTAN SONRA KENDİNE YENİ BİR HAYAT KURDU
Hollywood'un "yakışıklı dev"lerinden biri olan Momoa, uzun süre hayatı ve büyük bir aşkı paylaştığı Lisa Bonet'den ayrıldıktan sonra yine yüzündeki gülümsemeyi silmeden kendine yeni bir hayat kurdu.
Bir yandan işini yapıyor, diğer yandan da ondan arta kalan bütün zamanını ergenlik çağındaki iki çocuğuyla geçiriyor.
Bu arada yeri gelmişken hatırlatalım 44 yaşındaki Momoa'nın, 56 yaşındaki eski eşi Lisa Bonet ile evliliğinden 15 yaşında Nakoa Wolf Manakauapo adında bir oğlu ve 16 yaşında Lola Ioani adında bir kızı bulunuyor.
Eşi Bonet ile yollarını ayırdıktan sonra da ünlü oyuncunun hayatının merkezine bu iki genç çocuk oturdu.
Üstelik sadece ailesi için de geçerli değildi bu durum... Onlar annelerini, büyükannelerini, akrabalarını kaybetmenin şokunu ve acısını yaşarken bütün dünya da hiç bulunduğu yerden ayrılmayacakmış gibi görünen Kraliçe'nin kaybını sindirmeye çalıştı.
Daha sağlığının kötüye gittiği ilk duyulduğunda bile Elizabeth sonrası monarşiye ne olacağı tartışılmaya başlanmıştı aslında.
Birçok kişiye göre "şirket" diye tanımlanan aileyi bir arada tutan kişi Elizabeth'in ta kendisiydi... Onun ölümüyle de monarşi tökezleyecekti.
Elbette başta öyle olmadı. Yıllarca veliaht olarak anılan Charles tahta geçti. Karısı Camilla, "kraliçe" unvanını aldı. Zaten ilk sıradaki veliaht William karısı Kate Middleton ile birlikte çok iyi bir takımdı.
Yani bu manzaraya bakan kraliyet yanlıları monarşinin daha çok uzun süre dimdik ayakta duracağına inandı. Zaten sonrasında da Kate ile William'ın üç tane çocuğu da vardı sırada...
BEKLENMEDİK GELİŞMELER AİLEYİ SARSTI : HARRY İLE MEGHAN'DA ARTIK YOK
Görünüşte işler iyi gidiyordu ama bu yılın başlarında beklenmedik gelişmeler oldu. Önce Galler Prensesi Kate'in karın bölgesinden bir operasyon geçirdiği ve nisan ayına kadar bütün programlarının iptal edildiği açıklandı.
Hemen ardından da Charles'ın kansere yakalandığı duyuruldu.
Eğer buna inanmıyorsanız, bakışlarınızı İngiltere'nin başkenti Londra'ya bir çevirin. Bunun en çarpıcı örneğini göreceksiniz zaten.
Çünkü orada yaşayan bir yakışıklı adam, son iki yıldır bütün dünyanın hayranlık dolu bakışlarını üzerinde topluyordu. Üstelik bunun için özel bir çabası bile olmadı. Hatta görevi de bunun tam tersini gerektiren türdendi.
Ama fiziksel avantajı sayesinde, tabii ki görevinin de yardımıyla milyonlarca kişinin dikkatini çekti. Üstelik bununla kalmadı, Hollywood yıldızlarıyla bile kıyaslandı.
Ama bu duruma hiç alışkın olmadığı için çareyi gözlerden uzak kalmakta, yani daha geri planda bir görev talep etmekte buldu.
Tabii bu arada hayatında bir değişiklik de oldu... Daha doğrusu medeni halinde. Yıllardır evli olduğu karısından ayrılıp yeni bir aşka yelken açtı. Şöhret rüzgarı onu da etkiledi büyük olasılıkla.
YOKLUĞU HEMEN FARK EDİLDİ
Böyle "görev" dediğimiz de öyle sıradan bir görev değil. Bu sözünü ettiğimiz kişi, yani İngiliz kraliyet ailesinin bir görevlisi olan Yarbay Jonathan Thompson... Yani ölümünden önce Kraliçe 2. Elizabeth'in yanı başından ayrılmayan, onun cenaze töreninde bile bütün bakışları üzerine çeken sonra da Kral Charles'ın yanından eksik olmayan o üniformalı genç adam.
Yiyecek alacak parası bile olmuyordu kimi zaman. Bu yüzden de sekreterlikten temizlikçiliğe bir sürü işte çalıştı. Peki bütün bu zorluklara neden katlandı diye sorarsanız tabii ki bir hedefi vardı: En iyisinden bir oyuncu olmak!
Sonunda bunu başardı da zaten... O şimdi adını tiyatro ve sinema sanatına o klasik deyimle "altın harflerle yazdıran" başarılı bir oyuncu.
BÜTÜN ÖNEMLİ ÖDÜLLERİ EVİNE GÖTÜRDÜ
Aradan yıllar geçti ve hedefine çoktan ulaştı. Şimdi hangi karaktere el atsa onu uzun süre hafızalardan silinmeyecek kadar büyük bir başarıyla canlandırıyor. Kırmızı halıdaki ışıltılı gülümsemesi zaten tartışılmaz. Üstüne üstlük hayatının aşkını da buldu ve onunla çok mutlu bir birlikteliği, üç tane de çocuğu var.
Bu anlattığımız aslında birçok ünlünün hayat hikayesiyle benzerlik taşıyor. Pek çoğu bunca zorlu yollardan geçerek bugünlere geldi. Ama bu kez spot ışıklarının altına aldığımız kişi İngiliz oyuncu Olivia Colman.
Bugün koleksiyonunda Oscar, Altın Küre, BAFTA gibi bütün önemli ödüllere yer veren Olivia Colman böylesine zor bir geçmişten geliyor işte.
100 TANE SEÇMEYE KATILDI, TEK BİR ROL BİLE ALAMADI
Bugün ona bakanların pek aklına gelmez ama durum böyle. Tiyatro sahnesinde başlayan kariyerini bugünlere getirmek için hem sanatsal anlamda hem de yaşamsal alanda büyük bir mücadele verdi Colman.
Ama söz konusu kişi daha küçücük yaşından itibaren herkes gibi olmadığını gözler önüne seren Angelina Jolie olunca durum pek öyle sıradan olmuyor.
Bugün Brad Pitt'in bir türlü boşanamadığı eski karısı ve altı çocuk annesi bir yıldız olarak tanınsa da Jolie, gençlik yıllarında şu an bilindiğinden çok farklıydı.
Gerçi bilenler bilir ama genç nesiller belki de 48 yaşındaki yıldızın bazı özelliklerini ilk kez öğrenecek.
Sevgilisiyle romantik bir akşam geçirmek onun için uçaktan paraşütle atlamak anlamına geliyormuş meğer. Ya da yanında sevdiği adamla bütün geceyi bıçak fırlatarak geçirmek.
HEYECANLI BİR ŞEYLER YAPMAK İSTEDİ.. UÇAKTAN PARAŞÜTLE ATLADILAR
Üstelik bütün bunları anlatan kişi Angelina Jolie'nin ilk eski kocası Jonny Lee Miller.
Jolie'nin henüz gencecik bir yıldızken hayatını birleştirdiği ve sadece 18 ay evli kaldığı oyuncu Jonny Lee Miller, Johnny Vaughan'un Radio X adlı podcast yayınına konuk oldu.
Şu anda 51 yaşında olan Jonny Lee Miller, o programda eski eşiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İşte bunlardan biri de büyük bir aşkla sevdiği kocası ve üç çocuğuyla mutlu bir evlilik sürdüren Julia Roberts.
56 yaşındaki yıldız genellikle rol aldığı filmlerle, kocası Danny Moder'ı ne kadar sevdiğiyle, çocuklarının ne kadar büyüdüğüyle konuşuluyor Ama bütün bunların gerisinde çok konuşulmayan kötü bir hatıra var. Bir tür trajedi bu.
Üstelik aradan geçen uzun sayılacak zaman içinde acısını bir türlü dindiremeyen, yaşadığı trajediden, yıkılan hayatından dolayı Julia Roberts'ı suçlayan boynu bükük bir nişanlı söz konusu.
HAYALLER YARIM KALDI
Olayı kısaca toparlarsak eğer, hayranlarının bildiği gibi Julia Roberts'ın annesi Betty'nin ikinci evliliğinden dünyaya gelen kendisinden 9 yaş küçük bir kız kardeşi vardı. Geçmiş zaman kullandık çünkü Roberts'ın kardeşi Nancy Motes, tam 10 yıldır artık bu dünyada değil. Sadece 37 yaşındayken hayata veda etti.
Böyle ilk bakışta bu işte Julia Roberts'ın hiçbir ilgisi yokmuş gibi görünüyor olabilir. Ama Nancy Motes, hayata veda ettiğinde nişanlıydı. John Dilbeck adlı genç adam, onunla evlenmeyi ve hayatının geri kalanını Nancy ile geçirmeyi planlıyordu. Fakat onun beklenmedik ölümüyle bütün hayalleri yarım kaldı.
Nancy, geride tam 13 sayfalık bir mektup da bırakmıştı bu dünyadan giderken. Hala bir türlü toparlanamayan nişanlısı John Dilbeck o mektupta yazan bazı satırlardan ve tanık olduklarından yola çıkarak nişanlısı Nancy Motes'un ölümünde üvey ablası Julia Roberts'ın büyük sorumluluğu olduğunu ileri sürüyor.
John, nişanlısı Nancy'nin ölümünün 10'uncu yıl dönümünde bu konudaki iddialarını bir kez daha tekrarladı.
Ama geri kalanlar kariyerlerini gerçekten de inanılmaz zorluklarla kuruyor. Bir yere geliniyor belki ama işin asıl önemli olan yanı orada kalabilmek. Tutunabilmek yani. Bu da pek kolay değil aslında.
Belli bir yaşa gelen ünlü özellikle de bir kadınsa hiç acımadan bir anda tarihin tozlu sayfalarına gömülüveriyor.
Bir de devrin tamamlanması, yaşın kemale ermesi dışında farklı olaylar yüzünden bir kenara çekilen ya da çekilmek zorunda olan ünlüler var. İşte birazdan bunlardan birini anlatacağız size. Ki onun öyküsü kelimenin tam anlamıyla ibret verecek türden.
Bir zamanlar çok izlenen bir dizinin yıldızıyken hemen ardından büyük sükse yapan hatta kendisine sinema dünyasının en önemli ödüllerinden birine aday olmasını sağlayan bir filmde oynadı bu ünlü.
Ama sonra çocuğunun geleceği söz konusu olduğunda gözü hiçbir şeyi görmedi. İşte o yüzden de beklenmedik bir hata yaptı ve kendini bir anda demir parmaklıklar ardında buldu.
Şimdi dağılan kariyerini toparlaması, yeniden ayağa kalkması gerekiyor. Yapabilirse eğer bu onun için yeni bir başlangıç olacak. Geçmişe dönmek mümkün değil artık onun için. Çünkü kendi deyimiyle söylersek "Eski hayatı öldü."
KIZININ GELECEĞİ İÇİN YOLDAN ÇIKTI: KENDİNİ HAPİSTE BULDU
Bu senaryo gibi öykünün kahramanı Felicity Huffman. Oyuncu bir dönem ülkemizde de gösterilen Umutsuz Ev Kadınları (Desperate Housewives) adlı diziyle şöhretin zirvesine çıktı.
Bu sözler bir ünlünün dudakları arasından çıktı. Üstelik de bundan bir değil, iki değil tam 30 yıl önce ayrıldığı eşi hakkında söyledi bunları...
Büyük bir aşkla sevip evlendiği, bir de çocuk sahibi olduğu eski eşi son nefesini verinceye kadar onun kalbinde, belki de kimsenin erişemeyeceği bir yere sahip olacak söylediğine bakılırsa.
Eşlerin birbirleriyle kavgalı ayrılmasının sıradan sayıldığı gösteri dünyasında, bu eski çiftin sergilediği dostluk örneğine çok az rastlanır türden. Görünüşe göre boşanmalarına rağmen dost kalmaları sözde değil özde.
Belki de boşanan her eşin duymak isteyeceği bu sözleri sarf eden kişi son olarak Jason Momoa ile boşanmasıyla gündeme gelen Lisa Bonet'nin ilk eşi müzisyen Lenny Kravitz.
Bugün 59 yaşında olan Kravitz, 20'li yaşlarının başında aşık olduğu ve altı yıl evli kaldığı Bonet'yi boşanmalarının üzerinden 30 yıl geçmiş olmasına rağmen hala hayatından çıkarmadığını itiraf etti.
People dergisine konuşan Kravitz, Lisa Bonet ile ayrılığın üstesinden gelmenin kendisi için çok zor olduğunu söyledi. Yine de eski eşiyle geçirdiği bütün o zaman için minnettar olduğunu sözlerine ekledi.
1987 ile 1993 yılında evli kaldığı Lisa Bonet ile aralarında hala çok sağlam bir dostluk olduğunu anlatan Kravitz sözlerini şöyle sürdürdü: "Aşk sizi terk etmez... Ama kendini yeni bir hayata akıtmanın da bir yolunu bulması gerekir. Biz bunu bilinçli olarak yapmak istedik.."
Lenny Kravitz, eski eşi Lisa Bone ile evliliğinden olan kızı Zoe'nin dünyaya gelmesinin ilişkilerini nasıl değiştirdiğini de anlattı röportajda. "Tam bir aileydik. Kendi tarzımız vardı. Zoe'nin annesiyle birlikte yarattığımız dünya, barış ve sevgi doluydu."