Sarkan gıdı ameliyatsız toparlanabilir

16 Nisan 2016

Genellikle fazla kilonun ve yaşlanmanın neden olduğu gıdının yağlanması ve zamanla da sarkması hem erkeklerde hem de kadınlarda görülüyor.

İnatçı yağların vücutta kalıcı ve dirençli olmalarının en önemli nedeni öncelikle genetik yatkınlığın olması. Geç saatlere kadar yemek, alkol almak, antidepresan kullanmak, yaşın ilerlemesi gibi etkenler de var. Bu yağlar çene bölgesinde de oluşunca ortaya sarkan bir gıdı çıkıyor. Yüz bölgesindeki estetik sorunlar veya yaşlanma izleri çoğu zaman makyaj ile kapatılıyor. Oysa sarkmış bir gıdı makyajla gizlenmiyor. Kadınların en büyük sorunlarından gıdı sarkması için geliştirilen cihaz, gıdı sarkmasını gidererek kişinin daha genç ve zinde görünmesini sağlıyor. Kadınlar estetik sorunları makyajla kapatabilirken sarkan gıdıları için bir formül bulamıyorlar. Üstelik sarkan gıdı, kişiyi olduğundan yaşlı gösteriyor.

Genellikle fazla kilonun neden olduğu gıdının yağlanması ve zamanla da sarkması hem erkeklerde hem kadınlarda görülse de cilt yapısı gereği kadınlarda daha sık görülüyor. Yüz bölgesinin diğer yerlerinde görülen şekil bozuklukları ve yaşlanma izleri makyaj ile kapatılırken, sarkmış bir gıdıyı gizlemek mümkün değildir. Gıdı sarkması bazen zayıf kişilerde bile görülüyor. Bunun nedeni ise genetik yatkınlık. Özellikle yaşın ilerlemesiyle çene altı yağlanması sarkarak deformasyon oluşmasına neden oluyor. Çünkü çeneden boynun alt kısmına kadar uzanan bölüm olan gıdı bölgesi, çeneye paraleldir ve normal şartlarda sarkma görülmemelidir. Yüz bölgesinin diğer yerlerindeki estetik sorun ve yaşlanma izleri makyaj ile kapatılabiliyor. Oysa sarkmış bir gıdıyı gizlemek mümkün olmuyor. Bu nedenle kadınlar çoğu zaman sarkma olan gıdısı dikkat çekmesin diye fular kullanıyor. Gıdı sarkması daha çok 40’lı yaşlarda ortaya çıkıyor. Yeni teknolojik cihaz olan CoolSculpting cihazı gıdı bölgesini toparlayarak sarkmayı azaltıyor. Kişinin genç görümüme kavuşmasını sağlıyor. Tabii sonucun başarı yüzdesi, kişinin beslenme şekli, su tüketimi, yaşam tarzı, hareket etmesine göre değişiklik gösterse de yüksek oranda yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz. İşlemin yapılmasıyla gıdıdaki yağ eridiği zaman üstündeki deri fibröz bantla altına yapışıyor ve geriliyor bölge. Gıdı gitmekle kalmıyor yüz biçimi ortaya çıkıyor. CoolSculpting cihazı uygulamasından iyi sonuç almak için iki ay arayla birer saatlik iki seans uygulaması yapılması gerekiyor. Bu operasyondan tekrar sarkma olmuyor.

Devamını Oku

Yağlardan kurtaran yöntem: Soğuk Lipoliz

23 Kasım 2015

Her yıl milyonlarca insan liposuction ameliyatı oluyor. Ancak Soğuk Lipoliz (Cool Sculpting)cerrahi uygulama olmadan yağların yok olmasını sağlayan oldukça yeni bir tedavi olarak karşımıza çıkıyor. CBS News Vinita Nair’in haberine göre, CBS News’e nadir konuşan akademisyenlerin görüşü, doğru hastaya uygulama yapılırsa, uygulamanın etkin olduğu yönünde. Yağ giderilme uygulamasını izleyen süreçte, öncesi ve sonrası fotoğraflar incelendiğinde, fotoğraf sonuçları sürpriz olmaktan çıkıyor. Bıçak ya da iğne kullanımı olmadan sadece dört tedavi sonrasında yağların yok olduğunu duyduğunuzda, sonuçlar mükemmel.

Weil Cornell Medical College’da profesörlük ünvanına sahip Dr. Neil Sadick, uygulamanın ‘en çok kanıtlanabilir özelliğe sahip teknoloji’ olduğunu belirtiyor.

Yağ hücreleri donuyor

Harvard’lı iki doktor tarafından üretilmiş olan bu sistem uyluk bölgesi, yan bölgeler, bel bölgesi için FDA onayına sahip bir prosedür haline gelmiştir. Karın bölgesine tedavi yaptıran bir kişi ‘vakum hissini’ oldukça yoğun şekilde yaşadığını söylüyor. 33 yaşındaki yoga hocası ve özel şef olan hasta, uygulama yapılan alanda ince bir buz tabakası hissinin varolduğunu belirtiyor.

Soğuk Lipoliz uygulaması buz hissiyatını yaşatıyor çünkü yağ hücrelerini direkt donduruyor. Bir kere donduktan sonra, yağ hücreleri doğal yol ile vücuttan atılıyor. 6 ile 12 hafta arasında sonuçlar görülebiliyor. Hastanın, bir saatlik tedavi sonrasında, bel genişliğinden 1-1,5 cm kaybettiği ifade ediliyor. Dr. Sadick, bir bölgeye birden fazla tedavi uygulanabildiğini ancak , en etkin uygulamanın ilk uygulama olduğunu vurguluyor: “Bu teknik kesinlikle liposuction’ın yerine geçmez. Yüksek miktarda giderilmesi gerek yağ oranına sahip kişiler için uygun değildir.”

Yaygınlaşan bir tedavi

Buzlu şekerleme yiyerek büyüyen gençlerin yanaklarındaki yağ hücrelerinin soğuk yardımıyla yok olarak gamzelerinin büyüdüğünü gözlemleyen doktorlar, bir fikirle gelirler ve Soğuk Lipoliz yöntemini geliştirirler. Uluslararası Estetik Plastik Cerrahi Derneği son raporuna göre, Amerika’da her yıl 1 milyonda fazla kozmetik cerrahi uygulama gerçekleşiyor. Karın bölgesine uygulanan estetik operasyon 110 bin iken; liposuction yöntemi ise yaklaşık 220 bin kişiye uygulandı. Geçtiğimiz yıl sadece 425 bin soğuk lipoliz uygulaması gerçekleştirildiği ifade edilirken, bu yöntemin diğerlerine göre tercih edilen bir uygulama olduğu belirtilmekte.

Devamını Oku

Ameliyatsız boyun gerdirmek

7 Kasım 2015

Yaşımız ilerledikçe, boynumuzun sarktığını, gerdanda çizgilerin oluştuğunu ve çene hattındaki belirginliğin kaybolduğunu fark etmeye başlarız. Evet boynumuz, bakımlı değilse, yaşımızı belli eder. Elbette hepimiz fotoğrafta gördüğümüz gibi daima güzel olan Angelina Jolie’nin güzel boynundan isteriz. Diğer bir meşhur boyun da bir Mısır Kraliçesi ve Mısır Firavunu Akhenaten’in Asil Eşi olan Nefertiti’nin boynudur. Onun boynu çoğu kişi tarafından mükemmel boyun olarak algılanır ki ben de bu noktadan yola çıkacağım.

Eğer maddi veya sağlıktan kaynaklanan nedenlerle cerrahi prosedürleri tercih etmiyorsanız, Nefertiti Boyun Gerdirme işlemini yaptırmayı düşünebilirsiniz. Bu işlem boynu “kaldırmaya” yardımcı olan kas gruplarında nörotoksinlerle yapılır. Bu prosedür herkese uygulanmaz ve cerrahi olmayan bu boyun gerdirme işleminin sizin için uygun olup olmadığını belirlemenize basit bir muayene/değerlendirme gerekebilir. Lütfen bunun gelişmiş bir enjeksiyon prosedürü olduğunu unutmayın, birinin size enjeksiyon yapmasına izin vermeden önce lütfen ödevinizi yapın. Bu prosedürü deneyimsiz bir enjeksiyoncunun ellerine bırakırsanız ağzın sarkması/dudağın düşmesi veya hiçbir gelişmenin görülmemesi gibi istenmeyen sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. İşlemi yapan kişi tam olarak hangi noktalara enjeksiyon yapacağını bilmeli, özellikle enjeksiyonun hangi kas gruplarına yapılacağını bilmeli ve çok sayıda Nefertiti Boyun Gerdirme işlemi yapmış olmalıdır. Bu enjeksiyon birilerine “kobay” olabileceğiniz bir işlem değildir çünkü istenmeyen sonuçlarla en az 4 ay yaşamak zorunda kalabilirsiniz. Özet olarak, eğer boynunuzu beğenmiyorsanız ve ameliyat olmadan daha pürüzsüz/ daha belirgin bir çene hattına kavuşmak istiyorsanız, aradığınız şeyin Nefertiti Boyun Gerdirme işlemi olabileceğine teşvik edildiğinizi umuyorum!

Devamını Oku

Endopeel tedavisi ile dinçleşin

6 Ekim 2015

Cilt yenileme ve yaşlanmayı engelleme uygulamaları öncelikli olarak, kişinin kendisini daha iyi hissetmesine ve görmesine yarayan bir bütündür. Kişi kendisini, görüntü, dinçlik anlamında yeterli hissettiği oranda yaşamla ilgili motivasyonu artar. Dolayısı ile yaza enerjik bir şekilde girmek için pek çok uygulama yaptırılabilir.

Cilt yenileme konusunda bugünlerde en fazla adından bahsedilen ve en yeni uygulamalardan biri, endopeel yöntemidir. Hekimler tarafından uygulanan, yüz ve boyun liftinginde, kimyasal yolla, herhangi bir skar oluşmadan hızlı bir şekilde belirgin sonuçların alınmasını sağlayan, injeksiyon ile uygulanan bir yöntemdir. Yağ asitlerinden yapılmış bir preparattır, kas lifleri arasında boşluklar oluşturarak hızlı bir kas kütlesi liftingi yaratır. Kalıcılık süresi 6-8 aydır.

30 dakikadan az bir sürede, injeksiyon yapılan kasta, hemen oluşan boyut değişikliklerine bağlı cilt sıkılaşması sağlanır, ‘plasitma bantları’ olarak adlandırılan, gerdan bölgesindeki sarkmaları, hızlı bir şekilde gerer ve cildin fiziksel kalitesinin artması sağlar. Dudak üstündeki kasların hiperaktivitesinden kaynaklanan ve estetik olmayan problemin giderilmesine yardımcı olur. Etkinlik, kolay kontrol edilebilirlik ve uzun süren etki elde etmek bakımından endopeel, son zamanların en tercih edilir peeling yöntemi olmaya adaydır. Çalışmalar esnasında doku ölümü veya abse belirtilerine rastlanmamıştır.

Tedavi sonrası alınacak önlemler ise gayet basittir. İlk saatler için, sauna, çok sıcak su, sıcak kahve veya çay gibi ısı yaratacak durumlardan, ilk 3 gün ise güneşlenme veya solaryumdan kaçınılmalıdır. Endopeel sonrası ev bakımı olarak, herhangi bir komedonejenik madde içermeyen vitamin A, vitamin C, vitamin E yanında UVA / UVB koruyucu faktör içeren bakım kremleri önerilir.

Tedavi, gebelere, aktif uçuğu olan kişilere, yer fıstığına aşıra alerjisi olan kişilere, 18 yaşın altındakilere uygulanmamaktadır.

Devamını Oku

Saçlarınıza kök hücre tedavisi

10 Eylül 2015

İnsan vücudunun en önemli kök hücre deposu, kendi yağıdır. Dolayısıyla kök hücre tedavisi üç aşamada gerçekleşir dersek, birinci aşamayı kişinin genellikle göbek ve iç bacak bölgelerindeki yağların alınması oluşturur. Bunun sebebi, bu bölgelerden alınan yağların dönüşüm yeteneğinin daha kuvvetli olmasıdır.

Kök hücre tedavisiyle gerçekleştirilen saç ekiminde salgılan büyüme hormonu sayesinde hemen uzama başlıyor ve saçlar uzama sürecinde proteinlerle besleniyor.

Ayrıca kişinin vücut yağlarının içindeki kök hücre oranı, kemik iliğinin içerisindeki kök hücre oranından bile fazladır. Daha sonra laboratuar ortamında özel bir işlemden geçen bu yağların içerisindeki kök hücreler ayrıştırılır ve kök hücreden zenginleştirilmiş bir doku elde edilir. Bu işlemler hiçbir şekilde el değmeden gerçekleştiriliyor.” Elde edilen bu kök hücrelerinin en önemli kullanım alanlarından biri de saç dökülmesi,

Cansız saçlar yüzde 80 oranında tedavi oluyor

Yaptığım çalışmaların sonucunda dökülen ancak kökleri ölmemiş olan saçları yeniden kazanmada, oldukça başarılı sonuçlar alınıyor.

Kök hücre (PRP) destekli FUE saç ekimi, saç dökülmesinden kurtulmakta tıbbın geldiği en yeni ve etkileyici tedavi metodu olarak biliniyor. İlk kez 1999 yılında Japon Dr. Takakura tarafından gerçekleştirilen bu operasyon ile yapılan saç ekiminin başarısını yüzde 50 artırıyor. Ayrıca ekilen bölgede bulunan ve erkek tipi saç dökülmesinin etkisiyle minyatürize olmuş cansız saçları yüzde 80 oranında normal canlı saç haline getiriyor ve bunun yanında ve dökülmeye yüz tutan saç kökleri yeniden canlanmaya başlıyor.

Geleneksel saç ekiminde saçlar ilk bir hafta herhangi bir kan damarıyla bağlantı kuramadığından kökler beslenemeyip zayıf kalıyor ve ilk yedi günlük dönemde bir kısmı kayboluyor. Kök hücreyle gerçekleştirilen ekimde ise kök hücrelerin salgıladığı proteinler sayesinde uzun süre vücut dışında canlı kalıyor. Ekilen bölgede kök hücrelerin salgıladığı büyüme hormonu ile hemen büyümeye ve beslenmeye başlıyor. Ayrıca kök hücre içerisinde bulunan VEGF hormonu ekilen saç kökü etrafında hemen yeni kan damarları oluşumunu başlatıyor. Böylece yeni ekilen saç kökünün beslenme sorunu da ortadan kalkıyor. Yeni ekilen köklerde beslenme yaşam sorunu çözülüyor.

Devamını Oku

Makyaj temizliği hakkında bilinmesi gereken her şey

10 Ağustos 2015

1) Makyaj nasıl temizlenmeli?

Temizleyici üründen yeteri kadar alıp, tüm yüzünüze ve boynunuza sürün, yüzünüzün ortasından başlayıp, hafif ve dairesel hareketler ile ürünün dokulara işlemesini sağlayın. Alından başlayın, burnun başladığı yerden şakaklar yönünde dairesel hareketlerle saçların başladığı yere kadar yükselin. Sonra, gözün alt çemberinden geçerek kulağın üst kısmına, daha sonra dudağın üst çemberinden hareket edip kulak memesine kadar aynı dairesel hareketleri uygulayın. Boyun için de aynı şekilde, ortadan başlayıp iki yana doğru, ilk önce boynun başladığı yerde, ardından köprücük kemiğinin hemen üstünde aynı hareketleri uygulayın. Eğer bir süt kullanmışsanız bir süngerle yıkayarak ürünü temizleyin. Eğer krem kullanmışsanız, bir pamukla veya bir sabun jel kullanmışsanız bol su ile yıkayarak, ürünü cildinizden uzaklaştırın.

2) Makyaj temizlerken ne tür ürünler kullanılmalı?

Ürünler, kesinlikle paraben, alkol, parfüm ve boya maddesi içermemelidir. Bunun yanında nemlendirici özelliği olmalı, yağlı ciltler için sebum dengesini sağlamalıdır. Ayrıca göz ürünleri, mutlaka oftalmolojik (görme yolları hastalıklarıyla ilgili) olarak test edilmiş olmalıdır.

3) Göz makyajı nasıl temizlenmeli?

Öncelikle göz makyajı ile yüz makyajı temizleyicileri ayrı olmalıdır. Göz bölgesine, gözün hassasiyetine uygun maddeler içeren ürünler kullanılmalı ve hipoalerjenik olmalıdır. En ideali sıvı ve kokusuz bir toniktir. Alt ve üst göz kapakları, iç köşeden dış köşeye, dış köşeden iç köşeye doğru dış köşeyi bir parmağınızla tutarak okşamayı andıran hafif dairesel hareketler uygulayarak, temizliğini yapabilirsiniz.

4) Makyaj temizlenmemesi ne gibi cilt sorunlarına neden olur?

Devamını Oku

Makyaj malzemesi alırken dikkat!

27 Temmuz 2015

Makyaj malzemesi seçerken sağlımız için nelere dikkat edelim? Makyaj malzemelerinin çoğu sentetik boyalar içerir. Ruj ve farlarda bulunan azoik renklendiricilerin çoğu toksindir. Bu nedenle mutlaka makyaj ürünleri tercih ederken, sentetik bazlı makyaj malzemeleri yerine doğal özlü makyaj malzemeleri tercih etmeye dikkat edilmelidir. Ürün alınırken etiketi incelenmeli, üzerinde “doğal”, “bitkisel” ve “organik” yazılar mutlaka aranmalıdır. Bunun yanında incelediğiniz ürün, sıralayacağım şu maddelerden herhangi birini içerirse, kesinlikle tercih edilmemelidir.

Paraben: Kozmetik, cilt bakım ürünlerinde raf ömrünü uzatmak ve koku giderici olarak kullanılmaktadır. Alerjik reaksiyon ve ciltte kızarıklığa neden olabilir.

Sodyum Lauryl sülfat (SLS) ve Amonyum Lauryl sülfat (ALS): Vücut tarafından kolayca emilir ve yine ciltte tahrişe neden olur.

Izopropil alkol: Alkol bazı cilt bakım ürünlerinde çözücü olarak kullanılır. derinin koruyucu örtüsünün dengesini bozabilir.

Alüminyum: Yaşlılık ile ilişkili Alzheimer hastalığıyla ilişkisi olduğu düşünülüyor.

Madeni yağ: Petrol türevidir. Kaplayıcıdır, cildin salgıladığı toksin örtü üstüne rahat çıkamaz. Bu da sivilce ve diğer cilt şikâyetlerine neden olabilir.

Polietilen Glikol (PEG): kozmetik ürünlere kıvam katmak için kullanılır, cildin bakterilere karşı daha savunmasız kalmasına neden olabilir.

Duyarlı cilde sahip insanların hipoalerjenik ürünler kullanması tavsiye edilir. Hipoalerjenik kozmetiklerde alerji riski çeşitli formüllerle azaltılır, minimize edilir. Bu anlamda, üzerinde ‘hipoalerjenik’ veya ‘alerji açısından test edilmiştir’ ibaresi olan ürünler güvenlidir.

Devamını Oku