Önce Ali Koç'un Comolli hamlesini hatırlattı ardından Burak Elmas'ı bombaladı! 'Ayranı yok içmeye...'
Galatasaray'ın Torrent ve Luis Campos'la anlaşmasının ardından Sensibile'yi göreve getirmesi sarı kırmızılı camiada şaşkınlıkla karşılanırken, Burak Elmas'ın İtalyan Sportif Direktöre vereceği maaş ise tartışma konusu oldu.
Süper Lig'de lider Trabzonspor giderek farkı açarken, kötü bir sezon geçiren Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın sportif direktör hamlelerini, kulüplerin oynattığı genç futbolcuları ve Çaykur Rizespor'un başında efsanesi olduğu sarı-kırmızılı takıma rakip olacak Bülent Korkmaz'ı Milliyet Gazetesi editörlerinden Mustafa Anıklı, köşe yazısında değerlendirdi.
İşte Mustafa Anıklı'nın 'Comolli bile çırak çıktı!' başlıklı o yazısı;
"Galatasaray'da her şey tamam da, iş sportif direktöre mi kaldı?" eleştirileri yapılırken, bunun, başarının ilk şartı olup-olmadığı tartışılıyor. Sarı-kırmızılı kulübe getirilen sportif direktör Pasquale Sensibile'ın alacağı söylenen 290 ile 400 bin euro aralığında konuşulan yıllık para, Türkiye gerçeklerinde iyi bir rakam... Türk lirası karşılığı 4.5 ile 6 milyon lira arasında bir para... Sensibile üzerinden ortaya çıkan "sportif direktörlük" tartışması, aslında çok da yeni değil... Bu kavramın içi doldurulması her zaman tartışmalı olmuştur.
Bugün 400-500 bin lira aylık, hangi meslek grubunda var? Galatasaray Yönetim Kurulu'nda yer alan ve profesyonel olarak çalışanlar ne kadar para alıyordur acaba? Ayranı yok içmeye..." sözü bunun karşılığı mıdır?
En profesyonel hali Adnan Sezgin ile gerçekleşen bu mesleki çalışma düzenini sürdürebilenler çok az oldu. Türkiye koşullarında sayılabilecek sportif direktör sayısı, bir elin parmaklarını geçmedi.
Bugün Vavacar Fatih Karagümrük'ün sahibi olan, Başkan Süleyman Hurma'nın yaptığı profesyonel yöneticilik, yakın dönem tarihinde akıllarda yer etmedi mi?
Fenerbahçe'de Hasan Çetinkaya, Galatasaray'da Cenk Ergün, Beşiktaş'ta Ali Naibi son derece işinin ehli olsa da, Sezgin ve Hurma kadar yetkiyi ele alamadı. Dizginler hep yöneticilerin elinde kaldı.
Bunun bir meslek haline getirme çabası, Fatih Terim'in Türkiye Futbol Direktörü olduğu dönemde verildi ama sadece o kadar... O günkü çalışmayla, "Sportif Direktörlük Sertifikası" sahibi olanlar, bugün onları tozlu rafların bir köşesine koydu. Üstelik, yine o tarihte ders veren Comolli bile, Fenerbahçe'de çırak çıktı, ders aldı!
Sensibile Galatasaray'a gelmeden önce, sportif direktörlük müessesesini aktif hale getiren Beşiktaş, Ceyhun Kazancı'yı göreve koydu. Geniş yetkilerle donatılmış gibi görünse de, Kazancı'nın gerçek gücü, gelecek dönemlerde ortaya çıkacak. Örneğin; Şenol Güneş, Fatih Terim gibi, tüm inisiyatifi kendinde toplayacak bir teknik adam ile çalışacak olursa, neler yapabileceği de görülmüş olacak.
Galatasaray açısından ise, Pasquale Sensibile, büyük soru işareti... Bugünden, "Şunu yapar, bunu yapamaz" demenin ötesinde, Sensebile de, "güçlü" teknik adam modeli karşısında sadece yardımcı rolünü üstlenebilir. O yüzden de, Galatasaray Sportif Direktörü'ne sorarsanız, dişini geçirebilecek bir teknik adamla çalışmak isteyeceğini görürsünüz.
Galatasaraylılar, Sensibile'den olağanüstü işler başarmasını beklemesin. Fakat, Avrupalı sportif direktör modelinde, teknik direktör ile yaşanacak uyum, çok şeyler verir, kulübe büyük fayda getirir.
Dünya starı olabilmek, o zirveyi yakalayabilmek kolay değildir. Ancak bu düzeye ulaşan yıldız futbolcuların son döneminde önlerinde iki yol bulunur; ya şöhretini-manevi birikimini sonuna kadar harcamak... Ya da en üst düzeydeyken, "Elveda" diyebilmek... Fenerbahçe'de Mesut Özil ile Galatasaray'da Arda Turan, hangisini tercih ediyorlar dersiniz?
Galatasaray'ın kurtuluşu olarak gösterilen Riva projesi, sarı-kırmızılılar açısından önemli gelir kaynağı olarak öngörülmüştü. Denklem basitti; villalar satılacak, Galatasaray taahhüt edilen bedeli kasasına koyacaktı. Şimdi ise, gelinen noktada, rüzgâr sanki tersine döndü.
Florya iptal olmuş, anlaşmalar tersyüz edilmiş, bilmem ne olmuş falan filan... Sanki, özellikle son zamanlarda üste para vereceklermiş gibi bir hava oluştu. Onu tabii ki emlak ve finans uzmanları bilebilir. Fakat, sportif açıdan ilginç bir anekdot aktarmış olayım. Galatasaray'ın pay alacağı-para bulacağı projeyi, Süper Lig'de hangi takım tanıtıyor dersiniz? Giresunspor... Yeşil-beyazlıların omuz reklamında bu sezon, "Düşler Vadisi Riva" var.
Genç futbolculara karşı özel bir sempatimiz var. Onların her iyi maçı, her başarılı performansı, hepimizi mutlu ediyor. Beşiktaş'ta Rıdvan'ın, Ersin'in yanına bir de Kerem eklendi ki, herkes keyiflendi. Fenerbahçe'de son hafta Arda Güler, Çağtay Kurukalıp iyi bir maç çıkardı, herkes ayakta alkışladı. Bunlar o kadar güzel ki...
Ancak, bir de şunu düşünün; Galatasaray'ın altyapıdan çıkarıp, sattığı Ozan Kabak, Norvich'te yedek, "2. Ozan" denilen Emin Bayram, iki sezondur Boluspor'da kiralık...
Gelelim bu sezona... Süper orta saha Muhammet Gümüşkaya, lig başlangıcında Fenerbahçe'nin yıldızıydı. Sezon başında arka arkaya oynadı, ardından unutuldu. Ara transferde de, Giresunspor'a kiralandı. Bir anda çıkarıp, bir anda aşağı çekmeyi o kadar güzel beceriyoruz ki... Sanki her takımda "yetenek" kaynıyor da, hangisinin seçileceği belli olmuyor!
Bülent Korkmaz, Galatasaray'ın yaşayan efsanelerinden birisi... Futbolcu olarak da, kaptan olarak da, ondan daha fazla kupa kaldıran, ondan daha üst bir başarı yakalayan olmadı. Buna, Fatih Terim de dahil... UEFA Kupası finalinde, sarılı omuzla sahada kalması, bu şekilde oynaması ve kupayı kaldırması, unutulacak gibi değil...
Ancak bu kez kader, Korkmaz'ı Galatasaray ile karşı karşıya getirdi. Çaykur Rizespor ile ilk maçına çıkacak olan Bülent Korkmaz'ın ilk rakibi Cim-Bom... Üstelik, küme düşme noktasında takımlar için, çok kritik bir üç puan var ortada... Hadi bakalım kolay gelsin! Bir acayip zor yarış...
