En az 50 bin TL kazanmak mümkün! Küçük değişiklikler fark yaratıyor

Teknoloji ile bütün alışkanlıklarımız değişiyor da neden para harcama alışkanlıklarımız değişmiyor? Neden sürekli neye alıştıysak onu yapıp harcamaya devam ediyoruz. Posta gazetesinden Özlem Denizmen bugünkü köşesinden birkaç kalemde senelik 50 bin lira nasıl kazanılabileceğini yazdı. Sen sen ol, dertleri azaltmak için sigara içme. Sağlığına zararlı ve çok para. Günde bir paket sigara içiyorsan en az 40 lira harcıyorsun demektir. Eh bu da yılda 15.000 lira eder. Alarmı kapatıp yatıyor musun? Sabah 10 dakika daha uyuyacaksın diye kendine bir sandviç hazırlamadığın için her gün simit, poğaçaya ne kadar ödüyorsun? Hem kilo alıyorsun hem cebe zarar. 1 poğaça ve çay en az 15 lira. 2 tane 30 lira. Amaan nedir ki deme! Yılda 7.000 lira ediyor. Geleneklerimizde misafir ağırlamayı, yedirip içirmeyi severiz. Hatta bir kaşık daha, yemezsen darılırım ile büyütüldük (ne demekse). Ama o günler geride kaldı. İş arkadaşlarınla öğle yemeğine mi çıktın? Elbette ısmarlayabilirsin yemeği… Nasılsa yemek çekim var, ne olacak mı diyorsun? Ortalama 150 liradan 3 kişi yemek yeseniz 450 lira eder. Tatlısı, kahvesi, bahşişi sen maaştan düş bir 500 lira daha. Belki de 1.000... Yılda yaklaşık 12.000 lira... Kimi yer kimi bakar, kıyamet ondan kopar diye boşuna dememişler. Sen en iyisi ileride kıyamet kopmasın diye önlemini al. Facebook, Twitter, Instagram... Cazip kampanyalardan ve sana özel indirimlerden söz ediyor değil mi? Bir takipçim “Mağazada 1.000 lira, internette 799 lira! Kaçırmadım, aldım” diye zevkle anlatıyor. Ben de durur muyum, soruyorum hemen: İstek mi, ihtiyaç mı? Sepete at ama bekle. Öyle böyle farkında olmadan senelik 10.000 lira da böyle gidiyordur. Tüketicilerin alışık olduğu marka yerine indirimde olan başka bir markayı satın alma oranı yüzde 77. Kadınlarla kuaförleri arasındaki ilişki bir anlaşılmaz. Aslında sebep ortada, kendini iyi hissetmek! Kuaförün sihirli (!) elleri dokununca saçımıza, bambaşka bir ruh haline gireriz (Ben de!). Bu his güzel olmasına güzel de, saçı yıkayınca ne olacak? Her hafta kuaföre mi gidiyorsun? Bakımlı olmak için çok para harcamak mı gerekir? Her ay 500 lira harcasan yılda 6.000 lira eder. Şöyle bir dolabına göz at. En son aldığın kıyafetlerin ne renk? Diğer kıyafetlerinle arasında fark var mı? Yok… Demek ki durmadan satın aldığın renk bu. Artık kıyafet alma beş yıl yetecek kıyafetimiz var hepimizin. Araştırmalara göre online alışverişte benzer ürünler arasından seçim yaparken en önemli faktör yüzde 85’le renk. Hatta marka bilinirliği yüzde 80 renklerle sağlanıyor. Yani markaları renklerinden tanıyoruz, hatırlıyoruz. İş, arkadaş, eş, dost, çocuk derken kendi kendinle baş başa mı kaldın? Boşa koydun dolmadı, doluya koydun almadı mı? Ay başı geliyor. Faturalar, kredi kartları, taksitler... Bir türlü evdeki hesap çarşıya uymadı. Ne harcadın da bu kadar ödeme bekliyor? Şimdi yukarıdan aşağıya bir topla bakalım kaç liralık harcama olmuş? Yazmadan, görmeden paranın nereye gittiğini anlaman imkansız. Bir işe başlamanın uğurlu ya da uygun olduğu zaman anlamına gelir eşref saati. Senin eşref saatin ne zaman? Mesela ben sabahları hem pozitif hem enerji dolu olurum. Sabahları ne günün yorgunluğunu hissetmiş olurum ne de stresini. Duygusal değil de mantıklı alışveriş için ideal saatim sabah. Sen de kendi eşref saatine göre alışveriş saatini ayarla. Böylece duygusal nedenlerle bütçe dışı, zamansız, ihtiyaç dışı alışverişten uzak kalmış olursun.