Korkak teknik direktörlerle büyük maçları kazanamazsınız. Aslında G.Saray’a önce hakemler sonra da Igor Tudor’un kötü formu kaybettirdi. Allah aşkına biri bana açıklasın.. Gomis neden çıkar? 70 dakika rakip kaleye tek şut atamayan oyun sistemini biri bana açıklasın. Bu açıkça teknik direktör yanlışıdır. Sarı-kırmızılıları ne fiziksel ne de mental olarak hazırlamış Hırvat çalıştırıcı.
HER gelenden çuvalla gol yiyen Trabzonspor’u oyun olarak alt edememiş bir G.Saray benim içimi acıttı. Hakem Halis Özkahya’yı günlerce konuşabiliriz. Veremediği kırmızı kartlar, yanlış değerlendirmeleri saatlerce konuşulabilir. Ancak G.Saray kazanmak için hiçbir şey oynamadı.
DÜDÜK VERMEZLER
GOMIS’İN yedek kulübesindeki surat ifadesi aslında her şeyi anlatıyordu. Ama artık herkes rahat etsin. Aradaki fark neredeyse eşitlendi sayılır. Fakat hâlâ liderler. Bundan sonra iş taraftara düşüyor. Çünkü takımları hâlâ zirvede ve toparlanmaları lazım. Çünkü G.Saray’da bu potansiyel sezon başından beri var. Ancak kalan haftalarda dün geceki gibi oynarsa şampiyonluk hayal olur.
TEKNİK direktör Igor Tudor aklını başına toplamalı. En kısa zamanda sorunlara çözümler bulmalıdır. Yoksa bu koca camiaya yazık olur. Trabzonspor akıllı ve mantıklı oynadı. Hak ettiği galibiyeti aldı ve haftaların acısını G.Saray’dan çıkardı. N’Doye da sanki sadece G.Saray’a gol atmak için bu ülkeye geldi. Bir cümle de hakem için kuralım.. Halis Özkahya’ya Türkiye’nin dışında başka hiçbir ülkede düdük vermezler.
BU skorun sorumlusu Tudor’dur... Cüneyt Çakır’ı anlatacağım ama Hırvat hoca ne yazık ki takımını maça hiçbir şekilde iyi hazırlayamamış. Çünkü G.Saray sinirli, gergin ve telaşlıydı. Feghouli ve Belhanda oyuna ağırlık koyabilecek durumda değildi.
BİR kıvılcım gerekliydi, bu da seyirciden beklendi ama onlar da yetersizdi. Hatta oldukça formsuzdu G.Saray taraftarı. Rakibi de hakemi de etkisi altına alması gerekirdi ancak çizgi film izler gibi karşılaşmayı izledi.
ÇOK ŞEY KAYBETTİ
CÜNEYT Çakır ciddi hatalar yaptı. Güya F.Bahçe Cüneyt Çakır’ı istemiyordu ama Hasan Ali’nin pozisyonunda resmen elle oynamayı gördü ama penaltıyı veremedi.
G.SARAY’IN oyunundaki kaos, Tudor’un sistem üzerindeki radikal değişikliğinden kaynaklandı. G.Saray sadece 2 puanı değil, Belhanda’yı da kaybetti. Seyircilerin yardımcı hakeme attıkları ileride yaşanacak yeni krizlere sebep olacak.
ÖZETLE sarı-kırmızılılar favoriydi ancak çok şeyler kaybetti. Umarım bu kaos uzun sürmez.
TEK kişilik dev bir kadro Bafetimbi Gomis... İlk goldeki ustalığı, penaltı öncesindeki pozisyonda adamın içinden geçmesi, kazanma hırsı vuruş ustalığı ne derseniz deyin. Gomis maçı aldı götürdü. Gomis’in yanında aylardır yerden yere vurduğumuz Selçuk da galibiyette önemli bir etkendi. Gomis’e ‘Burak golü’ attırdı. Zeka doluydu ve bu dakika sonrasında Selçuk muhabbeti anında değişmeye başladı.
OYSA ilk yarı Tudor’un saçma taktik fantazisi nedeniyle berbattı. Akıllarda kalan sadece Serkan Kırıntılı’nın, Feghouli’nin şutunu çıkarması vardı. Oysa G.Saray altın değerindeki bu galibiyete ihtiyacı vardı. Hırvat hocanın 3-4-2-1 gibi anlamsız taktiğinden sıyrılması gerekiyordu.
HAKEM GÖREMEDİ
2. yarıda birçok şey değişti ve G.Saray bileğinin hakkı ile kazanmasını bildi. Konyaspor’un konuşacak, yorum yapacak hiçbir hali yok! Gücü bu kadar...
HAKEM Özgür Yankaya iki adım öteden kendisine çirkin sözler söyleyen Konyasporlu Ali Turan’ı göremedi... Yan hakem, daha dikkatli olmaydı. Ama G.Saray hakemi de Tudor’un sistemini de alt edip mükemmel bir sonuç aldı.
GOMİS gol kralı olması için daha çok çalışmalı! Bakalım Negredo ona ulaşabilecek mi!
TAM o anda maçın kader adamı, sarı-kırmızılı savunmanın bel kemiği Maicon devreye girdi. O sihirli vuruşu yapmasa tbaşta stattakiler olmak üzere tüm G.Saraylılar kahrından ölebilirdi. G.Saray ortalama bir Anadolu takımının bir sezon boyunca bulabileceği gol pozisyonuna girmişken maçı az daha 2-2 bitirecekti.
2-1 önde gidilirken Gomis, Belhanda, Rodrigues saç-baş yoldurtan sayısız gol kaçırdılar. Ancak hakem Alper Ulusoy 84. dakikada inanılmaz bir penaltı icat etti. İcat diyorum çünkü penaltıyla hiçbir şekilde alakası yoktu. Daha önceki pozisyonlarda penaltı verebilirdi ancak Maicon’un hamlesine penaltı vermek dünyanın en anlamsız kararıydı.
KAZANAN HAKLIDIR!
G.SARAY aslında bir yığın abukluktan dolayı, sayısız fırsat kaçırdığı karşılaşmayı berabere bitirebilirdi. Ama bu kez olmadı. Bunun sebebi yanlış pas seçimleri, gereksiz telaş biraz da ‘rakibi küçümsedi’ diyebilirim. Rekor pas hatası olsa da kazanan her zaman haklıdır. Ben meslek yaşamımda bu kadar pozisyona girip, gol kaçıran bir G.Saray seyretmedim desem abartmış olmam.
BİR iki cümle de Gomis için edelim. Ben kendisini fizik ve mental olarak biraz yorgun gördüm. Arkadaşlarının ona gol attırma çılgınlığı ise ayrı bir detay. Ancak G.Saray kazandı ve şampiyonluk yolunda hedefine doğru non-stop devam ediyor.
TOLGA şimdi kahraman mı oldu? Golü atıncaya kadar herkesin küfür kıyamet protesto ettiği Tolga, golü attığında inanın herkes birbirine sarılmıştır. Yani Tolga herkesin ciğerini söktü aldı. Bu geri dönüş maçında Tudor’un yaptığı 2 değişiklik çılgıncaydı ama G.Saray’ın kazanma isteği her şeyin üstündeydi. Tudor’un sistemde yaptığı bu değişikliği İngiltere’de bir teknik direktör yapsa sayfalarca analiz yapılabilirdi. Aslında maçın sonucuna göre Tudor ya kahraman ya da rezil olacaktı. Onun için çılgıncaydı.
BASİT OYNADI, KAZANDI
BELHANDA bana göre sahanın en iyisiydi. G.Saray’ın kaçırdığı sayısız gollerde şanssızlık da vardı, biraz beceriksizlik de. Tabii kaleci Harun’un performansını da unutmamak gerek. Sahanın her metre karesinde G.Saray galibiyet için, gol için sayamadığım kadar pozisyon üretti. Maçta öyle bir tempo vardı ki maçı evde seyrederken pozisyon kaçırmamak için su içmeye bile gidemedim.
YANİ G.Saray’ın kendisini test etmesi açısından mükemmeli bir 90 dakikaydı. Zaten şampiyonluk istiyorsan geriye düştüğün maçları da kazanacaksın. G.Saray’daki bu değişim bu farkındalık ve bu kalite, sarı-kırmızılıları her geçen gün daha da umutlandırıyor. Feghouli’nin golü çok ustacaydı. Tolga’nın ayak içiyle net vuruşu da öyle. G.Saray basit oynadı ve kazandı.
NORMAL bir golcüden farklı, akıllı, hareketli, süratli, zeki, çalışkan, ahlâklı ve aynı zamanda adam gibi adam... Sanki 40 yıldır G.Saray’da oynuyor. Görüyoruz, izliyoruz, yatmıyor, laf üretmiyor, sadece çalışıyor. Kimseye adamlık dersi vermiyor. Çünkü adamın dibi...
SANKİ yıllardır hiç gol atmamışçasına istekliydi. İlk goldeki zekası ve vuruşu, ikinci goldeki timingi olağanüstüydü. Adına şarkılar bile uyarlanan Gomis dün gece gerçek bir kraldı.
ONUN yanı sıra yüksek eforla rakibini sürklase eden G.Saray her yönüyle Kasımpaşa’yı ezdi.
MARIANO MÜTHİŞTİ
İLK yarıdan size bir istatistik söyleyeceğim. G.Saray’ın 25 gol girişimi var, Kasımpaşa’nın ise sadece 1 tane. Varın gerisini siz düşünün. Biraz Rodrigues, biraz da Tolga Ciğerci’nin cılız kaldığı G.Saray’da bütün dişliler inanılmaz bir şekilde işlerini yaptı.
MARIANO’YU inanılmaz beğendim. Ama en çok beğendiğim G.Saray’ın müthiş taraftarıydı. Günler öncesinden hazırlık yapmışlardı ve bu maça konsantreydiler. G.Saray’ın seyircisi takımın bu havası bu şekilde devam ederse yürür gider. Geçen sezonki takımı aklıma bile getirmek istemiyorum. Şu an çok farklı bir G.Saray var.
TOLGA Ciğerci böyle oynamaya devam et ciğerimi ye... Seni önümüzdeki yıl golcü diye Avrupa’ya iteleyebilir başkan Dursun Özbek. Çünkü gecenin kahramanıydın. Tolga’nın yanı sıra tüm takım mükemmeldi. Öyle ki 1. dakikadan itibaren Sivasspor kalecisi oyunu yavaşlatmaya çalıştı. Çünkü yapabileceği hiçbir şey yoktu.
FERNANDO, Ndiaye tepeden tırnağa futbolcu olduklarını bir kez daha söyleyebiliriz. Her şey o kadar güzeldi ki rahmetli Ali Tanrıyar’ın ‘Seni sevmeyen ölsün’ tezahüratı bile tribünleri havaya soktu.
BELHANDA’NIN kaçırdığı gol hiç önemli değil. Çünkü geçen sezon G.saray 1 gol atarsa ütüne çalışırdı. Ancak bu sezon o G.Saray adeta evrim geçirdi, bambaşka bir takım oldu.
GOL SAYISI F.BAHÇE’YLE AYNI
SEVERSİNİZ sevmezsiniz ama bu takımın kurulmasında emeği geçen herkesi kutlamak lazım. Binlerce insanın 10 günlük tatile çıktığı bu ortamda 45 bin kişiyi stada toplamak kolay değildir. Ama bu takım şampiyonluğa inanmış.
SEYİRCİ mutlu ve takımın oyunundan inanılmaz keyif alıyor. Selçuk İnan’ın penaltı pozisyonunda topu Gomis’e vermesi bile iyi bir takım olmanın en önemli göstergelerinden bir tanesi. Çünkü bu takımın yüreği, ciğeri kalbi her şeyi değişti. Son öz, Tolga 4 gol attı, F.Bahçe’nin Süper Lig’deki gol sayısı da şu an aynı.
TAKIM harika, hayat güzel. G.Saray öyle bir takım kurdu ki Tolga bile gol atıyor. Taraftar sahaya atlayıp sarılmaya korkar. Çünkü sarı-kırmızılılar öylesine iştahlı. Birkaç yıldır G.Saray’ı uyuyarak izliyorduk, şimdi izlerken inanın yoruluyorum. Maicon’un, Gomis’in gollerini anlatmaya kelimeler yetmez. Öyle ki G.Saray’ı seyreden rakiplerinin inanın ruh sağlığı bozulabilir. Çünkü geçen yıllardan eser yok. İç sahada da, deplasmanda da müthiş oynuyorlar.
FERNANDO’YU övsem, Gomis’e ayıp etmiş olurum. Belhanda’yı göklere çıkarsam, Rodrigues’e haksızlık etmiş olurum. Herkes mücadeleci, güçlü bir futbol oynamya açtı. Serdar’ın acemiliğini yadırgamadım. Selçuk, oyunu soğutma açısından iyi bir tercih. Yasin ise oyuna girdikten sonra kocaman hiçbir şey.
YAZIN ESEN RÜZGAR GİBİ!
2 haftada kalitesini arttıran G.Saray’ın yedek kulübesinde zenginliğe ihtiyacı var. Zaman ilerledikçe enerjisini, temposunu ve takım arkadaşlığını daha da üst seviyeye çıkartırsa, G.Saray bu sene ipi göğüsleyebilir. Hatta şimdiden sarı-kırmızılıların rakiplerinin ruh sağlığı bile bozuldu diyebilirim.
YAZ ayında esen bir rüzgar gibiydi G.Saray dün gece Ankara’da. Onun için ver müzüğü Dursun başkan.