GERÇEKTEN öyle. Çok uzun zamandır böylesine coşkulu, böylesine taraftarları heyecanlandıran bir G.Saray izlememiştim. Arkadaşının hakkını korumak için orta sahaya kadar gelen futbolcular, golden sonra kulübesiyle sarmaş dolaş olan oyuncular, Tudor’un yüzündeki gülümseme, taraftarın heyecanı ve daha birçok pozitif gelişme.
BU takımın evrim geçirdiğini düşünüyorum. Hagi’leri, Drogba’ları seyretmiş biri olarak bu heyecanı yıllardır beklemiştim. Hangi futbolcuyu övsem diğerlerine haksızlık etmiş olurum. Ancak Gomis ile Ndiaye biraz daha fazla övgüyü hak ediyor. 9 yabancı ile başlayan G.Saray ilk haftadan herkese ciddi mesajlar verdi. Bu takıma 2 isim daha katıldığı zaman gerçekten bir rüya gibi ekip olur.
HAKKINI VERELİM
TUDOR’U çok eleştirdik ama bugün yiğidin hakkını vermek lazım. Kısa sürede takıma çağ atlatmış. Düşünün yedek kulübesinde oturan Selçuk bile Tolga’nın golünde kendinden geçti. Daha önce büyük ızdıraplar yaşamış olan Arena’daki taraftarlar 4 gollü G.Saray’ı alkışlarla ve şölenle soyunma odasına uğurlarken gururlandılar. Bu bir rüyaydı ve umarım böyle devam eder.
CANIM çok sıkkın. Benim G.Saray’ım bu değil. Neuchatel’i, Real Madrid’i, Milan’ı, Juventus’u yenip tarih yazan takım, bu olamaz. Oysa İsveç Ligi’nden 5. sınıf bir takımı yenmek hiç de zor değildi. Ama dünkü oyunla ne yazık ki imkansızdı. Sneijder’in yerine alınan, yerini dolduracağı söylenen Belhanda dün ne futbol oynadı? Bana anlatır mısınız ne oynadı?
3 yıldır ileri bir tek pas atamayan Selçuk kendini yenileyebildi mi? Sinan, Yasin, Carole oyunun kaderini değiştirmek için ne yaptı? Hepsi kocaman bir hayal kırıklığı. Seyirci ne olursa olsun bu maç öncesinde umutluydu. Ta ki Ahmet’in acemiliğine dek. Ben o pozisyonda Ahmet’e kızmıyorum. Analizleri veya istatistikleri konuşmaya gerek yok.
DAHA DA KÖTÜYE GİDİYOR
GERÇEK şu; G.Saray her geçen gün daha kötüye gidiyor. Geçen yılki takımdan en az %60 daha güç kaybetmiş durumda. Tudor bu takımın teknik adamı olamaz. Selçuk artık bu takımda varlığını sürdüremez. Pozisyonları düşünüyorum da Gomis gibi bir adam çırpınıp durdu. Ama istediği topları asla alamadı. Takımı tamamen baştan yaratmalı. Çünkü bu takımın yaratıcı oyunculara ihtiyacı var. Sneijder gibi, Tanju gibi, Prekazi gibi Drogba gibi, Cüneyt Tanman gibi, Hagi gibi markalara ve adını tarihe yazdıran isimlere ihtiyacı var.
FORMALAR gıcır gıcır ama içindekiler çoktan fişi çekmişler. Kenardaki Tudor da öyle... Yeni kahramanlar yaratmak adına Sneijder gibi bir ismi anlamsızca kenara alıyor. Olmaz... Kesinlikle Tudor’dan olmaz. Gaz alma operasyonlarıyla takımı ayakta tutmaya çalışıyor ama çoktan ipler kopmuş.
ZATEN ip koptuğunda yeniden bağlanabilir ama eskisi gibi olmaz. Düşünün Bruma’yı doyasıya izlemek istiyoruz. Belki önümüzdeki sezon olmayacak burada. Sinan Gümüş ve Linnes’in yanı sıra Sneijder de ilk yarının başarılı isimleriydi dün akşam. Ama Tudor bu iyi gidişatı, bu iyi giden takımı, oyunu anlamsızca durdurdu.
BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞMİŞ
OYSA açık futbol oynayan rakibi karşısında G.Saray çok rahat kazanacağı maçı korku dolu anlar yaşayarak tamamladı. Bunların yanı sıra hakemin G.Saray’ın penaltısını es geçmesi, Rodrigues’e yapılan penaltıyı görmemesi tam anlamıyla bir skandaldı. Ben sayamadım ama sezon başından beri G.Saray lehine olup da verilmeyen penaltılar 10’u bulmuştur herhalde.
AMA beyin ölümü gerçekleşmiş insanlardan beyin fırtınası beklemek palavra olmaz mı? İşte G.Saray’ın durumu aynen böyle. Sahada galibiyet var ama G.Saray her geçen gün taraftarını kaybediyor. Tribündeki seyirci sayısı 4 bin 577...
ÇÜNKÜ, onun kalitesinde bir oyuncu asla alamazsınız… Çünkü, Sneijder gibi bir lideri alacak futbol aklı yok. Çünkü, Sneijder’i göndermek için algı operasyonları yaptırıyorsunuz, sonra elinize yüzünüze bulaştırıyorsunuz.
DÜN onu izlerken bir kez daha futbol zekasını ve attığı golü umarım bir tarafa yazmışsınızdır. Aynı şey kişisel becerisiyle mükemmel bir gol atan Sinan Gümüş için de geçerli. Çünkü onun için de çarşaf çarşaf, sanal haberler yaptırılıyor.
G.SARAY’IN futbol akılları
Cavanda, Serdar Aziz gibi oyuncuları transfer etmenin peşinde ise eğer, bu yüzden Sneijder’i satamazsınız!
İSTEKLİ olan Osmanlıspor ama ilk yarıda fişi çeken G.Sa-ray’dı… Her zamanki gibi kalesinde Muslera ve dün Semih en iyiler arasındaydı. Ama hakem Ali Palabıyık için şunu kesinlikle söyleyebiliriz; ‘muhteşem rezaletti.’ Özellikle Bruma ve Eren’in pozisyonlarında acemi kaldı.
GÖNDEREMEZLER...
TRİBÜNLERDEKİ 7 bin 519 seyircinin varlığı için G.Saray yönetimine teşekkür etmek lazım! Oynanan futboldan, ortaya konan vizyondan hiç kimse mutlu değil, memnun değil. Düşünün Dursun Özbek Başkan için tezahürat bile bestelemişlerdi. Telefonlarının ışıklarını yakarak Dursun Özbek ve yönetimini istifaya davet ettiler.
BU takımdan Sneijder, Muslera gibi isimler de giderse kim bilir neler olur. Ama bence gönderemezler.
HANİ Igor Tudor’un ‘beni sabote ediyor’ dediği oyuncular var ya; dün gece iyi iş çıkardı...
HANİ yönetim kurulunun ‘tüm takıma para cezası kesiyoruz’ dedikleri oyuncular var ya, G.Antepspor deplasmanında canını dişine takıp oynadılar.
SONUÇTA 3 puan var ama G.Saray’ın kimseyi mutlu ettiğini sanmıyorum. Bu ekranda yüzlere de yansıdı. Oyundan çıkan Podolski’yi heralde takip etmişsinizdir! Oynayan mutsuz, saha kenarındaki teknik direktörün kafası karışık, yönetim çalkantılı taraftar gün sayıyor. İşte bunun için G.Saray’ın
G.Antep’te aldığı 3 puan rakamsal olarak iyi ama hiç kimseyi tatmin etmedi.
NEREDE O ESKİ G.SARAY?
MUSLERA’NIN art arda kurtarışları ve Sneijder’in güzel golü akıllarda kalan karelerdi. Çok kısaca şöyle bir düşünün... Bu takım F.Bahçe, Beşiktaş, Başakşehir ve Trabzonspor’la 8 maç oynamış ama sadece 1 puan almış... Biz neyi yorumlayacağız ki? Futbolun hiç bir kuralını yerine getiremeyen, artık küme düşmesi hemen hemen kesinleşen G.antep karşısında G.Saray o eski G.Saray değil.
MARKA değerini bu duruma getiren herkes suçludur... Futbolcunun arkasından konuşmak, medyaya şikayet etmek, para cezası kesmek asla çözüm değildir. G.Saray’ın amacı F.Bahçe’yi puan olarak yakalamak olmamalı. Haftalardır çalınmayan penaltılara bile ses çıkaramayan, ağırlığını koyamayan Özbek yönetiminin G.Saray’ı ne hale soktuğunun bir göstergesiydi G.Antepspor maçı...
IGOR Tudor, geleceğin teknik direktörü ise Kemal Özdeş’e nasıl bir unvan bulmalıyız? Mehmet Özbek, G.Saray’ın futbol aklı ise Bruma için gazetecilere ‘Onu kelle paça yapacağız’ diyorsa gerisini varın siz düşünün. Bruma gibi en etkili ismi sebep ne olursa olsun 18. dakikada kenara almak affedilmez bir hata. Ama Tudor belki de G.Saray’daki büyük başarı hikayelerine bunu da ekleyecek. Ama Tudor bilmeli ki G.Saray ucuz kahramanlık yapma yeri asla değil.
TEHLİKE YOK!
BRUMA saha içinde disiplinsiz bencil veya ciddiyetsiz olabilir. Ama ego tatmini için en etkili isim kenara alınamaz. Eğer sebepler buysa Yasin, Sabri çok daha önceden alınamaz mıydı?
PENALTI pozisyonunun ardından (%100 penaltıdır) ikinci golün gelmesi G.Saray’ı tamamen dibe vurdurdu. Tolga’nın acemiliği, olumlu bir tek iş yapamayan oyuncu topluluğu ve her gün taraftarla bağı ve sinerjisi kopan bir G.Saray, ızdırap içinde sezonun bitmesini bekliyor. Maç 2-0 olmuş, eren hâlâ kenarda... Bu nasıl bir futbol zekası!
AKLIMA gelmişken uzun bir sürenin ardından Dursun başkan, seyircisiz maça geldi... Ne de olsa ‘tehlike yoktu’ diye... Çünkü bir protesto bir serzeniş nasıl olsa olmayacaktı.
KENDİ üzerindeki 4 takıma yenilen ama Adana’ya 4, Bursa’ya 5 gol atan G.Saray’ın sportif anlamda ne kadar başarılı olduğunu konuşabiliriz... Bu maça aldanmamak lazım; bence başarısız.
PENALTIYI VEREMEDİ...
HERKES şahane oynadı, Muslera yere dahi yatmadı... Kimse Bursa’ya topu göstermedi... Kötü oynayan yoktu. Aslında G.Saray, lig bitti ama ritmini yakaladı. Sabri’yi izlerken Barcelona’yı izlemiş gibi oldum. Benim gibi protokol tribününde muzaffer bir komutan edasıyla oturan sayın başkan Dursun Özbek de gururla seyretti.
ASLINDA tüm G.Saraylılar bu tür galibiyetlere hasret kalmıştı. Bruma’nın 2 golünden sonra ‘acaba bugün sözleşmesini uzatırlar mı?’ diye merak ediyorum. Veya sezon sonunda sözleşmesi bitecek Sabri’ye nasıl bir tarife uygulanacak. Düşük profilli Bursa karşısında her yönü ile pozitif olan G.Saray’ı kutluyorum. Ama aynı şeyleri penaltıyı veremeyen, kırmızı kartını çıkaramayan Halis Özkahya için söyleyemem.
G.SARAYLI taraftarların tribündeki pankartı, G.Saray’ın bu sezonki fotoğrafını anlatan kareydi... Ama artık ayağa kalkmak için çok geç!
MESLEK yaşamımda bunun gibi çok maç izledim. F.Bahçe’nin sıfıra yakın top oynadığı ama 90 dakika sonrasında gülen taraf olarak stadı terk ettiği nice karşılaşmalara şahit oldum. Düşünün ilk şutunu 86. dakikada atan F.Bahçe maçı uzatmalarda kazandı.
TUDOR gibi yetersiz bir teknik direktör, rakibini analiz edememiş bir teknik direktör bu kaybın tartışmasız baş sorumlusudur. Sahasından çıkamayan rakibin karşısında Bruma gibi en etkili oyuncunu çıkarırken neyi düşündün acaba? Eren’i daha önce alabilirdin. Bunun gibi bir çok eksikleri sayabiliriz. Ama özünde G.Saray’da sahanın en iyi adamı Sabri ise gerisini siz düşünün.
TAKIM RUHU GİTTİ
BÜYÜK havalarla G.Saray’a gelip sistem değiştireceğim diye futbolcuları kadro dışı bırakan, bir hafta sonra geri alan, ‘çok iyi hazırlandık’ diye boş motivasyonlarla takımı sahaya süren (kusura bakmasın) çakma Conte G.Saray’ın başında kalmayı hak etmedi.
G.SARAY Sneijder’i, Podolski’siyle, böylesine çözümsüz futboluyla bu sene şampiyon olsa gerçekten ayıp olurdu. Bugün sabahtan itibaren gündemi değiştirmek için sarı-kırmızılı yönetim yeni varyasyonlar arayacak. Takımın ruhu gitti, bakalım yeni sezonda ne gibi senaryolar bizleri bekliyor? Tek cümle de Fıreat Aydınus için... İyi maç yönetti ama çok konuştu!