HAFTALARDIR yazıyorum. G.Saray şampiyonluğu kimseye kaptırmaz... Suni planlar, suni hesaplar yapmayın diyorum ama yine herkes bir senaryo peşindeydi. Ama G.Saray, bu ülkenin tartışmasız en büyük markası olduğu unutuldu. Finallere olağanüstü konsantre olduğu ve en gerilimli maçları nasıl kazandığını hesaplayamadılar.
BU tür maçları, Fatih Terim meslek hayatı boyunca kaç kere oynadı biliyor musunuz? Ben sayısını hatırlamıyorum bile. G.Saray’ın İzmir’deki şampiyonluğunu konuşmak lazım. Dün geceki futbolunun hiç önemi yok. Saatler öncesinde stada geldim, maçı bir metre solumda başkan Mustafa Cengiz ve Abdurrahim Albayrak ile izledim. Mustafa Cengiz sakin ama endişeli, Albayrak’a ise her an bir dil altı hapı gerekiyordu. Çünkü gerginlikten, heyecandan nefes alacak halleri yoktu. Oysa G.Saray sahada inan edin ki kendisinden öyle emindi ki... Çünkü Göztepe’nin maçı koparacak hiç bir taktiği ve gücü yoktu.
REKOR KIRDILAR
FATİH Terim’in şampiyonluklarını sabahlara kadar anlatabiliriz. CV’si başarılarla dolu. İyi ki Tudor sonrasında Fatih Terim direksiyona geçti ve sonuç ortada. Büyük teknik direktör olmanın ne demek olduğunu bir kez daha gösterdi. G.Saray’da şampiyonluk apoletini kazanan tüm oyuncuları kutlamak lazım. Ama Fernando Muslera ve gol kralı Bafetimbi Gomis’e ayrı bir alkış gerekir. Ama bu sezon rekorlar kıran G.Saray seyircisini de ayakta alkışlıyorum. Bu gurur onların.
FUTBOL bir yana şampiyonluğu kazanan koskocaman yürekli G.Saraylı futbolcuları gönülden kutluyorum. Aslında Abdullah Avcı, bu skordan sonra şok olmuştur. Çünkü şu anda lig bitse G.Saray şampiyon! G.Saray’ın zaman zaman aksaklıklar olsa da sezon başından bu yana gösterdiği performans, istek, arzu, dün maçın 30’uncu saniyesinde bile kendini belli etti.
RODRIGUES’İN bir Ferrari gibi topu alması ve ışık hızıyla Belhanda’ya golü attırması, G.Saray’ın şampiyonluğu ne kadar istediğini gösterdi. Hakikaten bu Garry Rodrigues sezonun ilk yarısında neden bu kadar etkili değildi, merak ediyorum! Ama onun Fatih Terim’in yarattığını da kabul etmek gerek. Fatih Terim demişken G.Saray’la 800 maç sahaya çıkmak öyle herkese nasip olmaz.
ADANMIŞ HAYAT!
RESMEN Terim’in G.Saray’a adanmış bir hayatı var. Soyunma odasından daha çıkmadan maça 1-0 mağlup başlayan Evkur Yeni Malatyaspor, her anlamda etkisizdi. Bunun en büyü kanıtı da Muslera ancak 70. dakikada yere yatıp sıradan bir atağı önledi.
ASLINDA G.Saray’ın şampiyonluğu Alanyaspor maçında Sinan’ın attığı golle netleşmişti. Çünkü bu G.Saray’ın kalan haftaları es geçmeyeceğini futboldan anlayanların bilmesi gerekir. Şampiyon G.Saray’ı rahmetli annemin görmesini de isterdim. Bu coşkuyu yaşamasını, benimle birlikte tribünde olmasını arzu ederdim. Bu vesileyle annemin ve tüm annelerin doğum gününü kutlarım.
İKİ gol atan, Garry Rodrigues benim gönlümü fethetti. Bence değeri de abartmış olmayayım ama 50 milyon Euro’ya kadar çıktı. Hele 2. goldeki vuruşu, Thierry Henry gibiydi. Ama gecenin futbolcusu kim derseniz, bana göre Muslera! En kritik dakikalarda kalesinde devleşti. Hele 54. dakika iki kez üst üste pozisyonu engellemesi hem de yerde yatarken.. Ne kadar büyük bir kaleci olduğunu gösterdi. Bence onun piyasa değeri de uçtu gitti!
3. bir isim Donk olur! Zamanlama ve en tehlikeli bölgelerde hep o vardı. Gerisi korku filmi gibiydi. Yani 2-1’lik skora Gomis’in kaçırdığı penaltıya baktığımızda sadece finali iyi bitti... Hiçbir G.Saraylı’nın rahat bir maç seyrettiğini sanmıyorum. Çünkü G.Saray kazandı ve bence şampiyon da oldu. Ancak ikinci yarıda herkesin ömründen ömür gitti. Terim bundan sonra Gomis’e penaltı attırır mı bilmiyorum. Ama penaltıyı kaçıran Gomis’in ekrana yansıyan yüzü gerçekten dramatikti.
İPİ GÖĞÜSLEDİ
HAKEMİN Akhisar’a verdiği trajikomik penaltı kadar Feghouli’nin penaltıyı anlatırken kendisini yere atması ve ardından sarı kart görmesi de komiklikten öteydi. Her şey bir yana G.Saray iki maçı kalmasına rağmen bence şampiyonluk ipini çoktan göğüsledi. Fatih Terim başta olmak üzere tüm futbolcuların, taraftarın emeğine ve yüreğine sağlık.
HARİKA ahtapot, harika Japon yapıştırıcısı... Tabii anladınız, biri Fernando, diğeri Nagatamo... G.Saray’ın bu ikilisi dün gece gerçekten derbiye damgasını vurdu. Nagatomo’nun bu takımda olması, inanın herkesi çok mutlu etti. Dün geceki futbol zekasına hayran kaldım. Bunlar bir yana derbide bir futbolseverin istediği her şey vardı.
GOLLER, heyecan, kartlar, ne düşlense hepsi... G.Saray maçı çok daha erken koparabilirdi. Beşiktaş, Babel’le Quaresma’yla beraberliği yakalayabilirdi. Ama Fatih Terim’in öğrencileri bu maçı kazanmayı ne kadar çok istediklerini her dakika ortaya koydular. Feghouli ve Belhanda G.Saray’ın zayıf halkalarıydı ama diğer arkadaşlarının yanında çok da fazla sırıtmadılar.
MUSLERA MÜTHİŞ...
MESLERA yine kalesinde müthiş oynadı. Fatih Terim’in planını bozan tek şey, Mariano’nun sakatlığıydı. Ama Şenol Güneş için aynı şeyleri söyleyemem. Negredo ve Pepe’nin sakatlığı, Tosic’in kırmızı kart görmesi, Güneş’in bütün hamlelerini altüst etti.
G.SARAY’DA herkese bir alkış gönderiyorum. Ama en büyük alkışı da o müthiş seyirciye göndermek istiyorum. Çünkü takıma tüm sezonda olduğu gibi bu maçta da büyük destek oldular.
HER hafta aynı şeyi söylüyorum, bu hafta tekrar söyleyeceğim. G.Saray artık şampiyon... Kimse kusura
bakmasın. Teknik direktör Fatih Terim ve ekibi bu şampiyonluğu artık kimseye bırakmaz. Saygı duyulması lazım...
GECENİN adamı tartışmasız Fernando Muslera’ydı. 2-0’dan maç gidecekken ruhunu, karakterini, tecrübesini ortaya koyan Nando Muslera, şampiyonluk kapısını biraz daha araladı. 2. bir isim; Sinan Gümüş’tü. Rodrigues’ten çok iyi olduğunu bu maçta da gösterdi. Umarım Fatih Terim, Beşiktaş derbisinde Rodrigues yerine formayı Sinan’a verir. Çünkü sonuna kadar hak etti.
MÜTHİŞ bir futbol gecesinde Alanya’ya da hakkını teslim etmek lazım. Çok pozisyona girdi ama biraz önce söylediğimiz gibi kalesinde büyüdükçe büyüyen Muslera’yı geçemedi. Serdar Aziz’in skandal hamlesini anlatmaya gerek yok! Belhanda’nın Feghouli’nin gamsızlığını saatlerce konuşabiliriz. Ama şampiyonluk isteyen sarı-kırmızılılarda herkes ölüp ölüp dirildi.
KAN TER İÇİNDE
STATTA izleyen, ekran başında takip eden herkesin kalbi yerinden fırlayacaktı. Çünkü G.Saray maçı kaybedebilirdi. Hakem penaltıyı verip kırmızı kartı çıkarsa bugün başka şeyleri konuşuyor olabilirdik. Yani G.Saraylılar, maçı kan ter içinde tamamladı. Fatih Terim ve öğrencilerinin geriye kalan 4 maçında da işleri çok kolay değil ama tünelin ucundaki şampiyonluk kupası bence göründü...
YAZ evladım; lider G.Saray... Şampiyonluğu sadece bir hafta erteleyen G.Saray’ın birinci golünü herhalde gördün! Mariano’nun topu alışı, sürüşü ve kalite kokan o vuruşunu herhalde seyrettin! Hagi gibiydi mübarek... Yani Emre Belözoğlu ‘Yazın’ dedi. Mariano da müthiş yazdı! Bunlar bir yana G.Saray sonuna kadar galibiyeti hak eden bir oyun oynadı. Sahanın her yerinde kazanmak için mücadele etti.
BENİM gözüm, oyundan çıkıncaya kadar Feghouli’yi aradı ama ne yazık ki Arda gibi o da çok verimsizdi. Tabii bunların hiçbir önemi yok. G.Saray adım adım şampiyonluğa gidiyor. Ankara’da kaybedilen 3 puandan sonra her şey G.Saray’ın elindeydi. Hakemin tüm kötü kararlarına, oyun içindeki bütün çirkinliklere ve koridorlarda çirkefliklere rağmen G.Saray kazanmasını bildi.
GOMIS ÇOK ETKİSİZDİ...
GEÇEN hafta eleştirdiğimiz Fatih Terim’in bu maçtaki performansı en üst düzeydeydi. Ama Feghouli gibi Gomis’in de etkisiz olması beni hâlâ düşündürüyor. Bundan sonra kalan haftalarda G.Saray puan kaybetmeden şampiyonluk ipini göğüsler, buna inanıyorum ve burada yazıyorum. Bir çift laf da Halil Umut Meler’e... Sarı kartlar değil, en az iki kırmızı kartla maçı bitirmeliydi. Ama sadece idare etti. İkinci golde Sinan Gümüş’ün kendi atmış gibi neden sevindiğini anlayamadım çünkü top Adebayor’a çarparak ağlara gitti...
ÖNÜNE gelene yenilen, G.Birliği’ni yenemiyorsan eğer diyecek söz yok! Bu çok büyük bir kayıp. Bu mağlubiyet ne yazık ki Fatih Hoca başta olmak üzere bütün futbolculara yazılır! İşin istatistiği, topa sahip olma oranı, şutları arasındaki fark hiç önemli değil.
ŞAMPİYONLUĞU kovalayan G.Saray, Ankara’da 3 puanı bırakıyorsa sabahlara kadar bunun hesabına yapmalı. Maicon’un rezil oyunu, diğer tarafta maçın kaderini değiştiren Alper, geceye damgasını vurdu.
G.SARAY bu mağlubiyetle şampiyonluk yürüyüşünde tökezledi. Hem de ciddi anlamda. Gomis’ten, Eren’den çok şey beklendi ama olmadı. Donk’un 80. dakikada kaçırdığı mutlak pozisyon inanılır gibi değildi. Ben G.Saray’ı Sivasspor maçından bu yana bu kadar coşkusuz, temposuz, 5 savunmayla oynayan rakip karşısında bu kadar etkisiz görmedim.
ÇAKIR DA KÖTÜYDÜ
CÜNEYT Çakır’ın pozisyonlardaki çifte standartları bir yana performansı kötüydü, aynen G.Saray gibi! Sarı-kırmızılılarda ayakta kalan tek oyuncu Fernando idi ama yetmedi. Belhanda, Rodrigues, Feghouli varla yok arasında gezinip durdular.
AMA her şeye rağmen G.Saray, Başakşehir’i de geçer ve şampiyonlukta yeniden yoluna devam eder. Çünkü taraftarı inandı, camia inandı ama Ankara’da kısa bir ara verildi. Şimdi bence kenetlenme zamanı...
OKAY Yokuşlu topu kaptırdığı anda Gomis’in o pozisyonu affetmeyeceğini bilmesi lazımdı. Çünkü o gerçek bir kral. Arkadaşları tarafından sürekli pozisyona sokulan bir golcü. Aynı zamanda istekli, güçlü ve inanılmaz derecede moralli. Diğer yandan sahipsiz, moralsiz ve desteklenmeyen başka bir kral; Burak Yılmaz...
GÖZÜM maç boyunca ikisinin üzerindeydi. Ne yalan söyleyeyim, Burak adına üzüldüm. Drogba’yla yan yana futbol oynadığı günler gözümün önünden akıp geçti. Ama Gomis’in hakkteslim etmek lazım. Aynı zamanda G.Saray’ın maç boyunca kazanmak için her şekilde rakibinden üstün olduğunu da kabul etmek lazım.
İLK YARIDA TEK KALE!
İLK yarıda adeta tek kale maç oynadı sarı-kırmızılılar. Muslera ilk yarıda kalesinde neredeyse uyuyacaktı. Aynı zamanda hakem Fırat Aydınus’un, Pereira’nın Selçuk’a yaptığı hareketi kırmızı kartla cezalandırmaması dikkatimi çekti. Özetle; G.Saray 50 bin coşkulu taraftarıyla kazanmayı sonuna kadar hak etti. Yenilen gol ise dalgınlığın neticesiydi...