Gazete Vatan Logo

Gökçek ülkücü oyları unutsun!

MHP Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Mansur Yavaş iddialı konuştu

MHP Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Mansur Yavaş, Turktime.com'a iddialı açıklamalar yaptı.

Ankara'yı bir dünya markasına dönüştüreceğini iddia eden Yavaş, bu seçimde Ankaralı ülkücülerin Melih Gökçek'e kesinlikle oy vermeyeceğini ifade etti.

İşte Yavaş'ın çarpıcı açıklamaları:

Beypazarı’ndaki başarınız belli. Ama Ankara Büyükşehir Belediyesi çok daha büyük ölçekli. Beypazarı referansı bu ölçeğe yetecek mi?
Beypazarı gibi 35 bin nüfuslu bir yeri dünyaya taşıyabiliyorsanız, bu bir yetenek işidir. Siz, mercedes gibi zaten bilinen, üstün özellikli bir araba varken hiç kimsenin bilmediği bir arabayı alıp marka yapıyor, dünyaya taşıyorsunuz. Ama Ankara zaten mercedes gibi herkesin bildiği, tanıdığı bir değer. Onu marka yapmak, tanıtmak çok daha kolay. Küçük bir yeri dünyaya taşımak büyük bir başarıdır. Başbakan birçok yerde Beypazarı’nı örnek vermiştir bu konuda. Bakanların büyük çoğu da. O yüzden AKP’liler Başbakan’ın sözünü dinlemeliler. Birçok belediye başkanı bizi örnek almak için ilçemize gelmiştir. Şimdi de adaylar geliyorlar. Dolayısıyla bu birikimi ben Ankara’da çok rahat kullanabileceğimi düşünüyorum. Diğer açıdan bakarsak, Ankara’ya seçilen diğer belediye başkanları direkt belediye başkanlığından gelmiyorlar. Başka mesleklerden geliyor. Örneğin Melih bey belediye başkanı olman önce ticaretle uğraşıyordu. Keçiören’de beş yıl görev yaptı. Keçiören Beypazarı kadardı o zaman. Sayın Karayalçın belediye başkanı olduğu zaman da bir kooperatifin başkanıydı. Yani bunun bir ölçüsü, daha önceden büyük bir kenti yönetmiş birini bulma gibi bir şansınız yok.

Sizi Gökçek ve Karayalçın’dan farklı kılan yönünüz nedir?
Hem belediyecilik tecrübemle hem de kültürel değerleri koruyup ortaya çıkarılması gibi Ankara’nın en büyük ihtiyacı olan istihdam sağlayıcı projelerde kendimi diğer adaylara göre çok daha önde görüyorum. Ankara’yı 15 yıldır Melih bey yönetiyor, bu yönde hiçbir adımını görmedik. Bu saatten sonra da atacağını sanmıyorum. Sayın karayalçın’ın da o yönde bir çalışması olmamış. Varsa yoksa metro kavgası.

Şunu diyebilir miyiz; mevcut yönetimin kaynakların kullanmasında bir problem var…
Bu problem görülüyor. Bir belediyenin borcuna bakın bir de yapılan işlere. Bunların nedeni ile ilgili olarak başka konulara girmek istemiyorum ama israf edildiğini düşünüyorum daha çok. Geçen Melih bey televizyonda Sefa Sirmen ile ilgili konuşurken, “125 milyon dolara boğaz köprüsünü yaptı bu devlet. Hesap edin, yuvacık barajına 1 milyar dolar harcandı kaç boğaz köprüsü yapar.” dedi. 4,5 milyar dolar sadece şu andaki borcu hesap ettiğiniz zaman kaç boğaz köprüsü yapar? Dolayısıyla bu kadar borcun nereden geldiğini anlamaya imkan yok. Üstelik BOTAŞ’ın faizleri de silindi. Ama bunlar bugünün değil, yarının meseleleridir. Yarın önümüze borç tablosu gelecektir. Biz bu borcu ödemek için bütün kaynaklarımızı kullanacağız.

Diyorsunuz ki ben Gökçek’ten de Karayalçın’dan da yönetim anlayışımla farklılaşacağım. Nedir o fark?
Ben 2004 yılında ikinci defa belediye başkanı seçilince basınla ilgili yeni bir kadro kurmam gerekti. Belediyenin ihtiyacı olan elemanlar için gazeteye ilan verdim. Dedim ki, Ankara yakınlarında bir firmada çalışacak elemanlara ihtiyaç vardır. 50-60 kişi ile mülakat yaptık. Beypazarı Belediyesi diyince hiçbirisi inanmadı. Birincisi bu fark. İkincisi, 2004 yılında encümen seçerken AKP’den üye istedim. Hiçbir mecburiyetim yoktu. Dedim ki; hem size oy veren bir sürü insan var, onları temsil etmiş olursunuz hem de beraber yönetmiş oluruz. Aynı uygulamayı Ankara için de düşünüyorum. Bu; şeffaflığın, katılımcı yönetimin başlangıcıdır. Yine Beypazarı Belediye Başkanlığı yaparken Mimarlar Odası Ankara Şubesi her panele beni çağırırdı. Ben MHP’liyim, onlar solcu. Eğer şimdiki yönetimin mantığından gidersek işbirliği yapmamamız lazım. Siz kendiniz partizanlık yapmazsanız, karşınızdakine saygı gösterirseniz karşıdaki insanın da size öyle davranmaması için hiçbir neden yoktur. Bir MHP’li olarak Ankara’nın ilçelerinde MHP’li adayların kazanmasını isterim. Ama seçilmezse de bu benden değil diye tavır alıp o tür kavgalara kesinlikle girmem.

Gökçek’in ailelere yaptığı yardımlar malum. Karayalçın vaatte neredeyse Gökçek’i geçti, her gün yeni bir vaatte bulunuyor. Sizin bu anlamda oy getirecek bir vaadinizi henüz duymadık. Duyacak mıyız?
Ben on yıldır bu konuda bir yöntem uygulayan bir kişiyim. Mesela ben de kömür dağıtıyorum. Kaymakamlıktan listeyi alıyorum. Kaymakamlığın mevzuat gereği veremediklerine veriyorum. Yine mahalle muhtarları ile işbirliği yapıp aileleri tespit ediyorum ve belediyenin kamyonlarıyla götürmüyor, gece götürüyorum. O aile kömürü satın mı aldı, başkası mı götürdü kimse anlamıyor. Evlere paket dağıtma olayım olmamıştır. Belediyenin bütçesinden alıp da evlere paket dağıtmayı ben zül addediyorum. Benden yardım isteyenlerin işini görürüm ama dışarıda göz göze gelmemeye gayret ederim, siyaseten bir beklenti olmasın diye. İşin büyüsü orada kaçıyor zaten. Benim böyle bir anlayışım var. Ankara için de paket dağıtmayı düşünmüyorum. Ben sosyal hizmet uzmanları ile birlikte gerçekten ihtiyaç sahibi ailelerin tespitini düzgünce yapıp daha çok yardım yapmayı düşünüyorum. Her aileye ne kadar gelir girdiğini tespit edip fakirlik sınırına göre vereceğimiz hemşeri kartı ile yardım yapacağız. Hemşeri kartı, kredi kartı gibi çalışacak. O kartlara durumlarına göre farklı miktarlar yüklenecek, mahalle bakkalından istediklerini alacaklar. Ben bu harcamaları internetten takip edeceğim. O ailenin sizin verdiğinizle yetinmesi değil, ihtiyacını alması benim için çok daha önemli. Karayalçın pastırma sucuk vereceğim diyor. Fakir bir ailede pastırma sucuk en son ihtiyaçtır. Ayrıca bu aileler ulaşımdan ve sudan sembolik ücretlerle yararlanacak. Ayrıca bunlara ücretsiz ambulans ücretimiz olacak.

Size verilen oy gerçekten heba olur mu?
Kesinlikle tutmayacaktır. Çünkü daha öncesinde de bu senaryo oynandı. 2004’te başarılı oldu.

O zaman başarılı olduysa neden şimdi tutmasın?
O zaman oy oranı yüzde 3,5’ti. Şu anda benim oy oranım yüzde 20’lerin üstüne çıktı. Ben kandırılan ülkücü kesimi görev yaptığım süre içinde çok iyi temsil ettiğimi düşünüyorum. Ben varken kimseye oy vermezler. Artı bu iki siyasetçinin kavgacı siyasetinden bıkan halk da bana yöneliyor. Çünkü toplum çatışma istemiyor. Her iki partiye de oy verecekler de kendi adayınız seçilemezse kimin seçilmesini istersiniz diye sorduğunuz zaman büyük bir çoğunluğun Mansur Yavaş diyeceklerine inanıyorum. Oy oranım yükseldikçe iyice gönüllere taht kuracağımı ve Ankaralı seçmenler tarafından da tercih edilecek isim olacağıma da inanıyorum.

Gökçek geçen seçimlerde MHP tabanından oy aldı. bu sefer neden almasın?
Ben varken kesinlikle başkasına oy vermezler. Ülkücülerden almayı düşündüğü oyu Gökçek artık unutsun. Zaten şu n oyum 51 diyor. O zaman ülkücülerden oy istemesi için sebep yok!

Sizin gücünüzün ne kadarı MHP’den geliyor, ne kadarı kişisel?
Son seçimleri baz alırsak, MHP Ankara’da yüzde 15-16 oy almıştır. Bu arada hem MHP’nin oyu hem de benim oyum yükselmektedir. Bunu zaman gösterecek.

Kazanacağınıza gerçekten inanıyor musunuz?
Evet, kesinlikle.

Yüksek bir oy alıp aradan Karayalçın sıyrılırsa sağ bir siyasi olarak pişmanlık duyar mısınız?
Ben seçilemedikten sonra kimin seçildiği benim için hiç fark etmiyor.

Haberin Devamı