Gazete Vatan Logo

Erdoğan'dan flaş açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Genel Kurulu programına katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;

Siyasi hayatımın önemli bölümünü il il dolaşarak geçirdim. Her fırsatta şoför kardeşlerimle birlikte olmaya gayret ettim. Tüm şoför kardeşlerimizin dertlerini sıkıntılarını az çok bilirim. Şoförlük meşakkatli bir meslek. Otobüs işletmeciliği zor bir uğraş. Büyüyen tüm sektörler gibi otobüs işletmeciliği de gelişti, dönüştü.
MİLLETİMİZİN DERTLERİNİ EN İYİ ŞOFÖRLERİMİZ BİLİR
Otobüsçülerimiz, ülkemizin en doğusundan batısına güneyinden kuzeyine her köşesine gidiyor. Bu seyahatler sırasında şoförlerimiz her kesimden insanla iletişim içinde oluyorlar. Milletimizin dertlerini sıkıntılarını en iyi şoförlerimiz bilir. Milletimizin sevinçlerine mutluluklara da onlar ortak olur. Bazı şoförlerimizin aileler oluşturduklarını da biliriz.
SEVENLERİ SİZLER BİRLEŞTİRİYORSUNUZ
Sevenleri sizler birleştiriyorsunuz, kalplere sizler köprüler kuruyorsunuz. İş için eğitim için yola düşen insanları sizler ulaştırıyorsunuz. Mesleğiniz her birinizi insan sarrafı haline getiriyor. İnsanın yüzünden sevinçlerini üzüntülerini okuyabiliyorsunuz. Türkiye’nin gerçek halini durumunu en iyi tuzu kurular değil, şoförler bilir.
YOLLARIN DİLİ OLSA DA ANLATSA DİYECEĞİM AMA...
Yolların dili olsa da anlatsa diyeceğim ama biliyorum ki yollar değilse de siz yaşananları gayet iyi biliyorsunuz. 12 yıl önce şehirler arası yollarda seyahat etmek neredeyse eziyetti. Daha da şöyle geriye gidecek olursak felaketti. Örneğin ben bir Karadenizliyim, Rizeliyim. Armelit Dağı denilen o dağı geçerken, isterdim ki o burunlu otobüsler olsun, o burunlu otobüslerle armelit dağına tırmanırken aşağı bakamazdık. Allah göstermesin acaba bu virajı alabilecek mi? Yanyana iki otobüsün geçmesi mümkün değildi. Şimdi nerelerden nereye geldik, niye? Dağları deldik.
HER İNSAN BİR CİHAN
Aslında her insan bir cihandır. Biz bu anlayışla insanımızın en güzeline, en kalitelisine sahip olması için var gücümüzle çalıştık. Artık yollarda güven içinde seyahat yapılabiliyor. Yıllık 16 milyar liraya yakın tasarruf sağlandı. Bu müthiş bir şey. 2005’te ülkemizde 11 milyon 145 bin araç vardı toplam. Bugün bu rakam 19 milyonu bulmak üzere. Yollardaki araç sayısı böylesine yüksek oranda artmasına rağmen, yaralanmalı ölümlü ve maddi hasarlı kaza sayılarında yüzde 60’lara varan azalma oldu. Bütün bunlar insana verdiğimiz değerin bir göstergesidir.
BU SÖZ 'TEK RAKİBİM TÜRK HAVA YOLLARI VE HIZLI TREN' ŞEKLİNDE OLMALI
Şoför arkadaşlarımızın sevdiği, bizlerin tehlikeli bulduğu bir söz var “tek rakibim Türk Hava Yolları” diye. Bu sözün, artık tek rakibim Türk Hava Yolları ve hızlı tren şeklinde olması gerekir. Ulaştırma sektörü kendi içinde ne kadar çeşitlenir, gelişirse bundan sektörün tüm unsurları payını alır ve alıyor.
YOLCULUKLAR KEYİF HALİNE GELDİ
Dün kara trenin tahta koltuklarına mahkum edilen insanımız, bugün son model otobüste filmini seyrederek, internetini kullanarak her türlü yiyecek içecek imkanıyla seyahat edebiliyor. Bu hale geldik. Bölünmüş yollar, tüneller sayesinde yolculuklar keyif haline dönüştü.
ADETA KİN KUSUYOR... TAKSİCİ, OTOBÜSÇÜ KİM?
Sene kaç, 2015 değil mi? Ama bu topraklarda hala 1940’ların tek parti zihniyetini yaşatmaya çalışanlar var. Milli şeflik döneminin özlemiyle yananlar, öyle kendilerinden geçmiş durumdalar ki durmadan milleti taciz ediyorlar. Eski CHP vekillerinden birinin kızı TV spikeri bir hanımefendi, bizim burada otobüsçü kardeşlerimle buluşmamızı duymuş ve içine de sindirememiş. Benim sizlerle buluşmamın olduğu program duyumunu almış, kendince başkanlık sistemiyle otobüsçülerle dalga geçiyor. Hatta daha da ileri gidip, muhtar, taksici, otobüsçü, kutsal üçlü diyerek adeta kin kusuyor. Tahkir ettiği kim? Bizzati milletin kendisi. Muhtar demek milletten icazetli demektir. Seçilmiş demektir. Sandık yani demokrasi demektir. Bunların sandığa millete demokrasiye inançları saygıları işte bu kadar. Taksici, otobüsçü kim? Bu milletin alın teriyle helalinden evlerine ekmek götüren asil evlatları.
BAŞKANLIK SİSTEMİNİ KİM İSTEMİYOR: TERÖR ÖRGÜTÜ, PENSİLVANYA...
Şoför kardeşimin desteğinden hareketle başkanlık sistemini küçümsüyor. Böyle yaparak kendi küçüklüğünü ortaya koyuyor, bunun farkında değil. Karşı çıktığı başkanlık sistemini kim istemiyor diye bakıyoruz, gördüklerimiz şunlar. Terör örgütü istemiyor, Pensilvanya istemiyor, halka bidon kafalı diyenler istemiyor, ermeni diasporası istemiyor, bir de bunlarla aynı çizgiye gelmekten zül duymayan muhalefet partileri başkanlık sistemini istemiyor. Bu ittifakta tek bir şey yok. Burada millet yok.
KASIM'DA ANTALYA'DA G20 ZİRVESİNİ YAPACAĞIZ
Şimdi Kasım ayında Antalya’da G20 zirvesini yapacağız. Dünyanın en ileri 20 ülkesinin bir araya geldiği bir zirve. Türkiye’de bunlardan bir tanesi. Biz şu anda ekonomik gücü dünyada 17’nci sırada olan bir ülkeyiz. Ev sahipliğini biz yapacağız. Oranın yöneticisi nasip olursa ben olacağım, bu yıl bunu götüreceğiz, devredeceğiz.
AFEDERSİNİZ BUNLAR ENAYİ Mİ YA
Buradaki ülkelerin yarıdan fazlası başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Başkanlık sistemi ülkeleri geri götüren sistem olsa, affedersiniz bunlar enayi mi ya? Niye o sistemi kullansın? Bunlar hep bu sistemleri denediler, ama netice alamadılar. Dediler ki bu iş böyle yürümeyecek, başkanlık sistemine geçtiler.
Bizde şu anda patinaj yapıyoruz. Milli gelirde 3400 dolardan başladık 10500 dolara geldik. Ama 10 bin 500 dolarda tıkandık, patinaj yapıyoruz. Patinaj yapan araç ne yapar? Geri kaymaya başlar. Biz patinaj yaptıktan sonra değil, tırmanarak devam edelim istiyoruz. Diyoruz ki 2023’te milli gelir 25 bin dolara çıkmalıdır.
MUHTAR, TAKSİCİ, OTOBÜS ŞOFÖRÜ KUTSAL ÜÇLÜ DİYEREK...
Dün Aydın’daydım ve sağanak bir yağış altında Uşak’taydım. Maşallah alan gümbür gümbür şemsiyeleriyle orada konuşmayı takip ettiler. Ve hepsinde bir aşk var, heyecan var, hepsinde 12 gün sonrasını bir bekleyiş var. Muhtar, taksici, otobüs şoförü kutsal üçlü diyerek nefretini ortaya dökenlere derslerini 7 Haziran’da vereceklerine ben inanıyorum.
BEN MİLLETİMİN ÇAĞIRDIĞI HER YERE GİDERİM
Ben bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak şoför kardeşlerimle aynı parantezin içinde ifade edilmiş olmayı kendim için şeref sayıyorum. Onlar böyle diyerek güya bizi tahkir ediyorlar, en büyük payeyi verdiklerinin farkında değiller. Bir başkası çıkmış, 'Cumhurbaşkanı nereye çağırılsa gidiyor, evde gazoz mu açacaksınız, evde yufka mı açacaksın, çağırın gelir' diyor. Evet, ben milletimin çağırdığı her yere bugüne kadar gittim, bundan sonra da giderim. Bu benim için ayıp değil, şereflerin en büyüğüdür. Çünkü ben zaten oralardan geldim. Ben 40 yıldır milletimle olduğum için buradayım. Doğu'da, Güneydoğu'da Kürt kardeşimin duygularını istismar edip, İstanbul’da beyaz Türklerle kadeh tokuşturmuyorum böyle derdim de yok.

Haberin Devamı