Piyasalar hareketli! Yatırımcı güvenli limanda demirliyor

Dalgalı seyir izleyen piyasalarda seçicilik artmaya başladı. Karar aşamasında; yaklaşan yerel seçimler, yüksek enflasyon, dış piyasalardaki gelişmeler önemli rol oynuyor. Enflasyona karşı korunmanın yanında güvenli liman arayışı da biraz artmış görünüyor. En azından daha net projeksiyonlar yapılacak ortamlar oluşuncaya kadar güvenli limanlarda demirlemek, risk almak istemeyen yatırımcılar için bir seçenek olabilir. Öte yandan “Gemiler limanda güvendedir ama hiçbir gemi de limanda beklemek için yapılmamıştır” sözüne bu noktada atıfta bulunmak yerinde olacak. - Para ve sermaye piyasalarında uzunca bir süredir borsa rüzgârı esiyor. Kesinlikle yatırım tavsiyesi olarak görülmemesi kaydıyla söylemek gerekirse; bu sürecin dışında kalanlar güvenli yatırım araçlarında beklerken oluşan ciddi primlerden mahrum kaldılar. Borsada her daim risk vardır. Ancak risk ve getirinin doğru orantılı olduğu da kabul gören bir gerçeklik. Finansal okur yazarlık geçtiğimiz yıllara göre çok yükseldi. Pandemi sonrası piyasalardaki mentalite oldukça değişti. Borsaya ilgi arttı. Hisse senetleri diğer yatırım araçlarına göre çok daha iyi kazançlar sağladı. Önümüzdeki süreçte de aynı şeylerin olacağını kimse garanti edemez. Ancak, bu yılın ilk ayları itibarıyla Borsa İstanbul getiride diğer yatırım araçlarına göre yine açık ara önde. BIST100 Endeksi’nin getirisi yılbaşından bu yana yüzde 21, ona en yakın getiri yüzde 14 ile gram altında oldu. Döviz, faiz ve ons altının getirileri daha gerilerde. TUİK tarafından geçen hafta açıklanan “Finansal Yatırım Araçlarının Şubat 2024 Reel Getiri Oranları” ile de bu durum resmiyet kazandı. Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 24.45, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 9.71 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Sonuçlara bakınca da insanın içinden ‘Aslında güvenli liman borsa imiş’ demek geliyor. Tekrar altını çizerek yatırım tavsiyesi olmadığını ve borsanın riskli bir yatırım aracı olduğu notunu ekleyelim. - Ay sonunda yapılacak yerel seçimler piyasalar açısından önemli bir viraj olarak görülüyor. Gerçi seçim yerel yöneticileri seçecek ama bir nevi kamuoyu yoklaması niteliği de taşıyor. Sonrasında 2028’e kadar seçim yok. Bununla birlikte yatırımcıların seçim sonuçlarını görme isteği bir parça temkini de beraberinde getirmiş durumda. Özellikle uzun vadeli bakan yerli yatırımcılarda “bekle gör” havası hissediliyor. Ancak yabancı yatırımcılarda bu durum biraz daha fazla gibi. TCMB verilerine göre 1 Mart ile biten haftada yabancı yatırımcılar; hisse senetlerinde 75.4 milyon dolar, tahvil bonoda 54.4 milyon dolarlık satış yaptılar. . Hisse senetlerinde art arda üç hafta satış yapmış oldular ve üç haftalık satışları 200 milyon doları buldu. Dipnot olarak eklemek gerekirse aynı hafta; TCMB brüt rezervleri, bankalardaki döviz mevduatı ve kur korumalı mevduatlarda (KKM) düşüşler görüldü. Son haftalarda rezervlerdeki erime dikkat çekmeye başladı. - Piyasa şartlarına göre yatırım tercihleri değişenlik gösteriyor. Yatırımcı için esas kriter enflasyonu yenmek. Enflasyon yüksek ve bir süre daha yüksek kalacak. Bu meyanda faizler de yüksek olacak. Özellikle mevduat faizlerine yüzde 50, hatta büyük mevduatlara yüzde 60’lı faizlerin verildiği haber akışları arasında yer aldı. Borsanın en önemli rakibi faizdir. Mevcut faiz seviyesi enflasyona karşı tam koruma sağlamasa da risksiz bir getiri imkânı veriyor. Eğer ekonomi yönetiminin 2024 yılı için enflasyon hedefi tutarsa, bir miktar da reel getiri sunabilir. - Döviz kurlarında son günlerde bir hareketlenme var. Enflasyon artışı, seçim belirsizliği, güvenli liman arayışı gibi nedenlerle dövize bir parça yönelim gözleniyor. Fakat bu aşamada ciddi bir ilgi ve primden söz etmek zor. - Konutta düşen satışlardan yola çıkacak olursak henüz bir hareketlenme gözlenmiyor. Yüksek faiz ve fiyatlar, konuta erişimi zorlaştırdı, talep gerilemesi sürüyor. - Altın fiyatlarında ciddi hareketlilik var. Dış piyasalarda ons altın fiyatı tarihi zirvesini kırdı ve güç kazandı. Bu durum dolar/TL kurundaki çıkışın da katkısıyla gram/TL fiyatını yukarı çekmeye devam ediyor. - Piyasalarda bu süreçte seçim yaklaşırken pozisyon ayarlamalarına bağlı dalgalı bir seyir görebiliriz. Bunun ilk işaretlerini geçen hafta borsada gördük. Yatırımcılar açısından; Borsa İstanbul bu aşamada önemli bir alternatif olarak geçerliliğini ve iyimserliğini koruyor. - Cuma akşamı Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltirken, not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkardı. Görünümü yükseltmesi bekleniyordu. Ayrıca not artışının gelmesi piyasalardaki iyimserliğe katkı yapacaktır. - Borsada görülen kâr satışları ve düşüş, alım fırsatı olarak kullanıldı. İlk destekler 9.000-8.900 seviyelerinde görülürken bu seviyelerin üzerinde tepki çıkışının devamı beklenebilir. Aksi taktirde sonraki destek noktları 8.700 ve 8.500’de görülüyor. İlk direnç ise 9.200-9.230 bandında. Tepki çıkışının güç kazanması için bu seviyelerin geçilmesi önemli. Bu durumda sonraki dirençler 9.450 ve 9.600 seviyelerinde olur. Bu seviyenin üzerinde endekste direnç seviyelerinde satış denemeleri görülse de toparlanma eğilimi sürebilir. - Dış piyasalarda yoğun gündem ile birlikte olumlu hava sürüyor. Geçen haftaki toplantısında Avrupa Merkez Bankası (ECB) beklendiği üzere faizi sabit bıraktı. ECB Başkanı Lagarde, faiz indirimin zamanlaması konusunda net bir sinyal vermezken ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Powell’ın konuşması “güvercin” tonda görüldü. Powell’ın, enflasyon hedefine ulaşıldığından emin olunca faiz indirimi yapılacağını ifade etmesi ve bu noktaya “uzak olmadıklarını” söylemesi iyimserliğe neden oldu. ECB ve Fed kaynaklı açıklamalar sonrası her iki banka için faiz indirimi beklentileri arttı. Niyet konusunda tereddüt yok, tereddüt daha çok zamanlamasında. Bunu da enflasyonun seyri belirleyecek.