Gazete Vatan Logo

Boşver beni, mühim değilim...

Yozgat Blues’ naif bir yalnızlık öyküsü; bir aşk ya da taşra hikayesi değil.’

Bir süredir festivallerdeki başarılarının yankılarını duymakla yetindiğimiz ‘Yozgat Blues’ bu hafta vizyona girdi. İlk filmi ‘Uzak İhtimal’ ile sesini duyuran yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun, verdiği röportajlardan birinde ‘Yozgat Blues’un romantik bir film olmamasına dikkat ettiğini söylemiş. Filmde hakim olan melankolik romantizmin sırtını aşka dayamaması, daha çok nostaljik bir havasının olması bu yüzden belki de. En nihayetinde ‘Yozgat Blues’ naif bir yalnızlık öyküsü; bir aşk ya da taşra hikayesi değil.

RUTUBETLİ BİR ŞARKI

Film boyunca Yavuz karakterinin söylediğini duyduğumuz tek şarkı olan L’ete Indien’i (Joe Dassin) hiç dinlediniz mi? Az buçuk aynı yaşı ve anıları paylaştığımız yaşıtlarım 90’larda, arkadaşlarıyla restoranlara gidebilecek parayı yeni kazanmaya başlayan aileleriyle yemek yedikleri mekanlarda, ‘büyük kahkahalarının’ arka planında kısık bir sesle çalarken duydular bu şarkıyı belki ilk defa, fark etmeden. Ya da o yemeklerden dönüşlerde, arabalı yollardan el ayak çekilmişken, köhne ahşap binaların en üst katlarında, yeşil – kırmızı lambaların ışıklandırdığı camekanlardaki dansöz kıyafetlerine bakarlarken çalmıştır radyoda. Hafiften küf kokan, peşinden rutubetli mekanları da zihninize sürükleyen şarkılar vardır böyle, havada asılı kalan hatıralarla hapsolan. Yavuz’u yalnızca ve defalarca aynı şarkıyı söylerken görmemizdeki absürtlük tam da bu yüzden büyüleyici; karakterin o kristal lambaların aydınlattığı, haki kadife kokulu ‘kitsch’ dünyasının melankolisini bir de taşranın ortasına taşıdığı için.

BEYAZ FLORASAN ÜMİTSİZLİĞİ

Yavuz’un hafiften ‘huylu’ bünyesi bu dünyayı sarıp sarmalar ve koltuk altına sıkıştırıp yanında taşır; Yozgat ya da İstanbul’da, soğuktan demlediği çayı, lekesiz gömleği ve elbet hayattaki her soruya verdiği cevap olan ‘müzik’ ile mutlu olacaktır zaten. Gel gör ki bu yalnız, zamansız ve havada asılı kalmış bir anın dünyasıdır. Oysa zaman akar gider işte; bazıları başka şeyler de ister hayattan. Yolculuğa, beyaz floresanlarının ümitsizliğe sürüklediği süpermarketlerde promosyon elemanlığı yapmaktan kaçıp, Yavuz’la başlayan; ama, başka şarkıları (başka insanları ve hayatları) da yaşamına dahil etmek isteyen Neşe’nin de ‘hayat kurma’ çabasında bir naiflik yok mudur? Başkasının naifliği insanı kırar bazen; ama gücendirebilir mi en nihayetinde?

HERKESİN 'MÜZİĞİ' BAŞKA

Müzik, Yavuz için ‘bir hayat tarzı’ iken, Neşe için bir kaçış ve akabininde kendini buluş yolunda bir aracı olmuş olabilir. Yavuz’un yalnızlığında Neşe’nin varlığının payı büyük bu yüzden. Peki ya Sabri’nin plastik çiçekler arasında hayat arkadaşı arayışında da, Yavuz’un yaşamındaki, o ‘şeyler’i tek tek içine çekip yok eden kara deliğin ufağından da olsa bir tane yok mudur?

FİLMİN DERDİ TAŞRA NOSTALJİSİ DEĞİL

Seyirciye taşra nostaljisi sunan bir film değil Yozgat Blues. ‘Kosmos’ gibi mekansız bir film olmasa da, ‘cins cins’ insanın yaşadığı bu dünyadan çekip alınan birkaç ‘cins’ karakterin konumlandırıldığı bir başka kara parçası demek abartı olmayacaktır. ‘Sıkıntılı’ tarafına şahit olmaktan çok, geçmişleri dolayısıyla Neşe ve Yavuz’a tanıdık gelen, seyirciye ise ‘yeni’ görünebilecek taraflarıyla tanıştığımız bile söylenebilir. Özellikle benzerlerinin, nerede konumlandırılırsa konumlandırılsınlar, izleyiciye her zaman hem klişe hem de komik görünebilen; sanatla kafayı bozmuş, aşırılığın komikliğe kaçma sınırını kazara geçmiş olan Kamil karakteri aracılığıyla.

LEKESİZ GÖMLEKLERİN NE ÖNEMİ VAR?

Tıpkı kendisi gibi, Yavuz’un yolu buradan nereye varacak emin olamıyoruz. Zaten fark eder mi, peruktan vazgeçip, sigaraya tekrar başladıktan sonra? İnsan ihtiyacı, ağır ve sancılı bir ihtiyaçtır, canınızı sıkar. Ne de zordur birilerini yanınıza alıp orada tutabilmek. Hani başkalarının mutluluğu mutsuzluğunuz oluverir ya bazen, kötü biri yapmaz sizi de, daha bir yalnız yapar ya hani; o zaman porselen tabaklara falan gerek kalır mı ki? Lekesiz gömleklerin ne önemi var o vakit? Hiç tanışmasak belki daha iyi.

‘Yozgat Blues’ şu sıralarda vizyonda olan ‘Tamam Mıyız?’ ve ‘Düğün Dernek’ gibi diğer Türk filmlerinden daha iyi bir seçenek olabilir; semtinizin sinema bayisinden ısrarla isteyiniz.

Haberin Devamı