Polisin Gezi Parkı’na müdahale ettiği 31 Mayıs’tan sonraki 1 hafta içerisinde vatandaş kredi kartıyla harcama yapmak yerine 300 milyon liralık borç kapatmayı tercih etti
Gezi Parkı eylemlerinin başladığı 31 Mayıs’tan sonra kredi kartı kullanımı bıçak gibi kesildi. Merkez Bankası verilerine göre, 31 Mayıs-7 Haziran tarihleri arasında vatandaşlar cüzdanlarındaki kredi kartlarına neredeyse hiç dokunmadı. Mayıs ayı sonunda 83 milyar 133 milyon lira olan kredi kartları aracılığıyla kullandırılan kredi hacmi, Gezi Parkı olaylarının tüm yurda yayıldığı hafta yüzde 0.36 gerileyerek (299 milyon lira) 82 milyar 833 milyon liraya indi. Kredi kartı hacminde yaşanan düşüşün büyük bölümü, bireysel kredi kartı kullanımında yaşanan gerilemeden kaynaklandı. Bankacılık sektöründeki 82.8 milyar liralık kredi kartı hacminin 74.8 milyar liralık kısmı bireysel kredi kartlarından oluşuyor.
31 Mayıs-7 Haziran tarihleri arasında bireysel kredi kartlarıyla verilen kredi tutarı yüzde 0.51 (384.21 milyon lira) azaldı. Kurumsal kredi kartlarında ise yüzde 1.07’lik yani 84.7 milyon liralık artış yaşandı.
Yıllık artış 8.5 milyar TL
SPK’nın halka arzlarda aldığı önlemler yatırımcının yüzünü güldürdü. Bu yıl yapılan halka arzların neredeyse tamamında hisseler borsadan daha iyi performans gösterdi
Gezi Parkı olaylarının yarattığı dalgalanma sonrasından Emlak Konut GYO’nun halka arzı ileri bir tarihe ertelendi. Hisselerin yüzde 80’i yabancılara ayrılan halka arzda yeterli talep toplanamadı. Piyasalardaki sert fiyat hareketleri göz önüne alındığında borsa tarihinin en büyük halka arzlarından biri olan Emlak Konut GYO’nun ikincil arzına yeterli talebin gelmemesi çok normal. Yatırımcıların önlerini görebileceği ileri bir tarihte belki de Emlak Konut hisselerinin halka arz fiyatı belirlenen 2.65-3.10 TL aralığının bile üzerine olabilir. Ayrıca halka arzın ne olursa olsun yapılması konusunda ısrarcı olmamak da yatırımcıların korunması açısından doğru bir karar.
Bu yıl yapılan halka arzlara bakıldığında da Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) aldığı önlemlerin ne kadar yerinde olduğu görülüyor. Zira geçen yıl yapılan halka arzla tam bir fiyaskoya dönüşmüş ve halka açılan şirketlerin neredeyse tamamına yakını yatırımcılarını hayal kırıklığına uğratmıştı.
Yatırımcıyı üzmedi
Turkcell’de ortak kavgası nedeniyle 3 yıldır temettü bekleyen sadece yerli yatırımcılar değil. Teksaslı emekli öğretmenden, Tayvanlı işçi emeklisine, Norveç Hükümeti’nden Pittsburgh Üniversitesi’ne kadar çok sayıda yatırımcı Turkcell’in temettüsünü bekliyor.
Turkcell’de ortaklar arasındaki anlaşmazlık nedeniyle genel kurul geçen hafta da yapılamadı. Böylece 3 yıldır temettü hayali kuran Turkcell’in “diğer” ortakları yeni bir hayalkırıklığı daha yaşadı. Turkcell’de gelinen son noktayı hatırlamakta fayda var.
Şirketin anahissedarları arasında uzun yıllar süren anlaşmazlık sonrasında yabancı ortaklar Alfa ve TeliaSonera, Çukurova’ya karşı güçbirliği yaptı. Ancak bu güçbirliği de şirket yönetimini ele geçirmeye yetmedi. Şirketin 7 kişiden oluşan (2 Alfa, 2 TeliaSonera, 2 Çukurova, 1 bağımsız) yönetim kurulunda bağımsız üye kilit rol oynuyor. Çünkü yönetimde karar alınması için 5 oya ihtiyaç var. Yabancı ortaklar bağımsız üye Colin J. Williams’ın Çukurova ile ortak hareket ettiğini iddia ederek karar alınmasını engelliyordu. Turkcell yönetimindeki bu çıkmaz sonrasında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Mart ayında, 3 ortağın birer üyeleri yerine şirket yönetimine 3 bağımsız üye atadı: Hilmi Güler, Atilla Koç ve Ahmet Akça.
3 yıllık kâr 5 milyar TL
Yurtiçi ve yurtdışındaki gelişmelerle dolar son 10 günde yüzde 4, euro ise yüzde 1.7 yükseldi. Kurlarda yaşanan bu artışla yüzü gülen döviz yatırımcısı 10 günde 5.5 milyar TL kazandı.
Son yıllarda yatırımcısını hayalkırıklığına uğratan dolar, 1 yılın zirvesine çıktı. Yükselişte Türkiye’ye özel gelişmelerin dışında yurtdışında değişen konjonktür de etkili oluyor.
Moody’s’in aylardır beklenen kararı vermesi ve Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye çıkarmasının ardından yatırımcılardan gelen kar satışları ve gelişmekte olan ülkelerden başlayan yabancı çıkışı üst üste geldi. Böyle olunca da 8 Mayıs’ta 1.7820 TL’den işlem gören dolar dün 1.8550 TL’ye kadar çıktı. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişlemenin sonuna geldiği yönündeki görüşler de doların uluslararası piyasalarda hızla değer kazanmasına neden oldu. 10 gün önce 1.3150 seviyelerinden işlem gören euro/dolar paritesi 1.2860’a indi.
Peki döviz piyasasının en büyük oyuncusu olan yerli yatırımcılar bu süreçte ne yaptı?
Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hülya Kefeli, “Moody’s’in not artışı 16 trilyon dolarlık varlığa sahip Asyalı fonların Türkiye’ye ilgisini artıracak. En az iki yatırım yapılabilir not isteyen Japon ev kadınlarına, TL cinsi tahvil ihraç edebileceğiz” dedi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in artışıyla Türkiye artık iki adet “yatırım yapılabilir” nota sahip ülke konumuna geldi. Moody’s’in kararı özellikle büyük devlet ve emeklilik fonlarının Türkiye’ye yatırım yapmasının önünü açacak. Çünkü bu tür fonların para yatıracağı ürünün 3 büyük derecelendirme kuruluşundan en az ikisinden yatırım yapılabilir nota sahip olması gerekiyor. Akbank Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Hülya Kefeli Mooyd’s’in not artışıyla birlikte özellikle 16 trilyon dolar büyüklüğünde fona sahip olan Asya ülkelerinin Türkiye’ye daha fazla yöneleceği görüşünde.
Türkiye’ye büyük ilgi var
Türkiye’de yatırımlarını artıracaklar arasında sadece büyük fonlar yok, Japon ev kadınları da var. Faizin sıfır olduğu Japonya’da ev kadınlarının ucuza borçlanıp Türkiye gibi göreceli olarak daha yüksek getiri vaadeden ülkelere yatırım yaptıklarını hatırlatan Kefeli, “Japon ev kadınları bu tür yatırımları şimdiye kadar ağırlıklı olarak Avrupalı bankalar aracılığıyla yaptı. Çünkü bu bankaların çıkardıkları TL cinsi tahvillerin kredi notları ‘yatırım yapılabilir’ seviyedeydi. İkinci yatırım yapılabilir notu almamızın ardından Türk bankaları da çıkaracakları TL cinsi tahvilleri artık Japon ev kadınlarına satabilir hale geldi. Akbank olarak biz de o piyasaya bakıyoruz” dedi.
İran’a altın ihracatı Mart’ta iki kat arttı
Geçtiğimiz günlerde açıklanan Mart ayı ihracat rakamları da İran’a yapılan altın ihracatının geçen yıla göre ivme kaybederek de olsa devam ettiğini gösteriyor. Türkiye’nin toplam altın ihracatı Mart ayında önceki aya göre yüzde 10 civarı gerilemesine karşın, İran’a yapılan altın ihracatı, Şubat ayına göre yükseldi.
Mart ayında İran’a yapılan altın ihracatı iki kattan fazla artarak 380.7 milyon dolara çıktı. Bu rakam Şubat ayında 117.9 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Yılın ilk ayı ise İran’a hiç altın ihraç edilmemişti. Mart ayındaki 467.6 milyon dolarlık toplam altın ihracatının yüzde 92’si İran ve BAE’ye yapıldı.
İşlem aracılığı faaliyetinin yanında halka arz ve portföy yönetimi hizmete verecek kurumların sahip olması gereken asgari özsermaye tutarı ise 10 milyon lira olarak belirlendi. Bu faaliyetlere ek olarak, portföy aracılığı, genel saklama hizmeti ve/veya aracılık yüklenimi faaliyetinden herhangi birini yürütecek aracı kurumların 25 milyon lira özsermayeye sahip olmaları öngörülüyor.
Şimdi gelelim sektördeki rakamlara...
Sektörde 27’si bankaların kurdukları olmak üzere 100 aracı kurum var. Bankaların kurduğu 27 aracı kurumdan 15’i getirilen özsermaye şartını karşılayamıyor. Bankaların dışında kurulan 73 aracı kurumun da 44’ünün özsermayesi tebliğde getirilmesi gereken tutarların altında. Kısaca 100 aracı kurumdan 59’u tebliğin hayata geçirilmesi halinde ek sermaye koymak zorunda.
81 ilden sadece 7’sinin tasarrufundan daha az borcu bulunuyor. Borcu birikimlerinin neredeyse yarısı olan Tunceli ‘en sağlam’ il olarak öne çıkıyor. En borçlu iller ise Siirt, Gaziantep ve Osmaniye. Kart batığında lider Diyarbakır.
Türkiye’de tasarruf oranını artırmaya yönelik adımlar atılmaya çalışılırken borçluluk rakamları her geçen gün tırmanmaya devam ediyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, geçen yıl nakdi kredilerin mevduata oranı yüzde 100’den az olan il sayısı 7’ye indi. Yani Tunceli, Ankara, Zonguldak, Aksaray, Uşak, Bartın ve İstanbul, toplam tasarruflarından daha düşük miktarda kredi almış durumda. Dolayısıyla bu illerin borcunu kapatabilecek tutarda tasarrufu bulunuyor. 2011 yılı verilerine bakıldığında tasarrufları borçlarından fazla olan il sayısının 12 olduğu görülüyor. Geçen 1 yılda Sivas, Hakkari, Eskişehir, Muğla ve Erzincan, ‘borçlu’ iller sınıfa dahil oldu.
Toplam tasarrufuna göre en fazla borçlu ünvanı Gaziantep’ten Siirt’e geçti. 2011’de yüzde 200 seviyesinde bulunan nakdi kredilerin mevduata oranı Siirt’te yüzde 233’e ulaştı. Siirt’i yüzde 282 ile Gaziantep ve yüzde 270 oranla Osmaniye takip ediyor.
En ‘sağlam’ Tunceli