Vatandaşın enflasyonu yüzde 9.38 olan TÜFE’den daha yüksek. Patates 1 yılda yüzde 166, kuru fasulye yüzde 75, pirinç yüzde 43, mercimek yüzde 34 zamlanmış durumda.
Enflasyon rakamlarındaki tırmanış devam ediyor. Önceki gün tüketici fiyatları endeksinin Nisan ayında yüzde 1.34 artış gösterdiği açıklandı. Böylece yıllık TÜFE enflasyonu yüzde 8.39’dan yüzde 9.38’e yükseldi. Enflasyon rakamları her ne kadar en son Nisan 2012’de çift haneyi aşsa da vatandaşın enflasyonu çoktan çift haneli rakamlara ulaşmış durumda.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun enflasyon sepetinde yer alan 411 ürün arasında sadece 33 tanesinin fiyatı Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre düşüş gösterdi. 8 ürünün fiyatı değişmezken 119 ürünün fiyatındaki yükseliş yüzde 9.38 olan yıllık artışın altında kaldı. Sepetteki 178 ürünün fiyatı ise yıllık enflasyonu solladı.
Kuru-pilava ağır darbe
Merkez Bankası'nın faiz artışı sonrasında vatandaş bankalardaki mevduatının vadesini kısaltmaya başladı. Toplam mevduat içinde 1 ve 3 aylık mevduatın payı tekrar artışta.
Merkez Bankası'nın 28 Ocak'taki sert faiz artırım kararı sonrasında sıcak para olarak bilinen kısa vadeli yabancı sermaye girişi hızlanırken içeride de vatandaşlar parasını kısa vadeye kaydırmaya başladı. Faiz artışıyla birlikte bankaların mevduat faizlerini yükseltmesi yeniden kısa vadeye olan ilgiyi artırdı. Merkez'in faiz kararının sonraki 2 haftada 6 ay ve 1 yıllık mevduatın toplam içerisindeki payı azalırken 1 ve 3 aylık mevduatın payı 1 puan arttı.
Kurların uçuşa geçtiği son 1 ayda döviz piyasasında yaklaşık 600 milyar dolarlık işlem yapıldı
İçeride artan siyasi tansiyon ve gelişmekte olan piyasalardan çıkış doları ana gündem maddesi yaptı. Kurlar 2.40 TL’ye dayanmasının ardından Merkez Bankası, geçen hafta ara Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı düzenleyerek sert faiz artırımına gitti. Yüzde 4.5’ten yüzde 10’a çıkarılan haftalık repo oranları yeniden politika faizi olarak belirlendi. Faiz koridorun alt bandı yüzde 3.5’tan yüzde 8’e, üst bandı da yüzde 7.75’ten yüzde 12’ye çıkarıldı. Kurların bu radikal kararlara ilk tepkisi sert oldu ve dolar 2.17 TL’nin altını gördü. Ancak ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişlemede kısıntıya devam etmesi ve tahvil alım tutarının gelecek aylarda da düşürüleceği beklentisi, tüm gelişen ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de kurları yönünü yeniden yukarı döndürdü.
Dövize talep artıyor
Merkez Bankası’nın verilerine bakıldığında döviz piyasasında son dönemde yaşanan çalkantının boyutu ortaya çıkıyor. Yılbaşından bu yana döviz piyasasında 429.5 milyar dolarlık işlem hacmi oluştu. Son 1 aylık dönemde bakıldığında bu tutar 582 milyar dolar.
Dalgalı sularda gemiyi yürütmek bir kaptan için ne kadar zorsa, dalgalı piyasada para kazanmak da bir o kadar maharet ister. 2013 yılı çok sayıda hisse senedi yatırımcısının hatırlamak istemeyeceği bir yıl olarak tarihe geçti. Borsa İstanbul’un yüzde 13.3 gerilediği 2013 yılında yatırımcılar, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil alımlarıyla ilgili kararlarında, Gezi Parkı olaylarında, Suriye’deki iç savaşta ve 17 Aralık operasyonunda hop oturdu hop kalktı. Geçen yıl bir kez daha parasını profesyonellere emanet eden bireysel yatırımcıların ne kadar doğru bir karar verdiğini gösterdi.
Hisse senedi ağırlıklı olan A tipi yatırım fonlarının genel performansına bakıldığında ortalama kayıp yüzde 5.72 ile BIST 100’deki yüzde 13.3’lük kaybın altında gerçekleşti. Hatta bazı fonlar yatırımcısına oldukça yüksek getiriler sağlamayı başardı. İşte bu fonların en başında AZ Global’in yönettiği “Formula Karpayı” geliyor. Yüzde 60’ı İtalya Azimut’a yüzde 40’ı da Global Yatırım Holding’e ait olan AZ Global Portföy’ün yönettiği “Formula Kârpayı” fonu geçen yıl yatırımcısına yüzde 26.5 getiri sağladı. Fon bu performansı ile tüm A tipi fonlar arasında birinci oldu.
Yabancıların 2013 zararı 20 milyar $
Piyasalarda yaşanan çalkantı yabancıların portföylerini fena vurdu. Yabancıların 2012 sonunda 70 milyar 889 milyon dolar olan hisse senedi portföylerinin değeri 2013 sonunda 15.8 milyar dolarlık erimeyle 55 milyar dolara indi. Tahvil-bono portföylerindeki kayıp ise 9.2 milyar dolar oldu. Başka bir ifadeyle yabancıların sahip oldukları hisse ve DİBS’lerin değeri 2013’te 25 milyar dolar azalarak 107.7 milyar dolara düştü. Yıl içerisinde yapılan 5.2 milyar dolarlık net alım düşüldüğünde 2013’ün yabancıya faturası 20 milyar doları buldu. Borsada yaşanan yüzde 13.3’lük kayıp, faizlerde yaşanan tırmanış ve dolar kurundaki yüzde 20’lik değeri artışı yabancı portföylerindeki düşüşün nedenleri olarak sıralandı.
9 yılda gelen sıcak para 74.2 milyar $
Külçe külçe altınlar, para aklama iddiaları ‘İşte parayı böyle aklamışlar’ türü şemalar ortada uçuşuyor da aslında işin özünü pek fazla bilen yok gibi.
- İRAN: Dünya petrolünün yüzde 5’ini üretiyor. Dünya petrol piyasasının yüzde 9.3’üne sahip. İhracatının yüzde 80’i petrolden. Yıllık petrol geliri 100 milyar dolar civarı. Ambargo döneminde Türkiye, Çin, Hindistan ve G. Kore İran’dan petrol ithalatını artıran ülkeler olarak başı çekti.
- ÇİN: Dünyanın en büyük enerji tüketimine sahip olan Çin, İran’ın en fazla petrol ihracatı yaptığı ülke. Çin’in İran ihracatındaki payı yüzde 25. Ambargo nedeniyle petrol parasını İran’a ödemekte zorluk çekiyordu. Hatta İran’ın Çin, Hindistan, Japonya ve G. Kore bankalarındaki 37 milyar doları ambargo nedeniyle bloke edilmişti.
- HİNDİSTAN: İran’ın Çin’den sonra en önemli petrol müşterilerinden. İran’dan yılda 15 milyar dolar civarında petrol ithal ediyor. Petrol ödemelerinde ambargo nedeniyle hiçbir banka yanaşmadı. Ödemelere Halkbank aracılık etti. Hindistan’ın İran’ın ihracatındaki payı yüzde 13.
Başbakan Erdoğan’ın kredi kartı kullanmayın çağrısı etkili oldu. Son 2 ayda kredi kartı kullanımında frene basan vatandaşlar, Ekim’de harcamadan daha çok borç kapattı.
Son dönemde en fazla tartışılan konularında başından kredi kartı geliyor. Temmuz ayı ortasında “Kredi kartı almayın” çağrısı yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde benzer bir açıklama yaptı. Erdoğan, “Vatandaşıma hep söylüyorum şu kredi kartlarını almada da hassas olun. Faiz lobisinin en büyük kaynağıdır. Ondan sonra bunlara malzeme olmayın. Evinizde ne var ne yok götürürler” dedi. Başbakan’ın Temmuz ayında başlayıp dönem dönem yaptığı kredi kartı kullanmayın uyarısı tüketiciler tarafından hayata geçirilmeye başlandı. Merkez Bankası’nın verilerine göre, vatandaşlar kredi kartı kullanımında son aylarda iyice frene bastı. Hatta tüketiciler Ekim ayında harcamadan çok kredi kartı borçlarını azaltmaya çalıştı.
Bankaların Eylül ayı sonunda kredi kartları aracılığıyla kullandırdığı kredilerin tutarı 89 milyar 684 milyon TL seviyesinde bulunuyordu. Bu rakam Ekim ayı sonunda 89 milyar 458 milyon TL’ye indi. Yani kredi kartı hacmi yüzde 0.25 ile bu yıl ilk defa küçüldü. Kredi kartı ile yapılan harcamalar, Kasım ayında da önceki aylara oranla oldukça sakin bir seyir izledi.
Taksitlide sert fren
Başbakan Erdoğan’ın Temmuz’daki ‘faiz dışı gelir’ çıkışı etkili oldu. Bankaların ortalama yüzde 25 olan faiz dışı gelirdeki büyüme hızı Ağustos ve Eylül’de yüzde 10’lara indi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Temmuz ayı ortasında bankalara yaptığı “faiz dışı gelir” uyarısı adrese ulaşmış gözüküyor.
Bozuk paraları bütünleme ücreti alan, 2 TL eksi bakiyeli hesabı kapatmak için 20 TL talep eden, müşteriye gönderdiği tek bir SMS’ten 3 TL para kesen bankalar, faiz dışı gelirlerde Başbakan Erdoğan’ın sert çıkışının ardından frene bastı. Nisan ayında yüzde 30.48, Mayıs ayında yüzde 27.25, Haziran ayında yüzde 25.54 ve Temmuz’da yüzde 24.68 olan bankaların faiz dışı gelirlerindeki artış hızı, Ağustos ayında birden yüzde 10.99’a düştü. Bankaların faiz dışı gelirleri Eylül ayında da yüzde 12.13 ile yine Başbakan’ın çıkışından önceki aylara göre yarı yarıya yavaşladı.
Yıllık artış yüzde 26