Can Atilla’nın bestelediği dünyanın ilk Gelibolu Senfonisi, uluslararası prömiyerini Londra’da Kraliyet Filarmoni Orkestrası ile yaptı.
Eğitmen Feryal Şehirlioğlu, Ankara’da ‘Music Together’da uyguladıkları erken dönem müzik eğitimi için “Çocuklar müzik aletlerini tadarak meraklarını gideriyor” diyor.
Farklı milletlerden bir sınıf dolusu bebek düşünün...
Ellerinde değişik çalgılar...
Kimi oturuyor, kimi ayakta, bazıları ise ritme ayak uydurma peşinde... Hemen arkalarında anne baba veya aileden birisi... Burası neresi mi? Music Together... Amerika'da uzman profesyonellerin başlattığı erken çocukluk dönemi müzik ve hareket programının Ankara ayağı. Bu "okulun" başında kendisi de müzisyen olan ve konunun eğitimini alan, Feryal Şehirlioğlu var.
- Son günlerin en çok konuşulan konularından birisi, Maya takvimine göre 21 Aralık'ta kıyametin kopacağı söylentisi... 21 Aralık yaklaşırken, dünyanın sonu kehanetleri ve kaos teorileri havada uçuşuyor... Türkiye'de şimdilik sadece Şirince'de hareketlilik yaşansa da, dünya bir anlamda "alarma" geçmiş durumda.
azı kaynaklara göre, "21 Aralık 2012 maya takviminin sonu değil, döngüsel uzun sayım takviminin 13 baktumdan oluşan kısımının son günü". Yani zamanın sona ermesi veya maya takviminin sona ermesi gibi bir durum yok. Ancak 13. baktumun bu son gününde, yani 21 Aralık'ta yeni çağa geçecek olan insanoğlu, bir felaket yaşayacak. Tabii bu felakete yönelik çeşitli teoriler var. Diğer bir kısım görüş de bu tarihte insanlığın büyük bir atılım yapacağına inanıyor. Bazı kaynaklarda bu tarih "foton çağı"na geçiş olarak adlandırılıyor. Kehanetin 2 yıl içinde, yani 2012-2014 arasında gerçekleşeceğine dair söylentiler de bulunuyor. NASA veya herhangi bir gözlem evinden olası bir tehlikeye yönelik açıklama yapılmadığına dikkat çekenler, "bu son günün", insanlık için bir dönemin son günü veya geçmişe yönelik bir güne gönderme olabileceğini, ama kesinlikle kıyamet olarak algılanmaması gerektiğini savunuyor. 21 Aralık’da, insanlığın mutluluk ve aydınlanma dönemine gireceğini savunanlar da var.
Kolomb Mayaları kıyamet alameti sanmış
Ama koltuğa oturmuş olması sahneden vazgeçtiği anlamına gelmiyor. Aykut Çınar, yoğun temposunun içinde en çok operayı halkla buluşturmayı hedeflerken, Türk insanının sesten iyi anladığını imamları birer tenore benzeterek anlatıyor.
Birçok eserde başrol olarak yer aldınız, grubunuzla konserler verdiniz. Sahnedeyken birden bir odada koltuğa gömüldünüz. Sanatçının yöneticilik yapması, sizce doğru mu?
“Sanatçı bürokrat olur mu?” sorusu yıllardır tartışılır. Ben eskiden farklı düşünüyordum ama üç aylık tecrübemin sonucunda şu anda çok farklı bir noktadayım.
Şimdi ne düşünüyorsunuz?
Türkiye'nin en eski ve köklü tiyatrosu olan AST önümüzdeki ay 50. yaşını kutlayacak. Üstelik aynı binada, aynı sahnede... Tiyatronun yönetimi bir süre önce oyuncu Mahir İpek, tiyatro sanatçısı Hakan Güven ve emekli gazeteci Vedat Çuhadar aldı. Tiyatronun geleceğini İpek ve Güven ile konuştuk.
Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) epey değişmiş, neler yaptınız?
Baştan aşağı yeniledik. Avrupa standartlarını yakalayalım istedik. Çok uzun zamandır tiyatroya el sürülmemişti. Salon yenilendi, sahne zemini, ışık sistemi elden geçirildi, fuaye genişletildi. Bina eski olduğundan elektrik, su sistemi de yenilendi. Kısacası her şey yeniden yapıldı.
Yönetimi devraldıktan sonra yenileme dışında neler yaptınız?
Tadilat yeni oldu. Zaten önceliğimiz farklıydı, önce seyircinin yeniden buraya gelmesini sağlamamız gerekiyordu. Son döneminde seyirci ortalaması oldukça düşmüştü. Biz bunu nasıl yeniden eski haline getiririz üzerine çalıştık. İlk senemiz biraz sallantılı geçti, ama sonra iki oyun; "Giderayak" ve "Zübük" ile yeniden seyircimize kavuştuk. Özellikle geçen sezon AST oyunlarını kapalı gişe sahneledi.
Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Yeşilada 75 özel reçetenin yer aldığı "İyileştiren Bitkiler" kitabında kanserden obeziteye, diş ağrısından kemik erimesine kadar birçok soruna çözüm sağlayacak bitkileri anlattı.
Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Ana Bilim Dalı Başkan Prof. Dr. Erdem Yeşilada, bitkiler konusunda uzman isimlerden biri. Yeşilada, kısa bir süre önce, hastalıklarda faydası kanıtlanmış 75 özel reçetenin de yer aldığı "İyileştiren Bitkiler" kitabını çıkardı... İnsanların genetik yapılarının birbirinden farklı olduğunu, dolayısıyla hiç kimsenin birbirine benzemediğini, bir bitkinin her insanda farklı etkiye sahip olabileceğine dikkat çeken Yeşilada, “Her bitkide yüzlerce madde var, her insan da ayrı bir fabrika" diyor.
Hangi bitki neye iyi geliyor?
Badem-ceviz-fındık: Kan şekeri ve kolesterolü dengeler. Kırılmamış olanını satın almak lazım. Çünkü kırılınca içindeki yağ asitleri oksitleniyor, görünmeyen mantar oluşuyor üzerinde. Bunları fazla alırsanız karaciğere zararlı, hatta karaciğer kanserine neden olabiliyor. Cevizi kırıp suyun içinde bir gece bekletip suyu içip, ceviz tanesini yiyin. Kolesterolü dengeliyor, iyi kolesterolü de yükseltiyor.
Ankara Devlet Tiyatrosu’nun yeni sezon oyunları arasında yer alan “Hürrem Sultan”, sahnelenmeye başladığı günden beri kapalı gişe oynuyor... Yönetmen Serhat Nalbantoğlu ve başrol oyuncuları ile Büyük Tiyatro’da konuştuk...
Hürrem Sultan”ı sahnelemek kimin fikriydi?
İzleyicimiz tarihi oyun seviyor. Genel Müdürlük, “Bu sene de tarihi bir oyun yapalım” deyince, tarihi oyunlar taraması yapıldı. İyi yazılmış tarihi oyunumuz çok az ve biz hepsini en az 3’er kere oynamışız. O tarihi oyunların içerisinden Hürrem’i ben önerdim. İki nedenle önerdim; birincisi, tarihi bir oyunun kadro meselesi vardır. Yani çok kalabalık tarihi oyunlar var. Oysa Ankara Devlet Tiyatrosu çok yoğun turne yapan bir bölge tiyatrosu. İkinci nedeni de, diğer tarihi oyunların yakın tarihte Ankara’da oynanmış olmasıydı.
Seçiminizde “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin etkisi oldu mu?
n Demokrasi mi, internet mi, romantizm mi... Yoksa matbacılık mı, kanalizasyon mu, seri üretim mi... Dünyanın en harika fikri nedir? John Farndon’un yeni kitabı “Dünyanın En Harika Fikri”nde tüm bunlara yanıt veriyor.
ağdaş konuları ele alan pek çok kitabın yazarı olan John Farndon’dan harika fikirler üzerine bir kitap yazması önerilince, ilk tepkisi, “çok saçma” olmuş... Büyük fikirlerin insanlığı değiştirdiği gerçek olsa da, bir fikrin büyük olduğuna nasıl karar verileceği, en harika fikrin insanlığa en büyük yararı sağlayan fikir mi, yoksa en büyük etkiyi yaratan mı olduğu gibi çelişkiler nedeniyle böyle bir konseptin başarısızlığa mahkum olacağını düşünse de, bu kitabı yazmış Farndon. Nedenini ise şöyle anlatıyor:
“Dünyanın En Harika Fikri kavramında insanın aklını çelen, ‘Yok canım saçmalık bu’ demeden önce konu üstünde düşünmek için insanı sinsice başta çıkaran bir şey vardı. Fikirler önemlidir. Hayatı deneyimleyişlerimizi şekillendirir. Bize iyi ve kötü şeyler getirir... Geleceğe dair inanç ve umutlarımızı değiştirir... İşte tüm bunlar o fikirleri, üstünde düşünmeye değer kıldı. Kitabı yazmamdaki esas amacım da buydu, düşünmeyi tetiklemek... Bir diğer amaç ise insanın pratik zekası karşısında keyiflenmek ve insanın çağlar boyu ortaya attığı parlak fikirleri takdir edebilmek...”
Hepsi de hayatı kolaylaştırdı