Diego’nun yaptığı affedilmez!

11 Aralık 2015

F.BAHÇE, UEFA Avrupa Ligi’nde tüm hızıyla devam ediyor. Maçın başından itibaren oyunun kontrolünü eline alarak, rakibine alan bırakmadan, yakın oynayıp baskı yaparak her şeyini ortaya koydu.

CELTIC’İN sadece adı kalmış. Bu takımın yaptığı tek şey kendi yarı sahasında savunma yapmak, F.Bahçe’nin oyununu bozmak üzerineydi. Çok koşarak, sert ikili mücadelelere girerek, F.Bahçe’yi yıldırmaktı.

İLK yarı itibarıyla F.Bahçe’nin etkili bir futbol ortaya koyduğunu söyleyemem. Kendine koşu alanları bırakmayan Diego, Souza, Alper, Fernandao’nun başarısız göründüğü ilk yarıda öne çıkan isim Gökhan Gönül’dü. Yükselen formuyla sahanın en etkilisiydi. Markovic’in attığı golde, yaptığı dripling ve attığı derin pas muhteşemdi. Gönül’e eşlik eden 2 isim Mehmet Topal ve Markovic’ti.

TOPAL çok bilinçli oynuyor. Rakibin tüm ataklarını kesen ve topu oyuna sokan hatasız sokan oyuncuydu. Markovic’in en güçlü yönü sürati ve driplingleri. Doğru zamanda rakip defans arkasına yaptığı topsuz koşular çok etkili oluyor. Daha çok genç ve tecrübesiz olduğu için oyun içinde sürekliliği yok. Ne zaman dripling yapması veya pas vermesi gerektiği konusunda gelişmeye ihtiyacı olan önemli bir yıldız oyuncu.

PEREIRA SINIFTA KALDI

MAÇ boyunca çok efor sarfeden ancak hiçbir şey üretmeyen Diego’nun hakemin 2 metre yanında rakibe tekme atıp takımı 1 kişi eksik bırakması, affedilir gibi değil. Hiçbir oyuncunun bunu yapma hakkı yok. Bunun faturası Diego’ya ağır olmalı.

DIEGO’NUN atılmasıyla oyun bambaşka bir hal aldı. Ronny Deila, Commons ve Rogic’i oyuna alarak baskı yapmaya başladı ve Celtic 75’te skoru eşitledi. Pereira ilk hamlesini 82’de Ozan’ı alarak yaptı. Ancak F.Bahçe’nin 4-4-1’e dönmesi ve oyuna Caner’i dahil ederek Hasan Ali’nin önünde pozisyon aldırarak, Alper’i de Gönül’ün önüne çekmesi gerekirdi. Tabii ki Fernandao’nun da oyunda kalması...

ANCAK F.Bahçe son dakikaları forvetsiz ve gol yememek için mücadele ederek geçirdi. Avrupa Ligi’nde yolumuza devam etsek de tüm bu olumsuz görüntülere sebep olan başta Diego ve oyuna doğru müdahale etmeyen Pereira eleştirilmeyi fazlasıyla hak ettiler.

Devamını Oku

Denizli’yi anlayamadım

9 Aralık 2015

YOLUNA UEFA Avrupa Ligi’nde devam etmek isteyen G.Saray’da, Mustafa Denizli’nin 1. önceliği gol yememek ve rakibine yenilmemekti. Böylesine kritik maçta hocanın orta saha direncini yüksek tutmak amacıyla Chedjou’yu, Selçuk’la birlikte ön liberoda oynatması kağıt üzerinde herkese mantıklı gelebilir. Bana göre bu uygulama Chedjou’yu yeterince tanımayan Mustafa Hoca açısından çok büyük hataydı. Chedjou, hiçbir şekilde orta saha özelliği olmayan, pozisyon almasını bilmeyen, sahada acemi çaylak gibi bulunan, gezinen ne yapması gerektiğini bilmeyen biri durumundaydı.

CHEDJOU’NUN orta sahada, Olcan’ın da sol bekte oynaması defans dörtlüsünün de dengesini bozdu. Rakip, Olcan’ın bölgesinden etkili hücum girişimlerinde bulundu. En önemlisi de bu tarz rakiplere karşı top hakimiyetiyle oynayarak oyunun kontrolünü elinde tutup, gol aramak gerekir. Dolayısıyla bu maçta Selçuk’a eşlik edecek isim Bilal olmalıydı. G.Saray’ın en büyük eksiği oyuncuların rakibe yakın oynamaması, ikili mücadelelere girmemesi ve rakibe refakat etmeleriydi.

BİLAL SAHADA OLMALIYDI

AMACI sadece takım halinde savunma yapıp kazandıkları toplarda da Kabananga, Twumasi ve Foxi ile gol bulmak olan Astana takımına karşı Mustafa Hoca’nın 2. yarıya başlarken Chedjou’yu stopere, Hakan’ı sol beke çekip Bilal’i de oyuna alması çok doğru olurdu. Oyunun genel gidişatında Astana 2-3 kez etkili şekilde kalemizde tehlike yarattı ve 62. dakikada Olcan’ın ters kademe hatasında golü buldu. Ancak iki dakika sonra Selçuk’la bunu telafi ettik.

70’Lİ dakikalara gelindiğinde Astana’nın Olcan’ın bölgesini bu derece etkili kullandığı maçta Denizli’nin kaderine razı bir şekilde hiçbir şekilde hamle yapmamasını anlamak mümkün değildi.

HER şeye rağmen başta Sneijder, Yasin, Podolski, Selçuk ve Sabri’nin iyi performans gösterdiği maçı berabere bitirerek UEFA Avrupa Ligi’ndeki yolumuza devam etmemiz Türk futbolu adına çok önemliydi. Beklentimiz G.Saray’ın devre arasını iyi değerlendirerek yapılacak birkaç önemli transferle birlikte bu ligdeki hedefini büyütmesi olacaktır.

Devamını Oku

Konsantrasyon kaybolunca...

6 Aralık 2015

LİGİN 5. haftasından sonra liderliği Beşiktaş’a bırakan F.Bahçe, ilerleyen haftalarda ortaya koyduğu büyük performansla ve topladığı puanlarla büyük sükse yaparak, geçen hafta da Trabzonspor’u yenerek 13. haftada tekrar liderliğe yükselmişti. Ancak tüm hafta boyunca yazılı ve görsel medyada abartılı şekilde F.Bahçe haberlerini okuduk ve izledik. Aslında aslına bakarsanız Trabzon maçının 2. yarısında Vitor Pereira’yı da izledik! Oyun sırasında Van Persie ile elleri çakması, oyun 1-0 ilerlerken sanki maçı kazanmışçasına tavırlar sergileyip riskli oyuncu değişiklikleri yapması gibi...

PEREIRA ve oyuncular istikrarlı bir şekilde maçları kazanırken ellerindeki en büyük silah; coşku, inanç ve yüksek konsantrasyonla kazanma azimleriydi. Ancak G.Antep maçının daha başından itibaren oyuncuların konsatrasyonları çok düşüktü. İlk bireysel hata kaleci Volkan’dan geldi ve F.Bahçe 1-0 yenik duruma düştü. Aynı şekilde 30. dakikada da F.Bahçe’nin kornerden gol aradığı bir anda bu sefer Hasan Ali savunmada doğru pozisyon almadığı için gelişen bir kontratakta topa hamle yapmakta gecikti, zamanlama hatası yaptı ve kırmızı kart gördü.

HAMLELER DOĞRUYDU

SAHADA 10 kişi kalan F.Bahçe, Gökhan’la 49’da gol bulsa da bu sefer de Diego’nun dikkatsizliği penaltıya neden oldu. Elindeki tek silahı çok koşmak ve mücadele etmek olan G.Antep’e karşı F.Bahçe sahada 1 oyuncu eksik olmasına rağmen Alper’le bulduğu golle oyuna geri döndü.

PEREIRA’NIN Souza’nın yerine Caner ve Diego’nun yerine Volkan Şen hamleleri son derece doğruydu. Alper’i M.Topal’la orta sahada eşleştirmesi, Volkan-Nani- Fernandao ile hücumu üçleyip golü araması Pereira’nın bu maçı fazlasıyla kazanmak istemesinin göstergesiydi.

BU maçtaki oyuncu performanslarına baktığımda en etkili oyuncunun Alper olduğunu, M.Topal ve Gökhan’ın da öne çıkan oyuncular olduğunu söyleyebilirim. Pereira, Alper’i 11’e nasıl taşıdıysa Ozan ve Volkan Şen’i de 11’e taşıdığı gün bu F.Bahçe’yi durdurmak çok daha zor olacaktır.

Devamını Oku

F.Bahçe saygı kazandı

30 Kasım 2015

F.BAHÇE, istikrarlı şekilde kazanıyor, oynadığı maçlarda doğru takım savunması uygulayıp, rakiplerine önemli gol pozisyonları vermiyor. Bunun yanında genelde oyun kontrolünü elinde tutarak, gol bulmaya yönelik ortaya koyduğu iradeyle de lige ağırlığını koyuyor.

HER ne kadar halen beklentilerimize tam anlamıyla cevap alamasak da başta Pereira olmak üzere tüm F.Bahçeli futbolcular spor kamuoyu, camiası, taraftarı ve bizler üzerinde saygı oluşturmayı başardılar. F.Bahçe, savunmanın yanında hücum zenginliğini daha da arttırması adına Ozan ve Volkan Şen’den 11’de faydalanmaya başladığı gün bu saygı artacaktır.

F.BAHÇE, Beşiktaş’ın kaybettiği, G.Saray’ın berabere kaldığı haftada liderliği tekrar elde etmek adına muhteşem taraftarı önünde oyuna coşkulu başladı. V.Demirel ve defans dörtlüsü çok güvenle oynamakla birlikte, özellikle kanatlardan Hasan Ali ve Gökhan’la hücuma destek verdiler. M.Topal ise her geçen gün F.Bahçe’nin vazgeçilmezi olduğunu haykırırcasına yüksek performansla oynamayı sürdürüyor.

NANI GOCUNMUYOR

NANI, kalitesiyle, kıvraklığıyla, dripling ve şutlarıyla bir dünya yıldızı. Her top kaybında defansa yardım etmekten hiç gocunmuyor. Alper ise temposuyla, hareketliliğiyle F.Bahçe’nin en etkili oyuncusu olduğunu ortaya koyuyor.

PEREIRA’NIN artık görmesi gereken en önemli konu Diego, wwwSouza, Van Persie ile ilgili kararlarıdır. Van Persie ve Fernadao’yu rakibe ve oyuncuların performansına göre değişkenlik içinde kullanabilir. Ancak asıl önemli olan Ozan ve Volkan Şen’i kullanmayı becerebilmesindedir. Diego ve Souza’nın varlığında bile F.Bahçe bu derece iyi sonuçlar alıyorsa, Ozan ve V.Şen’le birlikte seyir zevki daha yüksek bir F.Bahçe izleriz.

KARŞILAŞMANIN son bölümü iki takım açısından da hoş görüntelere sahne olmasa da F.Bahçe bu maçta 2 gol bularak yoluna emin adımlarla devam ediyor.

Devamını Oku

G.Saray, savunma yapmayı bilmiyor

29 Kasım 2015

LİGDE en fazla gol atan 2 takımdan biri olan G.Saray’ın son iki maçta 6 gol atmasına ve maçın son dakikalarına kadar önde olmasına rağmen 5 puan kaybetmesi Kasımpaşa maçını daha da önemli hale getirdi.

MUSTAFA Denizli’nin bu maçtaki tek hedefi ligin en az gol yiyen takımına karşı göze hoş gelen futboldan ziyade 3 puanla ayrılmaktı. Mustafa Hoca’nın devre arasına 5 hafta kala takımına katacağı en büyük değer psikolojik çalışmalar ve 11’e yeni 1-2 isim sokarak taktiksel bir farkındalık yaratmak olacaktır. Takımının şampiyonluk yarışında var olabilmesi için devre arasına kadar minimum puan kaybıyla oynaması gerekiyor. Rıza Hoca’nın Kasımpaşa’sı disiplinli, agresif, rakibe yakın oynayan oyunculardan kurulu. Rakibine gol pozisyonu vermemenin yanında gol noktalarında Eren, Adem, Tunay, Hakan ile etkili olan, iyi organize olmuş bir takım.

G.SARAY’DA görünen sorunlardan ilki Semih’in stoper olarak asli görevlerini yerine getirememesi, ciddi bireysel hata yapması ve doğru pozisyon alamamasıydı. 2. olarak orta sahanın dirençsiz olması, Selçuk ve Sneijder’e eşlik edecek, onları tamamlayacak özelliklere sahip bir oyuncunun kadroda olmaması.

ÜÇÜNCÜSÜ ise Lukas Podolski, Yasin ve Burak Yılmaz yeterince uyum içinde olmamaları ve takım oyununa fazla katkı sağlamayıp bireysel özelliklerini öne çıkarmaları olarak gözüktü.

RADİKAL DEĞİŞİM ŞART!

MUSTAFA Hoca, takımı orta sahada top hakimiyetini kaybedince istediği verimi alamadığı Emre’nin yerine Rodriguez’i oyuna soktu. Ancak bu hamle de topa daha fazla hakim olmaya yetmedi. Oyunun hakimi Kasımpaşa’ydı. Çok koşan, ikili mücadeleleri kazanan, dönen topları alan, gol arayan taraftı. İkinci yarı Adem, Scarione, de Valle ve Eren gol bulmak için G.Saray’ı zorladılar. G.Saray, savunma yapmayı bilmiyor. Adem Büyük’ün sağda yaptığı muhteşem driplingi sadece seyreden G.Saraylılar, ikinci golü yemeyi de hak ettiler. Mustafa Hoca’nın işi gerçekten zor. Onun büyük kariyeri ve ismi bile oyuncuları heyecanlandırıp daha coşkulu, istekli hale getirmiyor ve kazanmak için her şeyini ortaya koymalarına yetmiyorsa Mustafa Hoca’nın devre arasında radikal değişiklikler yapması gerekecektir.

Devamını Oku

Hak edilen galibiyet

27 Kasım 2015

MOLDE, UEFA Avrupa Ligi’nde gruptan çıkmayı garantilemiş olsa da hiçbir şekilde F.Bahçe’nin rakibi olabilecek güce ve kaliteye sahip bir takım değil! Zeminin sentetik olması, hava şartlarının zorlu olması, yağmur, rüzgar F.Bahçe için mazeret olamaz, olmadı da!

F.BAHÇE maçın başından itibaren oyunun kontrolünü eline aldı. Özellikle orta sahada Souza, Ozan, Nani, Diego ve Alper’le topa sahip olup oyunu Molde kalesine rahatça taşıyabildi. F.Bahçe’de eksik olan tek şey final toplarını doğru kullanamamak ve özellikle de bu zeminlerde şut girişiminde bulunmamaktı. Özellikle ilk devrede topa bu kadar hakimken kanatlarda Hasan Ali ve Gökhan Gönül’ü etkili olarak kullanamadık.

MOLDE’NİN oyun anlayışı, rakibi kendi yarı sahasında karşılamak, F.Bahçe’nin topla oynamasına izin vermek, topu kazandıkları zaman da hızlı, etkili hücuma çıkmaktı. Bunun yanında şutla veya duran topla gol bulmak... Bu takımın 10 puanla grupta lider olduğuna inanmak gerçekten çok zor.

OYUNA HAKİMDİLER

DIEGO sıradan bir oyuncu gibi oynarken Ozan Tufan’ın iki ceza alanı arasındaki oyunu, temposu gayet iyiydi.

İKİNCİ yarıda Molde rüzgarın da etkisiyle oyunu daha fazla önde oynamaya başladı. Bu dakikalarda F.Bahçe daha fazla top kaybıyla oynayınca koşu mesafeleri uzadı.

YİNE de orta sahadaki başarılı pas organizasyonu sonunda ilk defa kanada etkili inen F.Bahçe’de Alper’in muhteşem ortasını Fernandao’nun gole çevirmesi seyre değerdi.

F.BAHÇE iyi mücadele ediyor. Doğru savunma yaparak rakibe önemli pozisyon vermiyor. Oyuna hakim olarak, dengeli oynayabiliyor. Gol yemediği gibi bir şekilde gol noktalarında etkili olup sonuca ulaşıyor. F.Bahçe hak ettiği bir galibiyet elde etti. Başta oynadığı futbolu golle de süsleyen Ozan olmak üzere tüm oyuncular ve Vitor Pereira’yı kutlarım.

Devamını Oku

Pereira takımına hakim görünüyor

21 Kasım 2015

LİGE verilen aranın ardından çıkılan ilk maçta istekli, coşkulu ve yüksek konsantrasyonla oynamak hiç kolay değildi. Ancak F.Bahçe maça çok hızlı ve etkili başladı. Maçın başından itibaren kontrolü eline aldı ve takım halinde Mersin kalesinde önemli pozisyonlar yarattı. Takım savunmasını layıkıyla, başarıyla uygulayan F.Bahçe, uzun bir aradan sonra rakip 3. bölgede de çok iyi bir oyun ortaya koydu.

F.BAHÇE’NİN yükselen yıldızı Hasan Ali! Sakinliği, soğukkanlılığı ile savunmada asli görevlerini dengeli olarak yerine getirirken hücum etkinlikleri ve gol noktalarındaki becerileri ile öne çıkan en önemli oyunculardan biri oldu. Hasan Ali’ye eşlik eden bir diğer isim ise Mehmet Topal’dı. Tüm savunma görevlerini dört dörtlük yerine getirirken Kjaer ve Alves’in uyumu, bunun yanında Hasan Ali’ye yaptığı asist öncesi derin, dikine driplingi muhteşemdi.

F.BAHÇE’DE tüm oyuncular yüksek performansla oynarken bunda Mersin’in özellikle de Bülent Korkmaz’ın sahaya çıkardığı 11 göz ardı edilmemeli. Nakoulma gibi etkili ve çok güçlü, gol noktasına top taşıyan oyuncunun yedek kulübesinde olmasını anlamak mümkün değil! F.Bahçe güven içinde oynuyor. Defansta yüksek konsantrasyonla, bireysel hata yapmadan özellikle de mesafeleri daraltarak rakibe pozisyon vermiyor. Orta sahada Souza ve M.Topal takımın mücadele gücünü yükseltirken Alper’in varlığı ise takımın temposunu yükseltiyor. Özellikle Diego, rakip kaleye ne kadar yakın oynarsa takımına katkısı da o derece fazla olur. Nani’ye yaptığı asistte olduğu gibi.

BAŞARI SÜRMELİ

SAVUNMA yapmayı beceremeyen bir Mersin İdmanyurdu takımına karşı ortaya konulan başarılı futbol Vitor Pereira ve bizleri yanıltmasın! Ancak bir gerçek var ki o da Pereira takımına hakim görünüyor. Bugün çıkardığı 11’in başarılı performansı ve oyuncu değişiklikleri ile etkili bir teknik adam profili çizdi... F.Bahçe ligdeki 12 maçın sonunda ilk defa bir maçta 3 farklı gol ayağı ile maçı kazanarak da doğru yolda olduğunu gösterdi. F.Bahçe’den beklentimiz bu başarılı ve etkili oyunu başta Molde olmak üzere sonraki maçlarda da sürdürmesi.

Devamını Oku

Şen yedek oturmaz!

8 Kasım 2015

İLK dakikadan beri oyunun kontrolü F.Bahçe’de olsa da V.Şen ve Nani’nin ilk 11’de olmadığı, orta sahası M.Topal, Josef ve Diego’dan kurulu olan bu takımın göze hoş gelen futbol oynayıp, gol pozisyonları yaratması çok zordu! Bir takımın orta sahası ancak bu kadar üretkenlikten uzak olabilir. Bu 3’lü topu hep yana ya da geriye oynayarak tempo yapamaz.

PEREIRA’NIN tercih ettiği 11’de topu ileriye doğru taşıyabilecek sadece 2 oyuncusu vardı. Biri Alper, diğeri G.Gönül! Bu 2’sinin dışında hiçbir oyuncu ne derinlemesine topsuz koşu ne de topla dripling yapma gibi özelliklere sahipler. Rakip oyuncuların sadece kendi ceza sahası üzerinde durması bile onların pozisyon vermemelerine yetti.

PEREIRA, F.Bahçe’nin daha etkili bir takım olması için radikal değişiklikler yapmalı. İlk olarak Diego’yu kenara alıp, oyunu 2 yönlü oynayabilen, tempolu ve koşu kalitesi yüksek Alper Potuk’u monte etmeli. Aynı şekilde Mehmet Topal veya Josef’ten birini oynatıp, Ozan’ı ön liberoya koymalı. Topun F.Bahçe’de olduğu her an Alper ve Ozan’dan hücuma destek vermeleri ve özellikle gol noktalarında olmaları talep edilmelidir.

F.BAHÇE HAK ETTİ

F.BAHÇE’NİN en etkin bölgeleri kanatlarıdır. Solda Caner’in yokluğunda Hasan Ali ve Nani, sağda ise G.Gönül ve V.Şen olmalıdır. Şen’in yedekte olmasını anlamak mümkün değil! Top tekniği yüksek, çabuk, dripling yapabilen Volkan’ın 11’de olmaması benim Pereira’yı daha fazla sorgulamama neden oluyor.

PEREIRA, 2. yarıya düşündüğüm gibi Volkan ve Nani’yi alarak başladı. Ancak Diego halen oyundaydı. Bu yarı boyunca da F.Bahçe’nin baskılı oyunu devam etti ve hak ettiği galibiyet golünü Fernandao ile buldu.

PEREIRA, takımı yaz-boz tahtasına çevirmeyi bırakıp, doğru ve istikrarlı 11’i oluşturmayı becerdiği gün takım karakteri güçlü oyuncular ortaya çıkacak ve bu takım şampiyonluğun 1 numaralı favorisi olacaktır.

Devamını Oku