YOLUNA UEFA Avrupa Ligi’nde devam etmek isteyen G.Saray’da, Mustafa Denizli’nin 1. önceliği gol yememek ve rakibine yenilmemekti. Böylesine kritik maçta hocanın orta saha direncini yüksek tutmak amacıyla Chedjou’yu, Selçuk’la birlikte ön liberoda oynatması kağıt üzerinde herkese mantıklı gelebilir. Bana göre bu uygulama Chedjou’yu yeterince tanımayan Mustafa Hoca açısından çok büyük hataydı. Chedjou, hiçbir şekilde orta saha özelliği olmayan, pozisyon almasını bilmeyen, sahada acemi çaylak gibi bulunan, gezinen ne yapması gerektiğini bilmeyen biri durumundaydı. CHEDJOU’NUN orta sahada, Olcan’ın da sol bekte oynaması defans dörtlüsünün de dengesini bozdu. Rakip, Olcan’ın bölgesinden etkili hücum girişimlerinde bulundu. En önemlisi de bu tarz rakiplere karşı top hakimiyetiyle oynayarak oyunun kontrolünü elinde tutup, gol aramak gerekir. Dolayısıyla bu maçta Selçuk’a eşlik edecek isim Bilal olmalıydı. G.Saray’ın en büyük eksiği oyuncuların rakibe yakın oynamaması, ikili mücadelelere girmemesi ve rakibe refakat etmeleriydi.BİLAL SAHADA OLMALIYDIAMACI sadece takım halinde savunma yapıp kazandıkları toplarda da Kabananga, Twumasi ve Foxi ile gol bulmak olan Astana takımına karşı Mustafa Hoca’nın 2. yarıya başlarken Chedjou’yu stopere, Hakan’ı sol beke çekip Bilal’i de oyuna alması çok doğru olurdu. Oyunun genel gidişatında Astana 2-3 kez etkili şekilde kalemizde tehlike yarattı ve 62. dakikada Olcan’ın ters kademe hatasında golü buldu. Ancak iki dakika sonra Selçuk’la bunu telafi ettik.70’Lİ dakikalara gelindiğinde Astana’nın Olcan’ın bölgesini bu derece etkili kullandığı maçta Denizli’nin kaderine razı bir şekilde hiçbir şekilde hamle yapmamasını anlamak mümkün değildi.HER şeye rağmen başta Sneijder, Yasin, Podolski, Selçuk ve Sabri’nin iyi performans gösterdiği maçı berabere bitirerek UEFA Avrupa Ligi’ndeki yolumuza devam etmemiz Türk futbolu adına çok önemliydi. Beklentimiz G.Saray’ın devre arasını iyi değerlendirerek yapılacak birkaç önemli transferle birlikte bu ligdeki hedefini büyütmesi olacaktır.