ÜÇ kulvarda da başarılı şekilde ilerleyen F.Bahçe’de Vitor Pereira elindeki geniş kadroyu en efektif şekilde kullanmaya çalışıyor. Braga maçı öncesi takımın bütün yükünü istikrarlı şekilde sırtında taşıyan M.Topal’ı dinlendirmesi, üst üste maçlar oynayan ve yetersiz fiziğiyle yıpranan Van Persie’nin kenarda oturması, Fernandao’nun oynatılması son derece doğruydu.

SAKAT Gökhan’ın yerine Şener’in, maç ritmini ve motivasyonunu kaybetmemesi için Caner’in yerine H.Ali’nin oynatılması da doğruydu.

VITOR Pereira geçen eylül ayından itibaren tam bir savunma takımı antrenörü oldu. Ligde düşmeme mücadelesi veren Kayserispor’a karşı bile kesinlikle risk almamak için M.Topal’ın pozisyonunda Kadlec’i tercih etti. Souza’yı merkeze çekip genç Ozan’ı sahaya sürmek ve ondan hücum yönünde de etkin olmasını talep etmek gibi bir düşünceyi reddetti.

KAYSERİSPOR ligde zor durumda olsa da genel oyun anlayışları çok pozitif... Çok koşan, mücadele eden, disiplinli bir takım. Sürekli oyunun içinde kalan, oyunun sadece savunma bölümünü değil, aynı zamanda gol atabilmek için de hücumda başta Biseswar, Deniz, Ömer ve William’la etkili olmaya çalışan bir takım.

2. YARIDA BÜYÜK BASKI

KAYSERİSPOR’UN bu agresif mücadelesi karşısında F.Bahçe oyun ritmini yakalayamadı. Takım savunmasını her zamanki gibi doğru uygulayan F.Bahçe, 2. topları kazanamadığı için rakip sahada bildiğimiz şekilde rakibe tekrar tekrar baskı yapamadı, ta ki Mabiala 45. dakikada 2. sarıdan kırmızı kart görene kadar!

KOCA ilk yarı sadece Volkan Şen ve Nani’nin bireysel gayretleriyle etkili olmaya çalışmalarıyla geçti. 2. yarıyla birlikte F.Bahçe’nin büyük baskısı başladı ve Kayseri kendi sahasından çıkamaz oldu.

VITOR Pereira, Şener’in yerine Van Persie’yi oyuna alarak 3-4-3 sistemine geçti ve 53. dakika yaptığı önemli hamlenin karşılığını aldı.

AVRUPA Ligi’nde emin adımlarla ilerleyen F.Bahçe’de Vitor Pereira’nın bu maçtaki birinci amacı gol yememekti. Sahaya sürdüğü 11’e baktığımda Nani’nin yerine Alper’i tercih etmesi, onun korkularının, çekincelerinin göstergesiydi. Aslında orta sahada M.Topal, Souza ve Ozan’ın oynamasıyla bu maçla ilgili riskleri zaten minimuma indirmişken Nani’nin yedekte oturması son derece hatalıydı.

GÖKHAN Gönül ve Nani’nin yokluğunda F.Bahçe’nin işleyen kanadı sol taraftı. Sağ kanatta Şener ve Alper vardı. Nani ve Gökhan Gönül yoktu. Sol kanatta tüm yükü Caner ve özellikle Volkan Şen taşıdılar. F.Bahçe’nin tüm etkili atakları Volkan Şen’in gayretiyle gelişti.

ASLINDA orta sahada M.Topal, Souza ve Ozan müthiş mücadele ederken F.Bahçe’nin gol ayakları Volkan Şen ve Nani olmalıydı derken gol yemekten fazlasıyla çekinen Vitor Pereira, sahanın en başarılı oyuncusu Volkan Şen’i oyundan alarak Nani’yi oyuna dahil etti.

DOĞRU 11 YOKTU

BU maçı galip bitirmek adına Nani ve Fernandao’yu oyuna sokması Vitor Pereira

açısından çok daha doğru olurdu. Kendi saha ve seyirci avantajını hiçbir şekilde kullanmayan Vitor Pereira taraftarlarının beklentilerine cevap veremedi.

HER şeye rağmen F.Bahçe maçın ikinci yarısında daha başarılı bir oyun ortaya koydu. Ancak gol noktalarında son vuruşu yapacak oyuncu yoktu. Geç de olsa maçın 79. dakikasında, bu dakikaya kadar risk almayan Vitor Pereira, Alper’i oyundan alarak Fernandao’yu oyuna soktu.

VITOR Pereira bu maçta doğru strateji, doğru 11 belirlememiş olsa da takımın ortaya koyduğu mücadele ve özellikle de takımın vazgeçilmezi, her şeyi Mehmet Topal’ın üstün gayretiyle golü bulup umutları bir sonraki maça taşıdı.

Ligin boyu kısaldıkça takımların ortaya koyduğu mücadele gittikçe sertleşiyor, neticeyi elde etmek, gole ulaşmak zorlaşıyor. Şüphesiz bu zorlu mücadele içindeki takımlardan Süper Lig, Avrupa Ligi ve Ziraat Türkiye Kupası’nda emin adımlarla hedefe yürüyen F.Bahçe’nin bugün itibariyle ligimizin en başarılı takımı olduğunu söylemeliyiz.

AKHİSAR deplasmanı her zaman zorlu olmuştur. Gökhan, Caner, Alves ve Nani’den yoksun F.Bahçe’den bu rakibe ve zemine rağmen iyi futbol beklemek doğru olmazdı. Pereira için gol yemeden gole ulaşmak yeterliydi. Zaten orta saha mücadelesi şeklinde geçen maçta öne çıkan isim Şener oldu ve 35. dakikada müthiş bir şut atarak gole ulaştı.

AKHİSAR ligin iyi organize olmuş 3-4 takımından biri. Bu tür rakiplere karşı oyunun tüm kontrolünü ele almak, yüksek top hakimiyeti ile fazlaca pas yaparak oyunu rakip yarı sahaya yıkmak ve gol noktalarında çoğalarak gol bulmak zor iş. Bu yüzden orta saha mücadelesi şeklinde geçen bu maçta ikinci bölgeden gelen sürpriz oyuncularla gole ulaşmak çok daha kolay ve doğru olarak gözüktü. Diego’nun kaleyi bulmayan müthiş şutu ve Şener’in muhteşem golü ile asisti gibi.

BU tür maçlarda öne çıkan, yıldızlaşan oyuncu çok zordur. Daha çok koşan, mücadele eden, takımı için büyük efor sarf eden oyuncuları izledik. Tabii Şener’i ayrı bir yere koyarak...

ŞENER’E SAYGI

VOLKAN’IN F.Bahçe kalesinde olmasının verdiği güvenle Kjaer, Kadlec, Şener, Hasan Ali ve M.Topal bireysel hatalardan uzak doğru oynayarak bir maç çıkardı. Souza ve Diego orta sahada alanları kapatırken Diego her fırsatta hücuma destek vermeye çalıştı. Bu iyi organize olmuş takım karşısında F.Bahçe oyunu rakip sahaya yığamayınca Alper, V.Şen ve Persie kendilerine alan bulamadılar, hücum yönünde etkili olamadılar.

GÖKHAN Gönül’ün yokluğunda oynama şansı yakalayan Şener’in futbolculuk özellikleri bir yana karakterine de saygı duymamak elde değil. İşte şampiyonluklara bu karakterlerle ulaşılır.

F.BAHÇE kendi saha ve taraftarı önünde karşılaşmaya büyük bir coşku ile başladı. Böylesine muhteşem taraftarın ve oyunun 1. dakikasından itibaren agresif baskı yapan F.Bahçe karşısında Beşiktaş’ın gerçek kimliğini ortaya koyamaması, psikolojik olarak olumsuzluk yaşamaması kaçınılmaz oldu.

VITOR Pereira bu önemli derbi maçına çok doğru bir 11 ile sahaya çıktı. Özellikle Alper ve Volkan Şen tercihleri ile savunma direncini yükseltirken, diğer yandan topa daha fazla sahip olup, yüksek tempo ile oynayıp Beşiktaş’a alan ve zaman vermeden oyunun kontrolünü tamamen eline aldı. Maçı kazanma adına tüm benliğiyle mücadele eden F.Bahçeli oyuncular, sahanın her alanında girdiği ikili mücadeleleri kazanarak Beşiktaş’ın topa sahip olmasına, pas yapmasına, hücuma çıkmasına izin vermedi.

OYUN Alper ve özellikle Volkan Şen’in derin koşuları ve yüksek tempolu bire bir diriplingleri ile şekillendi. İlk yarı sonu geldiğinde sahada F.Bahçe’nin kazanma azmi, temposu, mücadelesi karşısında çaresiz kalmış bir Beşiktaş takımı izledik.

DENGE GELDİ

İKİNCİ yarı yine F.Bahçe baskısı ile ilerlese de Beşiktaş, F.Bahçe kalesinde ciddi pozisyonlara girmeye başladı. Bu derece yüksek tempo ile oynayan F.Bahçe’nin yorulması karşısında 60’ta Alper Potuk ve Diego’nun yerine Nani ve Ozan’ın oyuna girmesi teknik direktör Pereira’nın doğru hamleleriydi.

OYUNDAN alınan Diego ve Alper’in mutsuzluk ifadeleri çok anlamsızdı. Özellikle 60’tan sonra oyuna denge getiren taraf Beşiktaş’tı. Atiba ve Oğzuhan öne çıkamadığı ve silik kaldığı karşılaşmada göze batan oyuncu Sosa’ydı...

TARAFTARIN gücünü ve coşkusunu, oyuncularının kazanma azmini arkasına alan Vitor Pereira, sahaya sürdüğü 11 ve oyuncu değişiklikleri ile maça damgasını vurdu.

FİNAL maçlarında fark yaratamayan Şenol hoca ise oyuncularıyla birlikte bu zorlu rakibe karşı direnç gösteremedi, elinde var olan avantajı kaybetti.

MUHTEŞEM stat, iyi zemin, maçı kazanma adına oyunun hücum yönünü iyi oynayan 2 takım sahada olsa da tribünlerin boş olması bir şeyleri eksik bırakıyor. Taraftarların olmadığı bir maçı izlemek de oynamak da hiç hoş olmasa gerek...

TARAFTARINDAN yoksun Bursa’ya karşı F.Bahçe, diğer oynadığı deplasmanlardan farklı olarak, daha ilk dakikadan itibaren rakip kalede önemli gol pozisyonlarına girdi. L.Moskova maçında elde ettikleri başarılı sonuçla özgüveni tavan yapan F.Bahçe’de öne çıkan isim V.Şen’di. Coşkusuyla, koşuları ve driplingleriyle keyif verdi.

PEREIRA saygı görmeyi hak ediyor. Savunmayı mükemmele yakın hale getiren Pereira, artık oyunun hücum yönünü de geliştiriyor ve etkili olabiliyor. Ancak unutulmamalı ki bundan Volkan Şen’in ilk 11’de yer almasının etkisi büyük...

PEREIRA’YA sadece orta saha seçimine bağlı olarak tercih ettiği forvet oyuncusu açısından bir eleştiri getirebilirim. L.Moskova maçına M.Topal, Souza ve Ozan’la sahaya çıktı. Bu orta sahaya eşlik edecek forvet Fernandao olmalıydı. Öncelikli amaç mücadele ve baskıydı. Bu oyun anlayışı ve bu orta sahanın van Persie ile uyumlu olması çok zordu.

FERNANDAO ORTADA YOKTU

AYNI şekilde Pereira, dün Diego tercihi yaptı. Fernandao tercihi yanlış olmasa da doğru tercih Persie olmalıydı. Ancak Persie’nin Moskova maçında çıkarkenki olumsuz davranışları ve Fernandao’nun rakibi iyi tanımasından onu tercih etmesini de göz ardı edemem. İlk yarı itibarıyla oyuna ve topa hakim olan taraf F.Bahçe’ydi. Caner Erkin ve Gökhan’dan destek gelse de Volkan Şen fazlasıyla rakibi zor duruma soksa da Fernandao ortada yoktu, girdiği pozisyonlarda başarısızdı...

ÖNCELİKLE F.Bahçe açısından gol geciktikçe alanlar büyümeye başladı ve Pereira 65. dakikada Souza’nın yerine Van Persie’yi alarak gol bulma adına riskleri büyüttü. 70. dakikadan itibaren tempo düştü. Her iki takım da topa sahip olmaya başladı ve orta sahalar daha rahat geçilmeye başlandı.

GECENİN göze batan en büyük olumsuzluğu Pereira’nın yaptığı oyuncu değişiklikleriyle oyun temposunun düşmesiydi. Özellikle de Nani yerine Volkan Şen’i oyundan almasıydı.

SCARIONE ile Eren Derdiyok’un yokluğunda ve F.Bahçe’nin agresif mücadelesi karşılığında topu tutamayan, pas yapamayan, rakip ceza alanına giremeyen, sürekli topun ve rakibin peşinden koşan çok vasat bir Kasımpaşa sahadaydı.

SADECE oyunun savunma yönünü oynayabilen, hücum yönünde hiçbir etkinliği olmayan, tek amacı gol yememek olan Kasımpaşa’ya karşı alan bulmak, organize ataklar geliştirmek kolay değildi.

VITOR Perreira’nın Mehmet Topal ve Souza’nın yokluğunda orta sahanın merkezinde Kadlec’i tercih etmesi çok doğruydu. Kadlec agresif yapısıyla, hem Kjaer ve Alves’in önünü çok iyi kapattı hem de orta saha mücadelesinde Diego ve Ozan’a çok destek verdi. Diego oyun bilgisi ve tecrübesiyle başarılı bir maç çıkartırken sahanın en vasat oyuncusu maalesef Ozan’dı.

GÖKHAN’IN KONUMU FARKLI

MAÇI kazanma adına çok koşan, mücadele eden, rakibe her alanda baskı yapan F.Bahçe hak ettiği şekilde Diego ile müthiş bir gol buldu. Maçın başından itibaren kırmızı kart görmek için her şeyi yapan Titi’nin sebep olduğu penaltı sonrası Van Persie’nin takımını 2-0 öne geçirmesiyle maç da ilk yarı itibariyle bitti. Titi’nin takımını 10 kişi bırakmasından sonra F.Bahçe daha da şiddetli şekilde rakibine baskı yapmaya başladı. Nadiren Malki ve Del Valle ile F.Bahçe kalesinde gol arayan Kasımpaşa olsa da oyunun kontrolü tamamen F.Bahçe’deydi.

PERREIRA, eksik rakibine karşı oyun düzeninde bir değişikliğe gitmedi ve 72’ye kadar aynı 11’le oynadı. Yorulan Van Persie, Volkan ve Ozan’ın yerine Fernandao, Mehmet Topuz ile Alper’i alarak vites büyülttü, tempoyu yükseltti. Uzun bir aradan sonra Alper’i izlemek keyif verdi. Büyük bir beceriyle rakiplerine attığı çalım ve sonrasındaki golü muhteşemdi.

SAVUNMADA Kjaer-Alves-Hasan Ali, orta saha ve kanatlarda Kadlec, Volkan Şen ve Nani başarılı bir maç çıkarmış olsalar da benim için Gökhan çok farklı bir konumda yer alıyor. Ona klası, oyun bilgisi, saha içi davranışlarıyla büyük saygı ve sevgi duyulmaması mümkün değil. Taraftarların da duyduğu gibi.

ERSAN Gülüm’ün Çin’e transferini Beşiktaş’ın menfaatleri açısından doğru buluyorum. Bu transfer yapılırken Marcelo ve Alexis Delgado’nun erteleme maçlarında oynayamayacağı biliniyordu. Şenol hoca, Ersan’ın gidişine onay verirken Rhodolfo-Marcelo-Alexis 3’lüsüyle Süper Ligi idare ederim diye düşünmüştür.

BURADAKİ tek risk erteleme maçlarıyken Rhodolfo’nun sakatlığıyla Beşiktaş önemli bir problemle karşı karşıya kaldı. Genel itibarıyla Marcelo’nun cezası bir hafta olacağına göre bu konuda sıkıntı yok. Ama esas sorun erteleme maçları.

RHODOLFO’NUN böyle önemli bir sakatlık yaşaması Şenol hocayı ciddi anlamda düşündürüyordur. Başakşehir maçında Alexis’e kim eşlik edeceğine bakılacak. Kamuoyu, Tosic’in performansından tatmin olmasa da bence stoper tercihi Sırp oyuncu olmalı. Ama Şenol hoca onu solda kullanmayı tercih ediyor.

ATIBA ÇOK ÖNEMLİ BİR İSİM

BEŞİKTAŞ’IN stoper açısından çok sıkıntısı yok. Defansif açıdan büyük zaaflar yaşayan bir takım değil siyah-beyazlılar. Marcelo’nun yokluğu Başakşehir maçında takımı çok zorlamayabilir. Çünkü Beşiktaş’ı Beşiktaş yapan orta sahası ve hücum hattı. Defans oyuncularının katkısı ön tarafa eşlik etmek üzerine. Bu doğru yapıldığı sürece takım sorun yaşamayacaktır.

BECK ortalama bir sağ bek, oyunun hücum yönünde takıma çok büyük katkısı yok. Burada İsmail’e daha fazla yük biniyor ve o da bu işi çok başarılı bir şekilde yapıyor. Atiba da çok önemli bir oyuncu, onun stoperlere verdiği destek sayesinde Beşiktaş savunma anlamında az sorun yaşıyor.

BEŞİKTAŞ’IN şu anki sıkıntısı geçici. Marcelo’nun ligde oynanacak Başakşehir maçındaki cezası ve erteleme maçları önemli. Bu maçlar atlatılırsa Beşiktaş şampiyonluk için en avantajlı takım diyebiliriz.

MAÇIN ilk 45 dakikası itibarıyla oyun gücünü ortaya koyamayan, etkisiz bir F.Bahçe takımı sahadaydı. Antalya’daki hücum gücü yüksek Eto’o, M’Billa, Serdar gibi oyuncular, F.Bahçe’yi oldukça rahatsız etti. Orta sahada Zeki, Makoun ve Danilo rakiplerine yakın oynayarak ikinci topları ve ikili mücadeleleri kazanmalarının yanında kazandıkları topları olumlu kullanarak oyun üstünlüğünü ellerinde tuttular.

F.BAHÇE böylesine yüksek konsantrasyonla başarılı bir futbol ortaya koyan Antalyaspor’a karşı topa hakim olamadı, pas yapamadı, dolayısıyla oyunun kontrolünü kaybetti. Genelde oyunun kontrolünü elinde tutan, çokça pas yaparak rakibi kendi yarı sahasına hapseden ve bu bölgede agresif mücadele ile rakibe baskı yaparak hataya zorlayan ve tekrar tekrar hücum geliştirerek gol atmayı bir şekilde başaran F.Bahçe’den eser yoktu.

PEREIRA’NIN sahaya sürdüğü 11’de bütün yük Markovic ve Nani’deydi. Orta sahada onlara eşlik edebilecek bir oyuncu yokken Fernandao’dan ekstra işler beklemek hayâldi. Caner ve Şener kanatlardan etkili olmaya çalışsalar da gol noktasında Fernandao’ya eşlik edecek, gol koşusu yapacak kimse yoktu. Buna karşılık büyük kalitesi, üstün oyun zekası ve becerileriyle Eto’o golü atmıştı bile...

KONTROLÜ KAÇIRDI

PEREIRA’NIN bu kısır futbol anlayışı artık sıkmaya başladı! Yenik duruma düşen F.Bahçe’de Vitor Pereira, ikinci yarıda gol bulma adına riskleri büyüterek Ozan’ın yerine Van Persie’yi oyuna alarak ikili forvete geçti. Ancak 55. dakikada Eto’o’nun topu koruduğu, kaybetmediği bir pozisyonda M’Billa, Serdar, Danilo paslaşmasında Antalyaspor’un mükemmel golü geldi.

ÇIKARDIĞI 11’le ve sonrasında yaptığı oyuncu değişikliğiyle her şeyi eline yüzüne bulaştıran Pereira, oyunun kontrolünü elinden kaçırdı. F.Bahçe geniş alanlarda oynamaya başladı. Bu durumu doğru değerlendiren Antalyaspor, geliştirdiği hızlı hücumlarla 3. golü bulurken birçok pozisyonu da gole çeviremedi.

F.Bahçe 70. dakikadan sonra daha derli toplu oynamaya başladı. Şener ve Markovic’le sağ kanadı çok etkili kullanmaya başladılar. Ancak gole duran topta Alves’le ulaştılar. Fakat 4. golü yemekten de kurtulamadılar.

BU hezimet sonrası Pereira’nın büyük bir soğukkanlılıkla ciddi bir durum değerlendirmesi yaparak bundan sonraki maçlara ve haftalara yönelik radikal kararlar ve önlemler alması gerekecek. Aksi halde şampiyonluğa ulaşmak hayli zora girecek gibi gözüküyor!