Kazanmak işten bile değildi

6 Kasım 2015

F.BAHÇE maça çok iyi başladı. Genç ve tecrübesiz rakibi karşısında oyuna hakim olan, topu rakip sahada oynayan taraftı. Sahanın her alanında rakibine yakın oynayan, pas yaptırmayan F.Bahçe, rakibini kendi kalesinden uzakta tutarak gol pozisyonuna sokmadı.

ALVES ve özellikle Kjaer, Milik’e çok iyi markaj yaptılar. Orta sahada ise Mehmet Topal, Souza ve Diego, Ajax’ın pas oyununu bozdular. İlk yarıda F.Bahçe orta sahası hücum yönünde üretken değilken öne çıkan isim Nani oldu. Nani hem kanatta hem de orta sahada topla çok buluştu ve oyundan çıkana kadar takımın en etkili ismiydi.

SAHADA düşük temposu ve etkisiz oyunuyla Diego varken Vitor Pereira’nın Nani’yi oyundan çıkarması çok düşündürücü!

ÇOK GEÇ KALDI

GRUBUN en istikrarlı takımı Molde’nin çıkmayı garantilediğini düşünürsek grup ikinciliği adına ortaya konan bu mücadele, bu oyun anlayışı yeterli olacak mı acaba? Takımını bu kadar golden uzak tutmak “Aman kaybetmeyeyim” anlayışı, Vitor Pereira’yı hedefe taşıyabilecek mi?

MAÇI kazanma adına yapılabilecek birçok şey varken orta sahayı Ozan, Mehmet Topal ve Souza oynamak, Volkan Şen tercihini çok geç kullanmak neden? Tüm bunlara rağmen F.Bahçe’nin bu maçı kazanması işten bile değildi. F.Bahçe’nin UEFA Avrupa Ligi’nde yoluna devam edebilmesi için Molde deplasmanından mutlaka puanla dönmesi gerekecektir. Vitor Pereira elindeki kadronun kalitesinin ve potansiyelinin ne kadar büyük olduğunun farkına varıp artık doğru 11’i bulup kazanan takım yaratmalı.

Devamını Oku

Alper de olmasa..

29 Ekim 2015

F.BAHÇE 9 haftada 5 galibiyet aldı. Bu galibiyetler ya frikik ya korner ya da bireysel beceriyle geldi. Bugüne kadar rakibi baskı altına alan ve fazlaca gol pozisyonu yaratarak rahat bir galibiyet alamadı. Osmanlıpor’a karşı da maç boyunca topa hakim olan, orta sahada topu tutan taraf olsa da 3. bölgede çoğalamadı, gol pozisyonları yaratamadı.

MAÇ boyu öne çıkan isim, koşu kalitesi, driplingleri, oyunun iki yönünde de olan Alper oldu. Bu derece derin kadroya sahip Pereira’nın elindeki oyuncuları verimli ve etkili kullanamadığını artık gördük.

1. ve en önemli olan konu Diego’nun rakip kaleden uzak oynamasıdır. Pereira, Diego sevdasından vazgeçtiği gün F.Bahçe daha hareketli, dinamik ve hücumda daha etkili olacaktır. 2.’si orta sahada M.Topal ve Souza’dan birinin yerine Ozan’ı yerleştirmelidir. Ancak mutlaka 2 ön liberoyla oynamalı ve Ozan her an hücuma katkı sağlamalıdır. Yine de Ba, Caner, Volkan Şen ve Nani’nin olmadığı bir haftada deplasmandan galibiyetle ayrılmak önemliydi. F.Bahçe, 2. golü bulup rahatlayamasa da ortaya koyduğu mücadeleyle 3 puanı aldı.

GOL AYAĞI KISIRLIĞI

KJAER ve Alves hata yapmadan, yüksek konsantrasyonla oynadılar. G.Gönül ve Hasan öncelikle savunma görevlerini yaptılar. Zaman zaman Gökhan, etkili kanat atakları gerçekleştirdi. Sahada savunma yönünde çok koşan, mücadele eden ancak takıma hücumda hiçbir katkı sağlamayan Topal ve Souza vardı.

PEREIRA’DAN kaynaklanan F.Bahçe’nin en büyük sorunu gol ayaklarının kısırlığı. Beşiktaş ve Eskişehir maçlarının dışında gol ayağı sayısı 2’ye çıkmadı. Buna karşılık, Beşiktaş Antalya’yı Gomes, Olcay, Quaresma, Necip ve Cenk’le geçip, 5 farklı gol ayağı çıkardı.

PEREIRA, V.Şen, Ozan ve Alper’e 11’de şans verdiğinde maçlarını zor kazanan F.Bahçe’nin ötesinde uyumlu, organize, tempolu, dinamik ve pozisyon zenginliği içinde olan bir takım seyretmeye başlarız.

Devamını Oku

Pereira, Markovic ve Nani’nin hatası!

25 Ekim 2015

PEREIRA, G.Saray’a karşı Ajax maçının 11’iyle çıktı. Taraftarının da desteğiyle rakibine baskı kurdu. Kendine güvenen, rakibine yakın oynayan, baskı yapan, pozisyona sokmayan F.Bahçe, topu her kazandığında en az 5 oyuncuyla gol noktasında etkili oldu.

F.BAHÇE’NİN hücum zenginliği içinde olmasının en büyük nedeni Caner ve Gökhan’dır. Orta sahada M.Topal, Souza, Diego ve Nani hareketli ve güvenli pas oyununu başarıyla uyguladıklarında Caner ve Gökhan’ın uygun zamanlamayla yaptığı bindirmeleri izlemek büyük keyif veriyor.

BU noktada önemli olan kanattan gelen orta-paslarda Nani ve Markovic’in, Van Persie ile birlikte forveti üçlemeleri, Souza ve özellikle attığı golde olduğu gibi Diego’nun da dönen toplar için rakip ceza alanı üstünde başarılı pozisyon almalarıdır. Diego’dan beklentimiz rakip kaleye 30-40 metre mesafelerde hareketli olarak topla buluşması ve hedefe yönelik oynamasıdır. Bu alanlardan topu kanatlara oynaması, asist yapması veya şut atmasıdır. O da ilk defa bunları layığıyla uyguladı.

G.SARAY’IN ANLAYIŞI F.BAHÇE’YE YARADI

UZUN yıllardır G.Saray’ın F.Bahçe karşısındaki başarısızlıklarının psikolojik etkileri açıkca bu maça da yansıdı. Hamza hocanın stratejisi mümkün olduğunca tempoyu düşürmek, oyunu kendi yarı sahasında tutup rakibi pozisyona sokmadan, gol yemeden berabere bitirmek, fırsat bulursa gol atmaktı. Ama bu anlayış F.Bahçe’yi daha da etkili, istekli ve güçlü kılarken diğer yandan sahada bu psikoloji altında ezilen bir G.Saray gördük.

1-0 yenik durumda olan G.Saray, 2. yarıda daha fazla önde oynayıp riskleri büyüterek gol aradı. F.Bahçe ise bütünlük içinde savunma yaparak Markovic ve Nani’yle hızlı hücumlara çıktı. Ancak son 20 dakikada F.Bahçe topa daha fazla sahip olup geliştirdiği tüm hızlı hücumları heba etmemeliydi. Oyunu daha dengeli ve kontrollü oynayıp 2. golü aramalıydı. F.Bahçe’yi bu hataya sürükleyen başta Pereira olmak üzere oyunculardan da Markovic ve Nani oldu!

Devamını Oku

F.Bahçe inancını ortaya koydu

23 Ekim 2015

VITOR Pereira maça doğru stratejiyle başladı: Rakibi orta sahada karşılamak, geniş alanlara kalmadan gol pozisyonu vermeden, maçı en kötü gol yemeden bitirmek, fırsatını bulunca da gol atmak!

ANCAK belirlediği 11’le rakibi baskı altına almak, pas yaptırmamak ve oyunu rakip kaleye taşıması çok zordu. Sadece ilk yarıda 10 ile 18. dakikalar arasında rakibi baskı altına alıp 2 gol pozisyonuna girdi. Vitor Pereira’nın öncelikli sorunu orta sahadaydı. Josef, M.Topal ve Diego rakiplerine çok uzak oynadılar. Dolayısıyla Ajax oyunun genelinde topa hakim olan, pas yapan taraftı. F.Bahçe ise topun peşinde koşan ve yorulan taraf oldu.

DIEGO, RVP’YE UZAK KALDI

F.BAHÇE’DE oyun gücünün daha yüksek olması açısından orta saha özellikleri iyi olan Alper’in, Markovic’in pozisyonunda oynaması gerekirdi. Oyunun sadece savunma bölümünde oynayan Souza’nın daha fazla hücumu desteklemesi, Diego’nun ise orta sahada ‘al gülüm ver gülüm’ yapmak yerine, van Persie’ye yakın alanlarda topla buluşup etkili olması gerekirdi.

3 PUANI HAK ETTİLER

F.BAHÇE karşılaşmanın ikinci yarısında daha çok topa sahip olarak oynadı ve rakibini iyice baskı altına aldı. Vitor Pereira 70’te Fernandao ve Ozan’ı oyuna alarak bu maçı gol yemeden bitirme isteğini ortaya koydu. Vitor Pereira’nın Alper’i değil de Ozan’ı tercih etmesi hücum gücümüzü olumsuz yönde etkiledi. Ajax özellikle ikinci yarıda bu derece vasat oynarken, rakibi bu derece baskı altına almışken Pereira daha cesur olabilirdi.

TÜM oyun boyunca oyun disiplininden uzaklaşmayan, özellikle ikinci yarıda oyunu tamamen Ajax yarı sahasında oynayan F.Bahçe hak ettiği golü buldu ve galibiyeti elde etti. Molde’nin 7 puana ulaştığı bir haftada, Ajax’ı yenerek ve puanımızı 4’e çıkarak tekrar iddialı konuma geldik.

BÜYÜK özveriyle oynayan ve morallenen F.Bahçe, Avrupa Kupası’nda başarılı olacağı inancını bu maçın ardından ortaya koymuş oldu.

Devamını Oku

Doğru oyunla umutlar yeşerdi

22 Ekim 2015

G.SARAY’IN Şampiyonlar Ligi’ndeki iddiasını sürdürebilmek için Benfica’yı yenmesi gerekiyordu ve yendi! Hamza hoca, Denayer’in yokluğunda ve daha tam hazır olmayan Burak’ın yedek kulübesinde olduğu maçta hiçbir arayışa girmedi, oyuncuların mevkileriyle oynamadı! Elindeki oyuncuları kendi asıl mevkilerinde oynatarak onlardan yüksek performans aldı.

BU maçta bütün oyuncular kalpten oynadılar. Şampiyonlar Ligi’ndeki iddiaları sürdürmek için büyük bir inanç ve coşkuyla, çok doğru oynayarak 3 puana ulaştılar. Böylesine zorlu bir karşılaşmaya 1-0 yenik başlamak ve sonrasında 2 gol bularak rakibi yenmeyi başarmak karakter gerektirir ve oyuncular çok koşarak, mücadele ederek, birbirlerine yardım ederek bu karakteri sahaya yansıttılar.

G.SARAY’IN bu maçta çok iyi oynadığını söyleyemeyiz belki ama doğru oynadılar, istediler ve sonunda da başardılar. Orta sahada Selçuk, Bilal ve onlara destek veren Sneijder çok fazla topa sahip olamasalar da kazandıkları topları rakip kaleye taşımasını bildiler.

EN FEDAKÂR İSİM UMUT'TU

Yasin bu çok etkili olamadı ama takımı için sahadaydı. Podolski bile rakip kalede etkili olurken her top kaybında Sabri’nin önünde mücadele içindeydi. Günün en fedakâr, en çok çalışan, en çok koşan oyuncusu Umut’tu. Hamza hoca maça doğru başlayıp doğru bitirerek tekrar kamuoyuna ‘Ben ve takımım daha pes etmedik. Biz buradayız” mesajını verdi.

ASLINDA yanılmadık! Kuranın çekilmesinin ardından Atletico Madrid’in bu grubun lideri olacağını, ikincilik için ise G.Saray’ın Benfica ile yarışacağını düşünmüştük. Bu maçtaki galibiyet umutları tekrar yeşertti.

Devamını Oku

Tablo hiç iç açıcı değil

18 Ekim 2015

PEREIRA nihayet 8. haftaya geldiğimizde Fernandao ve van Persie’yi, 4-2-3-1 oyun düzeninde oynatabileceğini farkına vardı. Top rakipteyken orta sahayı 3’leyen Robin van Persie, top F.Bahçe’ye geçtiğinde ise forveti 2’ledi. F.Bahçe Persie, Fernandao, Nani ve Markovic’le her an skoru değiştirebilecek ayaklara sahip. Ayrıca bireysel kaliteleri yüksek oyuncularla bugün şampiyonluğun en büyük favorilerindendir!

ANCAK F.Bahçe’nin oyun gücü yüksek değil!!! Oyun gücü yüksek olan takım, öncelikle topa daha fazla sahip olup oyunun kontrolünü elinde tutmalı, tempoyu belirleyen taraf olmalıdır. Hareketlilik içinde güvenli pas oyununu doğru uygulayıp, takımın uyum içinde oyunu rakip kaleye taşıması gerekir. Bu konuda Pereira’nın çözemediği yerler var.

BUNLARDAN 1.’si orta sahada M.Topal ve Josef’in aynı tip oyuncular olması, oyunun hücum yönünde takıma fazla katkı sağlayacak özelliklere sahip olmamalarıdır. Bu 2’liden biri Ozan olmalıdır ve ondan oyunun her iki yönünde de etkili olması konusunda tempo istenmelidir. 2.’si ise Markovic ve Nani gibi oyuncuların takım oyunundan ziyade sürekli bireysel olarak hücuma top taşımaları, dribling yapmaları ve top kayıplarıdır. Bu tarz oyuncularla oynamak gerçekten çok zordur. Şener ve Hasan Ali ile hiçbir şekilde uyumlu değiller. Onları kanatlardan oyuna sokmayı bilmiyorlar ya da beceremiyorlar. Bu konuda Volkan Şen’i her ikisinden de çok önde görüyorum.

EN İYİSİ VOLKAN’DI

PEREIRA, 2. yarı Nani’nin yerine Diego’yu alarak van Persie’yi sağ kanada çekti gibi görünse de, Topal, Souza ve Şener’e bu kanatta daha fazla yük bindi. Oyunun genelinde topa ve oyuna istediği gibi hakim olamayan F.Bahçe’de Pereira, Diego’dan sonra Alper’i de oyuna aldı. Diego her zamanki gibi etkisiz alanlarda top alıp, tutup, gol noktalarından uzak kalarak bal yapmayan arı gibiydi.

TOPAL ve Souza üretken olmayan ancak takım için fedakarca mücadele edip çok koşan oyunculardı. H.Ali ve Şener, stardart oyunlarını oynarken Kjaer ve Ba uyum içindeydi. Öne çıkan isim ise kurtarışlarıyla Volkan’dı.

GALİBİYETE rağmen Pereira’nın Kayseri’deki 11’i ve yaptığı değişikliklerle birlikte ortaya çıkan tablo iç açıcı değildi. 3 aydır kadro istikrarını oluşturamayan Pereira için bu oyun anlayışıyla ilerleyen haftaların çok daha zorlu geçeceği gerçeğini üstüne basarak belirtmek gerekir!

Devamını Oku

Tebrikler Milli Takım

14 Ekim 2015

TİLLİLERİMİZ, EURO 2016’ya katılabilmek için beraberliğin yettiği bilinciyle sahaya çıktılar. Disiplinden uzaklaşmadan, topa hakim olarak, bol pas yaparak, oyunu sabırlı ve kontrollü oynadılar. Hollanda’nın daha maçın ilk yarısında 2-0 yenik duruma düşmesine rağmen oyun disiplininden taviz vermeden dengeli oyuna devam ettik, maçı kazanma adına riskleri büyütmedik.

FATİH Terim maçı kaybetmeden bitirmeyi birinci ilke olarak belirlemiş... Birinci amacı takım savunmasını doğru yapmak ama daha önemlisini Oğuzhan, Selçuk, Ozan, Hakan ve Arda ile topu tutmak, oyun temposunu düşürmek ve pas oyunu ile rakip kaleye ulaşmaktı. Bu oyun düzeninde Volkan Şen’in sağ kanatta, Hakan Çalhanoğlu’nun forvet gibi ön bölgede oynamasını yadırgadım. Rakip defans hattında oynayan bir Volkan Şen, İzlanda defansını daha fazla rahatsız edebilirdi.

64. dakikada Kazakistan’ın Letonya karşısında öne geçmesi, Hollanda’nın 3-1 mağlup duruma düşmesi, her şeyi değiştirdi. Bu dakikadan itibaren Avrupa Şampiyonası’na direkt gidebilmek adına yenilmeyi bile göze alarak riskleri büyütmemiz gerekti. Bu düşünceyle Fatih Terim, 71. dakikada doğru hamleyle Cenk Tosun’u ve ardından Umut’u oyuna soktu.

İMKANSIZI BAŞARDILAR

MİLLİ Takımımız’ın oyun gücü gerçekten çok yüksek. Son 15 dakikaya büyük bir baskı ile girerken Gökhan Töre’nin kırmızı kart görmesi hepimizi hayâl kırıklığına uğrattı. Buna rağmen bu gece başta Fatih Terim olmak üzere tüm milli oyuncularımızı kutlarım. Fatih Terim maçı kazanma adına her şeyi yaptı, tüm kozlarını oynadı ve karşılığını aldı. Selçuk’un mükemmel frikiğiyle golü bulan, imkansızı başaran Millilerimiz tüm Türk halkını sevince boğdu ve 2016 Avrupa Şampiyonası’ndaki yerini hak ederek aldı. Tebrikler...

Devamını Oku

Mükemmel Milliler

11 Ekim 2015

MİLLİLERİMİZ sahaya son 2 maçta 4 puanın yettiğinin bilinciyle çıktı. Yenik duruma düşmedikçe büyük riskler almadan, inançlı, coşkulu, kararlı olmak ve bir o kadar da oyun disiplini içinde dengeli, kontrollü, sabırlı oynayarak sakin kalabilmek Fatih Terim’in stratejisiydi. Gol yemeden maçı 0-0’a oynamak ancak en küçük fırsatı da değerlendirerek gol bulmak...

TERİM, Burak dışında Hollanda maçının 11’iyle maça başladı. Oyuncu tercihleri son derece doğruydu. Bu 11’in en büyük özelliği üstün top tutma ve kullanma becerilerine sahip Arda, H.Çalhanoğlu, Oğuzhan, Ozan ve Selçuk gibi oyuncuların varlığıdır. Takım savunmasını bütünlük içinde, orta sahada doğru uygulayan bu becerikli oyunculara rakibin baskı uygulamaması doğaldı. Kazandığımız her topu kaybetmeden güvenli pas oyunuyla kaleye taşıyabildik.

İLK yarıda eksik olan tek şey etkili pozisyonlara girememekti. 2. yarıya aynı oyun anlayışıyla çıktık. Çekler çok disiplinli, sert bir takım olmasına rağmen Arda’nın, H.Çalhanoğlu’nun, Oğuzhan’ın dikine yaptığı driplingler bizi rahatlatan anlardı. Psikolojik ve stratejik olarak bu kadar doğru hazırlanıp oynayan millilerimiz 62’de beklediğimiz golü buldu.

DEFANSTA SIFIR HATA

ARDINDAN Fatih Terim B planını devreye sokarak Cenk’in yerine V.Şen’i aldı. 64’ten sonra rakibi kendi sahasında karşılayarak hataya zorlayan ve kazandığı her topta da V.Şen, H.Çalhanoğlu, Arda ve onlara eşlik eden orta sahayla hızlı çıkıp pozisyona giren mükemmel bir milli takım izledik. Özellikle Arda’nın asistinde H.Çalhanoğlu’nun golü milli takımın gücünü özetler nitelikteydi.

SIFIR hatayla oynayan kaleci Volkan ve defans 4’lüsünü de kutlarım. Uzun zaman sonra oyun gücü bu derece yüksek ve başarılı bir milli takım izlemek çok keyifliydi. Millilerimiz 3 gün sonra 1 puanın yettiği önemli bir final maçına çıkacak. Ve bu maçın anahtar kelimesi kesinlikle ‘psikoloji’ olacak.

Devamını Oku