‘Operasyon bana karşı’

14 Haziran 2011

Aziz Yıldırım bunu söylüyor, peki operasyonu yapan kim?Aziz Yıldırım, refikimiz Milliyet‘e konuştu: “Mehmet Ali Aydınlar operasyonu bana karşı yapılıyor..” Bence doğru söylemiş.. Ama esas soru şu: Bu operasyonu kim yapıyor? Eğer başka kulüp başkanlarının yaptığını düşünüyorsa gözden kaçırdığı önemli noktalar var.. Büyük fotoğrafa bakarak, 3 açıdan Aziz Yıldırım’a değen bu operasyonu analiz edelim..1- Mahmut Özgener kendi isteğiyle başkanlığı bıraktı ve kaos başladı.. Özgener’in göreve devam etmesi için, Başbakanımız’ın tek bir telefonu yeterliydi.. Bu telefon gelmedi..2- F.Bahçe’nİn desteklediği Göksel Gümüşdağ konusunda Ankara’dan herhangi bir tasarruf gözükmüyor.. Dün yine Ankara kulislerinde mesai yaptım.. Söylenen şu: “Spor kamuoyundaki izlenimin aksine, Başbakanımız ailesinden birinin futbol gibi iğneli bir fıçıya girmesine sıcak bakmıyor.. Özgener profilinin aynen devam etmesini, dil bilen, modern, başarılı, dünyaya açık ve 18 kulübe eşit mesafede duracak bir başkan istiyor.. Şimdilik de direkt müdahalede bulunmuyor.. Ama gerekirse müdahale edecektir..” Melih Gökçek ismi burada önemli.. Tamam, kendisi Aziz Yıldırım’a karşıdır.. Ancak pazar gecesi yapılan balkon konuşmasında Başbakanımız’ın en yakınındaki isimlerden biriydi.. Onun ısrarla “M.Ali Aydınlar” demesi bence altı çizilmesi gereken bir siyasi mesajdır..3- KAYSERİ OUT-G.ANTEP INMehmet Ali Aydınlar’ın ortaya çıkış öyküsüne bakarsak, yepyeni bir figür görüyoruz karşımızda.. Levent Bıçakçı, Hasan Doğan ve Özgener‘in başkanlık yarışlarında Anadolu kanadında Kayserispor başı çekmişti.. AK Parti’nin rüzgarı oradan esmeye başlar ve önce İstanbul’u, sonra 2 ve 3. ligleri etkisine alırdı.. Şimdi ise Kayseri yerine, G.Antep öne çıkmış durumda.. Antep’in başarılı başkanı İbrahim Kızıl, dün Lig TV’de anlatıyordu: “Aydınlar’ı ilk arayan ve başkanlık davetini yapan benim..” Kızıl’ın, perşembe günü Antep’teki son temaslarının ne olduğunu bilmiyoruz.. Ama tahmin edebiliyoruz.. Bu yüzden artık ortaya “Kayseri-out, G.Antep-in” gibi bir model çıktığını düşünebiliriz.. Sıraladığım 3 madde de Aziz Yıldırım’la direkt olarak ilintili..ANKARA RAHATSIZ..Özgener’İn en büyük derdi üzerine düşen Fenerasyon gölgesiydi.. Özgener, 2 aydır Aziz Bey’le selamı sabahı kesti ama hakem odası ziyaretleri, 45 günden 21 güne indirilen cezalar gibi sebeplerle “F.Bahçe federasyonu yönetiyor” algılamasını değiştiremedi.. Bu nedenle hem Özgener büyük haksızlığa uğradı hem de haklı bir şampiyonluk tartışılır hale geldi..Dİğer kulüplerin Gümüşdağ’a karşı çıkmasının temel sebebi onu “Aziz Yıldırım’ın bir projesi” olarak görmeleri.. Ayrıca Gümüşdağ’ın tam 1 yıl önce Aziz Yıldırım’a gidip “Mahmut ayrılacak, yerine ben geleceğim” demesi ve diğer hiçbir kulübü bundan haberdar etmemesi.. Üstelik tablo artık iyice net ki, Gümüşdağ’ı şimdilik kaydıyla destekleyen tek büyük kulüp F.Bahçe..Ve Kayseri.. Her ortamda; transferde, Kulüpler Birliği oylamasında, başkanlık seçiminde hep F.Bahçe ile omuz omuza hareket eden değerli başkan Recep Mamur, “yukarıdan” gösterilen teveccühü kaybetmişe benziyor.. Aksine Aziz Yıldırım’a hayli mesafeli olan İbrahim Kızıl sahnede..YANİ Gümüşdağ değil Aydınlar.. Kayseri değil G.Antep.. Bu 3 değişiklik bana şunu düşündürüyor: Aziz Yıldırım’ı Türk futbolunun üzerinde görmekten rahatsızlık duyan bir irade, şimdi ortaya mı çıkıyor?AZİZ Bey’in böyle düşünmediğini görüyorum.. O, “Diğer kulüpler beni çekemiyor” havasında.. Ama eğer Aziz Yıldırım rahatsızlığı Ankara’ya kadar ulaşmışsa, şu anki gelişmelerin faturası kimlere kesilecek, çok merak ediyorum..

Devamını Oku

Aydınlar: Tabii ki Fener beni destekler

12 Haziran 2011

AZİZ Yıldırım’ın G.Saraylı muamelesi yaptığı Mehmet Ali Aydınlar’ın F.Bahçe’ye karşı nasıl bir tavır alacağını merak ettim.. Ahizeyi kaldırıp sordum: “F.Bahçe’ye rağmen federasyon başkanı olabilecek misiniz?”Aydınlar, her zamanki gibi soğukkanlıydı:“F.Bahçe benim kulübüm.. Yöneticilik yaptım, şu anda voleybol şubesinin sponsorluğunu yapıyorum.. Bu nedenle F.Bahçe’nin beni desteklememesi gibi bir durumu düşünmem mümkün değil.. Bu, eşyanın tabiatına aykırı.. F.Bahçeli bir aday varken, G.Saraylı bir adayın destek görmesi şaka gibi olur.. Benim bu göreve talip olmamın tek sebebi var: Mahmut Özgener’in bırakmasından sonra doğması muhtemel kaosu yoketmek.. Diğer takımların beni aday göstermesinin nedeni de beni hem bu konuda muktedir, hem de F.Bahçeli olmama rağmen tarafsız kalacağıma inanmaları.. Aziz Yıldırım da bunun tersini düşünmez.. Ben Mehmet Atalay’ın da Göksel Gümüşdağ’ın da aday olma konusu gözden geçireceklerine inanıyorum.. Umarım bizim ağırlığımıza yakışır bir seçim süreci yaşarız..”Türk spor tarihinde bir ilk: Aziz Yıldırıma rağmen ilk kez bir şey oluyorAziz Bey, Gümüşdağ’ı başkan seçtirip Kulüpler Birliği başkanlığını Ünal Aysal’a devretmeye hazırlanıyordu ki; Beşiktaş, G.Saray, Trabzon ve Antep’in başı çektiği kalabalık bir oluşum Mehmet Ali Aydınlar’ı ortaya çıkardı.. Fenerasyon algılaması, tarihe karışacak gibi görünüyor!AZİZ Bey resmi ağızdan bunları söylüyor ama ben bazı ‘taptaze’ kulis bilgileriyle onun sözlerinin satır aralarını daha iyi okuyabileceğimizi düşünüyorum:1. BİLGİNİN kaynağı, Aziz Bey’in kardeşi Ali Yıldırım.. Dün Papermoon‘da, Mehmet Ali Aydınlar’ın adaylığı ile ilgili şu tespiti yapıyor Ali Bey:“Ağabeyim Aydınlar’a çok kızgın.. Mehmet Ali Bey, herşeyden önce bir F.Bahçeli.. Haydi Yıldırım Demirören ve diğer başkanlar seni Demirören’in evine davet ediyor.. Sen de giderken bize haber vermiyorsun.. Peki çıktıktan sonra Aziz Başkan’ı nasıl aramazsın? Aziz Yıldırım ile M.Ali Aydınlar kader birliği yapmış insanlar, senelerdir kulüpte birlikte çalışıyorlar.. Onu bu oluşumun dışında bırakarak ağabeyime koz verdi.. Aziz Yıldırım, Göksel Gümüşdağ’ı desteklerse Aydınlar hiç kızamaz..”ASLAN’A ZEYTİN DALI2. AYNI kaynakların bildirdiği bir başka haber var.. Önemli bir haber.. Ali Yıldırım aynı ortamda diyor ki, “Ağabeyim, seçimden sonra Kulüpler Birliği başkanlığını bırakacak.. Hatta bu konuda Ünal Aysal’a teklifte bulundu.. ‘Ben bırakayım görevi sen üstlen’ diye açık açık söyledi.. Ben bu işi olmuş gibi görüyorum..”Bu sözlerin yoruma ihtiyacı var mı, bilmiyorum.. Ancak “Türk futbolunu yönetiyor” imajından rahatsızlık duyan Aziz Yıldırım, Göksel Gümüşdağ’ın başkan olmasından sonra Kulüpler Birliği’ndeki apoletini sökmeyi planlıyormuş.. Üstelik sıra Beşiktaş’ta olmasına rağmen, yine G.Saray’a ‘zeytin dalı’ uzatarak.. Bu tavrı ‘masum’ bulanlar olabilir.. Oysa Aziz Yıldırım kongre satrancı oynadığını düşünenler için bu, G.Saray’a verilmeye çalışılan “Bakın ben önemli bir koltuğu size bırakıyorum.. Ben kötü biri değilim.. İyiniyetimi görün.. Beşiktaş’la aranıza mesafe koyun” mesajı sayılıyor..BÜYÜKA-TOROĞLU GİBİ3. Alın size günün sorusu: “G.Saraylı Göksel Gümüşdağ Aziz Yıldırım’ın adayı sayılıyor da, F.Bahçeli Mehmet Ali Aydınlar neden sayılmıyor?”Bİrİncİsİ, Aydınlar ile Yıldırım, tıpkı Erman Toroğlu-Şansal Büyüka ikilisi gibidir.. Birlikteymiş görüntüsü verirler ama özel hayatlarında hiç görüşmezler.. Yakın değillerdir..Aydınlar’a başkanlık teklifi yapan kulüpler, onun tarafsızlığına güvenen Beşiktaş, G.Saray, Trabzon ve G.Antep.. Aralarında F.Bahçe yok..ŞİMDİ GAZA BASACAKOnu bırakın, F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım bu yazının kaleme alındığı saat 20.30’a kadar henüz Aydınlar’ı arayıp ‘Hayırlı olsun’ dememişti..‘Derİn’ kaynakların bildirdiğine göre, Aydınlar’ın aday olduğu ortaya çıktıktan sonra Aziz Yıldırım ve Gümüşdağ bazı kulüpleri arayarak ‘Sonuna kadar yola devam edeceğiz’ dediler..Garİp bir çelişki.. F.Bahçe, G.Saraylı Göksel Gümüşdağ’ı destekliyor.. Diğer büyükler ise F.Bahçeli Mehmet Ali Aydınlar’ı.. Sırf bu bile, Aydınlar’ın Aziz Yıldırım projesi olmadığını ortaya koyuyor..EN çarpıcı yorumu, Aziz Bey’in yakın dostlarından biri yaptı.. Aynen aktarıyorum: “Türk futbolunda ilk defa Aziz Yıldırım’a rağmen birşeyler oluyor..” Aziz Bey’in kızgınlığı bundan olmasın.. Onu yakından tanıyanların ifadesine göre, “Aziz Yıldırım, şimdiye kadar Göksel Gömüşdağ’ı destekliyor ama çok da renk vermek istemiyordu.. Bu saatten sonra iyice gaza basacak ve Gümüşdağ’a kongreyi kazandırmaya çalışacak.. Böylece diğer kulüplerin bileğini de bükmüş olacak..”ALLAH aşkına, şu tabloya bakınca Göksel Gümüşdağ’ın bir Aziz Yıldırım projesi olduğu konusunda insanın kafasında en ufak bir şüphe kalıyor mu?Aziz Yıldırım: GÜMÜŞDAĞ benim projem değilGünlerdir “Göksel Gümüşdağ, bir Aziz Yıldırım projesi mi?” diye soruyorum ya, bu analize katılmayanlardan biri, doğal olarak Aziz Yıldırım.. Ona yakın bir isim bana “Aziz Bey merak ediyor.. Niye böyle bir fikre sahipsin?” dedi.. “Bu bakış açısı sadece bana ait değil.. Diğer kulüpler bunu düşünüyor.. Sadece o değil, kamuoyundaki algılama da böyle.. Aziz Yıldırım da henüz bu konuda konuşmadığı için kafasındakileri net olarak bilemiyorum” diye anlattım.. Aradaki mesaj trafiği sonucunda, söz konusu aracı üzerinden Aziz Bey’e birkaç soru yönelttim.. İşte sorular ve Yıldırım’ın cevapları:‘BU POSTU TAŞIR’Göksel Gümüşdağ, bir Aziz Yıldırım projesi mi?“Bu kesinlikle benim projem değil.. Bunu birinin projesi olarak dillendirmek doğru değildir. Sayın Özgener, 1 yıl önce ailevi meselelerden dolayı bırakmayı düşündüğünü söyledi.. Göksel Gümüşdağ’la da konuşan, onu yüreklendiren, bu fikri veren kendisidir. Bakın sayın Gümüşdağ’ın açıklamalarında da bunlar var. Biz, Kulüpler Birliği’nde aday olan herkesin projelerini dinleyeceğiz.. Ona göre karar vereceğiz.”Böyle bir algı neden oluştu?“Mahmut Özgener net biçimde açıklama yapmadığı, bu süreci anlatmadığı, medya da bana mal etmeye çalıştığı için ‘Göksel Gümüşdağ, Aziz Yıldırım projesi’ algısı oluştu.. Gümüşdağ olası bir federasyon başkanlığı durumunda, bu postu taşıyabilecek biridir.. Kendisini 3 senedir tanırım, kulüp başkanlığı tecrübesi olan, daha önce Kulüpler Birliği’nde Özhan Canaydın’ın yardımcılığını yapmış, futbol dünyasına vakıf bir arkadaşımızdır..”MAHMUT Özgener kal-malı mı yoksa gitmeli mi?“Bu yüzde 100 Mahmut Özgener’in kararıdır.. Ben buna şu ana kadar hiç karışmadım.. Karışmam da.. Çıkıp basın toplantısında ‘Ben kişisel meselelerimi çözdüm.. Devam edeceğim’ derse o da bir karardır..”‘ŞU AN İZLİYORUM’ AYDINLAR’IN adaylığını nasıl değerlendiriyorsunuz?“Ben de herkes gibi gelişmeleri izliyorum.. Cuma gününe (17 Haziran) Kulüpler Birliği toplantısı koyduk.. Orada herkesin anlatacaklarını dinleyeceğiz.. Aydınlar’la ilgili birşey söylemem gerekirse, Kulüpler Birliği’nde gereken konuşmayı yaparım..“(Önemli not: Aziz Yıldırım, şu düzeltmeyi yapmamızı rica etti: “Ben sayın Gümüşdağ’a hiçbir ortamda adıyla hitap etmem.. Ya ‘sayın başkan’ ya da ‘Göksel Bey’ derim..)G.Saray çark eder mi?G.SARAY’IN G.Saraylı bir başkan adayına destek vermeyişini garipseyenler var.. G.Saray yönetiminin içinde de bu fikri taşıyan isimler olduğuna vakıfım.. Ama burada 2 kişi risk aldı: Başkan Ünal Aysal ile asbaşkan Adnan Öztürk.. Florya eşrafından gelen bütün muhalefete rağmen “Hayır kardeşim! G.Saray olarak alacağımız tek pozisyon vardır; o da tarafsız, kimseye angaje olmamış bir başkan adayını desteklemek.. Kriteri kulüpten yana değil kaliteden yana koymak” dediler.. Zaman hangi tarafı haklı çıkarır, bunun kredisi kime yazılır, bilemiyorum? Ancak “kanka” benzetmesinden sıkılan Aysal ile Öztürk, saha dışında F.Bahçe’nin dümen suyunda gitmeyi akılcı bulmadılar, orası kesin..Sadri Şener’in çekeceği var!AYDINLAR’IN adaylığına en fazla bozulanlardan biri de Haluk Ulusoy.. Çünkü, “Ak Parti desteğiyle yola çıktı” izlenimi veren Göksel Gümüşdağ ile Mehmet Atalay‘ın arasından sıyrılabileceğini umuyordu.. Şimdi işi daha da zorlaştı.. Ulusoy, alttan atta Trabzon kamuoyunu yönlendiriyor ve “Sadri Şener, F.Bahçeli adaya nasıl destek verir? Yoksa şampiyonluğu da mı böyle verdi?” vurgusunu körüklüyor.. Oysa Şener ne yaptı? F.Bahçe’nin desteklediği aday yerine Beşiktaş ve G.Saray ile ortak hareket etti.. Gümüşdağ’ı desteklese, yoksa Ulusoy memnun mu olacaktı? Laz fıkrası gibi, değil mi..Aydınlar nerden çıktı?M.ALİ Aydınlar’la Brüksel’de konuşmuştum geçen hafta.. Mahmut Özgener bırakırsa, başkanlığı aklından geçirip geçirmeyeceğini sordum.. “İmkansız” dedi.. Sonra birkaç vesileyle yine aynı soruyu yönelttim.. Aldığı pozisyon hep negatifti.. Önceki gün bir baktım, Aydınlar birdenbire başkan adaylığını açıkladı.. Üstelik F.Bahçe dışındaki büyük kulüplerin desteğini alarak.. Adeta “Türk futbolunu Aziz Yıldırım yönetiyor” izlenimini yoketmek misyonuyla ortaya çıktı.. Durup dururken..ŞİMDİ ortalıkta “Başbakanı-mız, Aydınlar’ı seçti” söylentisi dolaşıyor.. Bu bilgiyi teyit edemedim.. Gümüşdağ ekibi ise “Hayır, Başbakanımız bizi destekliyor, çünkü biz ailedeniz” diyor.. Gel de çık işin içinden.. Ancak şunu da söylemek gerek:Aydınlar gibi milyar dolarlık yatırımları bulunan, Türk voleyboluna yaptığı katkıyla F.Bahçe’yi Avrupa finallerine taşıyan, Aziz Yıldırım’a hem yakın hem uzak durmayı başarabilmiş, hayatta maddi hiçbir gailesi kalmamış, Futbol Federasyonu’nun toplantılarına bile lütfen katılan büyük bir işadamı, birdenbire topa giriyorsa buradaki mesajı almak için Nostradamus olmaya gerek mi var? Hiç yok bana kalırsa..TAYYİP Bey’in adını ve rüzgarını kullanarak Türk futbolunu ele geçirmek isteyenler için en büyük cevaptır M.Ali Aydınlar’ın çıkışı.. Demek ki, Göksel Gümüşdağ’ı Tayyip Bey’in bu göreve atadığını söyleyenler pek de doğru tahminde bulunmuyormuş.. Bekleyip göreceğiz..

Devamını Oku

Gümüşdağ kızdı ama...

9 Haziran 2011

Geçen haftaki “F.Bahçe futbolda darbe mi yapıyor?” başlıklı analizden sonra pek çok tepki aldım.. En serti yazının muhatabı, federasyon başkan aday adayı Göksel Gümüşdağ’dan geldi.. Özetle şunları anlattı:Ben Aziz Yıldırım’ın adamı değilim.. Hatta başkan olduktan sonra ilk kavgayı Aziz Yıldırım’la etme ihtimalim yüksek..Ben AK Parti’nin temsilcisi de değilim.. Hasan Doğan ve Mahmut Özgener’in misyonunu aynı şekilde devam ettireceğim..Kulüpler Birliği beni desteklemezse aday olmayacağım.. Yapılacak oylamada lehime en az 15 oy çıkmasını bekliyorum..Mahmut Özgener’in arkasından iş çevirmiyorum.. Kendisi koltuğu bırakacağını söylediği için ben de adaylık yoluna çıkıyorum..Beni kulisçi biri gibi göstermişsiniz.. Canım çok sıkıldı.. Yazının çıktığı gece sinirden doğru dürüst uyuyamadım..Ben de alttan almadım!Öncelikle Göksel Gümüşdağ’ın duygusal tavrını sevdim.. Benimle hesap gözeterek konuşmadı, canı acımış temiz bir insan kimliğindeydi.. Ona anlatmaya çalıştım:Süper Lig kulüplerinin büyük bölümü sizin “Aziz Yıldırım’ın adayı” olduğunu düşünüyor.. Bunun bedeli sizin için ağır olabilir.. Çünkü sizi seçseler bile ilk canları acıdığında ortalığı birbirine katacaklar ve Fenerasyon algılaması pekişecek..Göksel Gümüşdağ olarak bu algılamayı değiştirmesi gereken sizsiniz.. Her kulüple konuşup kafalarındaki soru işaretlerini gidermeden bu yola çıkmanız sizin için sakıncalı..Milli Takım’ın kampını ziyaret etmeniz, Brüksel uçağında herkesle teker teker tokalaşmanız, federasyonun otelindeki görüntünüz sizin kulislere başladığınızı düşündürdü bana.. Hasan Doğan öldükten sonra onun mezarı başında “Mahmut’u başkan yapalım” diyen zihniyete nasıl karşıysam, Özgener başkanlığı resmen bırakmadan onun yerine geçmiş gözüken zihniyeti de “yakışıksız” buluyorum..Yıpranmak istemiyorsanız biraz sakin olun.. Çok acele etmeyin.. Özgener bıraktığını açıklasın, Kulüpler Birliği oylamasını yapsın, ondan sonrasında yola çıkın..ÖZGENER, BAŞBAKAN’A NE SÖYLEDi?31 Mayıs’ta Dolmabahçe’de gerçekleşen görüşme, şu andaki başkanlık kaosunun gerçek sebebini gösteriyorİR haftadır spor kulisleri fokur fokur kaynıyor.. Öncelikle hiç kimse Mahmut Özgener’in neden görevi bıraktığını anlayamıyor.. İşin altında “siyasi” bir bit yeniği arıyorlar.. Ayrıca Göksel Gömüşdağ’ın bir Aziz Yıldırım projesi olduğunu düşünen kulüpler, şimdiden direnç göstermeye başladılar.. Detayların arasında kaybolmak yerine büyük fotoğrafı görmek bu noktada izlenecek en akılcı yol.. Öncelikle.. Mahmut Özgener’in bırakma kararı almasında siyasetin ne kadar etkili olduğunu anlamaya çalışalım..ŞİMDİ aktaracağım bilgilere 5 günlük bir çalışma sonucunda ulaştım.. Özellikle Ankara cenahından büyük yardım aldım.. Başkent kulisleri şöyle diyor:MAHMUT Özgener, 31 Mayıs günü 07.50 uçağıyla Brüksel’den İstanbul’a geliyor.. Göksel Gümüşdağ ile birlikte Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe’deki makamına gidiyorlar.. Özgener bu randevuyu uzun zaman önce talep etmiş.. Yaklaşık yarım saat süren randevunun henüz başında Özgener birdenbire ailevi sebeplerle görevi bırakmak istediğini belirtiyor.. Ve orada diş macunu tüpten çıkıyor.. Ankara bu görüşmeyi şöyle yorumluyor:“Tayyip Erdoğan esasen Mahmut Özgener’in devam etmesinden yanaydı.. Bu nedenle görevden affını istemesine şaşırdı.. Hatta kızdı!” Başbakanımız, tam da tahmin ettiğim gibi, ne Özgener’e “git” dedi ne de Gümüşdağ’a “gel.”4Bu görüşmeyi Mahmut Özgener’e sordum.. “Böyle bir görüşme olmadı” cevabını aldım.. Ama pek de ikna olmadım.. Les Ottomans’da aynı endişe vardı4ANKARA’NIN teyit ettiği Başbakan-Mahmut Özgener görüşmesi önceki gece Les Ottomans’da gerçekleşen kulüpler zirvesinin de ana konusuydu.. G.Saray, Beşiktaş, Trabzon ve G.Antep, böylesine kritik bir randevuda Göksel Gümüşdağ’ın Özgener’in yanında neden bulunduğunu sorguladılar.. Ve eklediler: Aziz Yıldırım’ın yaklaşık 1 yıldır hazırladığı Gümüşdağ projesini Mahmut Özgener nasıl oldu da göremedi?4GÜMÜŞDAĞ’A karşı çıkan bütün kulüplerin rasyonel bir argümanları var. Diyorlar ki:4“BİR kişinin (Gümüşdağ) hırsı hepimizi zor duruma sokacak.. Çünkü sayın Başbakan’ın ailesinden birinin futbolu yönetmesi, doğabilecek bütün tepkilerin birinci adresi olarak Tayyip Erdoğan’ı gösterecek.. Hiçbir ilgisinin olmadığı halde tribün protestolarına paratonerlik etme tehlikesi doğacak.. Fanatik futbol seyircisi, Gümüşdağ’ın arkasında Başbakanımız’ın olduğunu düşünecek.. Eğer stadlarda Başbakan aleyhinde bir atmosfer oluşursa bunun hesabını kime, nasıl vereceğiz? Mesela Trabzon’da köpüren tepki diğer kulüplere sirayet ederse hep beraber duman oluruz.. Yol yakınken Gümüşdağ’ın hem Başbakanımız’ı hem kulüpleri hem de kendisini düşünerek bu sevdadan vazgeçmesi gerek.”4KULÜPLER bunu düşünüyor ama açıkçası dillendirmeye de çekiniyorlar.. Gümüşdağ’ın arkasında Aziz Yıldırım’ın bulunduğuna eminler.. Ancak Başbakanımız’ın ailesinden olması, onların bu düşüncelerini ortaya koymalarını engelliyor.. Toplam 9 kulüp, öncelikle zemin etüdü yapma kararı aldılar ve Tayyip Erdoğan’ın Gümüşdağ’a yol verip vermediğini anlamaya çalışıyorlar.. Ama içlerinden şu duayı ediyorlar:4“Başbakanımız futbolda kaos çıkacağını görüp, Mahmut Özgener’e “devam” talimatı verse de, başımıza gelmesi muhtemel belalardan kurtulsak.. Birbirimizle uğraşmayı bırakıp futbolu AB normlarına getirmeye çalışsak, esas dertleri çözsek..” Başbakanımız seçim sath-ı maalinde.. Mahmut Özgener 14 Haziran’da bırakacağını resmen açıklayacak.. O arada böyle bir telefonun gelmesi için dua edenlerin sayısı hiç de az değil..Ya kaos ya kaos!4DURUMU özetliyorum:41. Özgener kişisel sebepler yüzünden ayrılmak istedi, ki en doğal hakkıdır.. Kimse söz söyleyemez.. Oysa ki, Özgener’den sonraki tablo karanlık gözüküyor.. Gümüşdağ başkan seçilse kendisine karşı çok kulüp olacak.. Zor şartlarda çalışacak.. Güven ortamı zedelenebilecek.. İkinci ihtimal Haluk Ulusoy’un başkan seçilmesi.. Yine kaos ortamı yaratacak bir sürece girilecek..42. Bu kaosu sona erdirebilecek merci var: Başbakanımız Tayyip Erdoğan.. Ya birileri Başbakanımız’ın ismini kullanarak Ankara rüzgarı estirmeye çalışıyor.. Ya da Başbakanımız Futbol Federasyonu seçimlere direkt etki ediyor.. Oysa futbol siyasetine mesafesi belli.. Yakın dostu Hasan Doğan’ın adayı Ayhan Bermek daha önce Haluk Ulusoy’a seçim bile kaybetti.. Memleketi Rize, bu sezon Ordu ile Samsun gibi Süper Lig’e çıkamadı.. Eski semti Kasımpaşa ikinci defa Süper Lig’den düştü.. Yani bu taraklarda bezi yok, hele ki şu seçim döneminde..43. Her halükarda, etkisi olsa da olmasa da bu durumdan en büyük zararı görmesi muhtemel kişi de Başbakanımız’dır.. Düşünün Aziz Yıldırım, Alex’le ziyarete gitti diye Trabzon’da halk ayaklandı.. F.Bahçe’nin haklı şampiyonluğuna bile gölge düşürecek iddialar ortaya atıldı.. Şimdi de “Aziz Yıldırım, Başbakanımız’ın akrabasını federasyon başkanı yapıyor” söylentisi ayyuka çıktı.. Umarım Başbakanımız adına “Ben bu golü nasıl yedim?” dedirtecek ikinci bir kriz çıkmaz ortaya..Ulusoy: Keriz uyandı BÜTÜN bu kaotik ortamı Aziz Yıldırım kadar keyifle izleyen bir kişi daha var: Haluk Ulusoy..Aklı başında kulüpler onun adını duyunca kabus görmüş gibi olup “Eyvah!” diyorlar..“Haluk Ulusoy’un eylem planı ne?” diye merak edip araştırdım.. Ulusoy diyor ki:“Artık keriz uyandı.. Eskiden yaptığım hataları yapmam.. Çevremdekilerin baskılarına boyun eğmem.. Onları satmadığım için başıma gelmeyen kalmadı.. Satmadığım adamların hayati hatalarının bedeli federasyon başkanlığını kaybetmek oldu.. Bu sefer seçime yarım saat kala ekibimi açıklayacağım, kimseyi de dinlemeyeceğim.. Ben kongre ustalığıma güveniyorum.. Göksel Gümüşdağ ile kafa kafaya seçime girsem kesinlikle kazanırım.. Ve ilk işim kendimi devlet katına affettirmek olur..”Bazı kulüplerin kabus gördüğü kadar var.. Ulusoy sağa park etmiş durumda.. İlk fırsatta otobana çıkacak.. Hem de Aziz Yıldırım’ın otobanına:)Azİz Yıldırım: Mahmut söz verdİYönetemediği her organizmayı kendisine ve ideallerine düşman gören bir yapısı vardır Aziz Yıldırım’ın.. Özgener’le hikayesi de bundan farklı olmadı.. Yönetemedi ama yönetiyormuş gibi bir algılama oluşmasını sağladı.. “Göksel Gümüşdağ, Aziz Yıldırım’ın adamı” yakıştırmalarına en ufak bir karşılık vermemesinin altında da, bu algıdan hoşlanmasının rolü olabilir.. Çünkü bu fotoğraf, onun gücüne güç katıyor.. Aziz Yıldırım’la konuşmadım ama 6 Haziran günkü basketbol maçından önce son durumu nasıl değerlendirdiğini öğrendim:“Ben Mahmut’un ayrılmasını istemem.. Ama Mahmut ile Göksel arasında yakın bir dostluk var.. Federasyonun devlet katındaki pek çok probleminin çözülmesinde, Göksel’in büyük katkısı oldu.. Bundan 1 yıl önce Mahmut artık bu dünyadan bıktığını, aile düzeninin bozulduğunu söyleyerek Göksel’e “Ben yeni dönemde olmayacağım.. Futbolun makro sorunlarını çözmek için senin başkanlığın faydalı olur” dedi.. Göksel, bu konuyu benimle de paylaştı, o yüzden biliyorum.. Sonra en son 2 ay önce bu durum yine gündeme gelmiş.. En sonunda Mahmut, bırakacağı yolunda Göksel’e söz vermiş, çocuk da yola çıkma kararı almış.. Bu saatten sonra Mahmut’un karar değiştirmesi yanlış olur..”İŞTE Göksel Gümüşdağ’ın “Aziz Yıldırım projesi” olarak nitelendirilmesinin temel sebebi bu.. Çünkü Özgener’in gidip Gümüşdağ’ın gelebileceğini Aziz Yıldırım herkesten önce biliyordu.. Yolu düzledi, mıcırı döktü ve asfaltı döşedi.. Yani yeni duruma kendisini çok iyi hazırladı.. Diğer kulüpler ise bu “akıldışı” hamleye hazırlıksız yakalandılar.. Tepkileri buna..

Devamını Oku

Gümüşdağ, kimin projesi?

5 Haziran 2011

Kulüplerin durumuna bakalım.. Dört Büyükler açısından saflar net belirlenmiş: Aziz Yıldırım ve diğerleri..Bu tarz gıllı gışlı seçim aksiyonlarını seven Aziz Yıldırım, Brüksel’de hiç ortada yoktu.. Telefon trafiğiyle insanları yönlendirmeye, “Mahmut bıraktı, Göksel geliyor” diye yol göstermeye çalışıyordu sadece.. Bütün temaslar onlarca gözün önünde gerçekleştiği için, herkesin aklında “Gümüşdağ’ın arkasında yoksa Başbakanımız değil de Aziz Yıldırım mı var?” şüphelerini oluşturdu bu tablo..ÇOCUKLAR İNANMAZBence herşey umduğu gibi gitse dahi Gümüşdağ’ın önündeki en büyük engel bu “Aziz Yıldırım’ın yakını” imajıdır.. Çünkü Aziz Yıldırım ismi birini koltuğa getirirken etkili olur, ancak görev süresinde adamın etini örseler.. Gümüşdağ’lı yeni formülün bir Yıldırım projesi olduğunu düşündürten bir sebep de şu:Eğer bu kompozisyon Aziz Bey’in işine gelmese, çoktaaan Brüksel’i gelip karıştırırdı.. Hentbol Federasyonu’nun seçimine bile karışan bir kongre uzmanının futbola böyle mesafeli durduğuna çocuklar bile inanmaz..‘Ötekiler’ Gümüşdağ’a karşı-Ya diğerleri? Gariptir, görev süresi boyunca F.Bahçe yüzünden Özgener ile en fazla itişen Üç Büyük kulüp bir hale oluşturmuş durumda.. Şunları söylüyorlar:-Trabzon çok net: “Özgener ya kalacak ya kalacak! Gümüşdağ, F.Bahçe’ye çok yakın.. Onu kesinlikle istemiyoruz..”-Beşiktaş çok net: “Özgener kalmalı.. Gümüşdağ olmaz..”-G.Saray biraz daha ‘bekle-gör’cü olmakla beraber Ünal Aysal’ın ilk kriteri belli: “F.Bahçe’ye yakın gözüken bir adayı desteklemeyiz..”3 kulübün de tek muhalefet şerhi var: “Bu söylediklerimiz, Başbakanımız bizi arayıp ‘Göksel’e yol verdim’ dediği anda geçersiz olur..”Kısacası Başbakanımız direkt olarak federasyon seçimine müdahale etmediği takdirde F.Bahçe Gümüşdağ’ın yanında yer alır.. Beşiktaş, G.Saray veTrabzon ise karşısında..Özgener giderse Ulusoy gelebilirFederasyonu dizayn edip Gümüşdağ’ı başkan yapmak isteyenler var ama onları bir sürpriz bekliyorKİ günlüğüne gittiğim Brüksel’de çok net müşahade ettim ki, Türk futbol siyaseti haziran sonundaki Futbol Federasyonu Seçimi’nin sath-ı mahaline girmiş durumda.. 4 darbe, 5 cunta görmüş değerli meslek büyüğümüz Hasan Cemal’in dahi, bu dünyaya hayli mesafeli olmasına rağmen dikkatini çekmiş bu hareketlilik (Dünkü Milliyet).. Ve doğru notalara basmış Hasan Abi.. Siyasetin bu işin neresinde olduğunu sorguluyor.. Ben de meseleye aynı açıdan bakıp son durumu analiz etmek istiyorum.. İşte benim gözümden Brüksel izlenimleri:-Federasyon ve kulüp yöneticilerinin konakladığı eski adıyla Hilton, yeni adıyla The Hotel’de kaldık.. Demode ve kasvetli bir lobisi vardı.. Ve günün her saatinde o lobide, Brüksel Meydanı’nda ve hatta Haagen Dazs dondurmacısında bile seçim kulisi yapıldı.. Maç kimsenin umurunda değildi..Küçük kulüp yöneticilerine hayran kaldım:) Mahmut Özgener’i gördüklerinde “Başkanım bizi bırakmıyorsun değil mi? Biz senden dürüstünü görmedik” diyorlardı.. 2 saat sonra Özgener bırakırsa onun halef adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un başkanı Göksel Gümüşdağ kendilerinden destek istediğinde ise “Ne demek başkanım! Sizden iyisini mi bulacağız?” diye ayar çekiyorlardı.. En akıllı adamı bile yoldan çıkaracak kaygan bir zemin burası.. Bunları söyleyenler seçimde oy kullanacak delegeler.. Demek ki, haziran sonuna kadar bu köprünün altından çok su akacak..Başbakanımız müdahale edecek mi?-Siyaset bu işin neresinde?Ben Hasan Abi (Cemal) gibi düşünmüyorum.. Tamam, Gümüşdağ Başbakanımız’ın ailesinden.. Tamam, Başbakanımız’ın biraderi Mustafa Erdoğan bu çevrelerde çok gözüküyor.. Tamam, AK Parti’ye yakın kulüpler Gümüşdağ’ın etrafında kümelendi..Ancak bunların hiçbiri Başbakanımız’ın Özgener’i göndermek isteyip, yerine Gümüşdağ’ı atadığına delalet etmez.. Bence Başbakanımız işin içinde değil.. Zaten seçime 7 gün kalmış, federasyon ile mi uğraşacak! Ayrıca uğraşsa K.Paşa’yı ligde tutar, Rize’yi Süper Lig’e çıkarırdı.. Ya da Trabzon ve Bursa’da oluşan tepkiyi doğuran gelişmelere müdahil olurdu..Kaldı ki, zamanında kendisine bayrak açan Haluk Ulusoy’a karşı bile topa girmeyen Tayyip Erdoğan neden böyle bir bumerangı havaya fırlatsın şimdi? Gördüğüm kadarıyla ne Özgener’e “git” dedi, ne de Gümüşdağ’a “gel..” Eğer Başbakanımız bu işin içinde yok ise bir bardak suda niye fırtına koptuğunu da anlayabilmiş değilim.. Kaldı ki, Tayyip Erdoğan “Mahmut kalsın” veya “Göksel başkan olsun” dese herhangi bir kulübün muhalefet edebileceğini de sanmıyorum..Federasyon otelinde kulis!-Mahmut Özgener, yakın dostu Göksel Gümüşdağ’ı kendisinden sonraki başkan olarak belirlemiş.. Gümüşdağ’ın kriteri ise net: “Mahmut Abi varsa ben yokum.. Ama o bırakırsa başkan adayıyım.. Gencim, güzelim, bu göreve de talibim..” Tabii gençlikten kaynaklanan bir acelecilikle kulislere erken avdet etti.. Örneklendireyim:-Hasan Doğan’ın cenazesi sırasında Özgener’i başkan yapmaya çalışanları nasıl eleştirdiysem (07.08.2008), Özgener henüz bırakma kararını kamuoyuyla paylaşmadığı halde “Bana oy verin” diye diplomasiye başlayanları da aynı şekilde eleştiriyorum.. Özgener ile Gümüşdağ kendi aralarında ne konuştular bilmiyorum, ancak Gümüşdağ gayet aleni biçimde başkanlığa oynuyordu Brüksel’de! Hatta Milli Takım’ın kampını bile ziyaret etti.. Kulüp delegeleriyle resmi temaslarda bulundu..-Acelesi neydi anlamadım.. Çünkü anlatıldığı gibi “Ankara rüzgârı”nı arkasını almışsa, maç günü, federasyon kampında oy avcılığı yapmaması gerekirdi.. Eğer ki hakiki bir güç merkezi ise, kimseyi kovalamasının gereği de yoktu..Şu detay benim için önemli: Maçtan 2 saat önce The Hotel’in lobisinde bilet işlerinden sorumlu federasyon görevlisi Emrah’ı öyle bariton bir “Emraaah” tonuyla çağırışı, Emrah’ın da “Buyrun başkanım” diye koşturması vardı ki, yanımdaki meslektaşım espriyi patlatıverdi: “Ohooo, bu Göksel çoktan başkan olmuş bile!”-Özgener’den sonraki dönemi dizayn eden veya etmeye kendini mezun gören kişilerin şunu öncelikle bilmesi gerekiyor.. Mahmut Özgener bırakırsa, yeni başkanı ya siyaset belirler ya kulüpler.. Öyle ‘Verdim kardeşim, aldım ağabey’ tarzıyla bu iş olmaz..Aziz Yıldırım’ın parmak izi-Zurnanın zırt dediği yere gelirsek..-Picasso eserlerini andıran bu karmakarışık tabloda kimin önü açılır? Brüksel’deki cuma kulisleri tek ismi işaret ediyordu: Haluk Ulusoy.. Oylamanın kapalı yapılacağı bir seçimde, tüm delegelerle organik bağı hâlâ taze olan Ulusoy’un nasıl bir sonuç çıkaracağı belli olmaz.. Ayrıca daha da ilginci, sırf anti-F.Bahçe tutumu nedeniyle bile diğer 3 Büyük kulüp de Ulusoy’a açık/gizli destek verir..-Mahmut Özgener’i tebrik ediyorum! Bu kadar cesur icraatın yapıldığı, Milli Takım’ın önünün açık olduğu, Şiddet Yasası’nın çıktığı dönemde “yorgun”luğunu ve ailesini gerekçe göstererek suni bir krize sebep oldu.. Artık bu saatten sonra gerçekleşebilecek 3 senaryo var:1. Özgener henüz bırakma kararını açıklamadı.. Kulüpler onu çok istediğini gösterirse Özgener 4 yıl daha yoluna devam eder..2. Özgener bırakır.. Gümüşdağ, Başbakanımız’ın direkt/endirekt katkısı olmazsa federasyon başkanı seçilemez.. Seçildi diyelim, “İşte AK Parti futbola da el attı! Oraya da kendi adamını yerleştirdi” eleştirilerinin önü açılmış olur.. Başbakanımız durup dururken futbol ve oradan doğacak krizlerin baş adresi haline gelir..3. Özgener bırakır.. Başbakanımız duruma müdahale etmez.. O zaman Haluk Ulusoy bariyer dibinden yapacağı atakla finişi bulabilir..Parmak izi bırakmadan bu operasyonu yönettiğine inanan Aziz Yıldırım’ı bağlar bu noktadan sonrası.. Eğer 2. veya 3. seçenekler gerçekleşirse F.Bahçe durup dururken hem siyaseten hem de futbol dünyası açısından zor durumda kalır..Ama durun durun.. 3 hafta içinde köprülerin altından çok su akar, emin olun!Özgener’in ruh hali-Mahmut Özgener yorgun, hatta bıkkın.. Ruh halini kendisine yakın bir yönetici arkadaşından bizzat dinledim: “2.5 yıldır bu işi yapıyorum.. Ne aile düzenim kaldı ne huzurum.. Fahri bir iş yapmama rağmen doğru dürüst takdir de görmüyorum.. Yüzüme karşı ‘Doğru adamsın’ diyenler, kendi taraftarlarını sakinleştirmek için kamuoyu önünde beni eleştiriyorlar.. Beşiktaş şampiyon olduğunda İnönü’de ıslıklandım.. Bizim için fenerasyon dedikleri sene Bursa şampiyon oldu, şimdi onlar bana kızıyor.. F.Bahçe şampiyon oldu, Kadıköy’deki törende beni ıslıkladılar.. Başkanlığını yaptığım Altay küme düştü, İzmir’de hakaretlere maruz kalıyorum.. Bu iş biraz da keyif işiyse, ben artık keyif almıyorum..”

Devamını Oku

Maçtan önce Odyakmaz niye '4' işareti yaptı

26 Mayıs 2011

F.BAHÇE’NİN şampiyonluk günü ve ertesinde yaşanan sevinç gösterileri arasında çok çarpıcı enstantaneler dikkatimi çekti.. Bütün sezon dişini sıkan Aykut Kocaman’ın soyunma odasındaki yumruk şovu, bunlar arasında en fazla hoşuma gidendi.. Alex‘in eşi Daianne ile öpüşmesi, sahiden tişörtlere basılacak derecede önemli pozdu..BU yoğun haber ve fotoğraf bombardımanı arasında başarılı foto muhabirimiz Eser Erenler, başka bir poz daha yakaladı.. Sivas-F.Bahçe maçında, seremoni yapılırken, yani maç henüz başlamamışken F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile Sivas Başkanı Mecnun Odyakmaz’ın şakalaşma anı.. Odyakmaz, gülerek “4” işareti yapıyor.. Kötü niyetli insanlar “Odyakmaz, maçtan evvel Yıldırım’a sonucu söyledi” diye yorumlayabilirler.. Ben böyle düşünmedim açıkçası.. Fotoğrafı da hemen değerlendirmedim.. Önce Mecnun Odyakmaz‘a sormaz istedim orada o işareti hangi maksatla yaptığını.. Ancak dün öğle üzeri kendisine ulaşabildim..FOTOĞRAFI sordum.. O anı hatırlamadı önce.. Mail attım.. Geri döndü ve şunları anlattı:“BAK kardeşim.. Benim için F.Bahçe maçıyla ilgili 2 şey vardı.. Birincisi böyle muazzam bir potansiyelden şehir nasıl menfaatlenir.. Hem şehrimizi tanıtalım, hem gelirle esnafın yüzünü güldürelim istedik.. Burası oldu.. İkincisi sahada Yiğido’ya yakışır bir top oynamaktı.. Bunu da yaptık, kazanmaya oynadık, şampiyona 3 gol attık.. Etrafımızdaki F.Bahçeliler’in halini görmeniz lazımdı.. Bütün maç 1 saniye rahat edemediler..”“BU pozu görüp de yanlış değerlendirecek insanların sayısı az değil.. Orada ne yapıyordunuz peki?” diye üsteledim:ALDIĞIM yanıt şu:“VALLAHİ hatırlamıyorum.. Ya birini gösterip öyle yapmışımdır.. Ya da ‘Size 4 atacağız’ demişimdir.. Atamadık, maalesef 3’te kaldık..” Ben cevabımı aldım.. Bu pozu olumsuz değerlendireceklere de bir yanıtım var: “Sizin içiniz fesat..”

Devamını Oku

Kupayı görmeden ameliyata girmem

13 Mayıs 2011

Apandisi patlayan Erdoğan Demirören, önceki gece bıçak altına yatmak için doktorlara işte böyle şart koştu-Yıldırım Demirören’in finalden önce Kayseri’den dönmesinin ardında bir Beşiktaşlılık hikayesi yatıyor..-Erdoğan Bey, maç bitmeden bıçak altına asla yatmayacağını söyledi. Maç uzayınca da operasyon gecikti..-Uzatmayı kolunda plastik borularla seyreden Erdoğan Bey, penaltılar da bitince ameliyata girmeyi kabul ettiÇARŞAMBA akşamı Demirören ailesi için dramatik olaylara sahne oldu.. Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, ailesiyle birlikte finali izlemek için Kayseri’deydi.. Saat 15.00 sularında cep telefonu çaldı, gelen haber pek de iç açıcı değildi.. 3-4 gündür rahatsız olan babası Erdoğan Demirören’in apandisi patlamıştı ve acilen ameliyata girmesi gerekiyordu.. Ancak Erdoğan Bey ameliyat olmaya yanaşmıyordu.. 14.20 uçağıyla Kayseri’ye gelen Beşiktaş Basın Sözcüsü Mete Düren, Erdoğan Bey’le konuştu ve ameliyatı geciktirmenin kendisi için hayati tehlike oluşturabileceğini anlattı.. Ancak Erdoğan Bey buna pek yanaşmadı, “Siz maçınızı izleyin, sonra görüşürüz” karşılığını verdi.. Bunun üzerine Yıldırım Demirören, eşi Revna Hanım, çocukları ve Düren havaalanında bekleyen özel uçaklarına atlayarak kupa finalini arkalarında bıraktılar, apartopar İstanbul’a döndüler.KAYSERİ ekibi Kanlıca’daki eve vardıklarında Erdoğan Demirören yatağında finali izliyordu ve durum 1-0 Beşiktaş lehineydi.. Bütün aile toplanıp kendisini ikna etmeye çalıştılar.. Erdoğan Bey sonunda ikna oldu: “Tamam çocuklar, bu gece ameliyat olacağım, söz.. Ama bu maç bitsin..” Ailenin tüm fertleri bir yandan Erdoğan Bey için endişe ederken, öte taraftan kupa finalini izlediler.. Maç 2-1 olduktan sonra ufak ufak hastaneye gidiş hazırlıkları başladı ama baba Demirören ısrarlıydı, “Bitiş düdüğünü görmeden evden çıkmam..” Neyse, normal süre 2-2 bitti ve Maslak Acıbadem Hastanesi’ne yolculuk başladı.DEMİRÖREN ailesi hastaneye girdiğinde uzatmanın ilk yarısı bitiyordu.. Erdoğan Bey, 4300 numaralı hastane odasında ameliyata hazır hale getirildi, kollarına plastik borular takıldı.. Ama ı-ıh! Yıldırım Demirören, ameliyata girecek olan yakın aile dostu Mete Düren, “2. uzatmayı da göreceğim” diyen Erdoğan Bey’i ikna edemediler.. Fanatik Beşiktaşlı Erdoğan Demirören uzatmayı da tamamladı.. “Babacığım, penaltılar stresli olur, izlemene gerek yok.. Ameliyat öncesi sakin olmalısın” diye çırpınan çocuklarına rağmen penaltıları da izledi.. (Not: Bu stresi kaldıramayan Beşiktaş Başkanı ise ilk 9 penaltıya bakmadı, sadece son penaltı atışını seyredebildi..)VE mutlu son.. Beşiktaş son 6 yılda Türkiye Kupası’nı 4. kez kazandı.. Hasta yatağında apandisit ameliyatı öncesi narkoz verilmeye hazır durumda olan Erdoğan Demirören, artık bitap düşen Prof.Dr. Mete Düren’e son bombayı da patlattı: “Durun durun! Kupa törenini de bekleyelim.. Kupanın alınışını görmeden ameliyata girmeyeceğim..” Ama bu sefer tıbbın gücü galip geldi ve töreni beklemeden ameliyathaneye yolculuk başladı.. Ezcümle, kökten Beşiktaşlı Erdoğan Demirören’in ameliyat macerası da Beşiktaş’ın kupa finali kadar uzun ve maceralı sürdü.

Devamını Oku

Kimse benden Yiğit’lik beklemesin!

22 Şubat 2011

SPOR kulüplerinin başkanları kendi kulüplerini doğru dürüst yönetemedikleri gibi, her fırsatta medyayı yönetmeye kalkışırlar.. Onlara getirilen herhangi bir eleştiride, sıradan bir durum tespitinde bile verdikleri tepki bellidir: “Bunlar bizim düşmanımız.. Kulübümüzü karıştırmak istiyorlar..”ONU da geçtim artık, yeni bir jargon oturmaya başladı dillerine:“YAKIŞIKSIZ yorumlar yapıyorsunuz, bunlar gazetecilik ahlâkıyla bağdaşmıyor..” Resmen “ahlâksız” diyorlar bize.. Ne dediklerinin farkında bile olduklarını sanmıyorum.. Üstelik ahlâksızları geçtim, içimizdeki ahlâklılar bile tınmıyor..ÖRNEKLENDİREYİM ki, mevzunun anlaşılması daha kolay olsun..F.BAHÇE Başkanı Aziz Yıldırım, Selanik’teki PAOK maçı sırasında sıkıntılı anlar yaşamış.. Nasıl yaşamasın ki! Gökhan Gönül topu çizgiden çıkarmasa, adamlar son saniyede 2 metreden topu kale yerine auta atmasa belki de 3’lük olacak, Şampiyonlar Ligi’nden sonra Avrupa Ligi’ne de beyaz mendil sallayacaktı F.Bahçe.. Stresten, kendisine tahsis edilen locada sigara üstüne sigara içmiş Aziz Bey.. Deneyimli foto muhabirimiz Eser Erenler de, Aziz Bey’in baca gibi tüten fotoğraflarını çekip gazeteye yollamış..BİZ de kullanmışız.. O fotoğrafın altındaki yorumumuz aynen şöyle: “2 tane net penaltısı verilmeyen ama defansta da müthiş hatalar yapan F.Bahçe’nin dün geceki hâlini en iyi Aziz Yıldırım’ın bu pozu anlatıyor..”Ertesi gün el cevap..Başlık “AYIP..”Devamı şöyle: “Vatan ve Sabah Gazeteleri’nde Aziz Yıldırım’ın sigara içerken çekilmiş fotoğrafları yer almaktadır. Dün akşamki PAOK maçı sırasında çekilen fotoğraflar son derece manasız yorumlarla gazete sayfalarına taşınmıştır. Söz konusu fotoğrafların yayınlanmasının ve altında sırf sayfa doldurmak amacıyla yakışıksız yorumlar yapılmasının gazetecilik ahlâkına yakışmadığını belirtmek isteriz.”O fotoğrafta kaç tane haber saklı aslında biliyor musunuz?1. YENİ anjiyo geçiren Yıldırım’ın sigara içmesi kesinlikle yasak.. Demek ki, doktorunun sözünü dinlemiyor..2. STATTA sigara yasağı var, onu da delmiş..3. AYRICA yüz ifadesinden de belli ki, keyiften değil takımının futbolunu beğenmediği için, stresten içmiş sigarayı.. BİZ o fotoğrafı üçüncü sebepten ötürü yayınladık..Aldığımız cevabı da görüyorsunuz!YARIN bir gün şunları söylesek: “Arkadaş..1. Sen Güiza’ya 2 senede 21 milyon Euro ödedin.. Hepsi çöpe gitti.. Adam elinde kaldı!2. Mamadou Niang transferini bir türlü Şampiyonlar Ligi elemesine yetiştiremedin. O trenin kaçması yüzünden en az 15 milyon Euro’luk muhtemel bir gelirden oldun..3. Son 5 senede 1 şampiyonluk görebildin.. Bu süreçte Aragones’i de Daum’u da getirmen, Zico’yu da kovman hataydı.. Bu 3 hatalı karar yüzünden boşu boşuna 13 milyon Euro ödedin..Sırf şu 3 kalemi toplasan 49 milyon Euro’yu heba etmişsin..”DÜŞÜNÜN başımıza neler gelecek?Maalesef kulüp başkanlarının çoğu kendisini Tayyip Erdoğan yerine koyup, karşısında da Yiğit Bulut görmek istiyor.. Oysa Bulut olmanın ne Yiğit’e faydası var ne de sayın Başbakan’a..O fotoğrafı koymak gazeteciliktir, “ahlâksızlık” değil.. Ne zaman “ahlâksızlık” sayılırdı onu da söyleyeyim..“Yüzlerce kilometre yol katedip Selanik’te görev yapan foto muhabirimiz Eser Erenler’in çektiği fotoğrafı, Aziz Yıldırım’ın korkusundan sayfalarda değerlendirmeseydik..”Benden böyle Yiğit’lik bekleyen..Daha çoook bekler..Komisyon mu?SADECE Aziz Bey değil üslup sorunu yaşayan.. Daha beterleri de var..10-15 gün önce Arda ile ilgili bir transfer haberi yayınladık.. G.Saray Kulübü’nün sitesi çok ağır, ölçüsüz bir yanıt verdi.. Cevap vermedim.. Çünkü:1. O siteyi uzun zamandır kaale almıyorum.. Zira bazı başarısız yöneticilerin egolarını tatmin için kullandığı bir mastürbasyon aleti konumuna düşmüş durumda..2. G.Saray’ın şu efelenmelerinin ne kadar sahte olduğunu biliyorum.. Daha önce de oldu, Fanatik gazetesine çok ağır biçimde sövdü sayın Adnan Polat.. Fanatik, “Bize o Louis Vuitton çantaların içinde neler taşıdığınızı söyletmeyin” mealinde bir yanıt verdi.. Pıstı G.Saray Başkanı.. Şimdi de canciğer, kuzu sarması oldu..3. Ben ne G.Saray yönetimini korkutmak isterim.. Ne de bir öyle, bir böyle yaparım..ŞİMDİ görüyoruz ki, Arda’nın menajeri Ahmet Bulut, Avrupa’da kapı kapı dolaşıp genç yıldız için transfer pazarlıkları yapıyor.. G.Saray “Satmıyorum” diyordu.. Ama menajer “Atletico Madrid Arda’yı istiyor, onlarla görüştüm” diyor.. Biz de bunu yazıyoruz.. Ve yine kötü oluyoruz..BU işin kolayı var.. Şimdi Polat, hoşuna gitmeyen her haberimizde benim F.Bahçeli olmama atıfta bulunup “Bunlar zaten G.Saray düşmanı” diyor ya..ÖZ ve deli G.Saraylı Fatih Altaylı’nın dünkü yazısını okusun o zaman..Ne diyor sevgili Altaylı?“..G.Saray’a futbolcular geliyor, gidiyor.. Kewell bile gidiyordu.. Niye? Bilen yok ama çirkin iddialar var.. Komisyon iddiaları.. Getirilen futbolculardan komisyon alındığı için bu trafiğin yaşandığı iddiaları.. Umarım doğru değildir.. Bir de bu varsa tam rezalet..”G.Saray’ı ve yönetimini avucunun içi gibi bilen Altaylı bile “Komisyon yok” diyemiyor.. Aksine bütün vurgusu ‘var’ yönünde..Bize “Arda gidiyor” dediğimiz için ağız dolusu küfreden meşhur org, kendilerine “komisyoncu” diyen Altaylı’ya “tısss” sesi çıkarabilmiş sadece.. org’a baktım, en önemli haber Selmi Andak’ı anma haberi..Evet, sayın Polat.. Altaylı’yı “G.Saray düşmanı” ilân edemeyeceğinize göre.. Bu yenilmez yutulmaz iddianın yanıtını verin..Merakla bekliyorum..

Devamını Oku

Siz Arda olsanız!

22 Şubat 2011

ATLETICO Madrid’in Arda Turan için G.Saray’a yaptığı 11 milyon Euro’luk transfer teklifini görünce insanın aklına binbir türlü soru geliyor..- “Neden transferin bitmesine 2 gün kala böyle bir teklif yapılır?”- “Hani bu çocuk Avrupa’nın 5 büyük kulübünden birine gidecekti?”- “G.Saray Başkanı ‘Arda’yı bırakmam’ diye bas bas bağırırken, Atletico Madrid’in son anda devreye girmesinin ne manası var?”- “Yoksa Arda mı gitmek istiyor?”*** KONULARI resmi ağızlardan çıkan popülist ve doğruluğu tartışılır demeçlerle değerlendirmekten ibaret değil bizim işimiz.. Aksine sonuna kadar merak etmek, kontrollü bir biçimde şüphe etmek ve çeşitli kaynaklarla irtibat kurup konuyu derinleştirmektir..GAZETELERİN meşrebine göre çıkan birkaç haberle geçiştirilecek kadar s›radan bir konu mudur, Atletico Madrid’in Arda’ya yaptığı transfer teklifi? Bence hayır.. Mevzunun arka planına bakınca, G.Saray’ın yaşadığı pek çok sıkıntının izdüşümünü de görebilirsiniz rahatlıkla..EN basitinden Arda, G.Saray’dan ayrılmak istiyor mu?CEVABIM net: Kesinlikle evet.. Niye mi?Siz son 3-4 maçta Arda’nın vücut diline dikkat ettiniz mi hiç? Bedbaht, sinirli ve huzursuz görünmüyor mu? G.Saray camiası sahada ondan hep çok şey bekliyor, bu baskı da 22 yaşındaki bir genci bunaltıyor sanki.. Yüzü gülmüyor, konuşarak değil mimikleriyle mesajlar veriyor..MESELA Eskişehir maçından sonra sanki Dünya Kupası’nı kazanmış gibi tribünlere giderek “üçlü” çektirmesi.. Bana normal de€il, abart›l› geldi! Hatta şu kuşkuyu uyandırdı içimde:“Arda yoksa G.Saray tribünlerine veda mı ediyor?”ERTESİ gün, Milli Takım kampından gelen telefon bu kuşkuyu besleyen bir bilgi veriyordu bana:“Arda şu anda Swiss Otel’de Atletico Madrid’e imza atıyor..”ARAŞTIRDIK.. İmza atmamış ama menajeri Ahmet Bulut ona Atletico Madrid’in 11 milyon Euro’luk resmi teklifini göstermiş..Gelen çok bilgi var..“Arda, teklife çok heyecanlandığı için sabaha kadar gözüne uyku girmedi”..“Adnan Polat’ın ‘hayır’ dediğini öğrenince morali çok bozuldu”..“Arda’nın yıkıldığını gören Hiddink, genç yıldızıyla özel bir motivasyon konuşması yapt›..”YANİ rivayet muhtelif.. Ama hiçbir bilgi kırıntısı Arda’nın G.Saray’dan ayrılmak istemediğini veya “Nereden çıktı Atletico Madrid? Ben oraya gitmem” dediğini anlatmıyor.. Kaynaklar farklı, anafikir hep aynı: “Arda aslında G.Saray’dan ayrılmak istiyordu..”HATTA daha ileri götürenler var işi:“Adnan Polat Arda’ya söz verdi, ‘Eğer yurtdışından 10 milyon Euro’nun üstünde bir teklif gelirse seni bırakacağım’ dedi.. Ama böyle bir teklifin geleceğine hiç ihtimal vermedi..”*** ŞİMDİ kendimi Arda’nın yerine koyuyorum..1. DÜNYA güzeli bir sevgilim var.. Ama şu medyanın abartılı ilgisi yok mu? Üstüne bırakın rakip taraftarları, kendi taraftarım bile ilk aklına geldiğinde beni buradan eleştirince canım çok yanıyor.. Sinemaya gitsek kıroluk, sarmaşdolaş olsak fotoroman, kazara öpüşsek skandal olacak.. Seviyorum ama doya doya yaşayamıyorum..2. YILDA 2.1 milyon Euro kazanıyorum.. Ama kulüpteki mali sıkıntı nedeniyle kazandığım paranın çoğunu zamanında alamıyorum..3. HER sezon bir çuval para ödenip her renkten, her milliyetten futbolcu transfer ediliyor.. Eğer başarı gelmezse hepsi bir kenara koyulup, herşeyin acısı en fazla bana soruluyor.. Kimse Keita’yı, Jo’yu, şu an kadroda olmasına rağmen Elano’yu hat›rlam›yor.. Fatura hep bana çıkartılıyor..4. KİMYAM uzun süredir bozuk.. Uyku sorunu çekiyorum.. Bu durum sabahki idmanlarıma da sirayet ediyor.. Fiziksel açıdan düşüyorum..5. BUNA karşın milli maçlarda hep daha iyi oynuyorum.. Çünkü kafam rahat oluyor, baskıyı daha az hissediyorum.. Büyük bir takımın tek yerli yıldızı olmak bana ağır gelmeye başladı galiba..6. HER transfer döneminde ‘Arda’ya gelen resmi teklif yok ki!’ beyanatları veriyor yöneticiler.. Bu da gururumu incitiyor.. Sanki yurtdışında para edecek evrensel bir yıldız değilim de, yerel bir kahramanım gibi davranıyorlar bana..7. DÜNYADA yaşanacak şehir seç deseler, Madrid ilk 5’e girer mutlaka.. Oraya gidip kariyerimi geliştirmem çok daha kolay olur.. Mesut Özil Alman olup Real Madrid’e gidiyorsa, ben de TC pasaportuyla Atletico’ya gitmişim, az şey mi? 8. ÜSTELİK kulübüme 11 milyon Euro gibi, hiçbir Türk’ün baflaramad›€› kadar astronomik bir para kazandırıyorum.. Brezilya Milli Takımı’ndan Elano’ya bile bu rakamın anca yarısına teklif gelebiliyor..***DÜRÜST olun.. Arda ile böyle empati kursanız.. Siz de bu şartlarda Atletico Madrid’in teklifini kabul etmez misiniz?Açıkçası ben ederdim.. Eminim Arda da ederdi.. Ama şimdi o defter kapandı.. Arda dişini sıkacak, Türkiye’deki problemlerini Türkiye’de çözmeye çalışacak bir süre daha..Siz iyisi mi Arda transferine biraz “tepeden” bakın.. Bu çocuğun çektiği sıkıntıları, ona yapılan eziyeti anlamaya çalışın.. Onu eleştirirken elinizi de arada bir vicdanınıza koyun..ARDA benim aç›mdan büyük yıldız.. Geçen sezon F.Bahçe’nin gözündeki değeri 15 milyon Euro idi.. Bu sezon herşey kötü gitmesine rağmen A.Madrid’den 11 milyon Euro’luk teklif aldı..Galiba F.Bahçeliler ve İspanyollar, Arda’ya hakettiği değeri G.Saraylılar’dan daha fazla veriyor..

Devamını Oku