F.Bahçe düşüyor!

18 Temmuz 2011

Bank Asya’ya düşmenin yanı sıra puanı da silinecek. Beşiktaş-Trabzon ise daha hafif sıyrıklarla atlatabilirTFF’ye yakın kaynaklardan sızanlar hiç iç açıcı değilBugünlerde nereye gitsem aynı sorulara muhatap oluyorum:- Lİg ne zaman başlayacak?- F.Bahçe küme düşer mi?- Beşİktaş ne olacak?- Başka takım var mı?- Avrupa’ya kimler gidecek?Sersemletİcİ bir kafa karışıklığı var. Bunun da belgeler ortaya çıkmadan giderilmesi zor. Federasyon kaynaklarından araştırdım. Henüz herhangi bir belge görmediklerini ve sadece savcıdan aldıkları bilgilerle hareket ettiklerini bir kenara koyarsak eylem planları netleşmeye başlamış. Durum şu:- F.Bahçe’nİn küme düşmesi kesin gözüküyor. Ve adı geçen takımların içinde en ağır cezayı onlar alacak. Sadece Bank Asya’ya düşmekle kalmayıp, puanları da silinecek. F.Bahçe’yi kâbus gibi bir dönem bekliyor maalesef.DÜŞENLERE MÜJDE!- Beşİktaş ve Trabzon da potada. Küme düşme ihtimalleri var. Ancak onlarla ilgili suçlamalar daha hafif olduğu için bu krizi birkaç sıyrıkla atlatabilirler.- Süper Lig’in yeni takımı Mersin de Bank Asya’ya geri dönecek gibi gözüküyor. Soruşturma Bank Asya’ya inince orada da ortalık karışacak.- SÜPER Lig kesin olarak 5 Ağustos’ta başlayacak. Soruşturmanın seyrine göre ağustosun son haftasını bile bulabilir ilk düdüğün çalınması.- 3 takım küme düşerse öncelikle geçen sezon Bank Asya’nın yolunu tutan Bucaspor, Konyaspor ve Kasımpaşa Süper Lig’e dönecek.iLK BOMBA UEFA’DANFederasyon, ligi erteleyip süre kazanacak. Avrupa’da ise ön elemeler başlıyor. UEFA yetkilerini kullanarak sırf ‘şüphe’den takımlarımızı men edebilir4Kara haberci gibi oldum ama söylediklerim gerçekleşirse yeni bir soru gündeme geliyor.- Türkİye’yİ Avrupa Kupaları’nda kimler temsil edecek? F.Bahçe ve Trabzon ceza alırlarsa, Avrupa Şampiyonlar Ligi hakkını kaybedecekler.- Onların yerine ya Bursa ile G.Antep Şampiyonlar Ligi’ne gidecek.- Ya da UEFA bu sezon Türkiye’nin Şampiyonlar Ligi temsil hakkını donduracak. Ki bu ihtimal oldukça düşük gözüküyor.- Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar’ın bugün Cenevre’de UEFA ile yapacağı toplantının ana gündem maddesi de bu.KESİN KARAR VERİLECEKTFF ligin başlamasını erteleyip soruşturmanın netleşmesini bekleyecek kadar zaman kazanacak. Ama UEFA’da ön elemeler başlıyor. Dolayısıyla Türk takımlarıyla ilgili kesin kararı UEFA verecek. İsterse “şüphe” üzerine istediği kadar takımı yarışmalardan men edebilme yetkisi var UEFA’nın. Ve Mehmet Ali Aydınlar’ın vereceği bilgiler doğrultusunda zurnanın zırt dediği noktaya gelinecek. İlk bombayı UEFA patlatabilir, hazırlıklı olun.11 hafta kurgulanmışBİr belge geçti elime. Şike soruşturması sanıklarından birinin 150 sayfalık ifadesi. Telefon kayıtları ile bezenmiş ifadeyi acı içinde okudum. Ve F.Bahçe’nin 24. haftadaki Bursa-İstanbul BŞ maçından itibaren Süper Lig’i nasıl nakış gibi işlediğini, dizayn ettiğini gözlerim fal taşı gibi açılarak gördüm. Bursa’nın yarıştan kopması için İstanbul BŞ’li 4 oyuncuya 60 bin lira teşvik primi verilmesiyle başlayan hikâye Sivas-F.Bahçe maçıyla sona eriyor. Emniyet de uyumuyor. Ve birkaç kişinin hırsı yüzünden koskoca F.Bahçe camiası şike gibi büyük bir lekeyle karşı karşıya kalıyor. Yazık ki, 7 puanlık fark doğal sebeplerle kapanmamış. Öylesine şuursuzca kurgulanmış ve uygulanmış ki her şey, o telefon konuşmalarını görünce 18. şampiyonluğa sevindiğine utanıyor insan.“O da şike yapmış, bu da şike yapmış” safsataları şu noktada ilgilendirmiyor beni. F.Bahçe camiasının, hangi değerlerin toplamı olduğuna artık karar vermesi gerekiyor. Eğer İslam Çupi’nin dediği gibi bu büyüklük başarıyla ölçülemeyecek, uhrevi bir büyüklük ise her F.Bahçeli’nin de öncelikle işlenen ayıbı kabul etmesi, kulübün alacağı cezaya razı olması, kenetlenmesi ve “Şikeyle gelen şampiyonluk yerin dibine batsın” demesi gerekir.BU işin failleri hem yargı önünde hem de F.Bahçeliler’in vicdanlarında hesap versin. Bu satırları yazarken içim kanıyor. Ama gün “Bize bunu niye yapıyorlar?” diye sızlanıp komplo teorisi üretme günü değil. Gün aynaya bakıp yüzleşme günü. Maalesef!Sıra G.Saray’a gelir mi?Azİz Yıldırım geçen ay Mehmet Ali Yalçındağ’ın evinde düzenlenen yemekte Hasan Cemal’e 2006 yılındaki Denizli-F.Bahçe maçında şike yapıldığını iddia etmişti. Hani “Louis Vuitton” çantaların elden ele gezdiği, G.Saray’ın Denizli’ye teşvik primi yolladığı öne sürülen, F.Bahçe’nin son maçta şampiyonluğu kaybetmesine ve Adnan Polat’a başkanlık yolunun açılmasına sebep olan maç. Şimdi her F.Bahçeli “Tamam bizimle ilgili iddialar var. İyi de o maç ve o sezon ne olacak?” diye soruyor. Araştırdım:- Mehmet Ali Aydınlar federasyonu herhangi bir başvuru yapılması halinde sözü geçen sezona yönelik soruşturma başlatmaya ve ortada herhangi bir ayıplı durum var ise gözler önüne sermeye hazır gözüküyor. Hatta bu soruşturmanın son 10 yılı kapsaması bile düşünülüyor. Bakalım yapabilecekler mi?İstifalar peş peşe gelecekF.Bahçe 104 yıllık tarihinin en ağır bunalımını yaşıyor. Şike cezası alınırsa yaşanacak utanç ve gelir kaybının yanı sıra kapıya dayanan borçlar var. F.Bahçe’nin toplam borcu yaklaşık 300 milyon dolar. Çoğu bankalardan alınan kredilerden oluşuyor. Ağustos ayıyla beraber bu kredilerin taksitleri geliyor. Yani iflas kapıda. Güçlü, güvenilir, gözü kara ve zengin bir F.Bahçeli başkan olmadan bu krizden çıkmanın imkânı yok. Ali Koç ve Nihat Özdemir gibi isimlerden de hayır beklemeyin. Çünkü Aziz Bey’le birlikte bütün yönetim kurulunun da hak mahrumiyeti alması söz konusu. Yani isteseler bile elleri kolları bağlı kalacak. Bana gelen bilgi şöyle:- Bugünkü tahliye başvurusu reddedilirse Aziz Yıldırım, F.Bahçe Başkanlığı’ndan istifa edecek.- Onu yönetim kurulunun istifası takip edecek.- Olağanüstü genel kurul tarihi belirlenecek ve seçime gidilecek.- Böylelİkle F.Bahçe’nin başkan adayları sahneye çıkabilecek. Geç bile kalındı zaten.

Devamını Oku

Aziz Yıldırım bunu hak etmedi

10 Temmuz 2011

Suçluysa suçunu çeksin.. Ama uğradığı medya linci akıl ve izanla bağdaşmıyorIMF Başkanı’nın başına geleni yaşıyor F.Bahçe Başkanı.. Ama fanilasıyla bile görüntüsünün çekilip yayınlanması, emniyetteki fotoğrafının poster gibi verilmesi de artık ayıp oluyorHerkes tarafından çok tehlikeli görülen bir konuda, lafı hiç eğip bükmeyeceğim..Türk futbolunda Aziz Yıldırım adında bir fenomen varsa, onunla en fazla uğraşmış, derdini yaşamış, bu sebeple belli sıkıntılar çekmiş, F.Bahçeli olmasına rağmen son 9 senede hiçbir maçına gitmeyecek kadar F.Bahçe’den uzaklaşmış bir F.Bahçeli olarak kaleme alıyorum bu satırları.. Meseleyi duygularımdan bağımsız, hesapsız-kitapsız değerlendirmeye çalışacağım:Türkİye değişiyor, Bülent Arınç‘ın deyimiyle her alanda bağırsaklarını temizliyor.. Ve sistemin defolarından faydalanarak her alanda oluşmuş baronların dokunulmazlıkları kalkıyor.. Genelkurmay’da da böyle oldu, yüksek yargıda da.. Bugün futbolda.. Önemli bir işadamı dostumun ifadesine göre yarın sıra işadamlarına da gelecek.. Onlar da temizlenecek.. Türkiye, AB normlarına gelecekse bu temizliğin yaşanması kaçınılmaz.. Ve beni de rahatsız etmiyor..Ancak eşek sürmenin bile bir adabı var.. Sanık avukatlarının dahi dosyalara ulaşamadığı bir gizli davada, herşeyin gelişigüzel ve hoyratça ortalığa dökülmesi akıl karıştırıcı.. Tamam, F.Bahçe Başkanı olduğu için Aziz Yıldırım’ın kayırılmaması lazım.. Ama gerekli kamuoyunu oluşturmak için bir medya lincine ortam hazırlanmasının da ne hukukta ne de insanlıkta yeri var.. Adam daha hüküm giymemiş, emniyette çekilen fotoğrafını poster gibi yayınlıyorlar.. Sızdırana da yazıklar olsun, kullanana da.. Polis adamı evinden almaya geliyor, onun görüntüleri TV’lerde “şok, şok” diye yayınlanıyor.. Adam emniyetten hastaneye muayeneye gidiyor, fanilalı görüntüsü çekiliyor.. Bir de def-i hacet giderirken çeksinler Aziz Yıldırım’ı, olsun bitsin.. Buna niye kimse “dur” demiyor, işte o bölüm kafamı kurcalıyor..Bu kontrolsüzlüğün arkasından neler çıkar?İster istemez insanın aklına IMF Başkanı Kahn geliyor.. Herkes adamın zavallı bir temizlikçi kadına saldıran bir sapık olduğunu düşündü.. Bazı güçlerin kullandığı ve yönlendirdiği medya bunu öyle düşündürdü.. Sonra ortaya çıktı ki, temizlikçi kadın o kadar da “temiz” değilmiş.. Herşey kurguymuş.. Masumiyet karinesi diye insanların diline sakız ettiği kavram, hayati önemde bir kavramdır.. Aziz Bey’i makineli tüfekle tarayan medyanın bu kontrolsüzlüğünün altından neler çıkacak bakalım?İşin içinde neden hiç futbolcu yok!Henüz mahkemeye çıkmamış bir adamı bütün Türkiye’nin gözünde mahkum ettirmek, onu itibarsızlaştırmak adalet değil.. Dün Rüştü’yü dövdürürken, milleti tehdit ederken, 10 yıl boyunca spor dünyasında terör estirirken, F.Bahçe’yi arkasına alıp internet sitesinden milleti kılıçtan geçirirken, Aziz Yıldırım’a korkudan “gık” sesi bile çıkarmayanların, yalaklık yapanların ya da bu duruma kayıtsız kalanların yere düştükten sonra adamın ve F.Bahçe’nin üstünde tepinmeleri hiç değil..İlk gün Aziz Yıldırım’ın kesin şike yaptığını düşünmüştüm ama gizli davanın en can alıcı yerlerinin medyada çarşaf çarşaf yayınlandığını gördükten sonra, “Herhalde bundan önemli bilgi, belge olsa onu da sızdırırlardı” diye düşünerek kafamda şüpheler oluşmaya başladı.. Madem Aziz Yıldırım’ı ülke olarak hep beraber yargılıyoruz, şunları da bilmek istiyorum:1 Emnİyet ve savcıya göre “F.Bahçe’nin son 7 maçında şike var.” Kirli adamların aralarındaki görüşmeler mide bulandırıcı, tamam.. Ama arkadaş, 7 maçta şike yapılmışsa işin içinde neden hiç futbolcu yok? Ümit Karan ile kaleci Korcan’a mı kaldı bu ihale? Buca-F.Bahçe maçı eğer şikeyse, Aziz Yıldırım ve adamları İzmir’e bu işi bitirmeye gittilerse, hangi oyuncuları, kaçar paraya satın aldılar?Lİgİn ikinci yarısında Türkiye’nin en iyi top oynayan takımı F.Bahçe değil miydi? Trabzon’u, Beşiktaş’ı, G.Saray’ı, Antep’i çatır çatır yenen bu takımdı.. O maçları Allah’a bırakıp eğer Buca’yı, Sivas’ı, Karabük’ü yenmek için şike pazarlığı yaptılarsa bu, bunu yapanların akılsızlığını gösterir sadece.. İşin o tarafına aklım hiç yatmıyor açıkçası.. Ama belge diye dışarı sızanların wikileaks’ten farkı yok gibi gözüküyor.. Hani nerede para alışverişi? Hani nerede “aldım-verdim” konuşması? Hani nerede şike yapan futbolcular?Şike yaptı denilenler neden dışarda dolanıyor?360’a yakın gözaltı yapıldı, tutuklama sayısı 25.. Bunların yarısı da menajerlik sınavında soru çalan idiotlardan oluşuyor.. Böylesine büyük bir şike operasyonunu 10-15 kişi ile yapabilmenin imkânı nasıl olur? 2. dalga, 3. dalga deniyor.. Herhalde dalga geçiyorlar.. Şike yaptığından şüphe edilen adamlar ortalıkta dolaşıyor, idmana çıkıyor, yurtdışına gidebiliyor ve belki delilleri karartıyorken, niye ötekiler “tutuksuz” değil de tutuklu yargılanıyor, onu da anlayamıyorum..Bu işin şirazesi kaçmış durumda.. Hukuk dediğimiz şey Aziz Yıldırım’ın mağduriyetine uğramış olanlara da, Aziz Yıldırım’a da, Aziz Yıldırım’ı yakalayanlara da eşit şekilde gerekir.. İddiaların mahkeme sonucu gibi sızdırılması, suçu teyit olmamış kişilerin kamuoyunda infaz edilmesi sonucu 6 gündür toz dumana katılmış durumda..F.Bahçe camiasının, kafası karışmış binlerce amigosu, lümpeni, ayakçısı kontrolsüz bir güç olarak ortada duruyor.. Bu meseleye “suhunetle” yaklaşılmaz, yaralanan kamuoyu vicdanı tatmin ve tamir edilmezse yarın pirincin taşını kimse ayıklayamaz.. Benden söylemesi!Demirören ne diyor?Patronumuz olduktan sonra Yıldırım Demirören’i daha yakından tanıma fırsatı buldum.. Şu anda Beşiktaş’ın Avusturya kampında.. Her gün konuşuyoruz, Aziz Bey’in durumu ile ilgili benden bilgi alıyor.. “Beşiktaş Başkanı, F.Bahçe Başkanı’nın içine düştüğü durumla ilgili ne düşünüyor?” diye merak ederseniz:- Çok üzülüyor.. “Allah kimsenin başına böyle bir dert vermesin”den başka bir şey söylemiyor..- F.Bahçe’nİn küme düşürülme ihtimalinden çok rahatsız.. “Türk futboluna büyük darbe olur” diyor..- İstanbul’a geldikten sonra Aziz Bey’i ziyaret etmeyi planlıyor..Ben onları düşman sanırdım.. En azından birbirlerinden pek hazzetmediklerini düşünüyorum.. İşin komiği Aziz Yıldırım yalakalarında ses yok, onun için üzülmek bile düşmanlarına kalıyor..Özgener: Ben bunları hak etmedimFutbol Federasyonu’nun eski başkanı Mahmut Özgener’in “şüpheli” sıfatıyla adliyeye çağrılacağı haberleri TV’lerde yayınlandığı anda, Çeşme’deki evinde kendisiyle beraberdim.. Çok üzüldü.. Şöyle düşünüyor:‘SINAVI BEN İPTAL ETTİM’- Benİm en ufak çarpık işim olmaz, olmadı.. Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok.. Ama böylesine şaibeli bir konuda “şüpheli” diye anılmak ağırıma gidiyor.. Ben bunları haketmedim.. Futbol işte böyle bir bela demek ki, bıraksan bile pisliğinden, dedikodusundan kurtulamıyorsun.. Olgun Peker’in sınavını iptal eden benim, onları savcıya şikayet eden benim, Şike Yasası’nı çıkartan benim, Aziz Yıldırım’la durumum ortada.. Son 2 aydır selamı sabahı bile kesmiştik.. Atlatacağız bunları, bugünler de geçecek..F.Bahçe küme düşecek mi?4Herkes federasyonun F.Bahçe ile ilgili alacağı kararı bekliyor.. Genel kanı F.Bahçe’nin küme düşürüleceği yönünde.. Federasyon semalarındaki kulisler ise şöyle:- Henüz federasyona ulaşmış veya gönderilmiş bir belge yok..- Savcı ve emniyet gözaltına alınanların şike yaptıklarının tespit edildiğini söylüyor..- Federasyon en azından iddianameyi görmeden kararını vermeyecek.. Ama davanın bitimini de beklemeyecek..- Yarın yapılacak yönetim kurulu toplantısında mesele her boyutuyla masaya yatırılacak.. Hukuki mütalaa alınacak..- Ve bu toplantının sonucunda Aydınlar kamuoyundaki kafa karışıklığını giderecek önemli açıklamalar yapacak..Aydınlar hastanede Yıldırım’la ne konuştu?Mehmet Ali Aydınlar, birinci günden “adamlık” sınavını verdi.. Aziz Yıldırım’ı ziyaret etmeye hastaneye gitmesinden dolayı kendisini ayakta alkışlıyorum.. Bunu söylemek için dün aradım:- Helal olsun, kötü gün dostuymuşsun..- Sen beni tanırsın.. Herkes de tanıyacak yakında.. Seversin sevmezsin, Aziz Yıldırım bir kulüp başkanı.. Hem de benim kulübümün başkanı.. Oraya gitmek insani vazifedir..- Nasıl Aziz Bey’in durumu?- Yorgun ve hasta gördüm..- Adam gibi görüşebildiniz mi?- Kendİ yöneticileri bile göremiyor aslında ama özel izin alıp yarım saat sohbet ettim..- Ne diyor?- O kadarını söyleyemem ama şunu diyor özet olarak: Ben hiçbir şey yapmadım..- Ortada Türk futboluna düşmüş kara bir leke var.. Bu konuda parmağı kesecek olan kişi M.Ali Aydınlar.. Her zamanki gibi bu insani görüşmeden bile “Bunlar işi ayarlıyor, F.Bahçe’yi kurtaracaklar” diye çapanoğlu çıkaracak aklıevveller de olacaktır.. Ama şu kadarını söyleyeyim:MEHMET Ali Aydınlar hukuk, yönetmelik ne diyorsa onu yapar.. İçiniz rahat olsun..

Devamını Oku

5 dakikada Beşiktaş

2 Temmuz 2011

ANKARA’DAKİ GÖKÇEK ŞOVUN ARKASI FOS ÇIKTI:“Aziz Yıldırım, Melih Gökçek krizini 5 dakikada çözdü” dediler ama 24 saatte anlaşıldı ki, bir çuval incir berbat olmuş.AZİZ Yıldırım’a yakın gazeteler yazıyor:“Aziz Yıldırım, Melih Gökçek krizini 5 dakikada çözdü.”Aziz Yıldırım da 104 yıllık armanın arkasına saklanarak diyor ki:“Bu krizi 5 dakikada çözmediğimi düşünen Beşiktaşlıdır.”Hatırlayın, seçim günü çıkan Ankaraspor krizi M.Ali Aydınlar’ın ilk sınavıydı.. Aydınlar, NTV Spor’da açıkladığına göre 1 hafta içinde 3 kez müzakere ederek Melih Gökçek’i TFF aleyhine açtığı davadan vazgeçirecek noktaya getirmişti. Seçimden 1 gün önce Sheraton’da yapılan Kulüpler Birliği toplantısında Aziz Yıldırım, sırf Emre krizinin acısını çıkarmak için bile olsa, Gökçek’in aleyhine oy kullanma niyetindeydi.. Bunu orada bulunan F.Bahçe yöneticileri de teyit ediyor, Gökçek de biliyor..O gece Yıldırım bakıyor ki, Gökçek ile Aydınlar uzlaşma noktasına çok yakın, başta Beşiktaş olmak üzere Gökçek’in arkasında yer tutan kulüpler var.. Topa basıyor.. Gümüşdağ ve UÇK’dan sonra 3. defa stratejik yenilgi almak istemiyor..Ertesi gün federasyonun büyük acemiliği sonucu teknik bir hata yapılıyor.. 156 yerine 43 imza ile Ankaraspor oylamasının kapalı yapılması için önerge veriliyor.. Yeter sayıda imza toplanmadığı için oylamanın “açık” yapılacağı belli oluyor.. Delegelerin çoğunun işadamı olduğunu ve Gökçek’ten çekineceklerini bildiği için, Aydınlar’ın bu platformda yaşadığı ilk şaşkınlığı kullanıyor Aziz Bey..Ve Superman sahneye çıkıyor..Lütfi Arıboğan’ı “gel” diye yanına çağırmalar, kameralar önünde M.Ali Aydınlar’la fiskoslar, Sheraton’un mutfağında bütün medyanın şahit olduğu bir pazarlık süreci ve nihayet “kanlı bıçaklı” olduğu Gökçek’i kürsüye çağırarak yapılan final.. Kostümü giyen Superman vaadi de patlatıyor: 12 milyon lira mı, verdik gitti..Ankaraspor’a bu parayı kimin verdiği belli değil henüz..Medyadan alkış zaten hazır: Aziz Yıldırım, 5 dakikada krizi çözdü.. Hatta bir habere göre “Yıldırım, mutfak konuşmasında Gökçek’e patlamış.. Fırça atmış..”Gökçek cephesinin ağır topları haberle dalga geçiyor. Aziz Bey mutfakta bizimle konuşurken Clark Kent gibiydi, kameraların önünde Superman oldu..Süperman önceki gün Sheraton’daydı. Peki dün ne oldu? Ankaraspor mahkemeye başvurdu.. Gökçek, Yunus Egemenoğlu’nun kellesini istedi..- Verilmezse Bank Asya değil Süper Lig’e gözünü diktiği ortaya çıktı.. Aydınlar “Davadan vazgeçmezse onları lige almayız” dedi..Kulüpler de 12 milyon lirayı ödemeye yanaşmadı..5 dakikalık şov ortada, tamam da hani neredee çözülmüş kriz? Hani nerede bizim Superman? Super maaan..***Yalancı cobanAZİZ Bey, geçen gün özel internet sitesinden bana bir araba küfür etmiş..Ona laf yetiştirmek, acemilik günlerimin hatasıydı.. Şimdi o bana laf yetiştirsin:Koskoca F.Bahçe’nin internet sitesinde, bir gazete makalesi büyüklüğünde, toplam 2873 hitlik bir cevabı bana yetiştirdiğine ve bu kadar kişisel bir cevabın altına kendi imzasını atmadan, F.Bahçe Spor Kulübü ibaresini koyduğuna göre; Aziz Bey çok hiddetlenmiş.. Göksel Gümüşdağ, Tayyip Erdoğan, Mahmut Özgener, Mehmet Ali Aydınlar ekseninde dönen seçim operasyonunda yaşadığı hayâl kırıklığı ve bunun medyadaki körlüğün aksine görülmesi, onun canını acıtmış.. Acısını paylaşıyorum..Önce Hasan Cemal’i şahit gösterip beni yalancı ilân etmeye kalktı.. Şahadetine başvurduğu kişi, Karayılan’a bile pabuç bırakmamış Hasan Abi Allahtan, adam çıkıp “Aziz Yıldırım yalan söylüyor” deyince, inanın benim yüzüm kızardı Aziz Bey adına.. Şimdi de Mahmut Özgener’le ilgili ona atfen yazdıklarıma itiraz ediyor.. İyi de o gece söz konusu konuşmanın geçtiği yerde bulunan gazetecilerden de mi çekinmiyor?BELKİ de etrafında seyirci varken coşuyor, sonra da bu yayınlanınca “yalan” diyor.. Yalancı çoban sendromu.. Bir gün doğru yerde “yalan” diyecek, kimse inanmayacak..- O cevaptan çıkan en önemli mesaj şu: Aziz Yıldırım, özellikle 2 gazete satın aldıktan sonra Yıldırım Demirören’den korkmaya başlamış.. Çünkü bana laf yetiştirmeye çalışırken, aba altından Demirören’e sopa gösteriyor.. Demirören’in 2 gazetesini, kendisinin fenerbahçe.org veya FB TV’yi kullandığı gibi, yani mitralyöz gibi kullanabileceğini düşünüyor, bizleri maaşlı tetikçi sanıyor, tedirgin oluyor.. Rahat olsun, her gazetecinin kendi kariyeri, meşrebi ve yazıları var arkasında..Ama yalan, şeref, haysiyetten dem vurulunca bu lafları söyleyenin kim olduğuna bakıyorum.. Ve bir F.Bahçeli olarak acı acı gülüyorum..***Papermoon ve MasaYENİ federasyon başkanımız Mehmet Ali Aydınlar, TRT’de açıklamış:- Bizim yönetim kurulu üyelerimizi Papermoon veya İstinye Park Masa’da göremeyeceksiniz..Buradaki vurgu belli:- Futbolu Papermoon ve Masa’dan yönetme dönemi bitti..İlk bakışta hedef alınan kişi federasyon eski başkanı Mahmut Özgener gibi gözüküyor..Ancak sadece o değil bütün kulüp başkanları ve yöneticilerini içine alan bir tanım bu..Yanisi şu:- Lüks restoranlarda değil, federasyonun sınırları içinde çalışacağız, dışardan müdahalelere izin vermeyeceğiz..***AYDINLAR’IN başka bir röportajından, dikkatimi çeken söz ise şu oldu:- Erman Toroğlu’na MHK Başkanlığı’nı teklif ettim.. Kabul etmedi.. Kendisi bana bazı isimler verdi..Sezon boyunca çiklet gibi çiğnenecek, spekülasyona çok açık, yeni MHK Başkanı Yusuf Namoğlu’nu sıkıntıya sokabilecek bir söylem bu.. Üstelik yeni MHK, Toroğlu jenerasyonunun hakemleriyle dolu iken..Hakemlerden ilk canı yanan ortaya çıkıp bağırabilir:- Bu MHK’yi Erman Toroğlu kurdu.. Erman zaten bizim ezeli düşmanımız.. Bu hakemler bizi onun yüzünden doğruyor..Dün biri “MHK değil ETK (Erman Toroğlu Kurulu)” esprisini bile yaptı..Cehenneme hoşgeldin başkan..***Dostça bir uyarıSON yazılarımla Göksel Gümüşdağ’ı çok üzdüm, farkındayım.. Kendisini iyi yetiştirmiş, İBBSpor’da önemli ve kalıcı bir başarı kaydetmiş, siyasi açıdan genleşme kapasitesi yüksek, gelecek vaat eden bir yönetici..ONA “Aziz Yıldırım projesi” dediğim için bana kızıyor.. Ancak kızmadan evvel, yanlış algılamadan bile kaynaklansa kamuoyuna malolmuş bu önyargıyı kırmak için, kendisinin özel çaba harcaması gerekiyor..ŞU anda federasyonun 3 numarası ve en tarafsız gözükmesi gereken dönem.. G.Saraylı olmasına rağmen üstüne yapışmış bir F.Bahçe etiketi var.. Kongre sonrası, Aziz Yıldırım’la beraber özel uçakla İstanbul’a dönmesi spekülasyonların devam etmesine çanak tutacak bir seyahat.. Gariplik yok ama dikkat etmek gerek..

Devamını Oku

Melih Gökçek, 12 milyon liraya davadan vazgeçti

30 Haziran 2011

Aziz Yıldırım söz verdi: Ankaraspor’un vergi borcunu 17 kulüp ödeyecekTÜRK futbolunda yeni dönem resmen başladı.. Benim gözümle “Son 48 saatte aslında ne oldu?”nun özeti şöyle:-M.Ali Aydınlar’ın yönetim kurulu listesini salı sabahı açıklaması, kulislerin tansiyonunu düşüren akılcı bir hamleydi.. Hiçbir kulüp Aydınlar üzerinde “Benim de adamımı sok” diye son dakika baskısı uygulayamadı..-İlgili Anayasa maddesinin değiştirilmesi üzerine artık işlevi kalmayan Uzlaşmazlık Çözüm Kurulu’nun kalkmaması için Aziz Yıldırım-Şekip Mosturoğlu ikilisi diğer kulüpleri ikna etmeye çalıştı.. Ama bu ikilinin verdiği desteğe rağmen, Aziz Bey dahil sadece 11 delege “UÇK kalkmasın” dedi..-Ankara’nın yıldızı Melih Gökçek oldu.. Ankaraspor’un liglerden atılması nedeniyle açılmış bir tazminat davası bulunan Gökçek, hem kulübünün Bank Asya’ya alınmasını, hem de yayın, iddia ve Spor Toto gelirlerinin kaybı nedeniyle en azından 50 milyon lira istiyordu.. Yıldırım Demirören-M.Ali Aydınlar ikilisi salı gecesi Gökçek’i büyük ölçüde ikna etti..KÜSKÜNLÜK BİTTİ- Çarşamba sabahı ise Ankaraspor oylamasının kapalı değil, açık yapılacağı belli oldu.. Açık oylama şu demek: Çoğu işadamı olan delegeler, Ankara siyasetinin önemli isimlerinden biri olan Gökçek’in gözünün içine baka baka onun aleyhine oy veremeyeceklerdi.. M.Ali Aydınlar o anda başkan seçilmediği için, Kulüpler Birliği Başkanı sıfatıyla Gökçek’e söz vermek Aziz Yıldırım’a düştü.. Gökçek’e en muhalif isim olan Aziz Yıldırım, bunun üzerine aradaki küskünlüğü, Emre Belözoğlu olayında çıkan tartışmaları bir kenara bırakmak zorunda kaldı..-Yaptığı teklif şuydu: Ankaraspor’un 7 yıl vadeyle ödemek zorunda olduğu 12 milyon liralık vergi borcu, 17 kulüp tarafından ödenecek.. Ama bunun teknik altyapısı henüz hazırlanmadı..- Ama sonuçta Demirören-Yıldırım-Aydınlar koalisyonu ile Gökçek krizi sona erdi, söz alan Gökçek sözlü olarak davasını çekeceğini açıkladı ve Ankaraspor, Bank Asya’daki yerini aldı.. Genel kurulda gölgede kalan, Aydınlar’ın kararlı tavrı sayesinde kurullara 1 kişi bile sokamayan Aziz Yıldırım da “krizi çözen adam” rolünü üstlenerek biraz olsun moral buldu..450 liralık hesapTARİH: 28 Haziran Salı, saatler gece yarısını geçmiş.. Yer: Ankara’nın meşhur çorbacısı Beykoz.. Aziz Yıldırım, kendisine yakın başkanlar Recep Mamur (Kayseri), Kenan Yaralı (Manisa), Halil Önal (E.Şehir) ve Kayserispor Menajeri Süleyman Hurma ile çorbacının yolunu tutuyor.. Serdal Adalı-Cengiz Zülfikaroğlu-Serhat Soysal’dan oluşan Beşiktaş ekibi de onların hemen arkasından geliyor.. Yıldırım, Beşiktaşlılar’ı masasına davet ediyor ama onlar “Biz sigara içeceğiz” diyerek bahçeye geçiyorlar.. Çorbacıdan önce Yıldırımlar kalkıyor, ardından Beşiktaş ekibi hesap isteyince “Aziz Yıldırım ödedi” cevabı geliyor.. Yıldırım’a bir hayli mesafeli Serdal Adalı yüzünü buruşturuyor, ancak gerçek hemen anlaşılıyor.. 450 liralık hesabı Süleyman Hurma ödeyerek jest yapmış..‘Mahmut bizi yarı YOLDA BIRAKTI’AZİZ Bey, Ankara sohbetleri sırasında önemli mesajlar verdi:-Öncelikle M.Ali Aydınlar Federasyonu’nun oluşum biçiminden memnun değil.. Hatta bazı kişilere “Göksel’in başaramayacağı belli olunca, mecburen M.Ali’ye destek verdim.. Ne yapsaydım ya!” diye dert bile yanmış.. Aslında Yıldırım’ın planı şuydu:Kendisine çok direnen Mahmut Özgener’i gönderip, yerine daha uyumlu çalışacağını düşündüğü Göksel Gümüşdağ’ı başkan yapmak.. Bunun için çok da uğraştı.. Özgener lehine “Göreve devam etsin” kararı çıkar endişesiyle, Kulüpler Birliği toplantısını bile Özgener’in bırakma kararını resmen açıklamasından sonraya bıraktı.. Özgener, 2 aydır Yıldırım’la konuşmuyor.. Dün de Ankara’da selamlaşmadılar bile.. İşte bu ortamda, Aziz Bey’in salı gecesi Özgener ile ilgili şu söyledikleri beni çok güldürdü:- Mahmut yanlış yaptı, bizi yarı yolda bıraktı.. Bırakıp gitmesi için hiçbir sebep yoktu.. Kulüplerin hepsi onun devam etmesini istiyordu.. Kimse ona “git” de demedi..Aziz Bey’in sözlerinin hepsi doğru ama keşke bunları daha önce söyleseydi.. Özgener’i iknaya çalışsaydı, Gümüşdağ’ı arkadan itmeseydi.. Şu tabloya göre, Aziz Yıldırım dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan oldu.. Ve Aydınlar’ın gelişinden çok mutsuz.. Çünkü kurullar da tamamen değiştiği için artık istediği gibi at oynatamayacak.. O kadar ki küs olduğu Özgener’e ağıt yakıyor, küs olduğu Gökçek’e ricada bulunuyor..İSTİFADAN VAZGEÇTİ-Ve Kulüpler Birliği.. Göksel Gümüşdağ başkan seçilse, Aziz Yıldırım Kulüpler Birliği’ni bırakacaktı.. Ama “evdeki bulgur” da gidince, Aziz Bey çark etti.. Şunu söylemiş:- Kulüplerin şu halini görünce istifadan vazgeçtim.. Göreve devam edeceğim.. Göksel’in yerine Mecnun Otyakmaz’ı (Sivas) yardımcım yapacağım..Anlaşılan Beşiktaş ile F.Bahçe arasında yeni bir rekabet de Kulüpler Birliği’nde yaşanacak.. Çünkü Demirören’e başkanlık için teklif getiren birçok kulüp var.. Yıldırım da bırakmıyor.. Bakalım ne olacak?

Devamını Oku

Kurtlar sofrası

29 Haziran 2011

Dört Büyükler ‘imtiyaz’ istiyor, Mehmet Ali Aydınlar ise vermiyor.. Herkes bağırıyor.. Futbol Vadisi’nde yepyeni bir dönem başlıyor.Son 24 saatte neler oldu? Tekmil-i birden:TÜRK futbolunda yeni ve netameli bir dönem başlıyor.. Netameli olmasının sebebi, gelişmelerin bugüne kadarki bütün teamüllerin dışında seyretmesi.. Açıyorum:MEHMET Ali Aydınlar, Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Beşiktaş, Trabzon, G.Antep ve kısmen (Adnan Öztürk) G.Saray’ın açık desteği ile, son ana kadar Göksel Gümüşdağ kartını deneyen F.Bahçe, Kayseri ve Sivas’ın; 8 kulübe kadar ulaşmaya muktedir bloğunu yara yara tek başına federasyon başkan adayı oldu.. Bugün de bu koltuğa resmen oturacak, yarın Mahmut Özgener ile yapılacak devir-teslim töreninden sonra 4 yıl boyunca futbolun başında kalacak..AYDINLAR’IN yanındakilerin ve karşısındakilerin, doğal olarak, bazı beklentileri var.. Kurulların oluşumunu 4 yıllık bir lig satrancı gibi gördükleri için bu kategoride en fazla isimle temsil edilmeyi arzu ediyorlar.. Ama galiba olmuyor.. Şimdi kulüplerin şikayetlerini ve çiçeği burnunda başkanın cevabını dinleyelim.. En sonunda kendi fikrimi söyleyeceğim..Şener nasıl çıldırdı?PAZARTESİ akşamı Trabzon Başkanı Sadri Şener’le konuşuyoruz.. Federasyon yönetim kurulu ile sıkıntıları var.. YENİ yönetimden bazı isimler beni rahatsız etti.. Mesela Servet Yardımcı, F.Bahçe kongre üyesi.. O zaten eski yönetimde vardı.. Ankara’nın sevdiği bir isim olduğunu sen de biliyorsun Sadri Abi.. HAKAN Kanık, F.Bahçe kongre üyesi.. O da eski yönetici.. Göksel Gümüşdağ’ın ekibinden.. “Adaylıktan çekildim, her fedakârlığı yaptım, bari bir adamımı içeri sokayım” demiştir, Aydınlar da kıramamıştır! Arif Koşar, F.Bahçe kongre üyesi.. Manisalı, Bülent Arınç’ın çok yakını.. Yani Aziz Yıldırım’ın seçtiği isim değil hiçbiri.. BEN de biliyorum.. Ama bunu Trabzon kamuoyuna anlatmanın imkânı var mı? Ben Trabzonlu bir adaya karşı Aydınlar’ı destekledim.. Şimdi yönetimde çok F.Bahçeli var.. İyi de Sadri Abi, yönetim kurulunu oluşturmak karşılığında mı verdin bu desteği? Öyle olmadığını ben biliyorum.. Ayrıca sen bu desteği verdiğin sırada, Trabzonlu aday Mehmet Atalay ortada yoktu resmen.. Zaten aday olmadan kendiliğinden çekildi adam.. Benim durumum farklı.. 2 sezondur şampiyonu belirleyen kulüp biziz.. Başkana, tarafsız olacağını bildiğimiz için destek verdik.. Ama yönetim kurulunda en azından 2 üyeyle temsil edilmek hakkımız.. Mehmet Ali’ye “Trabzonlu 2 üye almayacaksan bizden kimse alma” dedim.. Şimdi sadece Enis Karaduman’ı alıyor.. İstemem arkadaş.. Bu tavır bir savaş işareti mi? Ben Aydınlar’a dışardan destek vereceğim.. Ama yönetimde temsil edilmek istemiyorum.. Beşiktaş, F.Bahçe ve G.Saray’dan ‘çok’ar isim yönetimdeyken; başkan F.Bahçeli, iki başkan vekilinden biri G.Saraylı, biri G.Saraylı-F.Bahçeli iken, Trabzon’un tek üyede kalmasını kendi kamuoyuma izah edemem.. Dolayısıyla hayâl kırıklığı yaşıyorum.. Peki o zaman Aydınlar’ı ilk destekleyen kulüpler içinde yer almanı nasıl açıklarsın? Göksel olmazdı bu göreve ama Mehmet Ali olurdu.. Biz en doğrusunu yaptık.. Aydınlar’la görüşmedim ama “Ben kurullara en doğru bulduğum isimleri seçiyorum.. Hangi kulüp taraftarı olduklarına bakmıyorum bile.. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk’ü seçsem bile onun da bir kulübü var” diyormuş.. Ayrıca hiçbir başkanın isim ricasını kabul etmemiş.. Kendi ekibini, hiç kimseye sormadan kendisi kurmuş.. Keşke bana da sormadan iki Trabzonlu alsaydı.. O zaman bu tepkiyi göstermezdim.. AÇIKÇASI ben de sana haksızlık yapıldığını düşünüyorum.. Hatta “dışardan destek” sözüyle futbol terminolojisine yeni bir deyim kazandırıyorsun.. Ama Aydınlar’ı da anlıyorum..G.Saray: Aydınlar’a ulaşamıyoruzBEN Sadri Şener ile konuştuğum saatlerde seçimler konusunda söz söylemeye yetkili bir G.Saray yöneticisi, şu konuşmayı yapıyor: Seçime 24 saat kaldı.. Hâlâ yönetim kurulunda ve diğer kurullarda kimlerin olduğunu bilmiyoruz.. Tedirginiz.. Her kurulda bizim seçtiğimiz birer ismin olmasını istiyoruz.. Başkanımız Ünal Aysal, Mehmet Ali Aydınlar ile bunu görüştü.. Ama hiç de öyle olacak gibi gözükmüyor.. Aydınlar’a bir türlü ulaşamıyoruz..Bu konuşmayı yapan kişi, “Siz de biraz fazla olmuyor musunuz? 2 başkan vekili de (Lütfi Arıboğan ve Göksel Gümüşdağ) G.Saraylı.. Kalan 12 kişiden de biri-ikisi illa G.Saraylı olacaktır” deyince yanıt anlamlı: Biz G.Saray’ız.. Aydınlar’dan, kendiliğinden yönetimde yer alan G.Saraylılar dışında bizim istediğimiz isimlerin de orada olmasını bekliyoruz.. Cüneyt Tanman’ı da biz istemedik ki! Biz yeni bir yönetimiz.. Bize söylenen, eskiden F.Bahçe’nin yönetim dahil her kurulda çok etkin olduğuydu.. Aynı durumun yaşanmasından endişe ediyoruz..Tam da Türk futbolunu kaotik ortama sokan parayonak yaklaşımın bir göstergesi..Demirören: Kafamız rahat olsun; yeterBeşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’in hâlini merak ettim:- Başkan, herkes yeni federasyonun oluşma biçiminden şikayetçi.. Siz ne alemdesiniz?- AYDINLAR’A ilk teklifi yapanlardan biriyim.. Hatta ilk görüşme benim evimde oldu.. Çünkü hiçbir kulübü diğerine boğdurmayacağına, herkese eşit mesafede kalacağına inandım.. Aydınlar, yönetim kurulu oluştururken alışık olmadığımız bir yöntem izledi.. Ama ben kendisine güveniyorum.. Bu arada kendi camiama anlatmakla zorluk çekeceğim bir durumun yaşanmasını da istemiyorum..- Mesela nasıl?- BEN Özgener’in dürüstlüğüne güvendim.. Ancak arkasındaki isimlere şüphe ile baktım.. Çünkü kamuoyundaki algılama çok önemli.. O isimler nedeniyle Özgener döneminde Aziz Yıldırım’ın federasyonda çok etkili olduğu izlenimi yayıldı.. F.Bahçe’nin de işine geldi bu durum.. Sezonun son 2 ayını “Bunlar anlaştı.. F.Bahçe şampiyon, Trabzon ikinci, Bursa üçüncü olacak.. Kupayı da İBB alacak” diyenlere laf anlatmakla geçirdim.. Şu anda başkanı F.Bahçeli, iki başkan vekili G.Saraylı bir federasyona destek veriyoruz.. Sebebi belli: Güven ortamını sağlayacaklar.. Aydınlar eski tip bir algılamaya izin vermez.. Kafamız rahat olsun, yeter zaten.. Başkasının kayırıldığını düşünmezsek bizim psikolojimiz de bozulmaz..Adam söyleyeceksen, boşuna gelme Aziz Bey!F.BAHÇE kulisleri de kaynıyor.. Aziz Yıldırım “Hakemler F.Bahçe aleyhine hata yaparsa, taraftar ile Mehmet Ali karşı karşıya kalır.. Diğer takımların aleyhine yaparsa ve onlar bağırırsa ‘Ne bağırıyorsun kardeşim! Sen aday göstermedin mi bu adamı?’ derim.. Benim için hava hoş” mesajı veriyor..Ancak bu “Yıkılmadım, ayaktayım” tavrını inandırıcı bulmayanlardanım.. Günü kurtarır ama orta vadede iyot gibi ortaya çıkar gerçek durum.. O da şu: Yıldırım’ın bir yakınının aktardığına göre, Aydınlar ile Aziz Yıldırım arasında şöyle bir konuşma geçiyor geçenlerde:- ALOO, Mehmet Ali, seninle görüşmeye gelmek istiyorum..- Aziz Bey, sana her zaman kapım açık.. Ama yönetime veya kurullara adam söyleyeceksen boşuna zahmet etme.. Burada ben varken F.Bahçe’nin hakkını daha iyi kim savunabilir? Şunu da bil, bütün kulüplerin hakkını aynı şekilde savunacağım.. Herşey eşit..İnanılmaz ama gerçek: Türk futbolunun “Tayyip Erdoğan’ı” olma yolundaki Aziz Yıldırım, yönetime veya kurullara bir adam sokmak isteyecek ve bunu müzakere bile edemeyecek..Aziz Yıldırım’ın en önemli vasfıdır.. Başka kulüpler üzerinden kurullara adam sokmak.. Hiçbir zaman ilk halkadan hareket etmez, bir-iki-üç derken bir insan zinciri oluşturur.. Sonra 7. halkadan kendi adamını içeri atar..AYDINLAR, bu süreçte çuvaldızı kendi kulübüne batırıyor.. Ve zincirin son halkasındaki F.Bahçe bağlantısını bile bulup, kopartıyor.. F.Bahçe’nin istediği adamların kurullara sızmasına izin vermiyor.. Yani F.Bahçe’yi de kayırmıyor..Dakika 1, gol 1: Yeni federasyon başkanı, bağımsızlığını ilân ettiAydınlar: Hicbir başkanın ricasını kabul etmedim!BU kadar endişeyi görünce medyadan kaçan Mehmet Ali Aydınlar’ı aradım.. BAŞKAN, kulüpler rahatsız.. Bu sözü öyle çok duyuyorum ki.. Sadri Şener “beyaz oy” vermekten söz ediyor.. Ünal Aysal o kadar tepkili değil ama onun istediği isimleri almadığından muzdarip.. Yıldırım Demirören’in umutlu olduğunu ama pek mutlu olmadığını görüyorum.. Hele Aziz Yıldırım’ın Tahkim Kurulu’na girmesini istediği 2 isim için hangi yazıhaneleri ziyaret ettiğini duyunca, içinde bulunduğu durumun vehametini anladım..(Gülüyor) Herkes aynı anda mutsuz oluyorsa bu, doğru yolda gittiğimizi göstermiyor mu? Her kulüp başkanı, pek çok siyasi bana yönetim ve kurullar için isim vermeye çalıştı.. Hiçbirine “evet” demedim.. Herkese “evet” demeye kalkarsam kukla başkan olurum.. Ben çalışacak ve vitrini sağlam bir yönetim kurmak üzere yola çıktım.. İsimler belirledim.. Tamam, ben kulüpleri memnun etmek üzere yola çıktım.. Ama onların istedikleri isimleri yönetime alarak değil, bağlantısız isimlerle, tarafsız bir yönetim göstererek, hepsinin hakkını gözeterek bunu yapmak istiyorum.. SADRİ Şener’in haykırışı pek de haksız gözükmüyor.. Kendisini iknaya çalıştım.. Ama 2 yöneticinin kurula girmesinde diretti.. Ben ekibimi kurdum, bu saatten sonra yapılacak bir değişiklik “taviz” olarak algılanır ve bize yara verir.. Trabzon’dan 1 temsilci var yönetimimde.. Ama Sadri Bey’i çok iyi tanır ve takdir ederim.. Onun sıkıntısı benimle ilgili değil, kendi kamuoyuna bu durumu nasıl anlatacağı ile ilgili.. Trabzon’a hiç haksızlık etmeyerek, kafalarındaki soru işaretlerini gidereceğim.. Aziz Yıldırım da şikayetçiymiş.. Bilemiyorum.. Prensibim her başkana karşı aynı.. Onların söyleyeceği isimlerden yönetim kurmayacağım.. Çünkü yönetimin içinde partizanlık istemiyorum.. Her kulübe eşit mesafede kalacağım.. Kalamazsam her türlü eleştiriye açığım.. Diğer kulüpler F.Bahçe’nin MHK, Tahkim, PFDK gibi önemli kurullarda yine dominant olmasından endişe ediyor.. İKİ önemli ismi getirdik en stratejik kurullar olan MHK ile Tahkim’in başına.. MHK’da Yusuf Namoğlu, Tahkim’de ise Yargıtay eski başkanı Hasan Gerçeker var.. Kurullarını kendileri belirleyecek.. İkisi de takım taraftarlığı yaptırmayacak kadar tecrübeli.. Diğer kurullarda da durum aynı.. Herkes bize güvensin ve boş endişeleri bıraksın..F.Bahçe %40 güç kaybettiF.Bahçe eski dönemde kurullarda yüzde 60 oranında etkiliydi.. Beşiktaş, G.Saray, Trabzon, Kayseri ise yüzde 10’ar..Şimdi ise 4 büyük kulüp yüzde 20’şer etkili olacak.. Bu yeni durum, F.Bahçe’nin yüzde 40 güç kaybetmesidir, diğerlerinin ise en azından yüzde 10’ar güç kazanması.. Tam bir eşitler masası.. Aziz Yıldırım bu yüzden benim için kaybetmişler arasındadır..“Ya diğer takımlar ne olacak?” diyecekseniz.. Mehmet Ali Aydınlar, onlara da kalan yüzde 20’yi, her biri yüzde 20 imiş gibi, eşit biçimde dağıtmayı vaat ediyor.. Çok iddialı..öyle olur ya da olmaz, bilmiyorum.. Ama bu kadar netamenin oluşmasının sebebi Aydınlar’ın herkese eşitlik iddiası..Aydınlar acemilikten bazı hatalar yapacaktır ama ben bu başlangıcı sevdim..

Devamını Oku

İmparator fişi çekti

26 Haziran 2011

G.Saray’daki yetki karmaşası sona erdi, “Benim Bülent’le senkronum tutmuyor” diyen Terim başkan Aysal’ı ikna etti.. Florya’yı karıştıran 24 saatin hikâyesi..MEDYAYA göre G.Saray’da enteresan gelişmeler yaşanıyor.. Ali Dürüst ile Bülent Tulun kavga ediyor, G.Saray bunu yalanlıyor ama medya bunu pek görmek istemiyor ve yarayı kaşıyor.. Bu duyguyu iyi bilirim.. Demek ki, herkese çeşitli kanallardan G.Saray’ın içindeki bunalımla ilgili bilgiler geliyor ve o yüzden bu haberlerin ardı arkası kesilmiyor.. Hazır G.Saray uzmanımız Gökmen Özdemir yıllık izindeyken ben de G.Saray’daki son durumu mercek altına almaya karar verdim.. İşte G.Saray’ın röntgeni:Coşkun Özarı’nın cenaze töreninden sonra Ünal Aysal ile Fatih Terim, Les Ottomans Oteli’nin bahçesinde uzun bir görüşme yapıyorlar.. Terim sıkıntısını net bir biçimde dile getiriyor:“Başkan, şikayetim Bülent Tulun’un iyiliğinden veya kötülüğünden değil.. Ama kendisiyle senkronumuz tutmuyor, tarzımız uyuşmuyor.. Bu durum da dışarıya sanki aramızda bir çatışma varmış gibi yansıyor.. Bu şartlar altında beraber çalışmamız zor.. Bir tercih yapma zamanı geldi bence.. Bülent’le devam etmek isterseniz saygıyla karşılarım ama ben G.Saray’da olmam..”‘HERKESE BAĞIRIYOR’Ünal Aysal-Fatih Terim zirvesinin tek konusu Bülent Tulun değil elbette.. Onlara birazdan değineceğim.. Ama Tulun krizinin nasıl aşıldığını ve dün öğle saatlerinde yeni bir krizin nasıl patlak verdiğini aktarayım..Aysal “Sen merak etme hoca.. Ben sana gereken alanı sağlayacağım” diyor.. Ve Terim’den sonra Bülent Tulun ile efsane başkan Faruk Süren’i Les Ottomans’a davet ediyor, Terim’in Tulun’u istemediğini aktarıyor..Başdanışmanı Tulun’un ablası olan Süren, krize pratik bir çözüm öneriyor:Başkan, işte Bülent’in yüzü burada.. Ama bu iş fazla uzarsa, Bülent senin Adnan Sezgin’in haline gelecek.. Kimse Bülent’in bilgisine, görgüsüne laf etmiyor.. Yine de Florya’yı daha işler hale getirmek için Bülent’in oraya gitmesini engelleyecek bir yapı oluşturmak lazım..Aysal, Tulun’a bir öneri getiriyor:Sen zaten başkan danışmanı değil misin Bülent? Bundan sonra Florya’ya gitme.. Arena Stadı’nda bir ofis kuralım, görevini orada ifa et lütfen..”Tulun, bu noktada Terim’le ilgili “Personele çok bağırıyor, benim üslubumla onunki çok farklı” demeye getiriyor ama karar verilmiş bir kere..TERİM İSTİFA MI EDECEK?Bu konuşmalar hiç yapılmamış gibi dün Bülent Tulun, Florya’ya en erken giden kişi oluyor.. 09.05’te Ümit Davala, 09.10’da Hasan Şaş Florya’ya giriş yapıyorlar.. Bu sayede Terim, Tulun’un yine oraya geldiğinden haberi oluyor ve Tulun’la karşılaşmamak için Florya’ya dahi gelmiyor.. Yakın çevresinden sızan bilgi ürkütücü:“Hoca her an istifa edebilir” Yine telefon diplomasisi başlıyor.. Bodrum’da bulunan Aysal, Tulun’a telefon açıyor:Arkadaş, sen benimle dalga mı geçiyorsun? Sana “gitme” diyoruz, sen Florya’ya gidiyorsun..Ama başkanım genç bir oyuncunun imzası vardı, gitmezsem olmazdı..Güzel kardeşim, o vakit oyuncuyu çağır Arena’ya, orada bitir işini..Peki başkanım, hemen ayrılıyorum..Nitekim başkandan telefonu alan Tulun, 13.30’da Florya’dan ayrılıyor.. Bir daha dönmemek üzere üstelik.. Terim de 15.30’da Florya’ya giriş yapıyor.. Yani Terim, Florya’daki egemenliğini ilan ediyor.. Tulun’a da krizi büyütmemek için stattaki ofise geçmek düşüyor..Aysal: Hoca bana “Topa bas!” dediTULUN krizini sormak için Ünal Aysal’ı aradım.. Sağolsun, bana vakit ayırdı.. Ve konu dönüp dolaşıp transfere geldi.. Şunları söyledi Aysal:“BAKIN şimdi, elimizde 3 tane ciddi alternatif var.. Forlan (Not: Fatih Hoca’nın birinci tercihi), Drogba (Not: Ünal Aysal’ın birinci tercihi) ve Fabiano.. Bu 3 oyuncuyu da alabiliriz.. Hatta istesem daha çabuk davranabilirim.. Ancak, medyaya yansıyan havanın aksine bizim çabuk davranmamızı Fatih Hoca istemiyor..BANA Les Ottomans’daki görüşmede şöyle dedi:BAŞKANIM, biraz topa basalım.. Acele etmenin manası yok, önümüzde daha çok zaman var.. Daha iyi bir kadro kurmak için biraz beklememiz gerekiyorsa bekleyelim, yeter ki hata yapmayalım.. Gerekirse sezon açılışına yetişmesin yeni transfer, daha sonra gelsin.. Ben gereken yüklemeyi yaparım..ONUN bu tavrı benim de elimi rahatlatıyor.. Çünkü gerek Forlan gerekse Drogba’da durum aynı.. Futbolcuların üzerine biraz gitsek, istekler büyüyor, maliyet yükseliyor.. Oysa biraz beklersek daha az para harcayabiliriz.. Bu nedenle panik yapmıyorum.. Taraftara bir söz verdim, bunu da yerine getireceğim.. Artık önceliğim şöyle: ‘Bizim istediğimiz oyuncular da aynı şekilde bizi istediği an transfer bitecek.’ Açıkçası Forlan da Drogba da gerçekleşebilecek durumda.. Artık bu transferin stratejisini biz kuracağız..”BEN Aysal’ın anlattıklarından “Drogba G.Saray’a daha yakın” mesajını aldım açıkçası..Fatih Terim arabadan atladıGENÇ ama becerikli G.Saray muhabirimiz Yalımcan Sarpyel anlattı..Dün Florya Tesisleri’nin önünde bekliyordu.. Fatih Terim’in geldiğini gören Yalımcan, elindeki fotoğraf makinesini kaldırıp 3 kare basıyor.. Bunu gören Fatih Hoca, araba henüz durmadan kapıyı açıyor ve Yalımcan’a doğru geliyor:Hangi gazete?- VATAN hocam..Dün de Les Ottomans’daki görüşmenin fotoğraflarını sen çektin, değil mi?- Evet hocam..İzin almadan çekiyorsunuz.. Şimdi de tesise girerken mi çekeceksiniz? Niye çekiyorsun?- Gazeteden çek diyorlar, çekiyoruz hocam.. Ben sizin çalışma sisteminizi bilmiyorum.. Ama sizi mahçup hale düşürecek bir şey yaptığımı da sanmıyorum..Estağfurullah, sonra görüşürüz..Yalımcan bana bunları anlatırken yaprak gibi titriyordu.. Muhtemelen siz bu yazıyı okurken de titremesi devam ediyor olacak.. Çekiniyor Fatih Hoca’dan çünkü..Oysa ben bu diyaloğu daha farklı algılıyorum.. Terim çizmeleri giymiş.. Florya’nın tek hakimi olmuş durumda.. Gazeteci alerjisini ise Aziz Yıldırım’a benzetiyorum açıkçası..Kemikleri kırılacak yöneticiler kim?MEHMET Ali Yalçındağ’ın evinde gerçekleşen “Futbolun Zirvesindekiler” davetinde, Ünal Aysal’ın dikkat çekici bir sözü vardı:Aramızda eski stil yöneticilik yapma eğiliminde olan birkaç arkadaşımız var.. Gerekirse onların kemiklerini kırar, ortaya bırakırım..Aziz Yıldırım olsa hemen yalanlamaya çalışırdı ama Ünal Aysal öyle biri değil.. “Doğru yazmışsın” dedi:Orada söylemeye çalıştığım şey belli.. Şu anda ben katılımcı bir başkanlık sergiliyorum.. Herkesi dinliyorum, fikirlerinden yararlanmaya çalışıyorum.. Belki de benim masaya yumruk vurmamı bekliyor.. Henüz zamanı değil.. Ama içerdeki olaylar dışarı böyle sızdıkça, kişisel çekişmeler canımı sıkmaya devam ettikçe ve insanları beyinleri değil, egoları yönetmeye başladıkça sabrımın sınırı zorlanır..Burada araya ben gireyim.. 9 Temmuz’da olağanüstü mali kongre var G.Saray’da.. Riva Projesi’ni hayata geçirmek ve borçların yeniden yapılandırılması için genel kuruldan onay isteyecek Aysal.. O güne kadar yaşananları “sabır”la izleyecek.. 2 konuda eminim:Kongre onay vermezse istifa edebilir..O tarihe kadar hiçbir yöneticinin kulağını çekmeyecek..Ben G.Saray yöneticisi olsam, 9 Temmuz’a kadar kendime çekidüzen verirdim.. Yoksa 8 Temmuz’dan itibaren G.Saray’da kemik seslerinin duyulma ihtimali çok yüksek.. Şunu da söyleyebilirim, Aysal’ın mesaj verdiği yönetici kesinlikle Adnan Öztürk değil.. Onu da kendi ağzından duydum..Terim imzayı neden atmıyor?1+2 yıllık sözleşmedeki “G.Saray isterse sezonun bitimine 15 gün kaladan itibaren Terim’i gönderebilir” maddesi sıkıntı yarattıŞİMDİ anlatacağım teyit edilmiş bir bilgi.. Normalde Terim, cuma günü sözleşmeyi imzalayacaktı.. Terim’in mukavelesi 1+2 yıllıktı.. Yani şampiyon olamaz veya tatmin edici bir başarı sağlayamazsa o +2’nin yürürlüğe girmesinin imkânı yoktu.. Ancak mukavelede şöyle bir madde de bulunuyor:G.Saray Kulübü’nün, sezonun son 15 gününden itibaren ihbarname yollayıp Terim’in mukavelesini feshetme hakkı var..Terim bu maddeye çok alınıyor.. Özhan Canaydın döneminde 2.5 milyon Euro’luk tazminatı arkasında bırakan, TFF’den ayrılırken 8 milyon liralık tazminatı elinin tersiyle iten Terim değil mi zaten? Hatta başkan Aysal’a “Siz beni istemediğiniz gün, tası tarağı toplayıp giderim zaten.. Bunu mukaveleye yazmanın ne gereği var?” yorumunu yapıyor..Başkan da “Haklısın” diyor.. Terim’in avukatları, mukaveledeki bazı terimleri de değiştirmek istiyor.. Aysal yine “Hay hay” diyor.. Yani bu hafta içinde Terim resmi imzayı kesinlikle atıyor..Müjdeler olsun..DolmabahCe’de 155 dakika!Rıdvan Dilmen ile Fatih Terim, perşembe günü saat arasında Başbakan’la futbol sohbeti yaptıGÜNLERDEN perşembe.. Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe’deki meşhur çalışma ofisi, futbol dünyasından 2 önemli konuğu ağırlıyor.. NTV’nin yorumcusu Rıdvan Dilmen ile G.Saray’ın henüz resmi imzayı atmaya yanaşmayan teknik direktörü Fatih Terim, saat 15.45’te girdikleri ofisten saat 18.20’de ayrılıyorlar..DİLE kolay 155 dakika ayırıyor Başbakanımız bu ikiliye.. İnsan merak ediyor doğal olarak ne konuştuklarını.. İlk sondajlarda dişe dokunur bir bilgiye ulaşamadım doğrusu.. Yalnız Tayyip Bey, futbol dünyasına olan ilgisi ve konulara hakimiyetiyle Dilmen’i de Terim’i de hayretlere düşürmüş.. Örneğin Türkiye’deki kulüplerin ekonomik açıdan iyi durumda olduklarını vurgulamak için verdiği örnek çarpıcı:“İSPANYOL futbolunda mali kriz var.. Kulüpler artık yıldız futbolculara yüksek paralar ödeyemiyor.. Oysa Türkiye’deki durum tam tersi.. Oradaki önemli futbolcular Türkiye’ye transfer oluyorlar.. Bu da bizim ekonomimizin ne kadar sağlam olduğunu gösteriyor..”TABİİ konuşma buraya geldiğinde Forlanlar’ın, Drogbalar’ın, Quaresmalar’ın, Gutiler’in de bir değerlendirmeye tabi tutulduğu kesin.. Ancak henüz o bölümü çözemedim.. Çok yakında çözerim..BENİM açımdan olayın çarpıcı bir boyutu daha var:ARENA’DAKİ protesto nedeniyle G.Saray’la arasında mesafe koyan Erdoğan, eski başkan Adnan Polat’ın bütün randevu isteklerini geri çevirmişti.. Yeni başkan Ünal Aysal’la da henüz görüştüğünü sanmıyorum.. Böyle hassas bir ortamda, Fatih Terim’in ziyareti daha büyük anlam kazanıyor, değil mi?

Devamını Oku

Denizli'de şike vardı

24 Haziran 2011

F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, 2006-07’de son dakikada kaçan şampiyonluk için önemli bir suçlamada bulundu:MEHMET Ali Yalçındağ’ın artık geleneksel hale gelen “Futbolun Zirvesindekiler” davetinin üçüncüsü, önceki gece Yalçındağ’ın Kandilli’deki villasında gerçekleşti.. Futbol dünyasının “creme de la creme” isimlerinin katıldığı yemekli davette tek gündem tabii ki futboldu.. Ve şurası bir gerçek ki, gecenin yıldızı F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım oldu.. BU sezon elde edilen 5 şampiyonluğun keyfiyle coşan Yıldırım, çevresindekilere sık sık “Dur bak şuna da sallayayım (takılayım manasında), beni seyredin” diyerek hemen herkese laf attı.. Davetin kokteyl bölümü saat 20.00’de başlarken, 21.00’de planlanan yemek, kulüpteki işleri uzun süren Aziz Yıldırım’ın gecikmesi nedeniyle 21.30’a sarktı..GECENİN en spekülatif sorusunu, 70 yaşında olmasına karşın içindeki gazetecilik heyecanı ölmeyen Milliyet Yazarı Hasan Cemal yöneltti Yıldırım’a:“Başkan, 2 sene önce Adnan Polat’a 15 milyon Euro teklif edip Arda’yı transfer etmek istemiş, bombayı patlatmıştın.. Bu yıl patlatacağın bomba var mı?”YILDIRIM, “Var.. Ama noktasına virgülüne kadar bu söylediğimi yazacaksan söylüyorum” yanıtını verdi ve “Bu yılki bombam Hasan Cemal.. Seni F.Bahçe’ye transfer edeceğiz” dedi.. Ancak, bu bomba çevredekilerden büyük teveccüh görmedi maalesef..AZİZ Yıldırım ile Hasan Cemal’in sohbetine şahit olanlar, önemli bazı pasajları bana şöyle aktardılar:Fanatik bir G.Saraylı olan Cemal, Yıldırım’a bu sezonun son haftasındaki Sivas maçında neler hissettiğini sordu.. Aldığı cevap çok samimiydi:“MAÇ 3-1 olunca rahatladım.. Ama 2. golü yediğimiz anda fena oldum ve Şeref Tribünü’nden kalkıp içerdeki salona geçtim.. Maç 4-2 olunca tekrar tribüne gelip yerime oturdum.. Oturur oturmaz 3. golü yedik ve skor 4-3’e geldi.. Bitime 90 saniye kaldığı için yerimden de kıpırdayamadım.. Ama o bölümde heyecandan çok kötü oldum.. Neyse ki kazandık da, bütün çektiğimiz ıstıraba değdi..”Cemal, Yıldırım’ı yakalamışken sıkıştırmaya devam etti:BAŞKAN, Trabzon’la berabere kalıp şampiyonluğu son maçta kaçırdığınız sezon, yanlış şampiyonluk anonsu yapan anonsçunun sizin gazabınızdan kurtulduğunu sanmıyorum.. Ne yaptınız o adama?“Yok yok, bir şey yapmadım.. Sadece çağırıp ‘Niye böyle anons yaptın?’ diye kızdım.. ‘Başkan, ordan öyle söylediler, ben de inandım’ dedi.. Neyse geçti Allahtan, çok kötü bir gündü..”Ve manşete konu olan soru geldi arkasından:BAŞKAN, peki Denizli’de kaçan şampiyonlukta neler yaşamıştınız?BÜTÜN yemek boyunca espri üstüne espri yapan Aziz Yıldırım, “Denizli” denince en ciddi haline bürünüp önemli bir suçlamada bulundu:“HASAN Bey, o maçta şike vardı.. Denizli şike yaptı.. Bunu çok iddialı söylüyorum.. Eğer inanmayan varsa, isteyene bu şikeyi kanıtlarım..”Çok önemli bir açıklama bu.. Bir kulüp başkanı ilk defa lafı dolandırmadan, eğip bükmeden “şike” suçlamasında bulundu.. Tamam, dost sohbetidir.. Tamam, resmi açıklama değildir.. Bunları kabul ediyorum.. Bu diyaloğu resmileştirmek için dün Hasan Cemal’i aradım ve konuşmayı aktardım.. Ne “Evet” dedi, ne de “Hayır..” Ama tepkisi doğru iz üstünde olduğumu gösterdi bana:“Oğlum sen ne tehlikeli adamsın.. Nerden duydun bunu? Bu konuda laf söyletemezsin bana, beni bu işlere sokmayın..”HASAN Abi’yi tanımayanlar için şunu belirteyim.. Yılların gazetecisi Cemal, eğer bu konuşma gerçek olmasa önce sunturlu bir küfür savurur, sonra da doğrusunu anlatırdı bana..O maçta ne olduğunu hatırlarsak.. 2006-07 sezonunun son haftasında G.Saray, Sami Yen’de Kayseri ile F.Bahçe ise deplasmanda Denizli ile oynuyordu.. Maçtan önce Denizli Başkanı Ali İpek, “Çantacılar (futbol jargonuyla teşvik primi veya şike parası dağıtan karanlık adamlar) ortalıkta dolaşıyor.. Eğer küme düşersek herşeyi teker teker açıklayacağım” diyerek ortalığı birbirine katmıştı.. F.Bahçe, düşme potasındaki Denizli yenerse şampiyon olacaktı.. Ama sahaya atılan konfetiler yüzünden 16 dakika uzayan maç 1-1 sonuçlandı ve G.Saray şampiyon oldu.. Ve G.Saray’ın Denizli’ye teşvik primi yolladığı söylentileri o gün bugündür hiç bitmedi..BAŞKAN Aziz Yıldırım, ilk kez bu söylentilerin gerçek olduğunu kanıtlayabileceğini açıkladı.. Ki, bundan sonrasını dikkatle takip etmek gerekiyor..‘Çakar başkan olsun’GECE boyunca oldukça keyifli olduğu gözlenen ve espri üzerine espri yapan F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, MHK’ye de el attı... 29 Haziran’da yapılacak ve Futbol Federasyonu’nun yeni başkanının belirleneceği seçim sonrası belki de en fazla merak edilen konu Merkez Hakem Kurulu Başkanı’nın kim olacağı. Bu konudaki görüşü sorulan F.Bahçe Başkanı da gönlünde yatan aslanı açıkladı: Ahmet Çakar MHK Başkanı olsun, Erman Toroğlu da yardımcısı!Aysal’dan NOTLAR“TÜRK Telekom Arena’ya birkaç milyon Euro’luk yatırım yapmak gerekiyor.. Hem içini daha kullanışlı hale getirmek için, hem de çevre düzenlemesi için..”“FLORYA Tesisleri, büyük ihtimalle Arena’nın çevresindeki bir bölgeye kaydırılacak.. Kulüp, Florya’daki araziyi para kazanmak için değerlendirecek..”Yıldırım’ın geceden taşan bazı konuşmaları‘Drogba nerden çıktı?’“FEDERASYON seçiminde Göksel Gümüşdağ’ın çekilmesi nedeniyle medyada ‘Aziz Yıldırım’ın oyunu bozuldu’ yorumları yapılıyor.. Bunlara hiç katılmıyorum.. Tam tersine gayet mutluyuz Mehmet Ali Aydınlar’ın başkanlığından.. Bize hakem hatası olursa ben susarım, tribünler ile Aydınlar karşı karşıya kalır.. Rakiplere hakem hatası olursa, onlardan biri ortaya çıktığında “Arkadaş bu adamı siz istemediniz mi?” derim, olur biter..”“SPOR medyasının durumu içler acısı.. Her gün yalan haber çıkıyor.. Mesela bir Arap internet sitesi, Niang ile ilgili bir yalan atıyor ortaya.. Bütün gazetelerde manşet oluyor.. Ne Niang’a 18 milyon Euro veren bir kulüp var, ne de biz Niang’ı bırakmayı aklımızdan geçiriyoruz.. ‘F.Bahçe Drogba’yı istedi’ diye manşet atıyorlar.. Alakası yok, adamla hiç konuşmuşluğumuz da yok.. Bu medyanın düzeleceği yok..”Yıldırım, Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras ile fısır fısır konuşunca, etraftan “F.Bahçe, kesinlikle yeni bir kredi kovalıyor” esprileri yapıldı..‘Demirören yine mi transfere gitti?’Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, yurtdışına gideceği için yemeğin 20 dakikalık bölümünde yer aldı, sonra izin isteyerek havaalanına gitti.. Ve TFF yönetim kurulu üyesi, Beşiktaşlı işadamı Zafer Yıldırım, Beşiktaş Asbaşkanı Fahrettin Curoğlu’na espriyi patlattı: “Yine mi transfere gitti?”‘Arda gider mi başkan?’HERKESİN merak ettiği diğer bir konu Arda’nın yurtdışına transfer olup olmayacağıydı.. Aysal ve Ali Dürüst, ne “Gidecek” dediler ne de “Kesinlikle gitmeyecek..” Davetteki bir G.Saraylı’nın izlenimi şu:“AYSAL, Arda için kesin bir dil kullanmıyor.. Anladığım kadarıyla Fatih Terim, Arda’yı bırakmak istemiyor.. Ancak Chelsea’den tatmin edici bir teklif gelirse Arda’nın önünü tıkamayacaklar..”Demirören hep sustuFUTBOL Federasyonu seçimlerinde karşı karşıya gelen Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören (Mehmet Ali Aydınlar’ı aday gösterdi) ile F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım (Göksel Gümüşdağ’ı destekledi) yemekte yaklaşık 20 dakika yan yana oturdular.. Ancak sandalyelere geçilirken yapılan “Buyrun, siz buyrun” konuşması dışında suskun kaldılar..Seyahati nedeniyle erken kalkan Demirören’e en büyük iltifat Uğur Dündar’dan geldi..“BAŞKAN, Revna Hanım’ın tribünlere yansıttığı zarafet takdire şayan.. Keşke bütün yöneticiler, başkanlar tribünlere hanımlarıyla gelse ve oraların havası değişse.. Bu değişim, tribünlere de olumlu yansıyacaktır..”‘Diğerleri kavga ederler, yine biz sampiyon oluruz’Aziz Yıldırım, “Kim şampiyon olacak?” sorusuna bu yanıtı verdi, Devler Ligi için de “İsterse Barça gelsin” dedi.KAÇAN şampiyonluğu Denizli’nin şike yapmasına (Yıldırım’ın aslında kastettiği şu: Denizli’ye teşvik primi yollandı) bağlayan Aziz Yıldırım, “5’i Bir Yerde” şeklinde nitelendirilen bu sezonki 5’li şampiyonluğun keyfini sürüyordu..YILDIRIM’A Şampiyonlar Ligi’ni de sordular.. Hata davetin konuklarından biri, “Başkan, Barcelona ile aynı gruba düşerseniz ne yaparsınız?” sorusunu yöneltti.. Yıldırım kendinden emin cevapladı:“BARCELONA, Manchester, Real Madrid, kim çıkarsa çıksın.. Bizim kimseden korkumuz yok.. Bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde sıra takımı olmayacağız, onu biliyorum..”“Beşiktaş ile G.Saray bomba gibi transferler yapıyorlar, kadrolarını takviye ettiler.. Ligdeki zirve yarışı daha çetin geçecek.. F.Bahçe yine şampiyon olur mu?” sorusuna verilen cevap da Yıldırım’ın iddiasını ortaya koyar nitelikteydi:“ŞU kadarını söylüyorum, F.Bahçe bu sezon çok rahat şampiyon olur.. İşi öyle son haftaya filan bırakmayız yani.. Diğer takımlar birbirleriyle kavga ederken, biz aradan sıyrılıp ipi göğüsleriz..”‘Forlan ile menajeri İstanbul’a gelecek’DAVETE erken katılan Aysal, merak edenlere yeni transfer stratejisini anlatma fırsatı da buldu.. Özellikle İspanyollar’ın çelişkili açıklamaları nedeniyle zora girdiği izlenimi veren Forlan ve Reyes transferleri için umut verici bir havası vardı başkanın:“Forlan konusunda önemli bir sorun yok.. Öncelikle A.Madrid Forlan’ı istemiyor.. Adamın 4 milyon Euro tutarında bir alacağı da var.. Forlan, bu parayı tahsil etmek ve bizden de biraz daha fazla para koparmak için isteksiz gözüküyor.. Oysa biz transferde bir hayli yol aldık açıkçası.. Forlan ve menajeri, çok yakında İstanbul’a gelerek şehri, stadı, tesisleri görecekler.. TRANSFER olmayacak adam, İstanbul’a neden gelsin? Ayrıca Drogba ve Fabiano gibi ciddi alternatifler var.. Bu sezon Avrupa olmadığı için stadı doldurmak için mutlaka sansasyonel transferler yapmalıyız.”‘Arda gider mi başkan?’HERKESİN merak ettiği diğer bir konu Arda’nın yurtdışına transfer olup olmayacağıydı.. Aysal ve Ali Dürüst, ne “Gidecek” dediler ne de “Kesinlikle gitmeyecek..” Davetteki bir G.Saraylı’nın izlenimi şu:“AYSAL, Arda için kesin bir dil kullanmıyor.. Anladığım kadarıyla Fatih Terim, Arda’yı bırakmak istemiyor.. Ancak Chelsea’den tatmin edici bir teklif gelirse Arda’nın önünü tıkamayacaklar..”‘Bazı yöneticilerin kemiklerini kırarım’DAVETİN en popüler simalarından biri, yardımcısı Ali Dürüst ile birlikte geceye katılan G.Saray’ın çiçeği burnunda başkanı Ünal Aysal’dı.. Aysal, futbol terminolojisine yabancıydı ama Dürüst’ün suflörlüğü sayesinde farkı çabuk kapattı..Yemeğe geç katılan Mehmet Ali Birand da yakın dostu Aysal’ı yalnız bırakmadı.. Birand’ı dün arayıp gecenin en veciz cümlesini sordum.. Aysal ile aralarında şöyle bir diyalog geçmiş:“Ünal, yeni yönetimde kaç tane 1., kaç tane 2. sınıf adam var?”“Sınıflandırma yapmayalım ama şunu söyleyebilirim sana: Eski kötü alışkanlıkları sürdürmek isteyen 2-3 arkadaşımız var.. Ama bende onlara izin verecek tahammül yok.. Onların kemiklerini kırar, ortaya bırakırım yani gerekirse..”

Devamını Oku

Aziz YILDIRIM ilk kez kaybetti

16 Haziran 2011

Yıldırım Demirören’in evinde yapılan teklifle, federasyon başkanlığı için Mehmet Ali Aydınlar ortaya çıktığında Göksel Gümüşdağ’ın verdiği ilk demeci hatırlıyorum:“Ben yine de Futbol Federasyonu Başkanlığı’na adayım.. 14-15 kulüp benim arkamda.. 29 Haziran’da görüşürüz..”Aziz Yıldırım’ın desteğiyle kulüplerle müzakerelere devam etti, daha önce desteğini aldığı Süper Lig kulüpleriyle (örneğin E.Şehir, Antalya, Manisa, Sivas) görüşmeler yaptı.. G.Saray Başkanı Ünal Aysal’dan destek istedi..Ama ne olduysa oldu, emir “büyük yerden” geldi ve dün itibarıyla yarıştan çekildi Gümüşdağ.. Görünüşte sadece 4 kulübün(Beşiktaş, G.Saray, Trabzon ve Antep) desteğiyle ortaya çıkmış Mehmet Ali Aydınlar’ın altında görev yapmaya razı oldu.. Dün M.Ali Aydınlar, Aziz Yıldırım ve Göksel Gümüşdağ’la birlikte fotoğraf verince fısıltı gazetesi yine yanlış haberi manşetine taşıdı: “Bu savaşı Aziz Yıldırım kazandı.. Hem F.Bahçeli bir başkan geliyor, hem de yakın adamı Göksel Gömüşdağ’ı başkan vekilliğine getirdi.. Daha ne olsun!”Ben öyle düşünmüyorum.. İşte benim bakış açımla kazananlar ve kaybedenler:KAZANANLAR:1-M.Alİ Aydınlar: F.Bahçe başkanlığı için önümüzdeki mayıs ayında Aziz Yıldırım’la kongre savaşına girecek, büyük ihtimalle kaybedecekti.. Şimdi futbolun 1 numaralı koltuğuna oturdu.. Üstelik kafasında boza pişirmesi gereken 4 kulübün desteğiyle.. Muhtemelen rahat bir başkanlık dönemi geçirecek.. 4 yıl sonra federasyon başkanlığını bıraktığında, F.Bahçe’nin seçim dönemi gelmiş olacak.. Kim bilir, belki de şartlar uygun olursa F.Bahçe Başkanlığı şansı da devam edecek..Yıldırım Demİrören: Düne kadar Beşiktaş, federasyon kulislerinde hep yanlış adayı desteklemiş ve kaybetmişti.. 4 yıl önce Hasan Doğan başkan seçilirken Demirören, Haluk Ulusoy’un yanında olduğu için kurullara ve yönetime adam sokamamıştı.. Şimdi ise M.Ali Aydınlar ismini ilk ortaya atan, ilk teklifi yapan, kongre satrancında Aziz Yıldırım’ı mat eden isim oldu.. Saha dışındaki bu galibiyetin etkileri, orta vadede daha iyi anlaşılacaktır.. Demirören, Aziz Yıldırım’a rağmen Türk futbolunda ilk kez bir şey gerçekleştirmeyi başaran isim oldu, “Artık ben de büyük oyuncuyum” mesajı verdi..Sadrİ Şener: Aziz Yıldırım’dan bu sezonun intikamını aldı.. İlk andan itibaren hep M.Ali Aydınlar’ın yanında oldu.. Tabii algı zorluğu çeken Trabzon camiası Şener’i suçlayacak, “Aziz Yıldırım, TFF’yi ele geçirdi, başkan veya başkan vekili niye bizden değil?” diyecek.. Ama gerçek tam tersi.. Aydınlar, Trabzon’un adayı aslında..İbrahİm Kızıl: Anadolu’nun yeni yükselen değeri oldu.. Eskiden AK Parti rüzgarını ilk estiren Kayserispor olurdu.. Şimdi bu ünvan Gaziantepspor’a geçti.. Büyük oyuncuların masasında yerini aldı, Kayseri efsanesini tarihe karıştırdı..KAYBEDENLER:Azİz Yıldırım: İlk kez kaybetti, 1 yıldır nakış gibi işlediği proje çöpe gitti.. Özgener’in gitmesi, yerine yakın dostu Gümüşdağ’ın gelmesi demek, F.Bahçe’nin Tahkim Kurulu, yönetim kurulu gibi kritik bölgelerde cirit atması anlamı taşıyacaktı.. Ama son virajda rakiplerinin ortaya çıkardığı M.Ali Aydınlar ismi daha fazla teveccüh gördü.. Üstelik Aydınlar, Aziz Yıldırım’a rağmen aday çıktı.. Aziz Yıldırım’a karşı F.Bahçe’de başkan adayı olmayı planlayan Aydınlar’ın, TFF’de Yıldırım’ın etkisinde kalacağını düşünmek idiotluk olur.. Üstelik Gümüşdağ’a “Otur oturduğun yerde” mesajı Ankara’dan geldiyse, bu kontrolsüz çıkışın faturası Aziz Yıldırım’a da kesilebilir.. Dikkatle izlemek lazım..Göksel Gümüşdağ: Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki 2 numara koltuğunu, hem kulüp başkanlığını, hem de Kulüpler Birliği 2. başkanlığını kaybetti.. Karşılığında TFF’de 2. başkan oldu.. Bir önceki 2. başkan Servet Yardımcı ne derece etkili performans sergilediyse, Gümüşdağ da aynı seviyede kalacaktır.. Üstelik Aziz Yıldırım’la yakınlığı çok net biçimde ortaya çıktı, karizma kaybına uğradı..Ünal Aysal: Demirören’in evindeki ilk toplantıya G.Saray adına katılan Adnan Öztürk, “Biz Aydınlar’ın arkasındayız” dedi.. Ancak Aysal, Ali Dürüst ve Fatih Terim’in etkisiyle dümeni daha sonra Göksel Gümüşdağ’a kırdı.. Arkasında durmadığı aday yarışı kazanınca, G.Saray da kaybedenler arasına girdi.. Aysal’ın dün öğle saatlerinde, seçilme şansı sıfır olan Mehmet Atalay’la görüşmesi, bu kulisler için henüz acemi olduğunu gösterdi..Recep Mamur: Aziz Yıldırım’la işbirliği yaparak Gümüşdağ’ı başkan yapacak oluşumun en etkili adamı olacaktı.. Sonuçta elinde kala kala Kulüpler Birliği kaldı, Aydınlar’a mesafeli bir duruş sergiledi.. Ama başkanlık trenine son istasyonda bindi.. Protokol sırasındaki öncelikli yerini kaybetti, üstelik Ankara’nın da tepkisi topladı..

Devamını Oku