Gazete Vatan Logo

Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı! Bakan Kurum:405 bin afet konutu yapılacak

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.

Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı! Bakan Kurum:405 bin afet konutu yapılacak

Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un açıklamalarından öne çıkanlar:

Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın ülkemizin yaşamış olduğu Kahramanmaraş merkezli deprem ve olası afetlere ilişkin Ulusal Risk kalkanı Projesi çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın davetine icabet ettiniz. Yaklaşık 7 saattir görüşlerinizi, fikirlerinizi, önerilerinizi paylaştınız. İnşallah önümüzdeki süreçte tüm hocalarımızın buradaki bütün bilim insanlarımızın görüşleri, fikirleri, önerileri doğrultusunda da ilgili tüm bakan arkadaşlarımızla, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çalışmalarımızı bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kararlı bir şekilde yapma gayreti azmi içinde olup şehirlerimizi dirençli hale getirene kadar aynı afette ilk andan itibaren nasıl çalışıyorsak afet bölgelerinde daha önce nasıl verdiğimiz sözleri tuttuysak yine Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde aynı anlayışta çalışmalarımızı yapacağımızı ifade ediyoruz.

"271 BİN PERSONELİMİZ SAHADAYDI"

Bir kez daha aziz milletimize başsağlığı, dileklerimi iletiyorum. Yaşadığımız 2 Deprem ardından yaşadığımız artçı depremlerle birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın afet başkanlığımızda koordinasyonla ilgili bakan arkadaşlarımızla birlikte süreci an ve an sahadan takip ettiler. Tabii sayın bakanımız az önce ifade ettiler ilk andan itibaren devletimiz bütün imkanlarıyla 11 ilimizde gerek arama kurtarma çalışmalarında ki toplamda 26 binden enkaz 26 bin binadan bahsediyoruz ve bu çerçevede 35 bin 250 arama kurtarma personeli adımızın koordinasyonunda tüm illerimizde iş zamandı. Her saat her dakika üstüne koya koya artırarak gittiği arkadaşlarımız uyumadan yemeden, içmeden vatandaşımızın yaralarını sarmak için mücadele verdi ve bu bu çerçevede valilerimiz, kaymakamlarımız, ilgili bakan arkadaşlarımız ve tüm ekiplerimizle birlikte 271 bin personelimiz sahadaydı.

Haberin Devamı

"18 BİN İŞ MAKİNASI ŞU AN HİZMET VERMEKTEDİR""18 BİN İŞ MAKİNASI ŞU AN HİZMET VERMEKTEDİR"

Bugüne kadar 624 bin vatandaşımız tahliye edildi ve 18 bin iş makinası da şu an fiilen alanda hizmet vermektedir. Tüm illerde kurmuş olduğumuz koordinasyon merkezleriyle birlikte bugüne kadar 360 bin çadır kurulmuş ve bu çadırlarda 1 milyon 440 bin vatandaşımızın barınması sağlanmıştır. Yine aynı anlayışla konteyner kentlerimizi kuruyoruz. Belediyelerimiz buradaki bağışçılarımız, sivil toplum örgütlerimizle birlikte gerek prefabrik, gerek konteyner gerek malzemelerden tüm illerimizde, Hatayımızda, Malatyamızda, Kahramanmaraşımızda, Gaziantep'imizde konteyner kentlerinin kurulumunu başlattık ve ne kadar ihtiyaç varsa yine koordinasyon içerisinde süreçlerimizi yürütüyoruz ve burada da vatandaşımızı bir an önce daha güvenli alanlara çekebilmek adına yapılarımızı hızlı bir şekilde inşasını gerçekleştiriyoruz.

"TARİHİMİZ ZARAR GÖRDÜ"

Tarihimizin de bu manada zarar gördüğünü, bazı tarihi eserlerimizin yıkıldığını görüyoruz ve bu çerçevede Hatay'daki Ulu Camimiz Adıyaman'daki Ulu Camimiz, yine Aziz Nikola Rum Ortodoks Kilisesi, Gaziantep Kalesi gibi birçok tarihi eserimizin de yıkıldığını görüyoruz. Bu tarihi eserlerle ilgili de Kültür Bakanlığımız sahada bir fiil çalışmalarını yapıyorlar ve ilgili tarihi eserlerimize ilişkin de restorasyon çalışmalarını zaten izin talimatları çerçevesinde yürütüyorlar. Yine buradaki yıkıma baktığımızda hocalarımız da bu tabloyu önemseyecektir diye düşünüyorum. Yıkılan binaların yüzde 96 da 99 öncesi yapılan yapılar olduğunu görüyoruz. Yeni yönetmeliğe göre yani 2000'de yapılan düzenlemeler, yapı denetim sistemindeki düzenlemeler, yeni deprem yönetmeliği ile birlikte yapmış olduğumuz düzenlemeler çerçevesinde yıkılan binaların sadece yüzde 3'ü 99 sonrası yapılan yapılar olduğunu görüyoruz ki yine bu binalarda 145 bin vatandaşımızın yaşadığını da tespit ettik.

"ARKADAŞLARIMIZ SAHADA ÇALIŞIYORLAR"

Şimdi tabii binaların yıkılma nedenlerini yani bir hocamız dedi ki reçete tedavi yapabilmeniz için bir kere teşhis etmeniz gerekiyor. Bu teşhis içinde arkadaşlarımız fiilen sahada çalışıyorlar. Burada fay hattına olan mesafesini zemindeki sıkılaşmayı yine seçim noktasında işte sıvılaşma kaynaklı yıkımın olup olmadığının tespitlerini yapıyoruz ve bu çerçevede binaların yine yerleşim noktasında en doğru yere yerleşmesiyle ilgili hocalarımızla, bilim insanlarımızla beraber bu çalışmaları yürütüyoruz.

"MİKRO GÖLGELEME ETÜT ÇALIŞMALARIMIZI YAPIYORUZ"

Ve burada arazi kullanımı noktasında mikro gölgeleme etüt çalışmalarımızı da yapıyoruz ve bu çalışmalarla birlikte en doğru zemini tespit ediyoruz. Tabii ki rezerv alanları yaptıktan sonra da şehrin içinde şehrin dokusunu, kültürünü, demografik yapısını buradaki sosyal yapıyı ve ihtiyaçları içerecek tasarımlar yapıyoruz ve bu tasarımlar çerçevesini de şehrin yerleştirilme uygun olan alanlarında yerleşim yapmak niyetiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz.

Aynı zamanda bu rezerv alanlar dışında da şehrin merkezindeki kentsel tasarımlarımızı da başlattık. Ve oraya gidiyoruz şehrin tüm ileri gelenleriyle oradaki belediye başkanıyla, oradaki milletvekiliyle tüm sivil toplum örgütleriyle toplantı yapıyor, onların görüşleri, fikirleri, önerilerini dikkate alıyoruz ve çalışma grubumuza onları da dahil ettik. Bu anlayışla çalışmalarımızı yürütüyoruz ve yeni çalışmalarımız da yapacağımız konutlarımız da da en iyisini en güzelini en sağlamasını sosyal donatılarıyla birlikte yapma arzusu içerisindeyiz.
Bakan arkadaşlarımızla Ticaret Bakanlığımızla, Sanayi Bakanlığımızla birlikte bütün malzemelere ilişkin tedarik zincirini bugünden itibaren kurduk ve bu çerçevede 13 milyon ton çimentonun, 4 milyon ton demirin 28 milyon metrekare seramiğin ve yine 28 milyonmetreküp betonun kullanımı amacıyla tedarik zincirini oluşturduk.
Bu çerçevede sosyal donatılarıyla birlikte Toki'mizle yaptığımız özel sektörümüzle yaptığımız işlerle birlikteyüzde 65'ini nüfusumuzun güvenli haline getirdik. Yine depremler oldu ve sizin de talimatınız da yine biz o deprem bölgesindeydik. Nasıl bugün olduysa ve depremde orada hasar gören şehirlerimizin inşası için oradan elimizi çekmedik. Hep oradaydık. Gönlümüzde, kalbimizde oradaydı ve Elazığ ve Malatya'da bu çerçevede 33 bin 821 konutu yerinde bitirdik ve bu depremde de etkilenen Elazığ'da olası ölümlerin de önüne geçmiş olduk.

"ŞEHRİN EKONOMİSİNİ AYAĞA KALDIRMAMIZ GEREKİYOR"

Tabii bir taraftan da şehrin ekonomisini ayağa kaldırmamız gerekiyor. Şu an AFAD koordinasyonunda geçici ticari ünitelerin yapım süreçlerini başlattık ve Toki ile Emlak Konut'la yine AFAD'la bunları yapacağız. Ardından da şehrin sanayisi için yine Sanayi Bakanlığımızla birlikte buradaki sanayiyi ayağa kaldıracak çalışmaları da hep birlikte yapıyor olacağız. Köylerimizde tarım köy uygulamalarıyla birlikte köye kırsala dönüşü teşvik edecek uygulamalarımıza devam edeceğiz ve yine İskan Kanunu çerçevesinde Yusufeli'nde bütün illerimizde yapılan çalışmalarımızı Tarım ve Orman Bakanlığımızla uyum içerisinde yürütüyoruz. Bu çerçevede devam etmekte olan kentsel dönüşüm konutlarımız 250 bin sosyal konutlarımız 250 bin ve Pazarcık merkezli Deprem sonrası yapılacak konut sayısının da 500 bin olduğunu düşündüğünüzde yaklaşık 1 milyon yeni konutun yapımını ve 1 milyon da arz amaçlı tesislerimizi de hesap ettiğinizde son bir yıl içerisinde ülkemizde 2 milyonyeni sağlam güvenliği konut kazandırmış olacağız. Hedefimiz 2035 yılına kadar tüm Türkiye'de dönüşüme girmemiş yer kalmayacak.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar:

Tarihi eserlerimizi yitirdik. Şehirlerimiz acaba demokrasi değişecek mi diye endişe içerisinde geleceğimize böyle bir miras hep beraber bırakmamalıyız, çalışmalıyız, mücadele etmeliyiz ve bu masanın etrafındaki bütün birikimi ve arkasındaki bütün birikimi Türkiye'nin geleceğine de yansıtmayınız onun için bu 25-26 günde Türkiye kendi gücünü gösterdi.

Uluslararası alandan elde edebileceği bütün kabiliyetleri ve birikimleri aynı zamanda destekleri aldı ve bundan erişmedi. Saat 5.30'da uluslararası yardıma çıktı. Yani çıkalım mı çıkmayalım mı diye bir değerlendirme içerisinde olmadı. Ve uluslararası yardımın en kısa zamanda Türkiye'ye gelmesini bir vesileyle sağlayabildik ve bunu da gerçekleştirdik. Ve yine şunu söyleyeyim. Arama kurtarma süreci de dahil olmak üzere son dönemlerde bu konuya da çok asıldık. Bu konuda da çok çalıştık.

"PROFESYONEL JANDARMA ARAMA KURTARMA OLUŞTU"
Türkiye'de jandarma arama kurtarma diye bir şey yoktu. Ama profesyonel bir jandarma arama kurtarma oluştu. Türkiye'de polis arama kurtarma timi yoktu polis arama kurtarma timleri oldu. Binlerce arama kurtarmayı yetiştirdik. Onlarca sivil toplum kuruluşunu akredite ettik. Sadece arama kurtarma değil, aynı zamanda beslenmede aynı zamanda da depo yönetimi dahil olmak üzere birçok çalışmayı Türkiye 1990 dokuzdan sonraki süreçte Van depreminde ki tecrübesiyle Simav depreminde ki tecrübesiyle bugüne kadar getirdi.

Haberin Devamı