Gazete Vatan Logo

Sanal terör örgütü!

Gezi olaylarının polis fezlekesinde Redhack'e 'sanal terör örgütü' muamelesi yapıldı

Sanal terör örgütü!

Gezi Parkı eylemleriyle ilgili polisinin hazırladığı ve Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesiyle görevli savcılığa sunduğu fezlekenin ayrıntılarına VATAN ulaştı. Fezlekede 31 Mayıs’tan 16 Haziran’a kadar eylemlere ayrıntılı şekilde yer verildi.

Sanal terör örgütü


Gezi eylemlerine katılanlara yönelik yapılan operasyonlar için Emniyet tarafından hazırlanan fezlekede avukatların, doktorların, gazetecilerin "eylemci gruplara kamuoyu desteği sağlamaya, yargı ve Ankara Emniyet Teşkilatı üzerinde psikolojik baskı oluşturmaya çalıştıkları" iddia edildi. Yapılan eylemlerin gün gün saat saat yazıldığı fezlekede, "Ankara'daki maddi hasarlar" ayrı bir başlık altında yer alırken, ne Ethem Sarısülük ve İrfan Turan'ın hayatını kaybetmelerine ne de gaz bombası nedeniyle yaralananlara yer verilmemesi dikkat çekti.


POLİSLER MAĞDUR

Fezlekeye göre DHKP/C, MLKP, TİKB, TKİP, THKP/C DEVRİMCİ YOL-DEVRİMCİ GENÇLİK, DSİH, TKEP/L, THKP/C DİRENİŞ ve TKKKÖ örgütlerine üye oldukları iddia edilen eylemciler, bu örgütlerin ideolojileri doğrultusunda, "Halkı Türkiye Cumhuriyeti hükümeti aleyhine isyana teşvik etmek, Başbakanın şahsiyetinde devlet büyüklerine küfür, hakaret ve tehdit içerikli slogan atmak, yazılama yapmak, görevli polis memurunun linç etmek sureti ile silahını yağmalamak" gibi 21 ayrı suçla suçlandı. Bu suçlamalara delil olarak da olay anında çekilen fotoğraflar ve aralarında 23'ü polis olan 261 "mağdur" gösterildi.

Olayların Taksim Dayanışma Platformu'nun organizesinde 20-50 arasında değişen gruplar tarafından Gezi Parkı'nda yapılan basın açıklamalarıyla başladığı, eylemlerin ilk başta "demokratik bir hak arayışı olarak ifade edildiği", ancak ilerleyen süreçte "marjinal gruplar, terör örgütleri tarafından olayların provoke ve istismar edildiği" belirtilen fezlekede, 31 Mayıs'tan 16 Haziran'a kadar eylemlere ayrıntılı şekilde yer verildi.

"SÖZDE POLİS KURŞUNU"

Fezlekede, 1 Haziran'da Ethem Sarısülük'ün polis kurşunuyla başından vurulma olayına yer verilmezken, Sarısülük'ün tedavi gördüğü hastane hayatını kaybettiği gün (12 Haziran) ailesi ve avukatlarının hastane önünde yaptığı basın açıklamasına değinildi. Polis kurşunuyla vurulduğu bilinen Sarısülük için Emniyet şu ifadeleri kullandı:
"Sözde güvenlik güçlerinin tabancasıyla vurulduğu iddiası ile Ankara Numune Hastanesi Beyin Cerrahi Bölümü Yoğun Bakım Ünitesinde Tedavi Gören Ethem Sarısülük’ün 12.06.2013 tarihinde hayatını kaybetmesi konusunda basına hitaben 'Ölen Ethem Sarısülük'ün katili devlet' olduğundan bahisle basın açıklaması yapılmıştır."

"SERBEST BIRAKMAK CESARET VERİYOR"

Emniyet fezlekede skandal bir analize de yer verdi. Eylemlerin ardından gözaltına alınanların savcılıkta ve mahkemede ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldığı hatırlatılarak, bu durumun "eylemcilere cesaret verdiği ve katılımcı sayısında artışa sebep olduğunu" vurgulandı.

AVUKATLAR, DOKTORLAR VE GAZETECİLER
"Hükümet karşıtı basın-yayın kuruluşları, gazeteciler, sivil toplum örgütleri, taraftar grupları ile sanat camiası mensupları ve marjinal gruplar tarafından eyleme katılan şahıslar kışkırtılmış" denilen fezlekede şöyle denildi:
"TMMOB, ÇHD, TTB, Ankara Barosu, İHD, ATO gibi hükümet muhalifi sivil toplum örgütleri; eylemci gruplara kamuoyu desteği sağlamaya, yargı ve Ankara Emniyet Teşkilatı üzerinde psikolojik baskı oluşturmaya çalışmışlar, eylemcileri Ankara’daki müdahalelerde polis tarafından yapıldığı iddia edilen orantısız güç kullanımı ile ilgili, savcılığa bireysel olarak suç duyurusu yapılması yönünde teşvik etmişlerdir."

EMNİYET AMANPOUR'U DA FİŞLEMİŞ

Fezlekede, "uluslararası basın kuruluşlarının eylemleri abartarak ve çarpıtarak dünyaya servis ettikleri", "Türkiye’de halk ayaklanması çıktığına dair oldukça taraflı ve yanlış haberlere yer verdikleri ve dezenformasyonda bulundukları" belirtildi. CNN International'ın ünlü haber sunucusu Christiane Amanpour'a da yer verilen fezlekede, "CNN 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde yapmadığı yayının çok fazlasını eylemler boyunca canlı ve taraflı olarak tüm dünyaya yaymış, Başbakan'ın danışmanı yayına katıldığında sözü yarıda kesilerek yayın sonlandırılmıştır" denildi.

ZELLO'YLA ÖRGÜTLENDİLER, TENCEREYLE BASKI KURDULAR

Fezlekede eylemcilerin telefona yüklenen telsiz programı ve sosyal medya üzerinden örgütlendiği belirtildi. Bazı kişilerin ve kurumların attıkları twitlere de yer verildiği fezlekede, "Bilgi kirliliği - kışkırtmalarının etkisi ile eylemci grupların bir kısmının eylemlerin artarak devam etmesi durumunda hükümetin istifa etmek zorunda kalacağına ve askerin yönetime müdahale edeceğine dair inanca sahip oldukları ve bu yönde propaganda yaptıkları müşahade edilmiştir" denildi.
Eylemlere aktif olarak katılmayanların da, "evlerinde ışıklarını yakıp söndürdükleri, kapı kapı dolaşarak milleti protesto eylemlerine katılmaya zorladıkları, balkonda tencere, tava, kaşık gibi araçlarla ses çıkardıkları, çevrede eyleme destek vermeleri için mahalle baskısı kurdukları" iddia edildi.



Redhack'e 'sanal terör örgütü' fezlekesi

Emniyet Redhack'in de Gezi Parkı sürecindeki rolü üzerine kapsamlı bir çalışma yaptı. Konuyla ilgili hazırlanan fezleke, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. Madde ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne gönderildi. Ergenekon savcısı Muammer Akkaş'ın yürüteceği soruşturmada, polisin IP adreslerini ve kimliklerini tespit ettiği Redhack üyeleri hakkında "sanal terör"den işlem yapılacağı öne sürüldü.

EYLEME ÇAĞRI SUÇA TEŞVİK

Fezlekede grup üyelerinin Gezi Parkı olayları sırasında Twitter 'da 'RedHack @ TheRedHack' kullanıcı adıyla halkı eyleme çağırıp, suç işlemeye teşvik edici paylaşımlarda bulunulduğu öne sürüldü.

Konu ile ilgili olarak herhangi bir yazışma ve sistem kullanmadan 23 Haziran'da sitede yaptırılan incelemede Redhack tarafından farklı iki tarihte atılan şu tweetlere dikkat çekildi.

14 Haziran: "Bugün 14:00'dan sonra ülkenin her yerinde bütün meydanlarda", "Biz işlere yoğunlaşırken siz de bugünün eylemleri duyuruları açıklamaları acil istekleri", "Direniş haberi tagına yazın lütfen", "Direniş büyüyerek devam ediyor", "Direniş haberlerini buluşma noktalarını acil çağrıları", "Direniş haberi tagına yazalım takip edelim."

15 Haziran: "Eşit adil sömürüsüz sınıfsız bir dünya için kardeşlik için özgürlük için ve hürriyet için kalbimizle yürüyoruz. Yiğitseler durdursunlar bizi", "Kendi mitinglerinde bedava otobüs bedava yağmurluk - kılavuzluk bedava yemek verenler. Bize gelince toma, gaz, jop diyorlar susacak mısınız?" ve "Gazi, Sarıgazi, Okmeydanı, Nurtepe, Çağlayan, 1 Mayıs, Gülsuyu. Sizi bekliyor eviniz. Kardeşiniz. Anneniz."



ALKOL DÜZENLEMESİNE KARŞI OLANLAR EYLEMLERE ELLERİNDE İÇECEKLERLE KATILDI

Fezlekede dikkat çeken bazı ayrıntılar şöyle:
- Alkol Düzenlemesi çerçevesinde yapılacak uygulamalara karşı olan bazı vatandaşlar da söz konusu eylemlere ellerinde alkollü içecek şişeleri ile katılarak destek vermişlerdir. Bazı şahısların özellikle Kuğulu Park ve çevresinde kullandıkları alkolün de tesiri ile çatışma ortamına girdikleri görülmüştür.
- Kuğulu Park içerisine 11 adet çadır kurulduğu, saat 02.30’da grubun sayısının 2.000 kişiye düştüğü ve alkol alarak sabaha kadar beklemeye devam ettikleri gözlenmiştir.
- ODTÜ'de yurtta kalan öğrenciler yürüyüşe geçmişlerdir. ODTÜ yönetimi ve özel güvenlik çalışanları tarafından öğrencilere müdahale edilmediği gibi, güvenlik güçlerine de haber verilmemiştir.
- Batıkent'te yaklaşık 800 kişilik grubun Batıkent Metrosu önünde ateş yakmak suretiyle halay çektikleri gözlenmiştir.

ÇGD VE ANKARA BAROSU'NDAN TEPKİ

ÇGD (Çağdaş Gazeteciler Derneği), fezlekeyle ilgili, "Siyasi iktidarın ve Başbakan'ın söylemleri tekrar edilmiş ve eşi ancak darbe döneminde görülecek bir mantık ortaya konulmuştur. İktidar, demokratik siyasal hayatı ve basın özgürlüğünü bitirmeye çalışıyor. Polis fezlekesinin içeriği suçtur. Hazırlayanlar derhal görevden alınmalı ve haklarında soruşturma açılmalıdır" açıklamasında bulundu.
Ankara Barosu ise, "Kurumumuza yönelik haksız ve hukuk dışı itham ve ifadeler içeren bu fezlekeyi düzenleyen kamu görevlileri hakkında derhal yasal işlemlerin başlatılmasını, demokratik hak ve yükümlülüklerimizi, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğimizi, nereden ve kimden gelirse gelsin her tür hukuk dışı müdahale ve girişime karşı toplumun ve insanların savunmasını üstleneceğimizi duyururuz" açıklaması yaptı.


Haberin Devamı