Münbiç’te güvenliği beraber sağlamak elbette yapılabilir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tillerson’ın “Münbiç’in güvenliğinin yarısı sizde yarısı bizde olsun” teklifine “Münbiç gerçek sahiplerinin olmalı” diye yanıt verdiğini anlattı, “Kast ettikleri, kentin asli sakini olan Arapların yerlerine yerleşmelerini sağlama amacıyla, Münbiç’in güvenliğini beraberce sağlamak ise bu elbette yapılabilir” dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika gezisinin Senegal ayağında başkent Dakar’da gazetecilerle sohbet ederek ziyaretlerini değerlendirdi ve gündemdeki konularla ilgili soruları yanıtladı. “Afrika’nın bir gün ayağa kalkacağına hiç şüphem yok. Atalarımızın kurduğu güçlü bağları bizim geleceğe taşımamız gerektiğine inanıyorum” diyen Erdoğan, yapılan anlaşmalarla ticaret hacimlerinin artırılacağını anlattı. Erdoğan Moritanya, Senegal ve Mali’nin FETÖ’yle mücadele konusundaki desteklerini de hatırlattı. Kıtaya yapacağı bir sonraki ziyarette Güney Afrika’ya uğrayacağını açıklayan Erdoğan, yeni cumhurbaşkanı Ramaphosa’yla telefon görüşmesi yaptığını söyledi ve “Yakında yüz yüze de görüşeceğiz” dedi. Erdoğan, “Afrika’ya biz sömürgeci mantığıyla değil, muhabbetle yaklaşıyoruz” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı, gündemdeki konularla ilgili sorulara ise şu yanıtları verdi:
‘Teröristlere misliyle ödeteceğiz’
Biz Dakar’da iken Afrin’den çatışma haberleri geldi. Şehitlerimiz, yaralılarımız var. Birincisi bunu sormak istiyorum. İkincisi de ABD’nin Ankara maslahatgüzarının yaptığı açıklamayı sormak istiyorum. ‘YPG’yi Münbiç’ten çekeceğiz, YPG’yi müttefik olarak görmüyoruz, verdiğimiz sözlere bağlıyız’ diyor.
Değerlendirmenizi alabilir miyiz?
“Çatışma haberlerinin hemen akabinde (Genelkurmay Başkanı) Hulusi Paşa ile telefonla görüşerek bilgi aldım. Jandarmadan, JÖH’lerden, maalesef 8 şehidimiz oldu. ÖSO’dan da iki şehit var. Yaralılar da var ama, hayati tehlikesi olduklarına ilişkin bir bilgi gelmedi. Olay akabinde, terör unsurlarının bölgedeki uçaksavarları personelleriyle birlikte yok edilmiş. Oradaki mücadeleyi, kararlı bir şekilde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Teröristlere yaptıklarını misliyle ödeteceğiz.
Sorunuzun ikinci bölümüne gelince. ABD’liler, ta Obama döneminden beri bizlere, Münbiç’te kalmayacaklarını, oraya girmiş olanları çıkaracaklarını, Fırat’ın doğusuna çekeceklerini söylüyorlar. Telefonlarda ve ikili görüşmelerde bize hep sunun sözünü vermiş olmalarına rağmen, fiiliyatta YPG’yi oradan çıkarmadılar. Şu an Trump ve ekibi de aynı şeyi söylüyor. Ama sözler henüz fiiliyata yansımış değil. Dışişleri Bakanları Rex Tillerson geldiğinde, ‘Çıkaralım onları. Münbiç’in yarısında güvenlik sizde, yarısında bizde olsun’ dedi. Cevaben, ‘Ne sizde olsun güvenlik, ne de bizde! Münbiç oranın gerçek sakinlerinin olmalı’ dedim. ABD’lilerin kast ettikleri, kentin asli sakini olan Arapların yerlerine yerleşmelerini sağlama amacıyla, Münbiç’in güvenliğini beraberce sağlamak ise bu elbette yapılabilir. Dediğim gibi biz, sözlerin fiiliyata yansıdığını görmek istiyoruz.”
S-400’de geri adım yok
Son günlerde Türkiye’nin Rusya’dan alacağı S-400 füze savunma sistemleri nedeniyle ABD tarafından bir yaptırıma uğrayabileceği bazı yorumlar ABD basınında ima ediliyor. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz Ağustos ayında kongreden çıkan bir kanunla Rusya’ya yapılacak yaptırımların kapsamı genişledi. Türkiye’nin S-400 alımı nedeniyle ABD yaptırımlarına konu olması gibi bir risk var mı? Böyle bir risk olursa Türkiye silah sistemlerini alma kararını gözden geçirir mi?
“Başbakanlık dönemimi de sayarsak, toplam 16 sene oldu. Artık bizi tanımış olmaları lazım. Bizden söz bir kere çıkar, iş biter. Ruslar ile o konuda anlaşmış olduğumuz için o iş artık bitmiştir. NATO üyesi Yunanistan da Rusya’dan S-300 füzeleri aldı. Yunanistan’a yaptırım mı uygulandı? Kaldı ki ülkemizin güvenliği ile ilgili meselelerde kimden ne alacağımızı başkalarına soracak değiliz. Stratejik ortaklarımızdan, aynı ittifakta yer aldığımız ülkelerden, müttefikliğin gereğini yerine getirmelerini bekleriz. Mesela müttefikimiz olan bir ülkenin, bir terör örgütüne silah temin etmesini, hem de ücretsiz olarak silah vermesini makul karşılamamız mümkün değildir.”
Siviller ejderhaya teslim!
Putin ‘Erdoğan sayesinde Doğu Guta’daki siviller tahliye edilebildi’ dedi. Bu Doğu Guta, İdlib veya başka noktalarda sivillerin tahliyesi için beraber çalışılmaya devam edilecek anlamına gelir mi?
“Ben Doğu Guta ve İdlib ile ilgili Sayın Putin’i aradım. Kendisinden Doğu Guta’dan tahliye için ricada bulundum. Orada çocuklar ve kadınlar öldürülüyor. Sözüm ona sivillerin gözetileceği söyleniyor ama, videolar, fotoğraflar ortada. Yapılanları gördüğüm zaman, insan olmaktan, baba olmaktan, siyasetçi olmaktan, hatta cumhurbaşkanı olmaktan utanıyorum. Bu zulme seyirci kalamayız. Putin’den Doğu Guta’ya insani yardım konusunda, yaralıları oradan tahliye konusunda bize yardımcı olunmasını istedim. ‘Tahliye edilenleri biz alalım, ülkemizdeki hastanelerimizde bunların tedavilerini yaptıralım’ dedim. O da buna olumlu bir yaklaşım gösterdi. Ama bu isteğimizle ilgili maalesef bir mesafe kat edilemedi. Çocukların ve kadınların tahliye edilerek Şam’a gönderildiklerine dair haberler var. Ama Şam’a gönderilmiş olmaları, ejderhaya teslim edilmeleri anlamına gelir.”
Rusya’yla Afrin sıkıntısı yok
n Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, ‘ABD ile İdlib konusunda anlaşmamız mümkün değil. Biz zaten Türkiye ile gerekeni yapıyoruz, sonuç alıyoruz’ diyor. Ama arkasından Kremlin’e yakın kaynaklara dayanılarak yapılan yorumlarda ise İdlib’de bazı muhalif isimlerden Rusya endişeli olduğundan ve bu meselenin sadece Sayın Erdoğan’ın müdahalesi ile çözülebileceğinden söz ediliyor. Afrin’de olumlu yaklaşıp sessiz kalan Rusya, bizi rahatsız edecek bir teklifle karşımıza gelebilir mi?
“Afrin olayında Rusya’yla bir sıkıntımız yok. İdlib’de gözlem noktaları oluşturma sürecimiz de devam ediyor. Şu ana kadar 8 gözlem noktası oluşturduk. Önümüzdeki süreçte Soçi’deki üçlü zirvenin benzerini İstanbul’da yapacağız. Bu ve benzeri konuları orada da değerlendirme imkanımız olacaktır.”