Gazete Vatan Logo

İstanbullulara iyi haber

Prof. Ahmet Ercan, İstanbul depremiyle ilgili çok çarpıcı bilgiler verdi

Habertürk’te Saba Tümer’in programına konuk olan Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, İstanbul depremiyle ilgili çarpıcı bilgiler verdi.

"Dünyada depremini bekleyen en büyük kent İstanbul" diye konuşan Ahmet Ercan, deprem olmadan önce yerde 16 fiziksel değişiklik olduğunu belirterek "Bu 16 değiştirgeni günü gününe izlediğinizde bir depremin olacağını biliyorsunuz. 7 büyüklüğünde bir depremin hazırlığı 10 yıl önceden başlar" değerlendirmesini yaptı.

İstanbul’da büyük bir deprem beklemediğini söyleyen Prof. Dr. Ercan, imalı bir yaklaşımla olası deprem tarihi için "Böyle bir depremi ben görmem. 10 Kasım’da 61 yaşıma bastım. Marmara’da olabilecek bir depremi göreceğim kanısında değilim. Ben 72 yaşında öleceğim diye sanıyorum!! İçime öyle doğuyor! Yani bir 11 yıl daha yaşayabilirim. 11 yıl daha ömrümün olduğunu düşünerek çok hızlı çalışıyorum, yapmam gereken çalışmaları hızlıca bitiriyorum" dedi.

Ahmet Ercan daha sonra "Ben 2015 yılına kadar Marmara’da deprem olacağına dair hiç bir kanıt yok! Enerji hesaplarımız 2015’e kadar deprem olacağını göstermiyor. 2015 yılında bir açıklama daha yapacağım. 99’da yapmıştım. 2007’ye kadar olmaz demiştim o zaman. Yine 2007’de de bir açıklama yaptım ve bir 8 yıl daha vermiştim. Bunları insanlar rahatlasın diye söylemiyorum. Özellikle belediyelere elinizi çabuk tutun ve kentsel dönüşümü bir an önce sağlayın diyorum.

Eğer ben Ahmet Ercan olarak 2014 veya 2016’da deprem olacağını hesaplarıma göre bilsem bunu söylerim. Ama Ahmet Mete Işıkara talihsiz bir açıklama yaptı ne yazık ki ’Deprem bekliyorum’ dedi. Böyle bir şey imkansız. 2014 yılında deprem olacak demek bilime sığmaz. Belli bir aralık verebilirsiniz belki. Benim enerji hesaplarım 2015’e kadar olmayacağı yönünde. Aşağı yukarı kestirdiğim bir tarih var. O tarihte olacak diyemem kesinlikle ama İstanbul uzun yıllar deprem görmeyecektir. Bu bizi başkalaştırmasın, herkesin sağlam yerde sağlam konutta oturması gerekir. Belediyelerin derhal bütün İstanbul’daki yer ve yapıları taratması gerekiyor" açıklamasını yaptı.

HER KADIN BİR DEPREM ÖLÇERDİR:

Jeofizik özelliklerin yanısıra canlı davranışları ve bitkilerdeki değişiklerin de depremle ilgili bulgular taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Ahmet Ercan, çok ilginç bir saptamada daha bulundu.

"Her kadın bir deprem ölçerdir" diyen Ahmet Ercan, "Kadınların beyinleri erkeklerden daha küçüktür ama duyarlılığı duyguları sağlayan beyinciktir ve kadının beyinciği erkeğinkinden daha büyüktür. Mesela kadınları araba tutar, uçak tutar, gemi tutar. Bu kadınların eksikliğinden değil üstünlüğünden kaynaklanır. Yani en küçük titreşimi bile algıladığı için" dedi.

Ahmet Ercan, kadınların depremi nasıl hissettiklerini de şöyle aktardı:

BİR KADIN 1000 KM’DEN DEPREMİ ALGILAYABİLİR:

"Deprem olmadan önce elektromanyetik ışınlar yayınlanır. Bu elektromanyetik ışınların gitme uzaklığı 750 ile 1000 kilometreye kadar gider. Yani İstanbul’da olabilecek bir depremi Antalya’da denize giden bir kadın duyabilir. Duyarsa sürpriz olmaz. Tabi insandan insana da değişir. Her insan bunu duyamayabilir."

DEPREM ÖNCESİNDE KADINLAR NE HİSSEDİYOR?

Deprem bölgesine ne kadar yakınsanız bu elektromanyetik ışından etkilenmenin o kadar yüksek olacağını belirten Ahmet Ercan, "Gözle görülmez, kokusu da yoktur bu ışınların. Bunlar insan vücuduna girer. Çünkü insan vücudu havadan daha iletken olduğu için insan vücudunda bir takım akımlar akmaya başlar. Bunlar deprem akımlarıdır aslında. Bunlar vücudun iletken olan kesimlerinde yoğunlaşırlar. Mesela gözler iletkendir. Göz ağrıları görülür. Beyin, beyincik, göğüsler, baldırlar ve kollar da iletkendir. Eklem yerleri oldukça iletkendir. Eklem ağrıları hissedilir, kolda, bilekte, göğüslerde, migren gibi ağrılar hissedilebilir veya bacakta, kalçada ağrılar, kaşıntı olabilir" açıklamasını yaptı.

ÇEŞİTLİ AĞRILAR OLUYOR

Bu konuyla ilgili olarak 15 tane denekle iletişim halinde olduklarını belirten Prof. Dr. Ahmet Ercan, "Bu denekler ağrıları hissettiklerinde bana söylüyorlar. Ben bir jeofizik mühendisiyim. Bu konuda tıpçıların da ilgilenmesi gerekiyor. Ama ne yazık ki hiç bir tıpçı depremle ilgilenmiyor. Bu bir bilim. Çinde 2000 yıldır kullanılan bir yöntem" dedi.

HAYVANLAR NE TÜR TEPKİLER VERİYOR?

Depremle ilgili olarak Çin’de yapılan araştırmalarda sadece insanların değil hayvanların da depreme olan duyarlılıklarının incelendiğini aktaran Ahmet Ercan, "Canlının başı küçüldükçe depreme olan duyarlılığı artıyor. Sözgelimi karıncanın ya da balığın depereme olan duyarlılığı insandan daha fazla. Ama bir at, manda ya da inek de depremi duyabilir. Deprem dalgaları aşırı duruma gelince yularlarını koparıp tepelere doğru kaçmaya başlıyorlar. Bunu herkes biliyor ama bunun bir deprem olduğunu kimse bilmiyor" diye konuştu.

Hayvanların 1-2 saat önceden depremi hissederek farklı tepkiler vermeye başladıklarını söyleyen Prof. Ercan, muhabbet kuşlarının, papağanların depremi hissettiklerini ve kafeslerden çıkmak için çırpındıklarını, tüylerini döktüklerini söyledi.

YILAN BALIĞI ÇOK ETKİLENİR

"Özellikle derinde yüzen balıklar sığda yüzmeye başlar. Özellikle kırmızı renkli balıklar. O hafta balık çok ucuzlar. Özellikle barbun gibi kırmızı balıklar çok olur. En çok etkilenen balık yılan balığıdır. Onlar genellikle gözden kaybolurlar. Kedi balıkları çok etkilenir. Bu olayları Çinliler, Japonlar ve Amerikalı’lar çok inceliyor.

Ne yazık ki Türkiye’de biz Biz Darıca Hayvanat Bahçesi ile bir anlaşma yapalım dedik. Oradaki nisanlar bize çok yardımcı oldular fakat böyle bir şeyi istemediler, biz sorumluluğu üstümüze almış oluruz diye. Ama bizi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı dinliyorsa, bence bu tür bir deney için orman içine hayvan denekliğinin kurulmasında büyük yarar var"

1999 DEPREMİNDE BELGRAD ORMANINDA NE OLDU?

Depremle ilgili olarak hayvan davranışlarına ilginç ir örnek veren Prof. Dr. Ahmet Ercan, 99 depreminden sonra depreminden sonra kendisini avcıların aradığını ve o gün yaşadıkları ilginç bir olayı anlattıklarını söyledi. İhbara göre, depremin olacağı gece Belgrad ormanlarına giden avcılar, gece saat 1 gibi ormandaki kurtların, kuşların, kurbağaların ve ne kadar canlı varsa hepsinin aynı anda bağırmaya başladıklarını duyup, cehennem yerine dönen ormandan apar topar kaçarlar. Bahçeköy’e giden avcılar, hayvanların seslerini duyarlar. Deprem olup bittikten sonra da ormandan gelen sesler kesilir.

Bu olaydan sonra bir çok yerde durumu anlattığını ifade eden Ahmet Ercan, "Belgrad ormanlarına ses alıcılarının konulması gerekiyor. Bu çok zor bir olay değil. Bunun için bir teknoloji de gerekmiyor. Gerekli merciler artık bize başvursunlar. Ama ilgilenmiyorlar" diye konuştu.

İSTANBUL DEPREMİ O KADAR BÜYÜK OLMAYACAK

İstanbul’da çok büyük bir deprem olmaz. İstanbul’da çok büyük depremler olmamış. Genellikle geçmişte deprem ölçerler olmadığı için yıkılan yapılara göre depremin büyüklüğü belirlenmiş. Yıkılan yapılar da bulunduğu yerin sağlamlığı keza yapının türüne bağlı olarak değşir. Bugünkü yapı teknolojisiyle geçmişteki teknoloji arasında çok ayrılıklar var. Artık yapılar daha sağlam. Ama İstanbul’un yapıları yüzde 75’i çarpık yapı. Korkumuz burada bizim. Bu çarpık yapıların herhangi bir depreme karşı güvenli olup olmadığını bilmiyoruz.

İstanbul’da 7,5 büyüklüğündeki bir depreme dayanabilecek yapı oranı sadece yüzde 2’dir. Bu yüzde 2’de kaymak takımı oturuyor. Yani İstanbul’un en varsıl kesimi oturuyor.

MARMARA’DA BÜYÜK DEPREM ONBİNDE BİR İHTİMAL

Aslında Marmara depremi oldu. Nerede? Gölcük’te. Bu depremin düzeltilmiş büyüklüğü 7,5’tur. Bu depremde boşalan enerji miktarı, 132 tane atom bombasına denktir. Marmara çok yorgun. Kısa bir zamani çinde kendini toparlayıp yeniden bu büyüklükte bir depremi yapma olasılığı yok denecek kadar az. Ne kadar derseniz bu oran? Bu büyüklükte bir depremin olması 10 binde 1 oranındadır.

Peki Marmara hangi büyüklükte bir deprem üretebilir? Bir defa, çelişkinin nedenleri, gözlem bilimcilerle ölçü birimcilerin araya karışmasıydı. Kimisi ’Hersek burnuna kadar kırıldı’. Biz Adalar’a kadar kırıldığını söylemiştik. Adalar depremi oldu. Adalar kolu kırılmasaydı Avcılar göçmezdi.

O zaman kırığın boyu az kaldı. Aşağı yukarı Kınalı Ada’nın, Sivri Ada’nın önünden Müreffe’ye kadar olan parça kaldı. Bu parça da iki parçalı olarak kırılacak. Bir tanesi Sivri Ada-Küçükçekmece-Zeytinburnu üçgeninin orta yerinde olacak. Bu depremin derinliği ne kadar olacak? 7 kilometre olacak. 6,3-6,5 en çok 6,7’ büyüklüğünde olacak. Bu deprem F ve C tipi yapılarda yıkım yapar. Zeytinburnu’nun, Bakırköy’ün, Güneşli’nin, Beşyüzevler’in yoksulları daha çok etkilenir. Küçükçekmece, Avcılar da yine etkilenir. Küçükçekmece toplu konutları bitti ama yer kayma alanlarında olan yapılar halen ayakta duruyor ve insanlar halen orada oturuyor.

İkinci bir deprem daha var. İstanbul’da olmaz. Marmara Ereğlisi’nde olur. Marmara Ereğlisi’nin yaklaşık 10-15 kilometre açığında olabilir. Hangi kilometrede? 7 ile 10 kilometre arasında olur. Büyüklüğü de 7 ile 7.2 olur. Ama İstanbul’a uzaklığı yaklaşık 100 kilometredir.

İSTANBUL’dA KÖPRÜLER YIKILMAZ!

İstanbul içinde deprem diye bir şey olmayacak. İstanbul’u kırıp geçecek, köprü yıkılacak, viyadükler yıkılacak, metro göçecek diye bir şey sözkonusu değil. İstanbul’da bir Gölcük depremi olmayacak. Gölcük’te kırık kentin içinden geçti. Her yüz kişiden 6 kişiyi de öldürdü. İstanbul’da aynı büyüklükte bir deprem olsa yani 7,5 büyüklüğünde bir deprem olsa, her 200 kişiden birini yitiririz. Ama Kocaeli ortalamasında her 20 kişiden biri öldü. istanbul’da bunun 10’da biri olacak. Yaklaşık 50-55 bin kişiyi yitirebiliriz. Yaklaşık 120-130 bin ağır yaralı olur. Hafif yaralılarla beraber 350 binkişi olur. Depremden yaklaşık 1 milyon kişi etkilenir. İstanbul’daki yatak sayısı 30 bin kişidir. İstanbul’un bu konuda önlemlerini alması gerekiyor.

İstanbul’daki yapılar şu anda yorgundur. Çünkü Gölcük depremiyle yoruldu. Betonarmelerin içinde kırıkçıklar oluştu. Avcılar’daki yapılar 9. raunddan çıkmış boksörün konumunda. Yeşilköy’deki yapılar 8. raund’dan, Bakırköy’dekiler 7.-8. raunddan çıkmış bir boksör konumunda. Levent’tekiler 4.-5. raund’dan çıkmış bir boksör gibi.


BİTKİLERDE DE DEPREM ALAMETLERİ GÖRÜLÜR


Küstüm çiçeği depremden yarım saat önce kapanır. Elinizi dokunduğunuzda da kapanma gösterir. Deprem olacağı yıllar aağaçlar çok çicek açar, çok meyve verirler. Aynı zamanda o bölgedeki ağaçların kabuklarının ve yapraklarının kızıllaştığı genellikle görülür. Söğüt ağaçlarının deprem olmadan önce bir hışırtı olur. Rüzgar yoktur ama hışırtı çıkardığı gözlenmiştir.

DEPREMCİLER ARASINDA DA DEPREM VAR

1999 depreminin hemen ertesinde içimizdenbirisi çıkıp ’yakında 3 gün içinde 9 büyüklüğünde deprem bekliyorum’ dedi. Çok ünlü birisi. 3 gün içinde deprem olmadı. Daha sonra bu kişi yıl sonuna doğru olur dedi. Yıl sonu oldu yine olmadı. Sonra bir deprem korosu çıktı, bunlar da 7,8-8,5 oranında olacak, 3 yıl içinde dediler. Yine olmadı. Daha sonra deprem büyüklüğünden iskontoya gitmeye başlandı. 7,6’ya kadar indi. Yakında olacak dendi. Ben bunlara deprem korosu diyorum. Olmayacağını söyledim ben. Çünkü 7,6 oranında bir deprem olabilmesi için gerginliğin 2025 yılına kadar toplanması gerekir. Bu bir enerji hesabı. Bunu söyleyen kişiler ne matematikten ne de fizikten anlamıyorlar.

TIPÇILAR, VETERİNERLER, ZOOLOGLAR İLGİLENMİYOR!

Bu işin aslı Jeofizik bilimidir. Jeofizik bilimi deprem son 2 saate kadar yaklaştığında bilir. Ancak bu son iki saati, tam anını bilemez. Bu son iki saatte canlılar çok duyarlı olabilir. Hem bitkiler hem de organik canlılar çok duyarlı olabiliyor. Biz bu son iki saati böyle kapatabiliyoruz. Aslında bir tıp bilimini, botaniği, zoolojiyi, veterinerliği ilgilendiriyor. Ama burada biz yalnız kalıyoruz jeofizik mühendisleri olarak.

İZMİR DEPREMİ MİDİLLİ YAKININDA OLACAK

Büyük bir depremi Narlıdere’de beklemiyorum. İzmir’de büyük deprem beklediğim yer Eski Foça-Karaburun-Midilli üçgeninin olduğu yer. Denizin içinde olacak deprem. Özellikle Midille’ye çok yakın bir yerde Yunan sularında olacak. Depremin büyüklüğü 7 küsur büyüklüğünde olacak ama hemen bu akşam olacak anlamına gelmesin. İzmir’in içinde 6 büyüklüğünde gibi duyumsanacak ama İzmir’de bir yıkım yapmaz. Yani iyi yapılmış yapılara bir yıkım yapacağı kanısında değilim. (Televizyon Gazetesi)

Haberin Devamı