Gazete Vatan Logo

Dehlizlerin efendisi sizsiniz

Konuşmasına Uğur Mumcu, İsmail Cem ve Aydın Güven Gürkan’ı anarak başladı

Kılıçdaroğlu, Dink 2007’de katledildi. O dönemin emniyet müdürü vali, valisi vekil, Trabzon Emniyet Müdürü İstihbarat Daire Başkanı oldu. Hepsinin cinayetten haberi var, hepsi örgüttür” dedi.

Ankara- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşmasına Uğur Mumcu, İsmail Cem ve Aydın Güven Gürkan’ı anarak başladı, hükümeti sert eleştirdi.

KAPINIZI ÇALIYORLAR: Korku tünelinden geçiyoruz. Hala AKP’yi demokrasinin güvencesi olarak görenler şaşırdı, biz şaşırmadık. Demokrasinin güvencesi olarak gördüğünüz AKP, demokrasinin güvencesi değil, onu askıya alan siyasi partidir. Biz defalarca söyledik, ‘demokrasi askıya alınacak’ dedik, gülüp geçtiniz. Şimdi sizin kapınızı çalmaya başladılar. Hrant Dink olayı, turnusol kağıdı gibi ortaya çıktı. Katledildiği tarih, 19 Ocak 2007. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü, basına, ’Cinayetin herhangi siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı yok. Zanlı, milliyetçi duygularla cinayeti işlemiş’ dedi. Bu açıklamayı yapan şimdi Osmaniye’de Vali. Daha olayın üzerinden 24 saat geçmeden yapılan bir açıklamaydı. ‘Ortada örgüt yok’ diyor. O dönem İstanbul Valisi Muammer Güler... Şimdi milletvekili... Güler bu olayları bilmiyor muydu? Ne yaptık, getirdik devletin en kozmik yönetimlerinden birinin, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nın başına. Dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü, şimdi Emniyet Müdürü. Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü, şimdi Emniyet İstihbarat Daire Başkanı.

HEPSİ ÖRGÜTLÜ: Başbakan, ‘Olayın faalini yakalayacağız’ diyordu. Bu cinayetin ne zaman, nerede işleneceği belliydi zaten. Senin bunu anından bulman lazım. 17 ihbar dilekçesi gidiyor, ‘cinayet şurada, şu silahla işlenecek’ diye. ‘Haberimiz yok‘ diyorlar. Hepsinin haberi var, hepsi örgütlü. Eski üst düzey istihbarat görevlisi, 20 Eylül 2010 tarihinde, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişine ifade veriyor ve süreci anlatıyor. Sayın Başbakan’a soruyorum; Bu ifade tutanağı neden Hrant Dink’in avukatlarına verilmiyor? Siz bu ifadeler üzerine ne yaptınız? Başbakan, ‘Ankara’nın derin dehlizlerinde bu kaybolmayacaktır, örgüt varsa bulunacaktır’ diyor. Beyefendi, derin dehlizlerin efendisi, sahibi sizsiniz. Emniyet Müdürü, valisi, istihbaratçısı var. Herkes olayı biliyor. Hatta bir Vali, ‘Bana haber verilseydi, önlerdim’ diyor. Pişkinliğin bu kadarına pes diyorum.

YARGICIN ÇIĞLIĞI: Dink olayı ile ilgili davada kararı veren yargıç, ‘Örgütle ilgili suçlamamız veya bu konuda karar vermemiz için yeterli delil yok’ diyor. Bu önemli bir itiraf ve yargıcın çığlığıdır. Mahkemeler delil toplayamaz, delileri savcı ve emniyet birimleri toplar. Yargıç da önüne gelen bu delilere göre karar verir. O delilleri, o yargıcın önüne kimler getirmedi? Az önce saydığım insanlar. AKP’nin gözde bürokratları. Bu dava neresinden bakılırsa bakılsın, AKP’nin gözetimi ve koruması altında yürütülen bir davadır.

HANİ KARIŞMIYORDUNUZ?: Başbakan ‘Biz mahkemelerin işine kaşımayız’ diyor. Ne demek karışmayız? Senin hakimleri, savcıları sağa sola dağıttığını bilmeyen mi var? Dink davasıyla ilgili kamuoyunun tepkisi olmasaydı, Erdoğan’ın kılı bile kıpırdamazdı. Şimdi, ‘Yanlıştır düzeltilecek’ diyor. Hani sen mahkemelerin işine karışmazdın? Düzeltileceğini nereden biliyorsun? Yargıya talimat mı verdin? Öyle anlaşılıyor. 5 yıldır delil bulamadınız, şimdi mi bulacaksınız? Göreceksiniz hepsi unutulacak. Ama biz unutmayacağız.

iPad alıyorlar ama kullanmasını bilmiyorlar

“Brüksel’de konuşmuşum, haşmetme ablarının ağrına gitmiş. ‘Dünyadaki cari açıkta bir numarayız, hapisteki gazeteci sayısı Çin’den fazla,Türkiye’deki ekonomik iyileşmenin abartıldığını’ yabancılara söylüyormuşum. Bunlar teknolojiyi de bilmiyorlar, ellerine iPad alıyorlar ama kullanmasını bilmiyorlar, milleti kandırıyorlar.

Sayın Başbakan, 10 yaşındaki çocuk, Türkiye’deki cari açığı, ekonomik durumu hangi ülkeden internete girerse öğrenir.”

Haberin Devamı