Gazete Vatan Logo

Cumhurbaşkanı Erdoğan afet bölgesinde: 1999 depreminden 3 kat daha büyük

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'da Kayapınar Selahahattin Eyyübi Kent Meydanı Çadır Kenti ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'ın ardından Şanlıurfa'ya geçti. Erdoğan burada yaptığı açıklamada, "Ülkemizin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden 3 kat daha büyük 3 kat daha yıkıcı. 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda afet olarak hesaplanmaktadır. Büyüklükleri 7'nin üzerinde olan Çankırı, Çanakkale Gerede, Varto, Mudurnu, Muradiye depremleriyle bu depremin yıkıcılığıyla mukayese etmek mümkün değildir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan afet bölgesinde: 1999 depreminden 3 kat daha büyük

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan depremin vurduğu Şanlıurfa'da incelemelerde bulundu. Çadırkenti ziyaret eden Erdoğan, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Millet olarak tarihimizin en büyük afetlerinden birini yaşadık. Pazartesi günü meydana gelen depremler 10 ilimizde çok ciddi yıkıma ve can kaybına yol açtı. Şu ana kadarki tespitlere göre 21 bin 848 vatandaşımızın hayatını kaybettiği bu depremlerde 80 bin 104 insanımız da yaralı olarak kurtuldu. Şanlıurfa'da 19'u tamamen yıkık olmak üzere oturulamaz hale gelen 164 binada diğer şehirlerden yaralı olarak gelenlerle birlikte 335 vatandaşımız maalesef şehadete yürüdü. 5 bin 752 vatandaşımız yaralı olarak kurtulmayı başardı" ifadelerini kullandı.

"Devletimizin depremzede vatandaşlarımızın yanında olmak için verdiği samimi mücadeleyi kimse inkar edemez"

Depremin 13,5 milyon insanın yaşadığı 500 kilometrelik bir alanda büyük bir yıkıma yol açtığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böylesine geniş bir alanda ve bu kadar çok nüfusu etkileyen bir deprem, dünyada eşine az rastlanır bir felakettir. Dünyanın önde gelen deprem uzmanlarını dahi dehşete düşüren bu felaketin derin izlerini, yıkım yaşayan illerimizde tüm çıplaklığı ile görmek mümkündür. Bu felaketin yıkım etkisinin 1939 Erzincan ve 1999 Marmara depremlerinden bile kat be kat fazla olduğu ortadadır. Deprem anından itibaren devletimizi tüm kurumları ile, personeli ile, araç gereci ile harekete geçirdik. Afet çalışmaları ile görevli kurumlarımızı yanı sıra bakanlığımız tüm birimlerini polisi, askeri, jandarmasıyla güvenlik güçlerimizin tamamını bölgeye yönlendirdik. Bakanlarımız, valilerimiz, belediye başkanlarımız, resmi kurumlarımız ilk günden itibaren canla başla çalışıyor. Bu süreçte afetin büyüklüğünün ve çetin kış şartlarının getirdiği zorluklar sebebiyle insan iradesini aşan pek çok sıkıntı ile karşılaştık. Ancak hiçbir engelin bizi vatandaşımızın yardımına koşmaktan alıkoymasına izin vermedik. Elbette kimi alanlarda bazı gecikmeler ve aksaklıklar yaşanmıştır. Ama devletimizin depremzede vatandaşlarımızın yanında olmak için verdiği samimi mücadeleyi kimse inkar edemez. Deprem bölgesinde ziyaret ettiğimiz vatandaşlarımızın metanetini gördükçe ne kadar büyük bir milletin evladı olduğumuzu çok daha iyi anlıyoruz. İnşallah 85 milyon tek yürek olarak bu zor günlerin de üstesinden geleceğiz. Birlik ve beraberliğimize gölge düşürmediğimiz müddetçe Allah'ın izni ile her türlü badireyi atlatacağımıza inanıyorum" şeklinde konuştu.

"Geçici barınma merkezlerinde 1 milyon 100 bin kişi var"

Haberin Devamı

Şanlıurfa'da arama kurtarma çalışmalarının sonlandırıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enkaz kaldırma ve hasar tespit faaliyetlerimizi de kısa sürede sonuçlandırarak yeniden inşa ve ihya çalışmalarımıza başlayacağız. Daha önce yaşanan depremlerde, sel felaketlerinde, yangınlarda afet bölgelerini nasıl kısa sürede ayağa kaldırdıysak inşallah Şanlıurfa ve diğer 9 ilimizde de yaraları en hızlı şekilde saracağız. Depremzedelerimizin sıkıntılarını hafifletecek, hayatlarını bir nebze olsun kolaylaştıracak uygulamaları birer birer devreye alıyoruz. Depremde evleri yıkılan ve oturulamaz hale gelen vatandaşlarımızın barınma ihtiyaçlarını ya kendi şehirlerinde, ya da diğer vilayetlerimizde gideriyoruz. Bu amaçla ülkemizin dört bir yanındaki otellerimizde, yurtlarımızda, kamu misafirhanelerimizde yerler tahsis ettik. Hali hazırda sadece Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı okullarımızda, yurtlarımızda, uygulama otellerinde, öğretmen evlerinde 460 bin vatandaşımız barınıyor. Geçici barınma merkezlerinde 1 milyon 100 bin kişi var. Ev sahibi ve kiracıların tamamını kapsayacak şekilde 5 bin lira ve 2 bin lira arasında değişen kira destek programı oluşturduk. Evleri yıkılan veya oturulamayacak hale gelen vatandaşlarımızın acil ihtiyaçları ve taşınmaları için hane başına 15'er bin lira ödemede bulunacağız. Depremzedelerimizin barınma sorunlarını hızla çözmelerine yardımcı olacak her türlü tedbiri alıyoruz. En zor günlerinde insanımızı aç açıkta bırakmamak, çaresiz ve sahipsiz hissettirmemek adına gereken neyse hepsini de yapıyoruz. Bazı şehirlerimizi yeni baştan inşa edecek, bazılarının yerinde ihyasının yollarını arayacağız. Yüz binlerce konutun altyapısı ve üstyapısı ile inşası anlamına gelen bu süreci kısa sürede tamamlayacağımıza inanıyorum. Sizlerden bir yıl süre istiyorum. Bir yıl içinde bu inşaatların inşasını yapacağız, ihyasının da gerçekleştireceğiz. Bunu da tarihimizin her döneminde olduğu gibi yine dayanışma içinde birlik ve beraberlik içinde hareket ederek gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

"Tüm kademelerindeki öğrenciler için ikinci dönem devam şartı aranmayacak"

Haberin Devamı

Olağanüstü hal, afet bölgesi ve mücbir sebep uygulamasıyla bölgenin ve vatandaşların her türlü ihtiyacını karşılayacak mekanizmaların kurulduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu çerçevede Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı tüm okullardaki eğitime ara verme süresin 20 Şubat'a kadar uzattık. Depremden etkilenen 10 ilimizdeki okulların tüm sınıflarındaki ve kademelerindeki öğrenciler için ikinci dönem devam şartı aranmayacak. Ailelerden çocuklarını diğer illerdeki okullara nakletmek isteyenlere her türlü kolaylık gösterilecek. Çalışanlarımızdan esnafımıza kadar her kesim için benzer tedbirleri hayata geçiriyoruz. Yıkıntıların altından çıkartılan ve ailelerine ulaşılamayan çocuklarımızın tedavisi ve koruma altına alınması çalışmalarını hassasiyetle yürütüyoruz. Diğer şehirlerimizdeki hastanelerimize uçakla, helikopterle, gemiyle, ambulansla nakledilen yaralı depremzedelerin tedavileri özenle yapılıyor. Güvenlik güçlerimize evlere ve iş yerlerine dadadan yağmacılara, Ticaret Bakanlığımıza temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını arttıran fırsatçılara asla göz açtırmamalar talimatını verdik. Özellikle sosyal medya üzerinde yalan ve asılsız haberler yaymak suretiyle milletimizi kışkırtan kaos tüccarlarına karşı müsamahasız davranıyoruz. Akrebin kıskacında yoğrularak bu günlere gelmiş bir millet olarak tarih boyunca aşılmaz denilen nice engeli nasıl aştıysak, inşallah bu imtihandan da alnımızın akı ile çıkacağız. Kayıplarımız acısı yürekleri yakıyor. Fatihalarla, tekbirlerle, salavatlarla, dualarla cenazelerimiz defettikten sonra deprem bölgesinde hayatı yeniden kuracak inşa ve ihya faaliyetlerine geçeceğiz. Bizler her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğuna inanan bir milletiz. Millet olarak bu zor günleri de atlatacağımızdan hiç şüphe duymuyorum" dedi.

Haberin Devamı

DİYARBAKIR'I ZİYARET ETMİŞTİ

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremin vurduğu Diyarbakır'ı ziyaret etti. Diyarbakır Kayapınar ilçesi Selahattin Eyyübi Kent Meydanı'nda kurulan çadır kentte incelemelerde bulunan Erdoğan, depremzedelerle görüştü. Ziyaretinin ardından açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Bu depremler ülkemizin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden 3 kat daha büyük, 3 kat daha yıkıcı. Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda, çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır. Büyüklükleri 7'nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gediz, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremin yıkıcılığı ile mukayese etmek mümkün değildir. Art arda meydana gelen bu iki depremin artçıları dahi ülkemiz deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyededir. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Türkiye'nin nasıl büyük bir felaketle karşı karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdir. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem neredeyse 1000 kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik bir alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yıkıma yol açtığı şehirlerimiz 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntının hissedildiği şehirlerle beraber bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerde yerleşim yerlerimizin kiminde neredeyse taş üstünde taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar karayollarını ve demiryollarını ince bir tel gibi büküp bırakan kaymalar, depremin şiddetinin de işaretleridir. İkinci deprem gündüz yaşanması sebebiyle nispeten daha az can kaybına yol açtı. Ama ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıkarak hasarın ciddi şekilde artmasına yol açmıştır. Yıkılan binaların yanı sıra sayılarını yüz binlerle ifade edebileceğimiz bina da hasarlar sebebiyle oturulamaz hale gelmiştir" ifadelerini kullandı.


"Ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız"

Enkaz kaldırma işlemlerinin ardından yeniden inşa çalışmalarının hızla başlayacağının altını çizen Erdoğan, "İnşallah buralardaki çalışmaları hızla bitirerek ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüz binlerce konutu altyapısı ve üstyapısı ile yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde yıkıma uğraşan şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamaları yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar somut adımları atmaya başlayacağız. Daha evvel yaşanan depremlerde, sel felaketlerinde, yangınlarda tüm felaketlerde nasıl insanımızın yanında olduysak, inşallah buralardaki yaraları da kısa sürede halledeceğiz. Bir yıl inşallah ben süre bekliyorum. Bir yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Deprem ve sel felaketlerinde nasıl bu işleri başardıysak inşallah Diyarbakır'da da, diğer 9 vilayetimizde de bunu başaracağız. Devletin tüm imkanlarını seferber etmiş durumdayız. Sadece hazine maliyeden bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın. Biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık, bırakmayız. Yurt dışından gelen ekiplerle birlikte 160 bin personel 10 ilimizde çalışıyor. Kurumlarımız, hayırseverlerimiz seyyar mutfak aşevleri vasıtasıyla depremzedelere ve yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz, jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin şekilde dağıtılması için de canla başla çalışıyor" diye konuştu.

"Bazı odaklar birlik beraberliğin tavan olması gereken bir dönemde hala saldırı peşinde"

Vatandaşları provokasyonlara karşı da uyaran Erdoğan, şunları söyledi:

"Maalesef bazı odaklar siyasi parti olabilir, sivil toplum kuruluşları olabilir, ahlaksızca, edepsizce bu birlik beraberliğin tavan yapması gereken bir dönemde bile hala saldırının peşinde. An birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel, yangın felaketlerini nasıl hallettiysek, bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir. Endişeniz olmasın. TSK, diğer birimleri, ait gemiler, uçak helikopterler, insansız hava araçları, on binlerce iş makinesi bölgede faaliyet yürütüyor. Farklı sorumluluk alanlarına rağmen tüm kamu kurumlarımızdan binlerce personel büyük fedakarlıkla insanımıza hizmet ediyor. Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa rağmen cansiperane gayret gösteren tüm ekiplerimize teşekkür ediyorum. Reklam, şöhret, çıkar veya gündem olma peşinde koşmayan o gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, Rabbim hepsinden razı olsun."

"Yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi tatil ediyoruz"

Üniversitelerin yaz aylarına kadar tatil edileceğini açıklayan Erdoğan, "Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumuna ait yurtlarını bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi tatil ediyoruz Tamamen uzaktan eğitimle yoluna devam edecekler. Üniversitelerimizi bu noktada tatil ederek Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız. Osmaniye'deydim 2 bin 200 kişilik yurt binası pırıl pırıl. Osmaniye'deki bütün depremzedelerimizi o yurtta ağırladılar. Yeme içme her şey orada ve ben oradaki vatandaşlarımızın mutluluğuna şahit oldum. Burada da 6 bin 663 kapasite var. Buradaki yurtlarımıza da almaya başlayıp, böylece çadırlardan da buralara transfer etmiş olacağız. Diğer illerimize gitmek isteyen depremzedeler de bir plan dahilinde oteller, yurtlar, kamu misafirhanelerine yerleştiriliyor. Konteyner kentler dışında ev kiralamayı tercih edecek vatandaşlarımıza taşınma ve kira yardımına başlıyoruz. THY, deprem bölgesine giden ekipler, oralardan gelmek isteyen vatandaşlarımızın intikallerini ücretsiz gerçekleştiriyor. Deprem bölgesinde ikamet eden, o illerin nüfusuna kayıtlı 13 bin üzerinde yükümlü askerimizin Mart, Nisan celpleri Mayıs'a ertelenmiştir" dedi.

Bölgeye gönderilecek yardımların AFAD üzerinden yapılmasının önemine değinen Erdoğan, "Nakdi yardımla bulunmak isteyen vatandaşların bunu AFAD hesapları üzerinden gerçekleştirmeleri en isabetli yöntem. Böyle karar günlerinde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek, daha insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. Olağanüstü Hal ilan ettik. Bu ne demek. Artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama, kaçırma bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarını, "Milletimizden devletine ve hükümetine güvenmelerini istiyorum. Biz bu coğrafyada bin yıllık tarihinde nice badireyi atlatmış bir milletiz. Biz işgal girişiminden darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. Biz 'bir daha ayağa kalkamaz' diyenleri defalarca hüsrana uğratmış bir ülkeyiz. Biz bugüne kadar milletine verdiği tüm taahhütleri yerine getirmiş, sözünün eri bir hükümetiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız" ifadeleriyle sonlandırdı.