Ahmed Mesud kimdir? Ahmed Şah Mesud’un oğlu Penşir bölgesinde Taliban'a karşı direniş başlattı!

Babası Taliban tarafından öldürülen Ahmet Mesud, İngiltere'de tamamladığı eğitiminin ardından ülkesine dönerek Taliban'a karşı mücadeleye çağrısı yaptı. Peki, Ahmed Mesud kimdir? Ahmed Şah Mesud’un oğlu Penşir bölgesinde Taliban'a karşı direniş başlattı!

Ahmed Mesud kimdir?

Ahmed Mesud, Pencşir direnişi'nin liderliğini yapan Afgan politikacı. Aynı zamanda SSCB karşıtı askeri bir lider olan Ahmed Şah Mesud'un oğlu. 2016'nın Kasım ayında Massoud Vakfı'nın CEO'su olarak atandı. 5 Eylül 2019'da babasının Pencşir Vadisi'ndeki türbesinde babasının halefi olarak ilan edildi.

Ortaokulu Tacikistan'da bitirdikten sonra bir yılını Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi'ndeki bir kursta geçirdi. 2012 yılında Londra'da bulunan King's College'de Savaş Araştırmaları alanında lisans eğitimine başladı ve 2015 yılında mezun oldu. 2016 yılında Londra Şehir Üniversitesi'nin Uluslararası Politika alanında yüksek lisans derecesini aldı.

Kariyeri

Mesud, ilerleyen yıllarda Afganistan'a döndü ve 2016 yılında Massoud Vakfı'nın CEO'su olarak atandı.

Mesud, 2019'un Mart ayında resmen siyasete girdi.

Babasının Afganistan için düşündüğü İsviçre modeli güç ilişkileri fikrini şiddetle destekliyor. Hükümetin ademimerkeziyetleştirişmesinin ve Kabil'de bulunan gücün parçalanıp ülkenin farklı bölgelerine dağıtılmasının ülkedeki kaynakların ve otoritenin ülkenin geneline daha verimli dağıtılmasını sağlayacağına inanıyor. Dolayısı ile bu şekilde yönetilen bir Afganistan'ın refah ve istikrar dolu olacağını destekliyor.

2021'deki Taliban'ın askeri ilerlemelerine karşı kuzey Afganistan'da İkinci Direniş adı da verilen milislerden oluşan bir koalisyon kurdu. Aynı zamanda Taliban'a karşı yapılan savaşta yardımcı olmaları için tüm özgür Afganlara seslendi. Kabil'in teslim edilmesinden sonra, Taliban yönetimini reddeden Başkan Yardımcısı Emrullah Salih'le koalisyon kurdu.

Ahmed Mesud’un açıklaması!

Ahmed Mesud'un Fransız La Regle du Jeu'ya yaptığı açıklama şöyle:

Afgan halkı, sevgili Mücahitler, tüm dünyada özgürlük dostları!
Afganistan'da tiranlık galip geldi.
Kölelik, gürültü ve öfke içinde tutulur.
Şehit ülkemizin korkunç intikamı olacaktır.
Kabil zaten inliyor.
Vatanımız prangaya vurulmuş.
Hepsi kayıp mı?
Numara.
Ulusal kahraman ve Komutan Mesud'dan Afganların özgürlüğü için verdiği mücadeleyi miras aldım.
Bu kavga artık benim, geri dönüşü yok.
Silah arkadaşlarım ve ben, köleliği reddeden ve ölmekte olan ülkemizin son özgür bölgesi olan kalemiz Penşir'de bana katılmaya çağırdığım tüm özgür Afganlarla birlikte kanımızı vereceğim.
Sizinle konuşuyorum, tüm bölgelerden ve tüm kabilelerden Afganlar ve sizi bize katılmaya davet ediyorum.
Size, sınırlarımızın ötesinde, kalbinde Afganistan olan Afganlara sesleniyorum ve burada, Penşir'de umudunu kaybetmemiş yurttaşlarımız olduğunu söylemek istiyorum.
Fransa'da, Avrupa'da, Amerika'da, Arap dünyasında, başka yerlerde, geçmişte Sovyetlere karşı, yirmi yıl önce Taliban'a karşı özgürlük mücadelemizde bize çok yardımcı olmuş olan hepinize sesleniyorum: Özgürlüğün dostu sevgili kardeşlerim, geçmişte olduğu gibi yine bize yardıma mı gidiyorsunuz? Size olan güvenimiz sonsuz.
Biz Afganlar 1940 yılında Avrupa'nın durumundayız.
Penşir dışında, fiyasko tamdır.
Tek başımıza kaldık.
Asla boyun eğmeyeceğiz.
Bir Fransız yazar arkadaşıma, Kabil'in düşmesinden bir gün önce Winston Churchill'in kan ve gözyaşı vaat eden cümlesini aktardım.
Bugün General de Gaulle'ün ordusunun bozguna uğratılmasından sonra Fransa'nın bir muharebeyi kaybettiğini ama savaşı kaybetmediğini söyleyen cezasını düşünüyorum.
Biz Afganlar Kabil savaşmadığı için bir muharebeyi kaybetmedik.
Savaşçılarımız, yaşlı ve genç Mücahitler burada yeniden silahlanmaya başladılar.
Bize ruhen veya doğrudan destek yoluyla katılın.
Mümkün olduğu kadar çok özgürlük dostları olun.
Ezilenlerin tiranlığa karşı ebedi direnişinin yeni bir sayfasını birlikte yazacağız.
Ve Allah'ın yardımıyla üstesinden geleceğiz.