Gazete Vatan Logo

Kiracılar dikkat! Deprem sonrası ortaya çıktı, ek bedel talep edilebilir

Mülk sahipleri kendilerini 'alt kiracı'dan korumak için, kontratlara ek madde ilave etmeye başladı. Sözleşmeyi okumadan imzalayan kiracıların ise mağduriyet yaşaması söz konusu olabiliyor. Özellikle deprem sonrasında gündeme gelen misafir-alt kiracı bilmecesi ile ilgi dikkat çeken bir uyarı geldi.

Kiracılar dikkat! Deprem sonrası ortaya çıktı, ek bedel talep edilebilir

ÖZLEM ATİLA  / gazetevatan.com

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde yıkıma yol açan 7.7 ve 7.6’lık depremlerin ardından devlet- millet el ele yaraları sarmaya çalışıyor. Depremde 44 binden fazla kişi hayatını kaybederken, birçok kişi de ailesini ve evini kaybetti. Deprem sonrası barınma ihtiyacı yüksek boyutlara ulaştı Bu nedenle depremzedelerin evlere, otellere, pansiyonlara ve yurtlara yerleştirilmeleri gündeme geldi.

Hayata tutunmaya çalışan vatandaşlar başta komşu iller ve büyükşehirler olmak üzere farklı kentlere göç ediyor. Depremzedeler göç ederken akraba ve yakınlarının yaşadığı kentleri tercih ediyor. Bu durum ev sahipleri ile kiracılar aralarında farklı hukuki sıkıntıların doğmasına neden oldu. Avukat Cansen Erdoğan gazetevatan.com’a önemli değerlendirmelerde bulundu.

Depremzedelerle ilgili özel bir hukuki düzenleme yapılmadığı için, kiracılık hukuku açısından bir değerlendirme yapılması gerektiğine vurgu yapana Erdoğan, “Son zamanlarda gerek kira fiyatlarının fahiş oranlarda artması, gerek diğer koşullar ve sosyal yaşamın getirdiği yüklerin ağırlaşması sebebiyle kiracılar ve ev sahipleri arasında ciddi sıkıntılar baş gösterdi. Bu kiracı ve ev sahipleri arasında görülen gerginlikleri dengeleyecek olan yasa borçlar kanunu. Maalesef bazı ev sahipleri kiracıya sadece evini kiralamakla kalmıyor. Kiracının özel hayatını da kiraladığını sanıyor.” dedi.

Haberin Devamı

EV SAHİPLERİ KİRACININ HAYATINA MÜDAHALE EDEMEZ

Mülk sahiplerinin son zamanlarda başvurduğu yöntemlere değinen Cansen Erdoğan, “Ev sahipleri akla ziyan bir takıp uygulamalara başvuruyor. Bunlardan bir tanesi kiracının evine girip ne yaptığını kontrol etmek. Evine misafir gelip gelemeyeceğine, hatta kaç tane çocuk yapıp yapamayacağına kadar görüş bildirdiğine şahit oluyoruz. Şunu özellikle söylemek gerekir ki; ev sahibinin kiraya verdiği ev kadar, kiracının da ödediği kira kadar hakkı vardır. Bu durumda kiracı evde bedava oturmuyor. Belli bir meblağ ödüyor ve o evden yararlanma hakkına sahip oluyor.  Bu sebeple ev sahipleri de kiraya verdikleri ev karşılığında paralarını aldıkları için, karşılıklı ilişki dengesi kurulmuş oluyor. Dolayısıyla ev sahiplerinin kiraya verdikleri ev için sadece kira alma hakkı var. Kiracıların hayatlarını alma ve kiralama hakları yok.” diye konuştu.

Haberin Devamı

EV ARKADAŞLIĞI MİSAFİRLİKTEN FARLI 

Kira fiyatlarındaki artış nedeniyle 'ev arkadaşlığı' uygulamasının kiracılar arasında giderek yayıldığına işaret eden Avukat Cansen Erdoğan, şöyle konuştu;

"Günümüzde birçok kişi ev sahibi- kiracı ilişkisiyle yakından muhatap. Ama özellikle söylemek gerekirse ev sahiplerinin misafire karışma hakkı bulunmuyor. Kiracı evinde istediği gibi misafir ağırlayabilir ve buna kimse karışamaz. Tabi ki gürültülü ve komşuları rahatsız etmeme gibi komşuluk hukukundan kaynaklanan bir takım hakları saklı tutmak söz konusu. Burada maalesef artık kira sorunu ile de çok sık karşılaşılıyor. Bu konuya da değinmek istiyorum.

Çünkü hali hazırda kira fiyatlarının çok artması kiracıları ev arkadaşı almakla ve kirayı paylaşma durumu ile karşı karşıya getirdi. Dolayısıyla bununla ilgili olarak kaç kişi misafir geleceğine karışamaz. Ancak bu konu ile ilgili olarak ev arkadaşı statüsünde, kiracının odalarınıı kiraladıkları gözüküyor. Bunu misafir ağırlamadan ayırmak gerekiyor."

ALT KİRACI İÇİN EK BEDEL TALEBİ

Avukat Erdoğan kiracıları kira sözleşmelerini okumadan imzalamamaları konusunda uyararak, "Yakın zamanda özellikle kira sözleşmesinde karşılaşılan bir durum var. Maalesef kira kontratları okunmadan imzalanıyor. Bu detay gözden kaçıyor. Artık birçok ev sahibi bir madde ile evde akraba dışında kimsenin kalamayacağını yazıyor. Tabi bu anayasa hukuku çerçevesinde kişinin hak ve özgürlükleri kapsamında değerlendirilmesi gereken bir konu. Ama ev sahipleri kendisini özellikle alt kiracılardan korumak amacıyla kanun maddesinde böyle bir düzenleme yapabiliyor. Bu konuyla ilgili olarak çok sorulan bir soru var. Kira kontratına evde kaç kişi kalınacağına dair bilgi yazılması gerekiyor mu? Bununla ilgili şunu söylemek lazım ;

Haberin Devamı

Kira sözleşmesi iki tarafı da bağlıyor. Bu sözleşmeye aykırılıktan dava konusu olabiliyor. Bununla ilgili olarak kişinin tabi ki çocukları gelebilir, torunları gelebilir, alt üst akrabaları gelebilir. Ama bunların ne kadar kalacakları günlük örf, adet ve geleneklere göre daimi bir kişi mi yoksa misafir mi olduğu belirleneniliyor. Örneğin bir sene, iki sene, üç sene kalıyorsa ve gerçekten bir sağlık sebebiyle ya da okumak için gelmemişse, yani bir sebebe dayanmadan orada bulunuyorsa bu konu ile ilgili olarak da o evi meşgul ediyorsa bu bir alt kira kapsamında değerlendirilip ev sahibine kiracıyı tahliye etme hakkı verebilir. Ya da bu konu ile ilgili ek bedel talebinde bulunabilir." diye konuştu. 

Haberin Devamı

EV SAHİBİ İHTAR GÖNDEREBİLİR

Alt kiracı durumuna düşmemek için yapılması gerkenleri de açıklayan Erdoğan, "Eğer ev sahibi burada barınma amaçlı aslında sadece orayı kullanma amaçlı misafir kisfesi altında olduğu kişilerden şüphelenirse ihtar göndererek bu şahısların evi terk etmesini aksi halde de akde aykırılıktan tahliye talep edeceğini söyleyebilir. Bu nedenle sürekli olarak kalacakların kira sözleşmesinde yazılı olması ve belirli kişilerin misafir olarak kalacağını belirmesi kendilerini koruyucu bir önlem olacaktır. Yakın zamanda da kira sözleşmesinde kimlerin devamlı kalacağı yazıldığı gözükmektedir. Bunun zararlı tarafı o kişiler dışında kalanların ise alt kiracı gibi adlandırılmaları ihtimalinin ve riskinin yüksek olmasıdır." diye konuştu. 

Avukat Cansen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü;

KİRA KONTRATINDA BULUNMASI GEREKİYOR

Normal şartlarda karşımıza çıkan; 'Eve yatılı misafir gelemez, eve bayan giremez, eve erkek arkadaş alınmaz' gibi konular bir kontratla yazılı hale gelmediği takdirde, geçerliliği elbette yok. Ama bunların bir şekilde yazılı olarak belirlenmiş, tarafları bağlayan özel sözleşmede kayıt altına alınmış bir akid olması halinde; sözleşmeye aykırılıktan dava açılabilir. Bu konuda cinsiyet ayrımcılığı, anayasal hak ve özgürlükler, kişisel hak ve özgürlük kavramları gündeme geliyor. O bir ayrı dava konusu olarak irdelenebiliyor. Dava acılma durumu söz konusu olabiliyor.

Eğer sözleşmede bu konu ile ilgili bir madde yazılmışsa. Misafir kisvesi altında, ev arkadaşı olarak alınıp bir odanın kiraya verilmesi ile alt kiracı yapılıyor. Bunu önlemek için de özellikle ev sahipleri takipte kalıyor ve mutlaka sözleşmeye alt kiracının gelemeyeceğinin yazılması gerekiyor. Aksi taktirde mülkün alt kiraya verilmesi söz konusu olabiliyor.

Öte yandan depremzedelerin, kişilerin boş evlerine yerleştirilmeleri durumunda ev sahiplerinin daha sonradan onları nasıl çıkartacağı meselesi var. Bu tartışmalı bir konu. Çünkü herhangi bir kira sözleşmesi yoksa hâli hazırda orada oturuyor olması ayrı bir sorun teşkil ediyor. Eğer kira sözleşmesi varsa kiracı ancak kanunda sayılan belirli sebeplerin halinde cıkarılabiliyor. O sebepler yoksa kiracının çıkartılması kolay değil. Fuzuli işgalci olarak sayılmıyorlar çünkü ev sahibinin rızasıyla ve bilgisi dahilinde oraya girmiş oluyor. Yani bu evlerden çıkarılma konusu ev sahibinin talebiyle çok da kolay olmayan bir hukuki süreç.