Gazete Vatan Logo

Fren tutmuyor!

Dolardaki yükseliş hız kesmiyor. Kurlar tarihi zirvede

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil alımlarını azaltacağına yönelik endişelerle dolar 2 TL sınırına dayandı. Önceki gün 1.9760 TL ile tarihi zirvesinden kapanan dolar, Fed’in toplantı tutanaklarından umut verici sonuçlar çıkmayınca tırmanışını dün de sürdürdü. Dolar gün içinde 1.9940 TL ile tarihinin en yüksek seviyesine çıktı ve günü 1.9930 TL sınırından tamamladı. Euro ise yeni zirvesi olan 2.66 TL’ye yükseldi. Böylece yılbaşından bu yana dolarda yaşanan değer artışı yüzde 12’ye ulaştı.

Merkez Bankası’nın kurlardaki tırmanışı engellemek için attığı adımların yetersiz kalması da dövizde alımları hızlandırdığı söyleniyor.

Önceki gün “ikinci bir açıklamaya kadar her gün parasal sıkılaştırma uygulanacağını” açıklayan Merkez Bankası, dün parasal sıkılaştırma uygulamasının ilk etabına yönelik bir takvim verdi ve döviz satım ihalesi uygulamasını tekrar revize etti.

Merkez Bankası dünkü minimum satış tutarını 350 milyon dolar olarak açıklayarak, 3 gün sürecek olan ek parasal sıkılaştırmada kalan sürenin 2 gün olduğunu ve 23 Ağustos’ta biteceğini belirtti.

Faiz çift haneye çıktı

Fed’in önceki akşam 30-31 Temmuz toplantısına ilişkin açıkladığı tutanaklarda Fed üyelerinin büyük çoğunluğunun Başkan Ben Bernanke’nin Hziran ayında ortaya koyduğu varlık alımını azaltıma ilişkin takvimi desteklediğini açıklaması bono-tahvil faizlerini çift haneye yükseltti. 10 yıllık ABD tahvil faizlerinin yüzde 3’lere yaklaşmasıyla içeride 10 yıl vadeli tahvilin faizi yüzde 10’u gördü. Önceki gün yüzde 9.51’den kapanan gösterge tahvilin faizi de yüzde 9.88’e yükseldi.

Finansbank Başekonomisti İnan Demir, dün yayınladığı notta, “Gelişmekte olan piyasalardaki kurlar üzerindeki baskının kötüleşmesi halinde faiz koridorunun üst bandının TL üzerindeki baskıyı gidermekte yetersiz kalacağını düşünüyoruz. Bu durumda, döviz satış ihaleleri de TL’deki değer kaybını kontrol edemeyecektir. Bu nedenle, önümüzdeki aylarda üst bantta daha faiz artırım bekliyoruz ve gecelik borçlanma faizinin yüzde 9’a çıkacağını öngörüyoruz” dedi.

BIST yüzde 2 daha düştü

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil alımlarını azaltacağı endişeleriyle gelişmekte olan piyasalardaki baskıya paralel olarak gerileyen BIST-100 endeksi 67 bin puandaki destek seviyesine yaklaştıktan sonra kısmen toparlanarak yüzde 2.02 kayıpla kapandı. Önceki gün 70 bin puandaki destek seviyesinin altında kapanan BIST-100 endeksi dün 67.343 puana kadar geriledikten sonra yüzde 2.02 düşüşle 68.300 puandan kapandı. Avrupa borsalarında ise dün yüzde 2’yi aşan artışla oldu. Fransa Borsası yüzde 1.3, Almanya Borsası yüzde 1.5, İngiltere Borsası yüzde 1, İspanya Borsası yüzde 2.4, İtalya Borsası ise yüzde 2.6 yükseldi. Dünkü düşüşle birlikte Borsa İstanbul’da son 1 haftadaki kayıp yüzde 9.63’e ulaştı. Borsa İstanbul’da 22 Mayıs’taki zirvesiye göre kayıp yüzde 26.7, yılbaşına göre ise yüzde 12.66 oldu.

Başçı, Jackson Hole’a gidiyor

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın Jackson Hole toplantısına katılacağı ifade edildi. Piyasalardaki çalkantıların ardından Brezilya Merkez Bankası Başkanı Tombini’nin Jackson Hole toplantısına gitmeyeceği açıklaması gözleri Erdem Başçı’ya çevirmişti. ABD’de ekonomistler ve merkez bankalarını biraraya getiren Jackson Hole toplantısı dün başladı. Fed Başkanı Ben Bernanke, toplantılara katılmayacağını açıklamıştı.

2 aylık döviz satışı 8 milyar dolara ulaştı

Merkez Bankası’nın dün düzenlediği 350 milyon dolarlık döviz satım ihalesine 711 milyon dolarlık teklif geldi. 350 milyon dolarlık satışın ardından Merkez Bankası’nın 11 Haziran’dan bu yana yaptığı döviz satışı 7 milyar 950 milyon dolara ulaştı. Fed’in tahvil alım programını azaltacağı beklentileri Mayıs ayı sonundan bu yana piyasaları etkisi altına almıştı. Bu süreçte döviz satım ihalelerine başlayan Merkez Bankası, en yüklü döviz satımını 1.3 milyar dolar ile 10 Temmuz’da gerçekleştirdi. Merkez Bankası’nın bugüne kadar düzenlediği 60 döviz satım ihalesine toplam 15 milyar 72 milyon dolarlık teklif geldi.

Piyasa Merkez’den acil toplantı bekliyor

ABD Merkez Bankası’nın tahvil alımlarını azaltacağına dönük endişelerin gelişmekte olan piyasalardan çıkışları hızlandırması, TCMB’nin adımlarının yetersiz kaldığı endişeleriyle birleşince TL, ana para birimleri karşısında ve sepet bazında rekor düşük seviyeleri görürken; TCMB’nin artan döviz müdahalelerinin tansiyonu düşürmemesi halinde PPK’yı acil toplantıya çağırması bekleniyor.

Kıdemli bir ekonomist, “Önceliğin döviz satışları olması makul çünkü bunun için Para Politikası Kurulu’nun (PPK) toplanmasına gerek yok. Ancak tansiyon sürerse faiz tarafında adım atmak gerekir ki o zaman PPK’nın acil toplantıya çağrılması gerekiyor. PPK faiz koridorunun üst bandını yeterince artırırsa bu yatıştırıcı olabilir ancak sonrasında da politika faizinin de uyum sağlaması gerekiyor” dedi.

Yatırım kıdemli ekonomisti Burcu Ünüvar, Merkez Bankası’nın kısa aralıklarla değişiklikler yapmaktan çekinmemesinin piyasada, yapılan açıklamanın “sadece kısa süreli olarak geçerli” olabileceği algısı yarattığını ve piyasanın belirsizliği fiyatlamaya devam ettiğini söyledi.

Ünüvar, önümüzdeki dönemde yurtdışı kaynaklı bir iyileşme görülmediği takdirde, Merkez Bankası’nın aralarında bir hafta vadeli para politikası faizinin de olduğu toplu bir sıkılaştırma gerçekleştirmesi gerekeceğine dikkat çekerek, “Bu noktada piyasa, 4 Eylül’de Ankara’da gerçekleşecek Merkez Bankası’nın banka ekonomistleri ile toplantısı öncesinde bir olağanüstü PPK toplantısı beklentisine girebilir” diye konuştu.

TL’deki trendin tersine dönmemesi halinde PPK’nın ara toplantı yapabileceğini söyleyen bir ekonomist, “Ek parasal sıkılaştırmanın en son artırılan yüzde 7.75 seviyesinden 3 gün sürmesinden sonra ve döviz satış dozunun artırılmasından sonra TL trendi tersine dönmezse Merkez Bankası’nın PPK’yı ara toplantıya çağırması gündeme gelebilir” açıklamasını yaptı.

Parası en fazla eriyen Brezilya ve Hindistan

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) aylık 85 milyar dolarlık tahvil geri alım programında frene basacağı endişesi Türkiye gibi gelişmekte olan ülke piyasalarını Mayıs ayı sonundan itibaren etkisi altına aldı. ABD’nin ekonomiyi canladırmak için uygulanan parasal genişleme politikasını yavaş yavaş terk edecek olması gelişmekte olan ülkelerden yabancı sermaye çıkışını hızlandırdı. Çünkü parasal genişlemenin uygulandığı dönemlerde verilen ucuz para yüksek getiri vaadeden gelişen ülkelere yönelmişti.

Fed’in geri çekilecek olması hem doların değer kazanmasına hem de ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 3 sınırına dayanmasına neden oldu. Paranın anavatanına dönmeye başlamasından en fazla hasarı Brezilya ve Hindistan para birimlerinin aldığı görülüyor. 31 Mayıs’tan bu yana ülkelerin para birimleri arasında en hızlı değer kaybı yüzde 14.11 ile Hindistan Rupisi’nde görüldü. Hindistan Rupi’sini yüzde 13.52’lik erime ile Brezilya Reali takip etti. Türk Lirası, bu süreçte yaşanan kayıp sıralamasında Endonezya para birimi Rupiah ve Malezya Ringgiti’nin ardından 6’ncı sırada yer aldı. Türk Lirası, 31 Mayıs’tan bu yana dolar karşısında yüzde 6.13 değer yitirdi.

Haziran ayı başından bu yana dolar karşısında değer kazanan para birimleri ise Polonya Zloty’si, İsrail Şekeli, Güney Kore Wonu ve Hong Kong Doları oldu.

‘Dalgalanma bizi fonlama kanalı yoluyla etkiler’

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, piyasalarda Fed’e bağlı olarak biraz tedirginliğin olduğunu ancak ortalık yatışınca Türkiye’nin yine ön plana çıkacağını belirterek, “Gelecek Avrupa’da değil, gelecek Amerika’da değil, gelecek gelişmekte olan ülkelerdedir. Yani Brezilya’dadır, Türkiye’dedir, Hindistan’dadır, Çin’dedir, Rusya’dadır” dedi.

Bakan Şimşek, Fed’in söz konusu tutanaklarının açıklanmasının Türkiye’ye etkilerine de değinerek, şunları kaydetti: “Bizi fonlama kanalıyla etkileyecek. Bu olumsuz bir kanal. Çünkü Türkiye’nin tasarruf oranları düşüktür, Türkiye’nin bir cari açığı vardır. Bunun finansmanının maliyeti bir miktar yükselecektir. Finansmanı o anlamda biraz daha zorlaşacaktır.”

Vatandaşın döviz borcu yok

Döviz fiyatlarındaki yükselişin sorulması üzerine de Şimşek, küresel krizin başında bir karar aldıklarını hatırlattı. Bu kararda, vatandaşların dövizle borçlanmasını yasakladıklarını anımsatan Şimşek, dolayısıyla vatandaşın dövizle borcunun yok denilecek düzeyde olduğunu söyledi. Buna karşın, vatandaşın çok ciddi düzeyde döviz mevduatının olduğuna işaret eden Şimşek, dolayısıyla böyle bir yükselmede vatandaşın zararda olmadığını vurguladı.

Haberin Devamı