Devlet memuruna zamda maaşları etkileyen kritik tarih! Aralarında fark oluşuyor

YASİN ARSLAN | gazetevatan.com

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan 6 aylık enflasyon farkı sonrası memur ve emeklilere yapılacak zam oranları da belli oldu. En düşük memur maaşının 22 bin TL'ye çıkarılması, kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinde seyyanen net 8 bin 77 TL artış yapıldı. Fakat aynı işi yapan kamu personelleri arasında maaş farkı olduğu ortaya çıktı. Konuya ilişkin gazetevatan.com’a önemli açıklamalarda bulunan Sosyal Güvenlik Uzman Dilek Ete, devlet memuru kadrosundakiler arasında oluşan farkın nedenlerini anlattı. 

Kamuda çalışan personelinden 1 Ekim 2008’e kadar giriş yapanlar ve daha sonra giriş yapanlar diye ikiye ayırmak gerektiğine dikkati çeken Sosyal Güvenlik Uzman Dilek Ete, “657'ye tabi ve 5434 sayılı kanuna tabi devlet memurları var onlar. 1 Ekim 2008'den önce girenler. Bir de 1 Ekim 2008'den sonra devlet memuru olanlar var 5510'un 40/C'si olarak geçiyor. Bir kere bu iki ayrımı yapabilmek lazım çünkü, bunlarına arasında bile maaş, unvan, sosyal yardımlar, emekli olduklarında alacakları ikramiye, ya da dışardan isteğe bağlı prim ödeyerek emekli olma gibi bütün şartlarda ciddi farklılıklar var” dedi.  

Konuya ilişkin örnek veren Ete şu ifadeleri kullandı: “Mesela ben devlet memuruyum ve 1 Ekim 2008'den önce girişliyim, bu tarihten sonra da başka biri girdi aynı kadroya. İkimizin de çocuk yardımından, emekli ikramiyesine ve maaş hesaplamasına kadar hepsi birbirinden farklı oluyor.” 

Sosyal Güvenlik Uzman Dilek Ete, 1 Ekim 2008'den sonra devlet memuru olanların maaş hesabının SSK ve Bağ-Kur gibi hesaplandığını belirterek, “Fakat bu tarihten önce devlet memuru olanların ise derece kademesine  göre hesaplanıyor. Diyelim ki; devlet memurusunuz, kademenizde ilerliyor; kaç yıl çalıştıysanız, ne kadar priminiz varsa hangi kademe ve dereceden emekliliğe ayrıldıysanız, ona göre bir maaş hesaplanıyor. Dediğim gibi bahsi geçen tarihten sonra girenlerin maaşları ise SSK ve Bağ-Kur gibi hesaplanıyor” şeklinde konuştu.

Bunların dışında 2008 yılından sonra devlet kadrolarında sözleşmeli personelin ortaya çıktığını dile getiren Ete, “Sözleşmeli personel kavramı daha öncesinde bu kadar yaygın değildi. Şimdi 400 bini aşkın sözleşmeli personeli kadroya aldılar. Biz bunlara 4/B statüsündekiler diyoruz ama devlet memurlarının 4/B statüsü. Yani 5510'un 4/C'si, 2008'den sonra girmiş ama devlet memuru kadrosunda değil. Bu kişilerin, sözleşmesi bitince kadro alamadıysa hakları da sona eriyor” ifadelerini kullandı.  

Devletin sözleşmeli personeli kadroya alma kararı aldığını söyleyen Ete, “7433 sayılı kanunla, belli bir süre dahilinde ilgili bölümde kadroya alacağız dediler. Bunu yaparken de onların özlük haklarını, yani personelden kaynaklı üniversite mezunu mu, girerken engelli kadrosundan mı girdi gibi... Bunların hepsini koruyacağız dediler. Fakat yine de 657'ye tabi personel kanunu 5434'e tabi memurların hakları ile birebir eşit değil bu personelin maaşları. Burada bir maaş farkı oluşması da çok doğal. Neden oluştu derseniz; aslında 5434 ve 1 Ekim 2008'den sonra giren 5510'un 4/C'si arasındaki fark kadar bu personelin farkı. Birçok personel, bu farkın kapanacağını düşünerek kadroya geçti. Şimdi kadroya geçmeden önceki maaşlarından da daha düşük maaş almaları söz konusu. Bu fark ise hem kanundan kaynaklı, hem de işe giriş şartlarından dolayı oluştu” dedi.  

Sözleşmeliden kadroya geçen personelin belli bir süre tayin haklarının da olmadığını dikkati çeken Ete, “Eğer bir düzenlemem olmazsa bahsettiğimiz farklar devam edecek. Zaten bu personelin kadroya alınması da büyük bir jest oldu. Onların itirazı da şöyle; ‘aynı saatlerde çalışıyoruz, aynı işi yapıyoruz, yan yana oturuyoruz, o benden şu kadar fazla alıyor’ Bu personel ile diğer personeller arasında en az 3-4 bin TL maaş farkı da oluştuğu biliniyor” ifadelerini kullandı.