Şartsız iyilik

Hikâyeler eğitimde, davranış geliştirmenin vazgeçilmez yardımcıları olarak değerlendirilmiştir. Özellikle okula ve öğretmene ulaşılamayan zamanlarda hikâyeler, okulun ve öğretmenin onlara ulaşan sesleri ve sözler olmuştur, denilebilir. Hikâyeler öyle kalıcı olmuştur ki, onları bugün dahi işitmek ve dinlemek mümkündür. Edebi bir tür olarak hikâyeler, yaşanmış veya yaşanması mümkün olayların anlatımıdır. Dini olan hikâyelerin yaşanmış olduğuna inanılır. Misafirperverlikle ilgili şu hikâye bir örnektir:

‘Niçin misafirini kovdun?’

Hz. İbrahim’in misafirperverliği dillere destandır. O, kendi başınayken mütevazı bir sofrada karnını doyururken misafiri olacağı zaman zengin bir sofra kurmaya özen gösterirmiş. Sofrası zengin olduğunda da mutlaka misafir ister, sık sık da yoldan geçenleri yemeğe çağırırmış. Bir gün yine yoldan geçen bir yabancıyı sofrasına çağırmış. Adam açmış, çağrıyı kabul etmiş, oturmuş. Herhangi şekilde dua etmeden, Allah adını anmadan yemeğe girişince Hz. İbrahim adamın elini tutmuş, “Dur bakalım, bismillah de öyle başla” demiş. Adam, “Fakat ben Allah’a inanmıyorum ki” demiş. O zaman Hz. İbrahim, “Nimeti vereni anmayan benimle yemek yiyemez” demiş. Adam kalkmış, selam vermeden çıkmış gitmiş. Bunun üzerine Allah, Hz. İbrahim’e “Niçin misafirini kovdun?” diye sormuş. Hz. İbrahim demiş ki: “O, nimetleri veren olarak senin adını anmak istemedi, onun için.” Allah, Hz. İbrahim’i uyarmış: “Dostum İbrahim, vereceğin bir yudum ekmeği nasıl olur da böyle bir şarta bağlarsın? Ben güneşi, inanan inanmayan tüm insanların üzerine doğduruyorum. Yağmuru inanan inanmayan herkes için yağdırıyorum. Kalk misafirini geri getir!”

Haberin Devamı

‘Bana Rabbinden bahset’

Hz. İbrahim yaptığından utanmış, yabancıyı geri getirmek üzere çıkmış, yabancıyı izlemeye başlamış. Yabancı, Hz. İbrahim’i arkasında fark edince kendisinin nazik davranmadığını fakat ev sahibinin de kendisinin peşine düşecek kadar fanatik olduğunu düşünmüş ve mümkün olduğu kadar hızlandırmış yürüyüşünü. Hz. İbrahim de hızlanmış ve nefes nefese seslenmiş adamın arkasından: “Kaçma, senden özür dilemek istiyorum. Allah beni, sana davranışımdan dolayı azarladı ve seni geri getirip tekrar ikram etmem için görevlendirdi. Çünkü kendisi de nimetlerini şartsız olarak vermektedir.” Bunu üzerine yabancı dönmüş, çağrıyı kabul etmiş. Karnını doyurmuş ve düşünmeye başlamış. “Benim yüzümden elçisini azarlayan bir Allah’ı yakından tanıyıp öğrenmek isterim. Bana Rabbinden bahset” diye rica etmiş Hz. İbrahim’e.

Haberin Devamı

Haydi, mütevazı olalım

Her türlü ihtiyacın önemli boyutlarda artmış olduğu zamanımızda, ülkemizde ve çevremizde bu güzel hikâyeleri birbirimize anlatıp hatırlatmanın önemi büyüyor. Bu tür hikâyeler bütün dinlerde bulunuyor ve çok kültürlü ortamda birimiz bunlardan birini anlatınca diğerlerinin benzerlerini anlatmaya başladığına şahit oluyoruz. İnsan köklerimizi hatırlıyoruz. Haydi, mütevazı olalım, iyilikte Rabbimize benzemek için şartsız yarışalım

DİĞER YENİ YAZILAR