Peygamberimizin çocuk sevgisi

Peygamberimizin Hz. Hatice ile evlenmesinin ilk yılında bir erkek çocuğu doğmuştu. Adını Kasım koymuşlardı. İki yıl yaşayan Kasım, bir gece aniden ateşlenmiş, sabahleyin ölüvermişti. Bu olaydan sonra onların, azatlı kölesi Zeyd ile amca Ebu Talib’in oğlu Hz. Ali’yi evlat edinmiş olduklarını öğreniyoruz. İki oğulları daha olmuşsa da onlar da yaşamamışlar, sadece kızları yaşamıştır. Peygamberimizin kızları sırasıyla Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatıma’dır. İlk üçü Mekke’de evlenmişlerdir. Zeynep, teyzesi Hale’nin oğlu Ebu’l-As b. Rebi, Rukiye ve Ümmü Gülsüm, Peygamberimizin amcası Ebu Leheb’in oğullarıyla evlendirilmişlerdir. Müslümanlıkla birlikte amca Ebu Leheb Müslüman olmadığı gibi sürekli Müslümanlara eziyet çektirmişti. Oğullarına baskı yaparak Rukiye ile Ümmü Gülsüm’ü de boşatmıştı. Hz. Osman, Rukiye’ye talip olunca Peygamberimiz çok memnun olmuş, onları evlendirmişti. Rukiye iki kere hicret etmiş kadınlardandı. Eşi Osman’la birlikte önce Habeşistan’a, sonra da Medine’ye hicret etmiştir. Abdullah isimli bir oğulları olmuş fakat bebekken ölmüştür. Rukiye kendisi de hicretin ikinci yılında, henüz pek genç yaşta olduğu halde ölmüştür. Peygamberimiz bunun üzerine diğer kızı Ümmü Gülsüm’ü Hz. Osman’la evlendirmiş, bu sebeple Hz. Osman “zünnureyn=iki nur sahibi” olarak sıfatlandırılmıştır. Ne yazık ki, Peygamberimizin bu kızı da ömürlü olmamıştır.

Haberin Devamı

Torununu omuzunda taşırdı

Medine’ye hicret sırasında Zeynep’in kocası Ebu’l-As b. Rebi henüz Müslüman olmadığı için Zeynep, kızları Ümame ile Mekke’de kalmıştır. Ebu’l-As b. Rebi, Bedir savaşında esir düşünce kurtulmalık olarak karısı Zeynep’i, kızı Ümame ile birlikte Medine’ye göndermeyi kabul etmiştir. Zeynep, Ümame ile birlikte Medine’ye gelirken müşriklerin saldırılarına uğramış, karnındaki çocuğu kaybettiği gibi kendisinde kalıcı rahatsızlıklar oluşmuştur. Bir süre sonra Ebu’l-As b. Rebi, Müslüman olarak Medine’ye gelmiş fakat Zeynep, sağlığına kavuşamamış ve ölmüştür. Ebu’l-As b. Rebi de uzun ömürlü olmamış, Ümame babasız ve annesiz kalmıştır. Peygamberimizin Ümame torununa sevgisi, cemaate namaz kıldırırken bile onu omuzunda taşımasıyla meşhurdur.

Haberin Devamı

‘Fatıma benden bir parçadır’

Hz. Fatıma küçük yaşta annesini kaybettikten sonra “babasının annesi” denilecek kadar babasına düşkün oldu. Babası da “kızım Fatıma benden bir parçadır, onu seven beni sevmiştir” dedirtecek kadar kızına düşkündü. Medine’ye hicretten sonra, Hz. Ali ile evlendirilmiştir. Peygamberimiz, damatlarıyla kızlarının üzerine evlenmeyecekleri konusunda antlaşma yapmıştır. Hz. Ali, Fatıma’nın sağlığında başka bir evlilik yapmamıştır. Hz. Fatıma, Peygamberimizin arkasına kalan tek evladı olmuş, yine de babasından sonra sadece altı ay yaşayabilmiştir. Peygamberimizin soyu kızı Fatıma’dan torunlarıyla devam etmiştir. Fatıma’nın genç yaşta vefatından sonra Hz. Ali, Hz. Fatıma’nın ölürken ettiği vasiyet üzerine Ümame ile evlenmiştir.

DİĞER YENİ YAZILAR