RÜYA gibi bir turnuvada yarı final maçına çıktık. Hollanda’da Hollanda’ya karşı umutla başladık. Klasik Guidetti takımına çarpıldık. Hollanda takımı pasör çarprazı Sloetjes çok kapasiteli ve günün en iyisi olarak maçı domine etti.
BİZ ne yaptık dersek son set hariç ortada anlatılacak pek bir şey yok. Ancak Ferhat Akbaş’ın da oyuncu değişikliklerinde daha cesur olması gerekiyor. Son sette olduğu gibi. Hatta libero Merve ile de müdahele etmeliydi. En büyük sıkıntımız servis karşılama gibi duruyor. Ancak ben en büyük sorunumuzun etkisiz servis atmak olduğunu düşünüyorum. Bu seviyede takımlarda en az 3 oyuncu servise geldiğinde şimdi seriler yakalayabiliriz diye düşündürebilmeli. Kübra sahada yok, neden Büşra bir kere bile sahada değil. Gözde Yılmaz daha önceden girebilmeliydi. Hande-Nilay değişiklikler çok yerinde ve doğruydu. Neriman ve Gözde bu kadar tutuk olduğunda maç kazanmak çok zor.
GUIDETTI MAKİNE YAPMIŞ!
MAKİNE düzeni yaratmış Guidetti. Üst üste 3. finali olacak Guidetti’nin. Bu tesadüf olamaz. Biz 3.’lük maçında madalya almalıyız. Bu tip turnuvalarda mağlup olmak da var. Moralleri toparlayıp en iyisini yapacaktır Sultanlar. Finale çok yaklaşmıştık. Ancak olmadı. Daha genç bir kadromuz var. Başka bahara diyelim.
ÇEYREK final maçında rakip Almanya. Çok iyi başladığımız ilk sette Eda ve Gözde’nin özellikle bloktaki başarısı ve Neriman’ın hücumdaki performansıyla ilk seti açık ara alacağımıza inandık. Taa ki hep korktuğumuz servis karşılama problemlerimiz başlayana kadar. Genç Almanya, günün başarılı oyuncularından Brinker ile etkili servisler atarak Neriman’ın servis karşılamasını bozdu ve bu maçın zor geçeceğinin sinyalini aldık. 2. sette 8-3 öndeyiz, inanılmaz bloklar, bu iş bitti derken, kaşı açılmış boksör gibi servis karşılama problemleri yaşadık. Hücumda aksayan Polen’in yerine yerinde oyuncu değişikliğiyle genç Hande’nin oyuna girmesi ise hücumdaki gücümüz oldu.
BU GÜÇ BİZDE VAR
NAZ tutuk olunca önce ortadan hücumlarımız düştü. Daha sonra köşeden de Gözde Kırdar hatalar yapınca bir anda 2-1 mağlup duruma düştük. Ama zor olsun bizim olsun dedik. Muhteşem bir 5. set... Hücumların kraliçesi Neriman ve genç Hande devleşti. Kritik defanslarla Gizem de devreye girince kazanan taraf sultanlarımız oldu: 3-2.
MAÇA dair söylenecek en önemli tespit, bu kadar hata yapan bir takımın maçın sonuna kadar mental anlamda direnebilmesinin çok önemli olması. Kötü sinyaller yok mu, çok var. Ama şu anda yarı finaldeyiz. Oynamadan mücadele etmeden maç kazanmak mümkün değil. Voleybol hata sporu. Az hata yapan kazanır. Biz bu gün çok hata yapmamıza rağmen kazandık. Bunun sebebi de bu seviyedeki kazanma tecrübemiz, başka izaha gerek yok. Kazandık ve bunu sahadaki ekip yaptı. Artık ders alıp yarı finalde daha iyisini yapabiliriz. Bu güç bizde var.
BELÇİKA’DA Belçika’yı bu kadar rahat yenmek kolay değil. 3-0 aldığımız maç Sultanlarımızın gövde gösterisine döndü. Naz takımı şiir gibi oynatınca işimiz kolay oldu. Gizem en iyi maçını çıkarttı, hem defansta hem de hücum dublajında çok istikrarlıydı. Gözde çok iyi oynayan bir diğer isimdi. Ama her maçta bir kahraman çıkaracağımızı biliyorum. Bu maçın süperi Neriman oldu. Turnuvanın başından beri tutuk oynadığını söyleyip durdum. Nedeni bu maçta anlamışıltır. Yolun yarısındayız. Almanya-Macaristan galibiyle çeyrek final oynayacağız.
BÜYÜK ihtimalle de Almanya ile oynayacağız. Sonrasında İtalya-Hollanda galibiyle yarı final ve finalde de muhtemelen Sırbistan. Yazarken ne kadar kolay oldu. Ancak mücadele etmeden, kimse sayı bile vermiyor. Mücadele gücümüz Belçika maçındaki gibi olursa şampiyonluk neden olmasın.
İLK gün Azerbaycan maçını set vermeden kazanan Filenin Sultanları, favori çıktıkları Macaristan maçını da set vermeden 3-0 kazandı. Antrenörümüz Ferhat bütün oyuncularımızı oynatarak kadro derinliğini garanti altına aldı. Hele Hande nin performansı yeni yıldız adayımız olmaya en büyük aday olduğunu gösterdi.
BU tip favori olduğunuz maçları oynamak zordur. İlk 2 sette tutuk gibi oluşumuzu buna bağlıyorum. Ancak Neriman'ın birkaç iyi hücumla gerçek hücum performansını yakalaması lazım. Servis karşılamadaki istikrarı da çok önemli. Gözde Kırdar ile Naz'ın çabuk paslarda uyum sorunları var ve bunu çözmeleri lazım. Eda ve Kübra gayet iyi gidiyor. Büşra da her an hazır. Polen çok iyi durumda, arkada sağlam bir alternatif olan genç Hande'nin kumaşı çok iyi. Gözde Yılmaz bu takıma her an girip sonucu değiştirebilir. Güldeniz, Nilay emniyet sübapları.
ANLAYACAĞINIZ sinyaller çok iyi. Ama Belçika'yı yenmek için bütün oyuncularımızın çok iyi konsantre oynamaları lazım. Biz inanıyoruz, yolunuz açık olsun sultanlar
ÜLKEMİZDE spor adına kan dökülürken Polonya seyircisi ile beraber 2 günde kültür şoku yaşadık. Bu nasıl farktır ki mağlup olsalar bile sadece salonda olmaktan mutlu olan ve eğlenen insanların da genel adı seyirci. Bizde ise nefret tohumları ekile ekile geldiğimiz nokta artık silahlar konuşuyor.
NEYSE biz finale dönelim. Maç başlamadan önce Yamamay’ın çok iyi defans yapan ve iyi servis karşılayıp çabuk orta oyuncularıyla hücum zenginliğine sahip bir takım olduğunu biliyorduk. Ancak Eczacıbaşı gerek hücumda gerekse defansta şiir gibi oynayınca sonuca kolay gitti. Caprara yaptığı yerinde değişiklikler ve müdahalelerle iyi antrenör olduğunu kanıtladı. Türk voleybolu adına Eczacıbaşı bu maçı kazandı ama asıl Milli Takım Gözde Yılmaz’ı kazandı. Bir diğer yıldız da pasör Nilay’dı. Takımı hem çok iyi oynattı hem de defansta Gülden’le beraber devleşti.
HELAL OLSUN SİZE
BÖYLESİ önemli bir finali kazanıyorsanız herkes elinden geleni yapmıştır. Ama bir isim var ki onu ayrı bir yere koymalıyız. Libero Gülden. Sahanın hatta turnuvanın en iyisi olarak bu maçın rahat kazanılmasında en büyük pay ondaydı. Bu kadar istekli oynayan bir takım Avrupa Şampiyonluğunu da sonuna kadar hak ediyordur: ‘Helal Olsun Size’.
Acıbadem Bayanlar Voleybol Ligi finali 3. maçında taraf tutuyordum. Bu seviyede ve bu kalitede oyuncuları daha fazla seyretmek için, Eczacıbaşı’nın maçı kazanmasını istedim.
Bu kadar güzel mücadeleyi daha çok izlemek istememi yadırgamazsınız. umarım. Çok istedi Eczacıbaşı. Kazanmak için ellerinden geleni yaptılar. Bazen yetmiyor. Yine de bu mücadele saygıyı hak ediyor. Eczacıbaşı ailesine bize yaşattıkları bu keyifli maçlar için teşekkürler.
Gelelim şampiyonlar şampiyonuna... Öncelikle bu senenin tartışmasız en önemli oyuncusu kaptan Gözde’ye acil şifalar diliyorum. Çok iyi oynadığın bu sezonun bence en değerli oyuncusu sensin. Aman bu formunu bozma. Milli Takım’da aynı formunla dünyada en değerli oyuncu olmaman için hiçbir sebep yok. Sende o yürek olduktan sonra oynadığın takımın bileği bükülmez.
Böylesi yenilmez takımın mutlaka çok iyi çalışıyor olması lazım. Birbirlerine ve kendilerine özellikle de antrenörlerine inanmaları lazım. 12 kişiyle oynamayı beceren bu büyük hoca Guidetti’nin, bir tek Türkiye şampiyonluğu yoktu. Onu da kazanarak bir rekora daha imza attı. Kutlu olsun. Yakıştı.
ACIBADEM Bayanlar Voleybol Ligi finalinde ikinci maçı da Vakıfbank kazandı. Eczacıbaşı çok istemesine ve çoğu zaman rakibinden daha iyi oynamasına rağmen maçı 3-2 kaybetti. Antrenör Micelli 800 bin Euro’luk dünya starı Sokolova’yı bu kadar kenarda tutmalı mı? Bence genel anlamda Sokolova operasyonu doğru hareket. En basitinden 5. sette kritik sayılarda hücumda kullanılabilmeliydi. Neslihan ve Esra elinden geleni yapıyorlar. VakıfBank Esra’ya önlem almış.
Vakıfbank'a gelince; Avrupa Şampiyonluğu’ndan beri işler çok iyi değil. Ama çok istikrarla % 60 performansta oynamayı beceriyorlar. Rotasyonların kraliçesi Güldeniz girdiğinde özellikle servis karşılamada aksayınca işler karışıyor VakıfBank’ta. Bir de Naz umulmadık bir şekilde iyi oynamayınca hem Brakocevic oyundan düştü hem de orta oyuncuları gerekli katkıyı yapamadı.
GİZEM İSTİKRARLI
Kaptan Gözde hücumda Glinka’yla beraber iyiydi. Bahar en iyi performansını gösterince VakıfBank kazanandı. Bazen VakıfBank’ın istikrar sebebi libero Gizem diyesim geliyor. En kötü günün de bile oyuncular asgari oranda katkı sağlarken Gizem, Gözde ve Guidetti neredeyse % 100’le katkı sağlayınca Vakıfbank yenilmez oluyor. 3. maç da en az bu kadar heyecanla oynanacak. Seyircisiyle, oynanan maçların kazananı Türk voleybolu oluyor.
ACIBADEM Bayanlar Ligi yarı finalinde mücadele eden 4 takımımızın aralarındaki maçların sadece heyecanlı değil aynı zamanda kaliteli olmasını bekliyorduk. Ancak hem heyecan hemde kalite istenen düzeyde değildi. Günün ilk yarı finalinde Vakıfbank kötü başladığı maçı 3-1 kazandı. F.Bahçe sakatlıklar yüzünden Türk oyuncu ağırlıklı oynuyor. Uzun zamandır bu şekilde Eda’dan Paula’dan ve Berenika’dan yoksun olarak oynadığı için içerde kİ Elif Başaran, İpek ve Gökçen ile oynamaya alıştılar. Aldıkları ilk sette takım olarak çok iyi servis attılar ve bu seti kazandılar. Acaba bir süpriz olabilir mi desek de Vakıfbank dirilip kazanma alışkanlığı devreye girince maçı kazandılar.
F.Bahçe'de Kim elinden geleni yaparken en büyük sorun pasörlerin kötü oyunu oldu. Vakıfbank’ta ise maça çok kötü başlayan Glinka diğer setlerde çok iyi oynarak takımının galibiyetine katkı sağladı. Naz ve Gözde iyi oyunlarına devam ettiler. Brakocevic istikrarla iyi oynuyor. İkinci maçta da buna benzer bir sonuçla Vakıfbank galip gelerek finale çıkar.
2. yarı finalde ise Eczacıbaşı, G.Saray’a nefes aldırmadı: 3-0. Maç başladığında Gülden’siz, Özge’siz ve Sokolova’sız bir Eczacıbaşı sorun yaşar mı diye düşündük. Ancak hem pasör Asuman, hem de genç libero Buse çok iyi oynadı. Zaten kaptan Esra’nın iyi oynaması sürpriz değildi. Ancak sahanın yıldızı tartışmasız genç orta oyuncusu Büşra’ydı. Micelli, Neslihan-Sokolova değişikliğiyle takıma olumlu katkı sağladı. G.Saray’da ise Neriman’ın pasör çarprazı olarak başlaması fikri bencede doğruydu. Ancak Eczacıbaşı o kadar iyi servis attı ki pasör Lo Bianco’nun attığı her topa ikili blok gidince Neriman da Eczacıbaşı bloklarında eridi. G.Saray yalnış transferlele oluşan kadrosuyla servis karşılama problemlerini aşamadığı bu sezonda gelebileceği en iyi yerde yani yarı finalde play-off’a veda eder.
Zaman zaman heyecanlansakta vasatın üstüne çıkmayan yarı final ilk maçlarında favoriler kazandı. Ancak en büyük tehlike gerek federasyon gerekse kulüpler gerekse de yayıncı kuruluşların ortak çabasıyla kötü saatlerde oynanan maçlar yüzünden seyircilerin salonları doldurmamasıdır. Acilen bu konuya çözüm üretilmeli.