VOLEYBOL Şampiyonlar Ligi ligi final gününde çok duygusal dakikaları peş peşe yaşadık. 3.’lük maçında G.Saray, İtalyan takımı Imoco Conegliano’ya 3-0 (17-25, 18-25, 20-25) yenildi. Ama maçın sonucundan çok Neslihan Demir Güler’in voleybolu bırakmasına üzüldük. Bilmemize rağmen o son sayıdan sonraki tablo içimizi burktu.
NESLİHAN’A YAPILAN AYIP
NESLİHAN sadece ülkemiz için değil, dünya voleybolu için bir yıldızdı. Ama ne G.Saray ne Voleybol Federasyonu ne de CEV böyle büyük bir yıldızın son maçına herhangi bir organizasyon yapmamasına söylenecek tek şey pes.
GELELİM finale, bu maç için söylenecek en doğru şey VakıfBank kendisi gibi oynadı ve beklendiği gibi rahat kazandı. Cansu, ortadan Rasic ve Zehra’yla oynayarak köşe hücumcularını rahatlattı. Gözde de gününde olunca VakıfBank rahatladı. Son sette de Lonneke, Cansu uyumu devreye girince şampiyonluk geldi.
ELVEDA GÖZDE KAPTAN
BU maçın da başka bir anlamı vardı. Türk kadın voleybolunun bir başka yıldızı daha sahalara veda ederek biz voleybolseverleri üzdü. Türk voleybolu hırsı, mücadele azminin ne kadar önemli olduğunu kaptan Gözde’den öğrendi. O sahadaysa işleri bir şekilde yoluna koyar. O sahadaysa son sayıya kadar mücadele bitmez. Çok özleyeceğiz seni sevgili Gözde. Tabii ki 4. kez Avrupa şampiyonluğu unvanını kazanan Vakıfbank’ta da emeği geçen herkese teşekkürler.
MUHTEŞEM bir atmosfer... Bayanlar Şampiyonlar Ligi finalinde İtalya’da Montichiari’de ev sahibi Pomi Casalmaggiore karşısına favori olarak çıkan Vakıfbank, dün akşam hiç beklenmedik bir mağlubiyet yaşadı ve bizlere yaşattı. Hem de 3-0 gibi bir skorla.
PICCININI voleybolu ne zaman bırakacak dediğimiz döneminde muhteşem bir voleybol oynayarak takımına Avrupa şampiyonluğunu kazandırdı. Pasör Carli Lloyd ve Tirozzi çok iyi oynadı. Orta oyuncu Stevanovic yaptığı bloklarla güne damga vurdu. Ama en büyük güç, hiç susmayan taraftardı. Sonuna kadar kulaklarımızı sağır edercesine tezahürat yaparak galibiyetin en önemli parçası oldular.
NAZ VE LONNEKE KÖTÜYDÜ
BİZİM kızlarımıza gelince... Başta pasör Naz ve pasör çaprazı Lonneke olmak kaydıyla kötü oynadılar. Ortadan Rasic devreye giremedi. Günün iyisi Robin’di. Köşelerden hücum yapmayı tercih eden Naz, bu topların defanstan çıkması sonucunda önce sayı, sonrada setleri kaybederken, Guidetti oyuncu değişiklikleri yapsa da kazanan taraf İtalyanlar oldu.
İYİ DE BAŞLAMIŞTIK AMA...
OYSAKİ maça iyi de başlamıştı Vakıfbank. Etkili servis atmamıza rağmen özellikle libero Sirressi muhteşem oynayarak düzenimizi bozdu. Ama sahanın yıldızı tartışmasız Piccinini oldu.
ÜÇÜNCÜ şampiyonluk ün akşam çok yakışacaktı VakıfBank’a... Final-four’da olmak önemli. Final oynamak da çok önemli. Yazık oldu.
VOLEYBOLDA kulüpler düzeyindeki en üst organizasyon Şampiyonlar Ligi 4’lü finalleridir. İtalya’nın Montichiari şehrinin de Türk voleybolunda ayrı bir yeri vardır. Ahmet Gülüm’ün Federasyon Başkanı olduğu zaman erkeklerde ilk defa Dünya Şampiyonası’na gitme hakkını burada kazanmıştık. Burada da kazanan Türk voleybolu olacak.
F.BAHÇE ve Vakıfbank, takımlarını bu maçı düşünerek kurdular. Telafisi olmayan böyle maçları oynamak çok zordur. ‘Hastalanmayacaksın’, ‘bioritmin en üst düzeyde olacak’, ‘moral ve motivasyonun ne çok fazla ne çok düşük olacak’ gibi inanın daha 10 sayfa madde yazarım. Sonuca ne etki eder derseniz, hepsinden birazcık etkilenir sporcular.
BU maç F.Bahçe için hayâl kırıklığı oldu. Kim ve Eda böyle kötü oynarsa F.Bahçe maç kazanamaz. Bir de üstüne kötü taktik ve maçı almak için hiçbir şey yapmayan Abondanza eklenince, sadece Mihajlovic’le hücum etmekle bu iş olmaz. Servis karşılamada başlayan hatalara rağmen ilk 2 sette 5-6 sayı önde olmasına rağmen 1 set dahi alamayan F.Bahçe’de en başta yönetim, bu kadar önemli bir turnuvaya gereken ilgiyi göstermeyerek suçludur.
BU TAKIMI DURDURMAK ZOR
VAKIFBANK, genel müdüründen, yönetim kurulu başkanına, seyircisinden, basın mensupları organizasyonuna, maçı önce saha dışında kazanmıştır. Guidetti, F.Bahçe’yi çok iyi çalışmış. Libero Gizem Örge muhteşem oynadı, ismini dünya voleyboluna kazıdı. Servis karşılama iyi olunca, Naz takımını şiir gibi oynattı. Gözde toparlayıcı kaptan rolünde çok iyiydi. Aldığı pasları kritik anlarda çok iyi kullandı. Rasic ve Robin hem erken girişler yaparak köşedeki oyuncuları rahatlattılar hem de çok iyi blok yaptılar. Hill de çok iyi servis attı ve hücumda da çok iyi bir yüzdeyle oynadı.
SAHANIN yıldızı Lönneke, Naz’la çok iyi uyum yakaladı. Sadece önden değil, hem arka ortadan hem de 1 numaradan çok kritik toplar öldürdü. Guidetti ne kadar iyi bir taktisyen olduğunu bir daha gösterdi. Böyle bir sonuç beklemiyordum. Şampiyonluk yolunda Vakıfbank çok önemli bir engeli aştı. Final maçı da hiç kolay değil. Ama bu motivasyondaki Vakıfbank’ı da durdurmak kolay değil. Dile kolay 3. şampiyonluk olacak. VakıfBank’la beraber rekorlara alışığız. Biz size güveniyoruz.
G.SARAY Daikin Bayan Voleybol Takımı, CEV Kupası finalini oynamayı hak ettiği bu sezon, takım maliyet, başarı kriterinde en verimli sezonlarından birini geçiriyor. Rus ekibi Dinamo Krasnodar ise geçen yılın da CEV Kupası şampiyonu.
İLK maçı İstanbul’da 3-2 değil de 3-1 kazanabilirdik. Neyse, Ruslar’ın maç öncesi Tatiana Koshelava aracılığıyla yarattıkları gerginlik bize yaramadı. Sporun sadece sahada oynanmadığı ve bu gibi siyasi işlere alet edildiği olayları hiç sevmiyorum. Kaldı ki G.Saraylı kızlar neşeyle oynayan keyifli bir takım. Krasnodar belki de bu tip stresler yaratarak şampiyon oldu. Ancak bizim için temiz bir oyunla sonuna kadar mücadele eden G.Saray Daikin Bayan Voleybol Takımı’nı canı gönülden kutluyorum. Sahada oynanan maça gelince Krasnodar, Malykh’le hücumda sonuca giderken, iyi servis atan takım da ev sahibi Ruslar’dı. Biz ise hücumda Centoni ve biraz da Jackson’la dirensek de, çok servis kaçırınca finalin ikinci ayağında 3-0 kaybederek şampiyonluğu kaçırdık.
SPORDA finale kadar gelmek önemli. Finalde kazanmak da, kaybetmek de var. Galibiyet için sporda her yolun geçerli olmadığı bir dünya dileğiyle.
FİNAL gününün değerini bilmek lazım. İtalya maçını değerlendiriyorsak eğer, kızlarımızın buraya gelecek başarıyı göstermeleri gerekir. Önce bunun için onlara kocaman teşekkürler. Olmadı. Elimize gelen fırsatı teptik. Takımın en temel direkleri ihtiyaç anında devreye girmeyince bütün takım istatistiklerinde iyi olmamıza rağmen maçı 3-2 kaybettik.
SON söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Özellikle son sette Del Core köşede çabuk toplarda Kübra’nın yetişemediğini, bir kenardan Ferhat hoca ve ekibi göremedi! Bahar kozunu sahaya sürmedi. Kritik topları bugüne kadar öldüren Neriman bu sefer öldüremedi. Gözde hücumdan çok blok yaptı. Maçın ışıldayan yıldızı Eda bile çok kritik bir boş topu auta vurdu, Naz gününde değildi.
4 YIL ÇÖPE GİTTİ
OLİMPİYAT hayâlini kaybettik ama Neslihan’ı kazandık. Baktı ki hücumda büyük sıkıntı var, aldı sazı eline. Neriman’ın servis karşılamasına laf edenler utansın. Süperdi bu maçta. Böyle beklenti içinde olduğumuz organizasyonda başarı gelmeyince iyi ya da kötü bütün yapılan işler sorgulanır. Bundan doğal bir şey yok. Kolay değil 4 yılı çöpe attık.
HEDEFİMİZ Rio diyerek bu yoldaki en büyük engel olan Rusya maçına çıkarken kızlarımızın omuzlarında sadece sportif başarı stresi yoktu. Aynı zamanda ülkelerimiz arasındaki anlamsız soğukluğun da sorumluluğu vardı. Maça çok iyi başladık. Muhteşem Ankara seyircisinin desteğiyle, takımca iyi oynadık.
ORTADA Eda ve Kübra ile uzun Rus bloklarını dağıtmayı başardığımız zamanlarda köşelerde Neriman ve Gözde rahatladılar. Neslihan ve Nazla iyi servis de atınca seti kazandık ve her şey yolundaydı. Antrenör Marichev pasör değişikliği yaparak oyuna Startsevay’ı aldı.
NE olduysa bütün her şey terse döndü. Önce servis karşılamamızı sonra da libero Gizem’i bozdu Rusya etkili servislerle. Daha sonra uzun oyuncularla blok yaparak bir anda dağılmamıza neden oldular. Yapılan oyuncu değişiklikleri de sonuç vermeyince çok açık ara iki set verdik.
UMUTLANMIŞTIK...
RUBUN son maçında Hollanda ile karşılaşan Sultanlar maça iyi başlamadılar. Gruptan çıkmayı garantilemenin rahatlığı mı bilmiyorum ama Almanya maçında ne kadar olumlu işler yaptıysak, Hollanda maçında da bir o kadar hiçbir şey yapmadık. Gözde Yılmaz, Polen ve Özge oyuna girdi. Ancak Hollanda pasörü Dijkema’nın çok iyi pas dağıtımı, önce bizim blok-defans kurgumuzu bozdu. Sonradan giren oyuncuların katkısı beklediğimiz gibi olmayınca takım halinde durduk.
BİZ bu Hollanda’yı bu kadar kötü servis atarak yenemeyiz. Nedense bütün servisi Hollanda Kaptanı Balkestein’a attık. O da mükemmel servis karşılama yüzdesiyle oynadı. Sahanın en iyisi pasör çarprazı Slöetjes’i durduramadık. Guidetti Neslihan’a ve Neriman’a attırdığı servislerle ortadan hücum etmemizi engelledi. Hollanda yüksek blokları köşe hücumlarımızı çok rahat durdurdu. Ve beklemediğimiz farkla ilk iki seti kaybettik.
İSTEK VARDI AMA...
ÜÇÜNCÜ sette servis karşılama problemini çözmek için Neriman’ın yerine Güldeniz’le başladı antrenörümüz Ferhat. Bu sette mücadele vardı, istek vardı ama yetmedi. Neslihan’la hücumda direnmeye çalıştık. Eda blokta, Gizem defansta katkı sağladı ama Hollanda daha fazlasına izin vermedi.
RIO yolunda kaza geçirdik diyelim. Yarı final maçını büyük ihtimalle Rusya ile oynayacağız. Zaten bu turnuvadan bir takım çıkacak. Ya finalde ya da yarı finalde yenmek zorundayız. Kolay değil ama Hollanda’ya nazaran daha çok şansımız var.
SIRBİSTAN'LA 2013'teki Avrupa Şampiyonası'nın rövanşı niteliğindeki bronz madalya maçını 3-0 kaybettik. Genel anlamda yarı finalde Hollanda'ya kaybettiğimiz maçın tekrarı gibi bir maç oynadık. Turnuva oynanırken gördüklerimizi ve bir sonraki maçlarla ilgili hissettiklerimizi aynen söyleyip yazılmalı mı, hala karar verebilmiş değilim. En çok kenar yönetimi, yaptıkları ve yapmadıklarıyla eleştirilecektir. Ferhat bana göre bu ilk önemli sınavında başarılı ya da başarısız demeden yol gösterilmesi gereken genç bir teknik adam. Ferhat'ın özelinde olmayan ama bu değişim yılında hem kadroyu hem de kenar yönetimi gençleştirmek doğru değil diyerek işin başında eleştirimi yapmıştım. Gerek kadroda gerekse Ferhat'ta iyi sinyaller var. Ancak, Ferhat'ın yanına ona katkı sağlayacak yardımcı antrenör şart.
KİMİN nasıl oynadığına çok takılmak istemiyorum. Turnuvanın başından sonuna her oyuncu elinden geleni yapmıştır. Zaman Zaman oyundan kopmalar olsa da istekle sahada mücadele edilmişse, çok fazla sonuç odaklı konuşmamak lazım. Ama nelerin olmadığını da söylemek görevimiz. En başta bu servisle hiç bir şey olmaz. Bütün oyuncuların servislerini önce kendileri adına sonra da oynadıkları takım adına gözden geçirip, iyileştirmek zorunda olduklarını bilmeleri lazım. Bu servisi atamayınca blok yer tutamıyor, defanstan top çıkmıyor. Eskiye göre en büyük sıkıntımız yukarıda anlattığım bölümdeydi. Defanstan az top çıkınca ekstra iş yapacak mücadele motivasyonu gelişmiyor. Bu üçlü (iyi servis, blok, defans) çok çalışmanın, birlikte iyi antrenman yapmanın göstergesidir. Ferhat ve ekibini işte tam burada sorumlu olmaya ve bundan sonra antrenman düzeninden ödün vermeden oyuncuların çalışmasını sağlamaya odaklanmaya davet ediyorum. Çalışmamışlar demek istemiyorum. Ancak yeterli olmadığını sahadaki mücadelelerden anlamak mümkün.
ÖNEMLİ bir turnuvada oynadığımız voleybolun en iyi derecesiyle dönüyoruz. Hiç moralleri bozmayalım. Ancak ocak ayında Ankara'da yapılacak olan olimpiyat elemesinde bütün bu eksikliklerin giderilmesini bekliyoruz. Başarılı olunabilir mi? Evet ama çok çalışmadan olmaz. Bir çift sözüm de yayıncı kurum olan TRT'ye. Avrupa Bayanlar Şampiyonası değersiz bir organizasyon mu ki diğer maçları vermediniz? Bu ülkenin yarısı kadın ve voleybol kadınların 1. sporu. Biraz empati ve saygı lütfen.