Biten tartışma

30 Eylül 2016

İKİ notu sonuçtan bağımsız maç başlamadan evvel şuracığa not etmeli. 1-) Sakatlığı, cezası yok iken 2’si kolay 1’i zor, son 3 maçta Salih 18’de yok. Ve ilk maçı dışında ‘haber’ bile değil! 2-) Tribünlerle futbol takımı arasında yönetimce feshedilen sosyal kontrat, bu kulübün başına bela olacak. Bilet fiyatlarının pahalılığı elbette gerekçedir; ancak bu taraftar geçmişte 33 dolar ödeyip çokça Avrupa Kupası maçına gidip yırtmıştı hançeresini.OYUNUN ilk 18 dakikası herkesi uyuttu. İki takım da hiçbir şey yapmadan topu tepti durdu. Golde Kuyt dağınıklığı, Lens çabası, Ozan dikkati ve Emenike şıklığı üst üste binince ekibimize de güven geldi. Uyuyan maç, F.Bahçe’nin gol sonrasındaki yükselen enerjisiyle izlenir hale dönüverdi. Kenardan Lens katkılı merkeze baskı, hem rakibi çıkarmadı hem de daha mahir ayaklara sahip olmamız nedeniyle oyunu bize çevirdi. 35’lerden sonra top ağırlıklı rakipte kalsa da oyunu 47 dakika süresince vermedik!BİLAL ZORLADIBENZER tablo 70’lere kadar sürdü. Oyun/top ağırlıklı bizde kalmışken gerek hocanın hafta içi ‘geçen seneden 15 metre önde oynuyorlar sadece’ dediği Ozan-Souza, gerekse Lens ile etkili ceza sahası koşuları yaptık. Son 20 dakika özellikle rakipteki Bilal hamlesi sonrasında zorlandığımızı görsek de iştah ve coşku anlamında iyi bir sınav verdi temsilcimiz. Hak ederek kazandı. 2.yarı iki-üç sarsak geri pası dışında savunmada da sağlam durdu.VE dün akşam kanımca bir manasız tartışmayı bitirdi. Sezonun 9. resmi maçında belli oldu ki artık F.Bahçe, Ersun Yanal benzeri (ki bugünkü bekler daha kifayetsiz) bir direkt oyun oynayacak. Oyunun kalitesini hızlı ve ritimli adamlar tespit edecek. Set meselesiyle fazla zihin bulanmayacak. Kaldı ki 2017’deki Avrupa maçlarında bu takıma bir vites daha arttıracak Volkan katılacak, ligde zaten var! Böylelikle hocanın tercihi (belki de tespiti/zorunluluğu) olan uzun, direk, hızlı oyunla 10 numara sıfatı konulan sonuçsuz tartışma ortadan kalktı! Yani bu oyun hükmünü yitirene kadar!

Devamını Oku

Derbi şöleni

25 Eylül 2016

4-1-1'E yakın bir formatla çıkan G.Saray'da Sneijder'in daha merkezde bulunması oyunun anahtarının sarı-kırmızılılarda kalmasına neden oldu. Oradan trafiği iyi idare eden Hollandalı'ya Beşiktaş iki klas liberosuna rağmen ciddi baskı koyamadı; ya da koyduğu baskı yeterli gelmedi Wes'in klasına.Terste de Selçuk ile Tolga, "10 numara olmak istemiyorum" diyen Oğuzhan önünde sorun yaşamadılar! Beşiktaş böylelikle merkezden değil, kanatlardan hücum etmek zorunda kaldı. İlk 15-20 dakikada bu zorunluluk, üstünlük kurmaya sebep oldu. Q7 ve Caner, Sabri kanadını adeta bitirdi! Oyun, hep Beşiktaş'ın idi! Elbette o sıra Eren'in golü, G.Saray'ın (oyunu verse de) sahada diri/moralli kalmasına etken oldu. Devi sonuna doğru gelen gol ise 'kaymaklı ekmek kadayıfı' oldu.HAKSIZ REKABETVE fakat G.Saray ilk yarı Beşiktaş'ı savunurken de hücum yaparken de, Bruma'yı koştururken de fizik gücünü harcadı, 60'lardan sonra Beşiktaş iyiden iyiye baskı kurdu. Şenol hocanın (Taliscave Aboubakar'ı alarak) Cenk'i sol kenara atıp zenginleştirdiği, Olcay ve Oğuzhan'dan vazgeçtiği, zamanzaman 4-2-4'e dönüşen oyunu ile rakibi hapsetmesi iki gol getirdi.RIEKERINK yine önemli bir maç önü analisti olduğunu kanıtlarken, hamle meselesinde sıradanlaştığını ortaya koydu. Son saniyelerde Josue'nin ters ayağına geldiği için atamadığı şutun sonrasında gelen Q7 pozisyonunda ise lüg'atımıza Cihat Arslan tarafından sokulan 'haksız rekabet' Muslera efekti görüldü. İki takımın da futbol adına sunduğu şölen herkesi çok mutlu etti.

Devamını Oku

Sıçrayan çekirge

16 Eylül 2016

MAÇ öncesi kafamdaki soru(n) şuydu... F.Bahçe en az 3.sezondur planı olan takımlara karşı bocalıyor. Karşımızda tanımadığımız ancak genetik ve kültürel olarak futbolu/sporu düzenle oynayan bir ülke temsilcisi var. Daha oyun kontrolü yüksek, alan parselasyonu konusunda bize sorun çıkartabilecek bir ekiple karşılaşacağımızı sanmıştım. OYSA tabanca gibi başladılar. Sadece hızlı hücum etmiyorlar, istedikleri anda da ivmelenebiliyorlardı. Oyunu bizim sahamıza yıkmaktaki maharetlerini görmek için ‘ilk yarı sonundaki ısı haritasına bakmak’ yeterliydi. Sadece 10.dakikada Stoch’un ortasındaki Josef kafası dışında koca 47 dakika F.Bahçe rakip ceza sahasına giremedi; ne acıydı, ne acıklı! Ukrayna ekibi ne isterse yapabiliyordu. Bizimkiler ise ne ortada oyun kurup oyuna derinlik, ne de kanat bindirmeleriyle oyuna genişlik kazandırabiliyorlardı.2. yarıya hoca niye olduğunu anlayamadığım bir değişiklikle başladı. İyi değildi kabul ama ayağı kuşkusuz Ozan’dan temiz Salih’i dışarı almak orta sahadaki verimsizliği arttırabilirdi. Hadi öyle olmadı, öteki düşüncen skoru belli bir süre daha 0-0’da tutmak olabilirdi. Onu da beceremedin! Merkeze; 2 stoper önündeki 2 defansif orta sahanın yanına bir 3/4 defansif Ozan koydun... Golü cam gibi merkezden yedin!ZORYA GURUR YAPMADI!RVP ile Emenike’nin oyuna girişinin zamanlamaları doğru olsa da ‘170 milyon Euro’luk’ rakibi önünde son 15 dakikada geri çekilmekte gurur yapmayan Zorya’nın tutumu da son çeyrekteki iyi oyunun nedenlerindendi. Baskı neticesinde gelmeyen gol, duran toptan şansın yardımıyla geldi. Tıpkı Talisca’nın golünde olduğu gibi bu gol de gruptaki dengeler konusunda hatırı sayılır farklılıklar getirir; bilhassa Zorya açısından.İŞİN özüne gelince. F.Bahçe planla oynayan takımlar karşısında hepten çuvallamakta. Çünkü kendi oyun anlayışı ve takım kimyası ne sistemli, ne planlı. Çekirge, dün gece 1 puanlık sıçradı; yine olur mu? Çok zor!

Devamını Oku

Sıçrayan Çekirge

16 Eylül 2016

MAÇ öncesi kafamdaki soru(n) şuydu... F.Bahçe en az 3.sezondur planı olan takımlara karşı bocalıyor. Karşımızda tanımadığımız ancak genetik ve kültürel olarak futbolu/sporu düzenle oynayan bir ülke temsilcisi var. Daha oyun kontrolü yüksek, alan parselasyonu konusunda bize sorun çıkartabilecek bir ekiple karşılaşacağımızı sanmıştım.OYSA tabanca gibi başladılar. Sadece hızlı hücum etmiyorlar, istedikleri anda da ivmelenebiliyorlardı. Oyunu bizim sahamıza yıkmaktaki maharetlerini görmek için ‘ilk yarı sonundaki ısı haritasına bakmak’ yeterliydi. Sadece 10.dakikada Stoch’un ortasındaki Josef kafası dışında koca 47 dakika F.Bahçe rakip ceza sahasına giremedi; ne acıydı, ne acıklı! Ukrayna ekibi ne isterse yapabiliyordu. Bizimkiler ise ne ortada oyun kurup oyuna derinlik, ne de kanat bindirmeleriyle oyuna genişlik kazandırabiliyorlardı.2. yarıya hoca niye olduğunu anlayamadığım bir değişiklikle başladı. İyi değildi kabul ama ayağı kuşkusuz Ozan’dan temiz Salih’i dışarı almak orta sahadaki verimsizliği arttırabilirdi. Hadi öyle olmadı, öteki düşüncen skoru belli bir süre daha 0-0’da tutmak olabilirdi. Onu da beceremedin! Merkeze; 2 stoper önündeki 2 defansif orta sahanın yanına bir 3/4 defansif Ozan koydun... Golü cam gibi merkezden yedin!ZORYA GURUR YAPMADI!RVP ile Emenike’nin oyuna girişinin zamanlamaları doğru olsa da ‘170 milyon Euro’luk’ rakibi önünde son 15 dakikada geri çekilmekte gurur yapmayan Zorya’nın tutumu da son çeyrekteki iyi oyunun nedenlerindendi. Baskı neticesinde gelmeyen gol, duran toptan şansın yardımıyla geldi. Tıpkı Talisca’nın golünde olduğu gibi bu gol de gruptaki dengeler konusunda hatırı sayılır farklılıklar getirir; bilhassa Zorya açısından.İŞİN özüne gelince. F.Bahçe planla oynayan takımlar karşısında hepten çuvallamakta. Çünkü kendi oyun anlayışı ve takım kimyası ne sistemli, ne planlı. Çekirge, dün gece 1 puanlık sıçradı; yine olur mu? Çok zor!

Devamını Oku

B Grubu’nun kader golü!

14 Eylül 2016

ŞENOL hoca, kadro zenginliğinin avantajını kullanarak ‘elbette’ bir plan yaparak sahaya çıktı. Defansta Beck’i tercihi, arkalı önlü 2 sol bekini kullanması, ağırlıklı 6 numara olmalarına rağmen oyun akıllarıyla hücumda da iş yapabilmesi muhtemel 2 ön liberosuyla savunma karakteri yüksek bir ekip sahaya sürdü. Hiçbir itirazım olamaz! Daha 13 gün önce 3-4 transferini yapamamış, ‘Stoper almadan transfer bitti’ demem diyen bir hocanın bu güvenlik paketine kim isyan; itiraz edebilir ki! Hatta Adriano’nun yerine Olcay’ı da koysa itirazım olmazdı!BEŞİKTAŞ, maça rakibine kanat organizasyonu yaptırmayan alan baskısı ile başladı. Gol anında savunma hattı doğru mesafede duramadığı gibi, baskıda da geç kaldı ve Marcelo-Tolga ortak hatasında golü yedi.SONRASINDA rakibin doğru oyunu ve alan parselasyonu sahadaydı. Benfica topu surekli kenara pas olarak atıp Atiba ve Gökhan’ı da buraya kaydırarak, topu aldığımızda organize olmamızı engelledi.SONUÇTA Oğuzhan ve Atiba’yı oyuna sokamadığımız için etkili olamadık! Üçe bir, ikiye bir oyunları, kanatta Q7 ve Caner ile kuramadık.2. yarı, ilk yarıdan daha etkili bir görüntü ortaya koyduk. Şenol hocanın değişiklikleri yerinde ve zamanında olunca oyuna ortak olduğumuz anlar çoğaldı. 56. dakikada penaltımız verilmedi. Tam da ‘Yenilgi puan cetveli için can sıkıcı, 2. yarıdaki oyun ise geleceğe ait umutlarla dolu’ derken muhteşem bir gol izledik. Talisca attığı golle eski ve yeni takımlarıyla birlikte belki de grubun kaderini ilk maçtan değiştirdi.

Devamını Oku

Lider belli

28 Ağustos 2016

MANİSA’NIN zemini diye başlayan kaçıncı yazı acaba? Vazgeçtim artık sorunlu/sorumlu aramaktan... Bizi gerizekalı yerine koydukları kesin! Önce Akhisar’dan başlamalı. Çünkü 205 saniyede 3 duran top ve 1 gol buldular. Sonrasında 2.yarının bir 10 dakikasındaki oyunları ve sonrasındaki çözülüşleri... Sadece Soner notunu düşmeliyim. 92 doğumlu A milli takım görmüş Soner’in iyi oyunu “çıkışa” dönerse, lider karakteri kazanmasının da yardımıyla sene sonunda kendisine İstanbul yolunu açar!G.SARAY ise muhteşem oynadı. Geçen haftanın oynamadan kazananı, bu hafta aslanlar gibi oynayarak nefis bir galibiyet elde etti. Sneijder baktı ki takımda lider mider yok aldı sazı eline. Döktürdü, oynadı, oynattı; maçın adamıydı. İlk yarıda 43 dakika sadece G.Saray var idiyse maçta, onun liderliği nedeniyledir. Attığı şutlar, Eren ile uyumu harikaydı. Yetmedi, asist de yaptı. Eren olağanüstü vurdu kafayı. O da kendine yapılan kaliteli servisler kadar, servis de yapmayı denedi; becerdi.BRUMA’NIN KALİTESİ55’E kadar baş döndüren Eren, o saat başı dönünce oyundan çıktı; G.Saray’ın da 7-8 dakika başı döndü. 63’te gelen üç paslı golle maçı çevirdi sarı-kırmızılılar. Kalan bölümde gerek skoru koruma arzusu, gerekse 4-6-0’a dönüldüğü için ileride top tutamama sebepleriyle Akhisar atakları olsa da maçı kazandı. 2 ve 3. gol takımın hem set, hem de açık alanda kartları olduğunun kanıtı.SADECE 2 küçük not. Birini herkes biliyor SELÇUK (Josue geldi)! Öteki ise Bruma ile set oyunu oynanmıyor; göstergesi 2. goldeki olağanüstü toplu koşu kalitesi ve 3. gol... İlk 11’de kullanılmadığı zamanlar da olabilir, ondan yararlanmanın birden fazla yolu bulunuyor.

Devamını Oku

2 ara pas.. Ya ötesi?

26 Ağustos 2016

HANİ ‘Bu takım ne oynar?’ tartışmaları yapılıyor ya.. Transferler olmaksızın dahi bu takım birçok dizilişibecerebilir. Dünkü 11’e 4-2-3-1 şapkası da giydirirsin, 4-5-1 de, 4-3-3 de.. Topal’ı 15 metre geri çek, Fernandao’yu da Persie’nin yanına koy 3-5-2 de… 4-4-2’ye de dönersin! Mevzu sistem ve dizilişten ziyade tempo… Ve ne yazık ki bu sorun sadece F.Bahçe’nin sorunu değil. Ülke futbolu olarak tempo sorunumuz var. Pislik bir dert bu.. Çirkin, huysuz, hırçın… 18 takımımızın en az 15’inde mevcut.GEÇİŞ oyunları maharet kadar vücut ve oyun disiplini gerektirdiği için eksiğiz ülkece. Dar alanlarda becerebildiğimiz kadar set oyunu, duran top ya da hücum geçişlerini kısmen yapabildiğimiz kontra organizasyonları… Bir büyük takımımızın 45 dakikada rakip kaleyi sadece 1 kez yoklaması (38’ RVP) yalnızca dünün derdi değil. Isı haritaları ilk yarıda temsilcimizin rakip ceza sahasının %75’ine girememesine rağmen rakipten daha çok topla oynadığını (nafile) gösteriyordu.HOCA RÖNTGENİ ÇEKMİŞ! DAHA 7-8 günlük hocanın falan da işi değil bu. O zaten 50 yıllık deneyimiyle 3 günde senin ritmik röntgenini, motorik fotoğrafını çekmiş. Raporunu yazmış, senin fizik kalitene notu vermiş! İlk maçı 3-0 kazanmışın. Rakip senden zayıf… En azından 4-0’ı yapabilecek kapasitede değil. Hava, saha harika. Başkan bir gece önce ‘bir ortaya, bir de sağ tarafa adam istedi hoca; bir de Sow var’ demiş. Yani öndeki 6’lıdan en az 4’ünün oynayamama kaygısı olmalı.OYNAMAN için, maça damga vurman için her koşul mevcut! Velev ki hata yaptın, maçı kaybettin! Nedeğişecek. Sen emek vermiş olacaksın. Biz de emek verenleri, futbol gösterebilenleri göreceğiz! İki ara pasın göz pası sildiği son 15’te hariç kerameti kendinden menkul bir hantallıkla turu geçtin! Sen mutluysan sorun yok! Biz değiliz! Böyle giderse de olamayacağız. Ülke olarak 6 maç daha buna katlanamayız!

Devamını Oku

Kazanan Karabük

23 Ağustos 2016

KENDİMİZİ eleştirerek başlamalıyız. ‘Bu Karabük’ün böyle oynayabileceğini tahmin edemedik!’ Etmiştim diyen yalan söyler! Konyaspor’un hızlı oynayanını gördük. Başakşehir’in (şimdilik) gol atamayanı. Osmanlıspor’un ham hali! Bir N’Diayeler’i , bir Aminular’ı olsa dün gece TT Arena’da izlediğimiz ekip, takım olunca büyük işler başarabilir.18 transfer sonrası, henüz 38 yaşındaki Hırvat hocayla, ilk maçta bu resmi ortaya koymak muhteşem iş. Herkes biliyorduysa bile ben yanıldım! Takımın lideri Ceyhun Gülselam... “Mancini bunda ne buluyor?” diyenlere dün akşam, hele de 2 yıllık Bundesliga tedrisatı sonrası, daha bir olgun, daha bir bilge edasıyla her saniye yanıt verdi. Oynadı ve arkadaşlarını yönetti. 88’deki şutunu da maçın G.Saray’daki yıldızı Muslera çıkardı.ÇEKİRGE BİR DAHA SIÇRADISARI-kırmızılılar tıpkı geçen yıl olduğu gibi... Her maç taraftarı sinir eden temposuzluğunu 95 dakika koruduğu gibi! Maç G.Saray tarafından skor olarak kazanılmış olabilir. Oyun Karabük’ündü, maç Karabük’ün hakkıydı. Futbol adına doğru ne varsa onlar yaptılar. Sayısız gol pozisyonuna girdiler. Savunma hücum geçişlerini, bilhassa hücuma geçerken çok etkili yaptılar. Neredeyse kötü oyuncuları yoktu. Sonradan girenler bile etkili oldu. İlk yarı adeta dökülen G.Saray’ın ikinci yarıdaki kıpırdanmalarına zaman zaman izin verseler de oyunu alanı doğru sezip iyi kapattılar.FUTBOLUN adaleti yok! Maçın hakkı G.Saray’ın kazanması olmamalıydı. Maç boyu 2-3 gol pozisyonuna girebilen, rakibe en az 8-9 pozisyon veren sarı-kırmızılılar, son saniyede Eren ile 2 puanın daha sahibi oldu. Çekirge Konya’dan sonra bir kere daha sıçradı. Kötü futbol, bir kafa topuyla artı 2 puan daha getirdi. Eren’i derslik darbeli kafa vuruşu sebebiyle kutlamalı. O kadar mahir orta saha varken ortayı yapanın Chedjou olduğunu da anımsatmalı. Muslera yine kalesinde devleşti. Ancak bunların hiçbiri Karabük’ün maçı hak ettiği gerçeğini değiştirmiyor. Karabük, kazandı!

Devamını Oku