Otomotiv üretim ve ihracatı 2022’de artacak

17 Ocak 2022

 

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), 2021 yılına ait üretim ve ihracat adetleri ile pazar verilerini kamuoyuna açıkladı. Bu kapsamda; 2021 yılında toplam üretim 2020 yılına göre yüzde 2 azalarak, 1 milyon 276 bin 140 adet, otomobil üretimi ise yüzde 8 azalarak 782 bin 835 adet oldu. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 1 milyon 331 bin 643 adede ulaştı. OSD verilerine göre Türk otomotiv sanayisinin Aralık ayı üretimi de geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12,1 azalarak 131 bin 557 adet olurken, aynı dönemde 76 bin 570 adet otomobil üretildi. Ayrıca, otomotiv sanayisinin 2021 yılı kapasite kullanım oranı yüzde 65 olarak gerçekleşti. Araç grubu bazında kapasite kullanım oranları ise hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 64, kamyon grubunda yüzde 83, otobüs-midibüs grubunda yüzde 31 ve traktörde yüzde 74 oldu.

Bu yıl artış öngörülüyor

2021’de globalde araç üretiminin 10,3 milyon azaldığına dikkat çeken OSD Başkanı Haydar Yenigün şunları kaydetti:
“Önümüzdeki dönemde araç üretiminin, toplam otomotiv üretiminin geçmiş yıllardan çok daha yükseğe çıkacağını öngörüyoruz. Bunun da önümüzdeki yıla dair rakamlarına baktığımız zaman dünyanın her yerinde esasında artı rakamlar görüyoruz. Pazar 2022 yılında geçtiğimiz yıla nazaran daha yüksek olacak tahminimiz var. Bunun Türkiye’ye yansıtılmış haline bakarsak; ihracatta 2021 yılından daha yüksek bir rakam öngörümüz var, üretimde ise yine benzer oranlarda bir artışa geliyoruz diye öngörüyoruz.”

Ticari araç üretimi yüzde 11 arttı


Devamını Oku

Ticari araçların bakımını aksatmayın

14 Ocak 2022

 

Ticaret amacıyla kullanılan araçların sermaye görevi gördüğüne dikkat çeken uzmanlar artan kurlar ve üretim tarafındaki global aksaklıklar sebebiyle ticaret erbaplarının yeni bir araç almasının zorlaştırdığına dikkat çekiyor. Bu durum eldeki araçlara daha iyi bakılması gerçeğini beraberinde getiriyor. Aşin Otomobil Genel Müdürü Okan Erdem, "Örneğin Vito sınıfındaki araç modellerinde tipine göre 1000 TL ile 2250 TL arasında ve Sprinter sınıfındaki araç modellerinde tipine göre 2000 TL ile 2500 TL arasında bir periyodik bakımla aracın ömrüne ömür katarken ikinci el değerini de artırmış oluyorsunuz. Olası bir arıza, aynı zamanda sistematik işlerin aksamasına ve ciro kaybına yol açabiliyor. Ülkemizdeki 25 milyon aracın yaklaşık 4,6 milyonu hafif ticarilerden oluşuyor .İyi bakılan her hafif ticari araç aslında dolaylı olarak cari açığın artmasına da engel oluyor." dedi.

Bakım araları uzamasın

Üretimde binek otomobillerden daha dayanıklı bir yapıya sahip olacak şekilde geliştirilse de, düzenli bakımın önemine dikkat çeken Erdem bakım aralıklarının uzatılmaması gerektiğine dikkat çekti. Otomobillere göre çok daha fazla yol kat eden hafif ticari araçların, ülkemizde yılda ortalama 30.000 km ile 150.000 km arasında kullanıldığını söyleyen Erdem, "Genellikle ticari amaçlı kullanılan araçlarda en büyük handikap, çok kilometre yapılmasına karşın zamandan tasarruf etmek adına bakımların aksatılması oluyor. Oysa bir günlük kapsamlı bir periyodik bakım sayesinde, problemsiz şekilde bir Vito sınıfı ile 15.000 km, Sprinter sınıfında ise 20.000 km kadar daha yol kat edebilirsiniz." dedi.

Yeni araç satın almak zorlaşıyor

Düzenli kontrol ve bakımları sürekli aksatılan hafif ticari araçların yakıt tüketimlerinin yüzde 15-20 kadar artabildiğini ifade eden Erdem "Döviz kurlarındaki dalgalanma ve tedarik problemleri günümüz koşullarında yeni bir ticari araç satın almayı her geçen gün zorlaştırıyor. Diğer yandan hali hazırda kullandığınız hafif ticari araç, bir sermaye görevinde ve ticaret erbaplarının sermayelerine iyi bakmalarını tavsiye ediyoruz. Aracınıza yaptıracağınız düzenli periyodik bakım, 75 bin TL'yi bulabilecek motor revizyonlarına karşı en iyi önlem olurken, revizyon sırasında yaşanacak iş ve ciro kaybının da önüne geçecektir." şeklinde konuştu.

Devamını Oku

ÖTV oran ve matrahlar değişiyor!

13 Ocak 2022

 

Yeni düzenlemeye göre aracın vergiye konu fiyatının 45, 50 ve 80 olarak uygulanan ÖTV oranlarının arasına yeni dilimler eklendi. Artık aracın fiyatına göre ÖTV oranı yüzde 45, 50, 60, 70 ve 80 olarak belirlenecek. Yeni düzenleme ile bazı otomobil modellerinin fiyatlarında yüzde 5 ile 11 arasında indirim gelmesi bekleniyor.  

MATRAHLAR YÜKSELTİLDİ

Resmi gazetede yayınlanan  karara göre, 1600 silindir hacmine kadar, yüzde 45 ÖTV dilimindeki matrah limiti (Vergisiz ülkeye giriş fiyatı) 92 bin liradan 120 bine çıkarıldı. Yüzde 50'lik ÖTV limitinde yer alan araçların yeni matrah limiti ise 120 bin-150 bin arasına yükseltildi. Ayrıca araçların matrahlarına göre yeni vergi dilimleri de oluşturuldu. Buna göre, matrahı 150 bin-175 bin arası araçların yüzde 60, matrahı 175 bin-200 bin arası araçların yüzde 70, matrahı 200 bini aşan araçların ÖTV'si ise yüzde 80 oldu. Motor hacmi 1600 silindiri geçen, 2000 silindiri geçmeyen otomobillerde ise yüzde 45 ÖTV dilimindeki matrah limiti 114 binden 130 bine çıkarıldı. Yüzde 50'lik ÖTV limitinde yer alan araçların yeni matrah limiti de 130 bin - 210 bin seviyesine yükseltildi. Matrahı 210 bini aşan araçlarda ise ÖTV oranı yüzde 80 olarak uygulanacak..

 MODELLER ARASINDAKİ FARK AZALIYOR 

Yapılan düzenleme ağırlıklı olarak A,B ve sınırlı sayıdaki C segmenti araçları etkileyecek. Lüks markaların çoğu yüzde 80 dilimine girdiğinden fiyatlarında değişiklik yapmayacak. Düzenleme  ile ÖTV’ye konu matrahı 149.999 TL’Yi aşan araçların, bir anda 55 bin TL fiyat artışı yaşaması ortadan kalkmış olacak.  Daha önce ÖTV’ye konu matrahı 150 bin TL’Ye kadar oyan araçlar yüzde 50 ile vergilenirken, bu rakamı bin TL bile aşınca fiyatı 55 bin lira arıyordu. 150 bin TL vergili otomobilin fiyatı 265 bin lira olarak etiketlenirken, 150.001 TL’ olunca fiyat 320 bin liraya yükseliyordu.320 bin lira olarak etiketlenen bir otomobil, yüzde 80 yerine yüzde 60 ÖTV dilimine girecek. Bu da fiyatta yüzde 10 civarında bir indirim getirecek.

FİYATLAR GÜNCELLENİYOR

Devamını Oku

2.elde talep artıyor

11 Ocak 2022


Son aylarda döviz kurundaki ani artışla birlikte durma noktasına gelen otomotiv satışlarında, tekrar canlanma başladı. Dolar ve Euro’daki düşüş, otomobil fiyatlarına indirim olarak yansırken, özellikle ikinci el pazarında hareketlilik yaşanıyor. TÜİK verilerine göre, 2021 Ekim sonu itibarıyla ikinci el otomotiv satışları, 2020’nin aynı dönemine göre yüzde 15,4 azalarak 6 milyon 776 bin adede gerilemişti. Dövizdeki düşüşle birlikte ikinci el otomotiv pazarında hareketlilik sinyalleri gelmeye başladı.

“Fiyatların inmesi talebi canlandıracak”

Kurlardaki dalgalanma nedeniyle ikinci el araç pazarında aylardır süren bir durgunluk olduğunu söyleyen VavaCars Pazarlama Direktörü Alper Karaer, 2021 yılının hem sıfır araç hem de ikinci el pazarı açısından zorlu geçtiğini kaydetti. Karaer, sözlerine şöyle devam etti: “2021 yılına baktığımızda bir yılda 6 lira yükselen dolar kuru yüzde 80 civarında artmış durumda. Diğer yandan arz talep dengesinin de ikinci el lehine işlediğini görüyoruz. Çip krizinin sonucu olarak yeni araç tedarikindeki sorun halen çözülmedi ve yakın zamanda da çözülecek gibi görünmüyor. Bu da talebin büyük oranda ikinci ele kaymasını sağlıyor.”
Özellikle döviz kurundaki düşüşü fiyatlarına daha yüksek oranda yansıtmış firmaların araç almak isteyenler için fırsatlar sunduğunu kaydeden Karaer,”VavaCars olarak günün gerçeklerine hızla adapte olup fiyatlarımızda 20 bin TL’den 120 bin TL’ye kadar indirimler yaptık” dedi.

Devamını Oku

2050'de uçan arabalar devreye girecek

3 Ocak 2022

Amerika, Asya, Avrupa ile Orta Doğu’daki 14 ülkeyi kapsayan “Ford Trend Raporu” araştırması yayınlandı.Ford tarafından hazırlatılan Trend Raporu, pandemi ile yaşanan değişikliklerin geleceği nasıl şekillendireceğine odaklanıyor, gezegenimizin ve sosyal hayatımızın geleceğine dair öngörülere yer veriyor. Ayrıca teknolojiden elektrikli araçlara pek çok konunun ‘geleceğine’ bir bakış sunmayı hedefliyor. Araştırmaya göre iklim değişikliği, dünya genelinde yetişkin nüfusunun %29’unun geleceğe dair başlıca kaygı duyduğu konular arasında yer alıyor. Yetişkinlerin %81’i, iklim değişikliği yüzünden çocuklarının geleceği konusunda endişeli olduğunu belirtiyor. Bununla birlikte, teknolojinin iklim değişikliğinin etkilerini azaltabileceğine dair de bir umut var.

 MOBİLİTENİN GELECEĞİ NE?

Sürücüsüz araçların güven değeri artarken, ebeveynlerin % 65’i, çocuklarının bir yabancı tarafından kullanılan bir araçta olmasındansa sürücüsüz (otonom) araç kullanmasını tercih edeceğini belirtiyor. Ayrıca, Y ve Z kuşaklarının %31’i, yeni kuşakların araba kullanmayı öğrenmeye ihtiyaç duymayacağını düşünüyor. Raporda ortaya çıkan ilginç bir konu ise; dünya çapında erkeklerin %38’inin 2050 yılına kadar uçan arabaların hayatımıza gireceğini düşünmesi. Pandemi sonrası yaşamın belli yönlerinin eskisi gibi olup olmayacağı sorulduğunda dünya çapındaki yetişkinlerin %13’ü işin “asla normale dönmeyeceğini” söylüyor. Z kuşağının %21’i 2035 yılına kadar iş dünyasının ağırlıklı olarak serbest çalışanlardan oluşacağını düşünüyor.

ROBOTLAR ÖĞRETMEN OLACAK

Dünya çapındaki yetişkinlerin %65’i, 2035 yılında bilginin doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu ayırt etmenin bugüne kıyasla çok daha zor olacağını ifade ediyor. Nüfusun %58’i yapay zekanın geliştirilmesinin yüksek eğitimin önemini azaltmayacağına inanırken, nüfusun %68’i robotların öğretmenlerin yerini alacağını düşünüyor. Dünya çapında araştırmaya katılan tüm genç yetişkinlerin yarısına yakını evliliğin 2035 yılına kadar modası geçmiş bir kavram haline geleceğini düşünürken, Z kuşağının %79’u gelecekte çocuk sahibi olma, çocuk yetiştirme fikrine sıcak baktıklarını belirtiyor.

Devamını Oku

İkinci elde satışlar durağan 

27 Aralık 2021

İkinci elde satışlar durağan. Cardata Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın, sıfır ve ikinci el araç pazarıyla ilgili güncel değerlendirmelerde bulundu. “Kurun gerilemesiyle sıfır otomobil piyasasında yaşanan indirimlerin etkisiyle birlikte düşük ÖTV dilimine giren modellerin sayısı bir nebze arttı ancak sıfır kilometre araçlardaki bu indirim sonrası ikinci el piyasası durma noktasına geldi. Bireysel ikinci el satıcılarının bilinçsizce şişirdiği fiyatlar dolayısıyla yükselen ikinci el araç piyasası sıfır fiyatlarının çok üzerinde kaldı. İkinci eldeki fiyatların geri gelmesi ise sıfırdaki gibi dünden bugüne yaşanmayacak. Minimum 20-25 gün gibi bir süre gerekiyor"dedi.

SIFIR ARAÇTA FİYATLAR DÜŞTÜ 

Ülkemiz otomotiv pazarında 2021 yılının son ayında kur kaynaklı büyük fiyat değişimleri dikkat çekiyor. Yaşanan yukarı yönlü kur değişimleri ile Aralık ayının başından bu yana bir hafta içerisinde 2 hatta 3 defa fiyat artırımı yoluna giden markalar, gelen müdahaleler sonrasında dövizde yaşanan aşağı yönlü hareket ile kısa sürede indirimleri yansıttı. Ortalama olarak yüzde 12-13’lük indirimler fiyat etiketlerinde görüldü. İkinci el araç piyasasında ise bu durum henüz kendisini göstermedi. Sıfır ile ikinci el arasındaki fiyat farkı uçurum oldu İkinci el araç piyasasında sıfırın çok üzerinde kalan fiyatların düşmesi için zamana ihtiyaç olduğunu vurgulayan  Yalçın, tüketicilerin şu anda bir bekleme sürecinde olduğuna vurgu yaparak, “Son kullanıcıların online ilan platformlarındaki yüksek fiyatlı satış trendi, bu kur düzenlemesi ile birlikte bozuldu. Bu durumdan dolayı Türkiye’de neredeyse ikinci el otomobil satılamaz hale geldi. Ocak ayının ortasına kadar gerek son tüketici nezdinde gerekse kurumsal firmalarda, sıfır otomobil fiyatlarına endeksli olarak gerilemeyle birlikte ikinci el fiyatları da bugünkü kurlara göre normal düzeylere gelecektir. Şu an için gerileyen sıfır araç fiyatları ile birlikte ikinci elde, özellikle bireysel satıcıların yüksek fiyatlandırma yapması nedeniyle ikinci el piyasası arasında uçurum oluştu. Bazı modellerde ikinci el araç fiyatları sıfır araçların yüzde 200’e varan oranlarda üzerinde kaldı” şeklinde konuştu. 

 

Devamını Oku

Aracını modifiye ederken dikkat... 

24 Aralık 2021

 

Üreticilerin onlarca yıllık bilgi birikimi ve tecrübesiyle geliştirdikleri otomobillerin; motor, şanzıman, yürüyen aksam, fren sistemi, karoser gibi noktalarında yapılacak dikkatsiz her müdahalenin sonucunda büyük arızalar ortaya çıkabileceği ve yol güvenliğini tehlikeye atacağı belirtildi. Araç sahiplerinin bu konuda bilinçsiz olduğunu söyleyen uzmanlar. "Her otomobil mühendisler tarafından sadece belirli fiziki koşullar altında çalışmak üzere tasarlanıyor. Modifiye adı altında yapılacak hesapsız tadilatlar hiç ummadığınız anda yoldan çıkıp kaza yapmanıza neden oluyor" diye konuşuyor.

 KONVERTÖR İPTALİ TEHLİKELİ

 Uzmanlar şu uyarılardı bulundular: "Daha sportif motor sesi için aracınızı çevre katiline dönüştürmeyin. Son dönemde turbo beslemeli lüks otomobillerde performansı artırmak ve daha sportif bir motor sesine ulaşmak için birçok sürücü katalitik konvertörü iptal ettirip düz boru çektiriyor. Bu  uygulamayla otomobilin tüm motor çalışma karakterini bozmuş oluyorsunuz. Ayrıca emisyon değerlerini korumak için kullanılan katalitik konvertör iptaliyle zararlı tüm gazlar çevreye yayılıyor, araç adeta bir çevre katiline dönüşüyor. Bu araçların muayeneden geçmesi zaten mümkün değil. Maliyeti düşük tutmak için fabrika çıkışlı helezonları kestirerek ya da soğuk presle çalışma aralığını düşürerek karoseri yere yaklaştırmak çok tehlikeli. Böyle uygulamalar sonrasında çukur ve kasislerde sekme yapan otomobil yoldan çıkarak kazaya neden oluyor, helezon kesilmişse kaynak noktalarından kırılması da yüksek bir olasılık. Ağırlık merkezi değişen otomobilin yol tutuş karakteri de bozuluyor. Bunun yerine sadece üreticinin tavsiye ettiği amortisör-helezon yay setlerini kullanmak gerekiyor." dedi. Araç yazılımındaki bilinçsiz değişimler masraf kapısı açabilir ."

 BEYGİR GÜCÜNÜ YÜKSELTMEK

 Mekanik aksamlarda yapılan değişiklikler hakkında uyarılarda bulunan Aşin Otomobil  Genel Müdürü Okan Erdem "Modifiyeli araçların çoğunda gerekli araştırmalar yapılmadan değiştirilen parçalar çevreye zarar verdiği gibi otomobillerin ömrünü de kritik biçimde kısaltıyor. En önemlisi ise merdiven altı işletmelerde işlem yapılan modifiyeli otomobiller trafik kazalarına davetiye çıkararak can ve mal kaybına sebep oluyor." açıklamasında bulundu. Otomotiv teknolojisindeki en büyük yeniliklerden birisi olan ECU yani elektronik kontrol sistemleri üzerinden, motorun beygir gücünü ve tork verilerini yükseltmenin popüler bir uygulama haline geldiğini belirten Erdem, "Tabiri caizse bilgisayarı, programları ve OBD cihazı olan birçok insan bu işe girmeye başladı. Çok karmaşık araç yazılımlarında en ufak veri girişini dahi değiştirmek turbonun, piston ve supapların çok hızlı aşınmasına neden oluyor; bu da lüks segmentte motor revizyonuna kadar gidiyor büyük masraf kapısı açılıyor. Bu yüzden sadece üreticilerin onayladığı, sertifikalı markaların yazılımını öneriyoruz." şeklinde konuştu.

 

Devamını Oku