Geçen haftaya oranla telefon kavgalarının yaşanmadığı bir geceydi ama ekranlar bir yerleri taşlayanlarla doluydu. ‘4 çeker Ümit’ için Milli Takım tartışmaları da başladı
Başlık konusunda epey kararsız kaldım. Erman Hoca, İngiliz homoseksüel derneklerinin faaliyetlerden bahsetmişti, diğer tarafta Adnan Aybaba, Eric Gerets’in sözlerini ağır şekilde eleştirmişti. 3. Devre’de de Engin Verel ve Sinan Engin, Zico’ya kadro kurmuşlardı. Ama kazanan Onur Belge’nin “kavgada söylenmez” tabirindeki yorumu kaldı... Şimdi sizi merakta bırakmayalım ve geçen Pazar gecesi neler neler olmuş bir bakalım...
MARATON (Lig TV): Erman Hoca, İngiliz homoseksüel derneklerinden girip, sütlaçlık pirinçten çıkarken, sonlara doğru Kezman’ı da kalayladı ve Uganda’ya bile uğradı... Fazla söze gerek yok sazı Erman Hoca’ya veriyorum;
Erman Toroğlu: Dün İnönü’ye gittim, bugün de Sami Yen’e... “Küfür yok” diyorlar, küfür var, hocam... “İpte” diyorlar. Ben söyleyemiyorum. “İpte, ipte”
Şansal Büyüka: Çamaşır ipinde...
E.T: “İpte Fener, olamazsın şampiyon” diyorlar. Şimdi bu “ipte” lafı İngiltere’de yasaklandı. Homoseksüel dernekleri, “haksız rekabet yaratıyor, biz aşağılanıyoruz” diye bu kelimeyi yasaklatmış. Kimse kimseye “ipte” diyemeyecekmiş, maçlarda da söylenemeyecek. Homoseksüel dernekler tavır koymuş. Büyük hadiseler yaşanmış. “Biz harbi insanlarız” diyorlarmış.
Küfür mevzuunda Erman Hoca’dan azar işiten diğer bir kişi de Kezman’dı...
E.T: Rize maçı mağlubiyetinin en büyük sorumlusu Kezman’dır. Takımı dinamitleyen, satan Kezman. Küfür edip, atılacaksın, sonra alkışlanacaksın. Nerede o alkışlayanlar. Hakeme küfür ediyorsun, sonra “Ben bu küfrü her yerde ederim” diyeceksin. Uganda mı burası? Uganda’da bile, söyle bu küfürü, bak adama ne yapıyorlar?
Maraton hakkında belirtmek istediğim diğer bir konu ise şu; dört büyüklerin maç özetleri bittikten sonra gerek Şansal Büyüka’da gerekse Erman Hoca’da bir tıkanma göze çarpıyor. İdman eksiği olabilir! (10 üzerinden 7)
VE GOOL (TV 8): Ve Gool’ün bu haftaki konuğu Onur Belge’ydi ve belki de gündemde yer edecek bir açıklama yapmış oldu. Aslında Ve Gool’ün de bu tarz konuklara ihtiyacı var. Çünkü Ve Gool yorumcuları pek etliye sütlüye bulaşmıyorlar. Onlar oyuna bakıyorlar. İşte Onur Belge’nin Fatih Terim’e yüklendiği sözler...
Onur Belge: Yiğidin hakkını yiğide teslim edelim. Ümit’i süründürenler, milli takıma almayanlar, Ankaraspor’a sürenler utanmadılar mı? Yıllarca Ümit Karan gibi Türkiye’nin en iyi santrforunu şark hizmetine gönderdiler. Ayıp, ayıp. Hem G.Saray kaybetti, hem Türkiye... Hâlâ milli takımda yok.”
Bakalım, bu sözler yeni bir polemik yaratacak mı? (10 üzerinden 6)
3.DEVRE (KANAL D): Ne olursa olsun Engin Verel ve Sinan Engin bu programın lokomotifi... Bu sebeble Hakan Ünsal’ın biraz daha aktif olması gerekiyor. Geçen akşam hemen hemen her yorumcu gibi Engin Verel ve Sinan Engin de, Zico’nun Alkmaar karşısına süreceği kadroyu hazırladılar. Bu kadro AZ’yi geçmeye yetecek mi? İşte F. Bahçe 11’leri...
İlker Yasin: Alkmaar maçında Zico’nun ne yapması lazım?
Engin Verel: Hemen söyleyeyim. Önce sistemi değiştirmesi lazım. Kalede Volkan. Defansta, sağ kanatta Ümit Özat, Edu ve Deniz, Can olmaz. Solda Uğur... Beşiktaş’ın oynadığı sistem, 4-2-3-1... Serkan-Aurelio ortada. Serkan, karşı takımın en iyi adamıyla birebir oynayacak. Ve Appiah-Alex-Tuncay...
Sinan Engin: Ben de Zico’ya bir kıyak yapayım mı?
E.V: Biz de bu akşam çok kıyakçıyız. F. Bahçe bizi yardımcı antrenör olarak alsın, UEFA’da finale gideriz.
S.E: Ben zaten bazı antrenörlere tavsiye gönderiyorum. Bak şimdi, kalede Volkan.Sağda Serkan, Edu ve Deniz, solda Ümit Özat. Appiah sağ kanat adamı değil gidemiyor. M. Yozgatlı sağ tarafa, uçurtma gibi sağdan gidecek, gelecek. Karşısında R.Carlos olsun yine gider. Ortada Appiah-Aurelio. Solda Uğur. Önde Alex, onun önünde Tuncay. Zico hiç mecare aramasın, bunu paketleyip gönderelim. Türk olduğu için anladın mı? İyilik yapalım...
Haftaya, Zico’nun Alkmaar karşısına süreceği 11’i ile bu iki güzide yorumcumuzun 11’lerini karşılaştıracağım... Bakalım sonuç ne olacak? (10 üzerinden 7)
%100 FUTBOL (NTV): En yüksek puanı hakeden bir performans. Öyle ki, bu programı futbolseverler değil, futbolcularla teknik direktörler de seyretmeli... Özellikle Rıdvan Hoca’nın üç büyükler hakkında yorumları “nokta atış “ gibi... Futbolcuların hatalarından, benzer pozisyonların ekrana yansıması kadar hemen hemen her şey bir ders... İşte bir örnek...
Rıdvan Dilmen: F.Bahçe’nin son 8 maçına bakıyoruz. 2-1, 1-0, 0-0... 3 farklı maçı yok. Demek ki pozisyon üretemiyor. Sağ taraf oyuncun yok. Neden yok? Bilinmiyor. Lugano yok. Neden yok? Sakatmış. Önder yok. Bunlar iki aydır yok. By-pass olsalar, şimdiye futbol oynarlardı. Kezman hiç hazırlık maçı oynamamış. Appiah’da oynamadı. Alex kampa geç geldi. F.Bahçe’nin ilk yarının sonunda Ankaragücü maçı bitti. O maçta oynayan oyuncular yok oldu. Hem kafa, hem fizik, hem oyun olarak yok oldular. Konsantrasyonları da yok oldu.
Bunu önce siz okuyun sonra Zico mu okur, Aziz Yıldırım mı okur, bilinmez... (10 üzerinden 8)
TELEGOL (STAR):Telegol aslında detaylı bir program yapmasına rağmen puanın kırılmasının nedeni. Ulusoy’un geçen haftaki basın toplantısını, gizli kameraya çekip, özel bir konuşmaymış gibi lanse edilmesi... Sonuçta bu konuşmalar geçen hafta gazetelerin spor sayfalarında çarşaf çarşaf yayınlandı. Program başında Gerets’in sözlerinin tartışılması ise “evlere şenlik” deyimi hatırlattı. Fakat, Hakan Şükür’le yapılan röportaj çok iyiydi. Ayrıca, haftaya bir şike dosyası açacakları ve itirafçı çıkaracakların müjdesini de bu haftadan verdiler. (10 üzerinden 6)
STADYUM (TRT 1): Kalsik TRT mantığı, değişmeyen format, tek bir yere fokuslanan yorumlar. Pastel renklerde bir program... Bu hafta sonlara doğru biraz daha keyifli oldu ama süre bitti. Mehmet Demirkol’un, makyaj odasına dalan ve fön makinesi isteyen Bilgin Gökberk’i (tarama özürlüdür kendisi) anlatması ekranları başındakileri tebessümlendirdi. (10 üzerinden 5)
FUTBOLMANİA (CNN TÜRK): “Olsa da olur, olmasa da olur “ felsefesinin sonucu, geriye, düşündüren değil, güldüren yorumlar kalmaya devam ediyor. (10 üzerinden 3)
Buyur burdan yak
Rıdvan Dilmen: Bu pozisyon için ne diyorsun? (F. Bahçeli Deniz’in penaltıya sebebiyet verdiği poziyon) Çarpma mı, oynama mı?
Güntekin Onay: Bence bir sakarlık var...
Erman Toroğlu: Elinde kırık, sütlaç pirinci var. Sen sütlaç pirinciyle, pilav yaparsan, “Hadi len, kaldır şu pilavı” derler. Manisa’ya gol atmayanı dövüyorlar. Manisa hayat veriyor. Beşiktaş’a bir pompa yaptı, takımı havaya soktu. G.Saray’ı da havaya soktular. Önüne geleni düzeltiyor.
Sinan Engin: Vestel takımında, bir larçlık, bir lakayıtlık var. Hurra, ailecek karşı takım üzerine gidiyorlar. Ama tek pozisyonları yok.
5 benzeri bul
Mehmet Demirkol: Ümit Karan evinde, odadan odaya geçerken bu kadar rahat edemiyordur. Karısı, “Ümitçiğim, gel bir film seyredelim” der, yeni çocukları oldu, bebek ağlıyordur. Ümit sahada bomboş dolandı.
Ömer Çavuşoğlu: Rivayete göre, Ersun Yanal G.Saray’a geliyormuş... Hiç incelememiş mi bu takımı? Ümit Karan’ı öyle yalap şalap ortada bırakmışlar. Adam boyna gol attı be...
Tartışmaya bakar mısınız?
Konu: Gerets’in “Bir kemik için 2 köpek mücadele ediyorsa üçüncüsü gelir kemiği alır” sözü...
Serhat Ulueren: Bu adamlar, Türkiye’ye geliyorlar, iyi de para kazanıyorlar. Ben anlamıyorum. Hâlâ atlar, köpekler, kediler...
Adnan Aybaba: Avrupa’da köpek yarışları var ya... İngiltere’de falan, belki orayla karıştırdı. Bence Gerets, o köpek yarışlarında antrenör olsun. Ayıp, ayıp...
Gökmen Özdenak: Onun ülkesinde kabul görür, ama başka bir ülkenin kültürü kabul etmez. Bizde çok ayıp bir el işareti vardır. O işaret Brezilya’da zafer işareti. Santos-F.Bahçe ile oynadı. Sonra Brezilyalılar, otobüslerinden dışardaki taraftarlara o işareti yaptılar. Bizimkiler ters anladı işareti. Sonra kollar, bacaklar.
Adnan Aybaba: Anlamadığım, Belçika’daki köpek köpek de, bizdeki başka bir şey mi?
Gökmen Özdenak: Pardon ama sen Gerets’e dalıyorsun şimdi...
Adnan Aybaba: Başka kime dalacağım? Gökmen Özdenak: Adamın ülkesinde bu atasözü doğru anlaşılıyor olabilir.
Adnan Aybaba: Bu atasözü değil ki... Bizde var, “it ürür, kervan yürür” aslan gibi atasözü. Ne o köpek, kemik? Anlamadım.
Gökmen Özdenak: Sen zaten işine geleni anlıyorsun işine gelmeyeni anlamıyorsun.
Adnan Aybaba: Ben köpekle kemiği pek birleştiremiyorum abi...
Hatıralar geçidi
Rıdvan Dilmen: Fevzi’ye kim “1 Yıldız” verebilir ki? Her topta rakip forvetle karşı karşıya geliyor. Kaleci Yaşar anlatmıştı. Malatya’da bir maç sırasında, her atakta, rakip forvetle karşı karşıya geliyor. Yine bir pozisyon forvetle burun buruna... En sonunda dayanamıyor, “Hooopp” diyor. “Dur ya, görmedin mi, hakem ofsayt verdi”... Forvet de topu bırakıyor. Yaşar, topu eline alıyor, oyunu başlatıyor. Adam ne yapsın, yalan söylemek zorunda kalmış.
