TEKZİP METNİ

4 Mayıs 2018

Vatan Gazetesi’nin 28.02.2018 tarihli baskısının 3’üncü sayfasında ve ilgili gazetenin internet sitesinde, Güngör MENGİ imzası ile yayınlanan “PYD Eskiden Terörist Değil Miydi?” başlıklı köşe yazısında; Türkiye Cumhuriyeti 26. Başbakanı ve Ak Parti Konya Milletvekili Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu hakkında; “2014 yılında PYD lideri Salih Müslim ile görüştü” şeklinde bütünüyle gerçek dışı ve mesnetsiz bir iddiaya/ithama yer verildiği, bu suretle müvekkilimizin siyasi kimliğine ve toplum nezdindeki saygınlığına saldırıda bulunulduğu görülmüştür.

Kamuoyunda zihinleri bulandırmaya yönelik bir art niyetle yayınlandığı açık olan bu mesnetsiz iddia kesinlikle gerçeği yansıtmamakta olup yalan ve iftira niteliği taşımaktadır. Müvekkilimiz Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun; bahsi geçen PYD isimli terör örgütü lideri Salim Müslim isimli bu şahısla, ne T.C Dışişleri Bakanı sıfatıyla ne de Türkiye Cumhuriyet Başbakanı sıfatıyla, herhangi bir görüşmesi olmamıştır. Bahsi geçen dönemde adı geçen şahısla Türkiye Cumhuriyeti nezdinde Başbakan düzeyinde bir görüşme olmadığı gibi, 23 Temmuz 2015 tarihinde PKK, DEAŞ, DHKP-C ve bu örgütler ile iltisaklı diğer tüm terör örgütlerine yönelik aynı anda mücadele talimatını, T.C. Başbakanlığı sırasında müvekkilimiz bizzat vermiştir. Müvekkilimizin Bakanlık ve Başbakanlık görevleri sürecinde Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan terör örgütlerine yönelik nedenli başarılı süreçler yürüttüğü ulusal ve uluslararası kamuoyunun malumudur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilgili birimleri, ülkemizin güvenliği ve halkımızın selameti için her türlü önlemi alır. Bunun birçok örneği de yakın tarihimiz başta olmak üzere, kamuoyunun malumudur. Buradan hareketle, siyasi bir algı oluşturmak için gerçekleri tahrif etmenin ise ne gazetecilik ilkeleriyle ne de hukukla bağdaşır bir yönü bulunmamaktadır.

Gazetecilik etiği ve meslek ahlakıyla bağdaşmayacak bir anlayışla, sırf toplum nezdinde müvekkilimiz hakkında kafa karışıklığı ve zihinlerde soru işaretleri oluşturmaya yönelik art niyetli yayınlara, kamuoyunun itibar etmeyeceğine inancımız tamdır. Bütünüyle mesnetsiz ve gerçek dışı olmakla birlikte, hukuka aykırılık ihtiva eden ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde olan yayın nedeniyle gerekli her türlü hukuki süreci başlatmış olduğumuzu belirtmek isteriz. Kamuoyuna saygıyla arz ederiz.

Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu

Vekili Göksu Safi Işık Avukatlık Ortaklığı

Nam ve Hesabına Av. Dr. Ali GÖKSU

Devamını Oku

Nihayet, muhalefet ittifakı!

2 Mayıs 2018

Mart ayında çıkarılan ve “Seçim İttifak Kanunu” olarak bilinen yasada “ittifak yapan partilerin baraj sorunu olmayacağı” ile ilgili madde bu seçimi diğerlerinden farklı kıldı. Bir tarafta Ak Parti-MHP ittifakı MHP’nin yüzde 10 barajını aşma riskini kaldırırken diğer tarafta seçime yalnız girecek muhalefet partileri için bu sorun ortada duruyordu. Ayrıca, Cumhur İttifakı’nı oluşturan iki parti “başkanlık rejimi”ni getirmek üzere yola çıkmıştı. Diğer muhalefet partileri ise “parlamenter demokrasi”nin değişmemesinden yanaydı. İttifak formülleri günlerce tartışıldı, liderler sık sık görüşerek bir anlaşma sağlamaya çalıştı.

Kendi adaylarıyla!

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile SP Genel Başkanı Karamollaoğlu CHP, İYİ Parti, SP ve DP’nin ittifakına sıcak bakıyordu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise yalnızca SP ve DP ile ittifakın ihtimal dahilinde olduğunu söylüyor, bu partilerle ilkeler bazında anlaştıklarını belirtiyordu. Cumhurbaşkanlığı konusunda ise; İYİ Parti’nin cumhurbaşkanı adayı olarak tek başına yarışacağını daha ilk günden kesin şekilde ifade etmişti.

Salı akşamı CHP, İYİ Parti, SP ve DP’nin bir ittifak oluşturmak üzere prensipte anlaştıkları açıklandı.

Partiler, Akşener’in baştan beri istediği gibi ilk turda kendi adayını çıkaracak, cumhurbaşkanı adaylarından hangisi ilk turda en yüksek oyu alırsa 2’inci turda 4 parti o adayı destekleyecek.

Genel seçimde ise…

Genel milletvekili seçiminde de 4 parti ittifak yapacak. Buna göre her parti kendi milletvekili adaylarını çıkaracak. Bazı kritik illerde 4 parti “en güçlü olan partinin adaylarına” destek verecek. İttifakta her parti kendi kurumsal kimlik ve listeleriyle yer alacak.

Bugüne kadar “çatı aday” çıkarmaktan bile söz edilmişti, artık bu olasılık kesinlikle ortadan kalktı. Şurası muhakkak ki muhalefet partilerinin uzlaştığı formül, muhalefet açısından en olumlu formüldür. Şimdi sıra Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve Saadet Partisi’nin göstereceği cumhurbaşkanı adaylarına geldi, çok kısa bir süre içinde onları da öğrenmiş olacağız.

Devamını Oku

Seçim ve parti tahminleri!

30 Nisan 2018

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven “seçim güvenliği” için önlemlerin alındığını söyledi.

Güven “Seçimler güvenli, mükerrer seçmen yok, sahte oy kullanımı iddiası yok, bunlar yokken seçim güvenliği üzerine tartışma yapmak doğru değil” diyor. YSK Başkanı’nın kendi görüşüdür ancak şu anda toplumda ve siyasi partilerde bir “seçim güvenliği endişesi” olduğu da biliniyor. Bazı muhalefet partileri ortaklaşa seçim güvenliğini sağlama çalışmaları yürütmeye başladı. Bu arada, önümüzdeki seçimler için diğerlerinden farklı bir başka önemli durum da mevcut.

Evlere sandık

Yeni çıkarılan seçim yasasında seçim sandıklarının sandığa gidemeyecek kadar “hasta veya özürlü vatandaşların evine gönderilmesi” yeterince sorun yaratabilir. Öncelikle, acaba her muhalefet partisi hem sandık başına, hem de evlere gönderecek kadar sayıda sandık görevlisi bulabilecek mi?

Seçim gününe sadece haftalar kaldı. Ak Parti ve MHP’nin bu konuda sıkıntı çekmemesi mümkün ama diğer partilerin şartları aynı değil.

Diğer tarafta, “mühürsüz zarf ve oy pusulaları” da geçerli sayıldığına göre evlere sandık gönderilmesi sırasında o sandık nasıl güvenceye alınacak sorusu da var. Anayasa Mahkemesi kararlarının bile uygulanmadığı bir noktaya gelinmişken, seçim güvenliği konusunda çıkabilecek sorunlara nasıl bir çözüm bulunacağı ise bir başka soru işaretidir.

YSK’nın 16 Nisan Referandumu’nda verdiği “mühürsüz oy” kararının etkisi bu konuların çözümünde bu kurumun alacağı tutumu da güvensiz kılabilir.

Seçim kurulu yok

Devamını Oku