Siyaset üzerine

Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle anketler, yorumlar, kehanetler, tehditler biribirine karışmaya başladı. Mümkün olduğunca serinkanlı ve tarafsız bakmaya çalışarak şunları söyleyebiliriz

Haberin Devamı

Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle anketler, yorumlar, kehanetler, tehditler biribirine karışmaya başladı. Mümkün olduğunca serinkanlı ve tarafsız bakmaya çalışarak şunları söyleyebiliriz:

* Tayyip Bey istediği takdirde, ilk turda cumhurbaşkanıdır. Kararını ve gerçek düşüncelerini son dakikaya kadar açıklamayacak, kimseyle paylaşmayacaktır. Kendince bazı nedenlerle aday olmazsa, göstereceği ya da işaret edeceği kişi de kesin seçilecektir.

* Meclis’in Cumhurbaşkanı seçebilmesi için ilk oturumda 367 milletvekili bulunması gerektiği iddiası efsaneden ibarettir. Böyle bir koşulun Anayasa’nın yürürlükte olduğu 25 yıl boyunca lafı bile edilmemiştir.

* AKP’nin seçmen sayısının üçte birinden az oyla iktidara geldiği, dolayısıyla tek başına Cumhurbaşkanı seçmesinin demokratik olamayacağı savı da geçersizdir. AKP 2002 seçimlerini hazırdaki kural ve koşullara göre kazandı. Az oyla çok milletvekili çıkaran düzen AKP’nin getirdiği bir sistem değildir. Sistemin sorumluları şimdi sistemden şikâyet edenlerdir.

Liderlerin analiz ve sentezde hep başarılı olduğunu da söyleyemeyiz. 1999 erken seçimlerine yol açan Sayın Baykal, yüzde 25’in üzerinde oy alacağına inanıyordu. Bunu mümkün olamayacağını o tarihte Bülent Tanla ile nafile bir şekilde tartıştığımı çok iyi hatırlıyorum. 2002 seçimlerine zorlayan Sayın Bahçeli de 2002 yüzde 25’ler civarında oy alacağına inanmıştı. Seçim sonuçları her iki partiyi de Meclis dışında bıraktı!

* Bugünkü verilere göre AKP en yakın rakibine neredeyse bir misli fark atarak öndedir. Tek söylemleri iktidar politikalarını eleştirmek olan muhalefet partilerinden hiçbirinin, Genç Parti dışında, geleceğe yönelik söylemleri yoktur. TV’lerde yeni, genç isimler görünmemektedir. Dış politika konularında söz alan mensupları 70 ve üzeri yaşlardadır. Yüzde 10 barajını aşar görünen CHP, DYP ve MHP’de 60 yaş neredeyse gençlik yaşıdır. Oysa seçmen gençlere iltifat sever, geleceğe umutla bakmak ister.

Genç Parti’nin 1 liraya mazot, işsize 200 YTL maaş gibi sloganları, siyasi etiğe uymasa da seçmene gelecek vaat etmesi açısından geçerlidir. Aynı taktik, Sayın Demirel’in 1991 seçim kampanyasının temelini oluşturmuştu. Erken emeklilik, taban fiyatlarına fazladan 5000 lira, çifte anahtar (ev+araba) söylemleriyle hem Başbakan hem de Cumhurbaşkanı oldu.

* Öte yandan, mevcut durumdan hoşnut olmayanlar arasından acaba kaçı bir partiye üyedir ve aidat ödemektedir? Meclise girebilecek üç muhalefet partisinin üye aidat gelirleri, seçim bütçelerinin binde birini bile karşılamaz. Bir avuç partili dışında kimse gecesini, hafta sonunu parti çalışmalarına ayırmaz. Hep bir başkasının bizim için bir şeyler yapmasını isteriz. Ama sonuçta daha çok çalışan ve emek harcayanın kazanacağını bilmemiz gerekir.

Okurlarım içinden bana kızanlar olacaktır ama dost acı söyler lafı da boşuna söylenmemiştir.

DİĞER YENİ YAZILAR