Defans da şart!

16 Temmuz 2015

F.BAHÇE’NİN en ciddi sınavıydı Dnipro. 1 gün önce Sivas’ı 3-2 devirdi Kanarya ancak defansif hatalar başroldeydi. Pereira, takımı çalıştırmaya başladığı anda risk aldığının farkındaydı. Elinde birbirini tanımayan bir grup var. Ya fiziken yükleme yapıp taktiği ikinci plana iteceksiniz veya tam tersi.

HOCANIN kafasında öne oynamayı seven bir takım kurma isteği yatıyor. Atağa hızlı çıkacak ve goller bulacak, agresif oynayacak. Bu temel kurallar anlatılırken defansif kurgu 2. planda kaldı. Bence önemli olan bu kurgu olmalı. Sivas’ta, Ba’nın hataları dün Kajaer ve Alves’in uyumsuzluğu. ‘Yediğim golleri atacaklarımla kapatırım’ derseniz o zaman sorun yok. Dnipro, ilk yarıda Alves’in kendi kalesine attığı golün dışında 1 tane de mutlak gol kaçırdı.

TEK İLACI ZAMAN

GELELİM orta sahaya. Topal’ın olmadığı maçlar her zaman sıkıntılı geçiyor. De Souza’ya defansın açığını kapatıp, pas akışını yönetmek ağır geldi. Nani de pas alamadığı için Fernandao’yu besleyemedi.

2. yarı değişiklikler olduğunda ilk kez sağ kanattan (Dk.67) orta geldi de Sow kafayı vurdu. Hazırlık maçları adı üstündedir. Ne gelecek galibiyetler tam bir sonuç verir ne de mağlubiyetler. F.Bahçe adına gerçek olan zamandır. Sürekli maç temposunda yorgunluk doğal karşılanmalı. Bu takım, yeni doğan bir bebek gibi. Şu an emekliyor. Van Persie, takıma girecek hem takımın havası değişecek hem de oyun düzeni.

YENiLER:

Kjaer: Yüksek toplarda iyi olabilir ancak arkasına sık sık adam kaçırıyor. Daha da hızlanması gerek.
De Souza: Cristian’ın daha iyisi. Ama daha takıma alışamadı. Verimliliği Topal ile oynadığında artacak.
Fernandao: Güçlü, aralara koşuları iyi. Sinirli yapısı da var. Çok gol atar amaistediği pasları alamadı.
Nani: Çok teknik olsa da takımın fizik anlamında gerisinde. Sertliğe karşı hassasiyeti var. Daha diri olmalı.
Şener: Takıma katkı yapacağına inanıyorum. Özgüvenli bir futbolcu. Dün takım kötü olunca kendini gösteremedi.
KÖTÜSÜ
Stoperleri birbirlerinden ayıramadım, o yüzden Kjaer ve Bruno Alves’i birlikte seçtim. Yorgun ve hatalıydılar. İYİSİ Öne çıkan isim olmadı. Hatalarına rağmen çalışkan bir Holmen vardı sahada.

Devamını Oku

Pereira aldığı riskin farkında

12 Temmuz 2015

SARI-lacivertlilerin 11 gün süren Topuk Yaylası kampı 7-0’lık hazırlık maçıyla son buldu. Kampa Vitor Pereira damgasını vurdu. İlk günden itibaren “tak tak tak” diyerek yardımcılarıyla uyum içinde çalışan teknik adam, öncelikle yıllardır süre gelen alışkanlıkları tek seferde sildi. Sezon başında futbolcuların hepsi “laktat” testine tabi tutulur, dayanıklılık ve kuvvet çalışmaları yapardı.

Hatta patlayıcı kuvvet denilen en zorlayıcı çalışmanın kamplarda altyapısı hazırlanırdı. Daum, Aykut Kocaman, Ersun Yanal ve İsmal Kartal...

‘AĞIR OYNUYORLAR!’

PEREIRA bekleyip zaman kaybetmek istemiyor. Zira Şampiyonlar Ligi’ne kalabilmesi için zorlu 2 rakiple oynayacak. Beklenti de çok fazla. Hâl böyle olunca takıma yükleme yapıp form tutmasını beklemek yerine ilk günden futbolcuları taktiksel idmanlara ve çift kale maçlara sokarak zaman kazanıyor.

RİSK aldığının farkında Pereira. Futbolcular fizik ve kondisyon anlamında istenilen düzeye gelemeyebilir. Sezon başında sakatlıklar da yaşanabilir, ancak sil baştan bir takım için değişecek taktik anlayış hemen anlaşılmak zorunda. Gelelim bu anlayışa. F.Bahçe’nin ağır oynadığı analizi yapıldı. Pereira atağa hızlı çıkan bir takım görmek istiyor. Nani bile sırf bu yüzden alındı.

Kamptan başlıklar!

KAMPIN SÖZÜ:
Pereira’dan oyuncularına: “Tekmelik takmayı unutmayın çünkü savaştasınız, baskı anında rakibinizi köpek gibi ısıracaksınız.”
DEĞİŞENLER:
Topuk Yaylası’nda eski neşeli günlerden eser kalmamıştı. Yerlilerin plaj voleybolu oynayıp, balık tuttuğu günler mazide kaldı. Sohbet muhabbet azaldı. Tavla, play-station turnuvaları bile yoktu. Sebebi belli. Yerli oyuncular takıma yabancı kaldı.
KAMPIN MORALSİZİ:
Volkan Demirel bu kamp eğdiği kafasını bir türlü yukarı kaldırmadı. Hocası ve sevdiği arkadaşları takımdan ayrıldığı gibi bir de rekabet için Fabiano transferi yapıldı. Sakallarını kesti, sırada Fabiano var. Onu da kesecek!
KAMPIN BEYEFENDİSİ:
Şener Özbayraklı... Karadeniz’in hırçın çocuğundan ziyade beyefendi tavrıyla ve biraz da utangaç haliyle bu sezon büyük umutlar bağlanan bir oyuncu. Kendini hemen gösterdi. Formayı kapması için Gökhan’ın sakat veya cezalı olmasına gerek yok.
KAMPIN KIZGINI:
Ben de olsam sürekli hakkımda gidecek diye yazılar çıktığında sinirlenirim. Topuz, kendinden emin olmalı.
Yeniler:
Fabiano: Eksikleri var. Yerden ve solundan gelen toplarda sıkıntı yaşıyor. Topu eliyle oyuna hızlı soksa da uzun atışlarda ve degajlarda zayıf buldum. Kjaer: Kariyerinde 1 kırmızı kart var. Sert oymasına ve bu sertliği sevmesine rağmen az kart görmüş. Sebebi ise oyun kuralları içindeki sertlik olduğu için. Kafa toplarını bırakmıyor. Kademe hataları yapsa da göze batmadı. Duruşu, hırçın olmayışı ve soğukkanlılığı önemli. Abdoulaye Ba: Atletik ve istekli. Alves’i keserse sürpriz olmaz. Yüksek toplarda dikkatli. Gol de kovalıyor. Josef De Souza: Sanki Cristian takıma katılmış! Oyun tarzı fazlasıyla benziyor. Kısa bir süre oldu ama kumaşı belli oyunculardan. Pas akışı için transfer edildi. Nani: Kim bir şey söyleyebilir kariyerine? Daha formayı giyerken bile baklavaları sayıldı. Yıldız kaprisi yok, mütevazi. Fernadao: Nokta transfer. Uzun boylu ve yıpratıcı bir santrfor. F.Bahçe’nin geleceği olacak. Brezilyalı forvet araya koşularda sırtı dönük toplarda başarılı. Kapasitesi olan bir futbolcu.

Devamını Oku

Ligde de akıllı oynasaydın!

29 Nisan 2015

HASRET kaldığımız dolu tribün ve ambiansın sinerjisi maça nasıl yansıyacak merak ederken gergin atmosfer maç başlamadan başladı. Kadıköy’deki lig maçında karşılıklı küfürleşmeler gündemini hâlâ korurken Bursa’nın galibiyet için maça hızlı başlayacağı aşikârdı.

YARI finalin ilk ayağında ev sahibi skor avantajı için baskın oynamak mecburiyetindeydi. F.Bahçe’nin futbol olarak gergin ortamlarda sakin kaldığına birçok kez şahit oldum. Volkan Demirel de tepki olduğu anlarda daha bir motive oluyor. Atılacak şok bir gol Bursa’nın direncini kırmak demekti ve o gol isyankâr golcü Emenike’den geldi. Nijeryalı, Beşiktaş maçından sonra ilk kez istekliydi.

BURSA diri ve sert bir takım. Şenol hocanın futbol felsefesini seviyorum. Korkmadan, risk alarak, futbolu çirkinleştirmeyerek rakibinin üzerine gidiyor. F.Bahçe defansı dün gece aşırı konsantre olmasa Bursa istediğini alırdı. En basitinden F.Bahçe’nin Eskişehir deplasmanında oynadığı futbolla kupa maçında oynadığı bir değildi. Ligdeki futbol burada oynansaydı maç Bursa adına kolay ve farklı biterdi. Anladığım şu; İsmail Kartal son maçtan büyük dersler çıkarmış. F.Bahçe’nin nasıl oynaması gerektiği konusunda bazı fikirleri kaybedilen puanlar sonrası anlasa da hamlelerini olumlu buldum.

KAZANAN HAKLIDIR

CANER’İ sağ kanatta oynatma sevdasından vazgeçmiş. Kupa maçı diye Kadlec oynasa da Diego ve Emenike’nin 11’de başlamasını ligi de düşünerek yaptığına eminim. 2 futbolcudan da kalan haftalarda yararlanmak zorunda. İyisi mi, kupa dahi olsa bu oyuncular bir şekilde kadroya ısınmalıydı. 2. yarı Bursa’nın aşırı baskısı beraberliği hatta galibiyeti de getirebilirdi kabul, İsmail hocayı skoru korumakla da eleştirebilirsiniz ona da kabul ancak, F.Bahçe 2-1 hem de deplasmanda kazandıysa o zaman kazanan haklıdır.

Devamını Oku

3 atak 2 gol

4 Mart 2015

F.BAHÇE’NİN Ziraat Türkiye Kupası maçı öyle bir haftaya denk geldi ki İsmail Kartal başta olmak üzere herkesin bir tercih yapması gerekiyordu. Ya kupada Mersin’den avantajlı skor alacaktın ya da G.Saray’ı düşünüp kendini kurtaracak skor bulacaktın. Sahaya çıkan 11 tahmin ettiğimiz gibiydi. As oyuncuların saklandığı maçta oynayanların da uyum içinde olmayacaklarını az buçuk kestiriyorduk.

ANCAK ilk yarı beklenilenden öte kötüydü sarı-lacivertliler. İmdada yetişen Diego oldu. Ardından Sow 2-0’ı bulunca rahat bir nefes aldı F.Bahçe. Aklıma şubat ayında kaybedilen 7 puan geldi. 3 maçta 30’a yakın gol pozisyonu yakalayıp 7 puan kaybetmek mi? İlk yarıda sadece kaleye 1 isabetli şut attıktan sonra 2 gol bulmak mı? İyi oyun-kötü oyun sorgulanır hep; asıl önemli olan sonuç. Bazen doğruları yaparsın ligdeki gibi galip gelemezsin, bazen de Mersin’deki gibi 2 kez gelip golleri atarsın. 2. yarıya girersem Meireles bir kez daha boş kaleye atamadı diyip devamını getiririm! Aman… Mersin, önde baskıyla başladığı dakikalarda Wellinton, Pedriel ve Tita’dan çok şey bekledi ancak aralara atılan toplarda kademe görevdeydi. Wellinton 74’de beklediği pozisyonu buldu ve golünü attı.

FORMA İSTENMEZ ALINIR

ALVES’İN oynadığı maçlarda savunma toparlanıyor bu gerçek. Ancak ilk yarıda rakibine attığı bir tekme vardı ki, son anda geri çekmese ve rakibi önde yakalansa kımızı geliyordu. 2. yarı başladıktan sonra Diego ve Sow, G.Saray düşünülerek kenara alındı. Kuyt ve Meireles girdi. İsmail hocadan ligde de böyle hamleler bekliyoruz. Geride olduğu maçlarda bile 2 oyuncuyu aynı anda değiştirmiyor. Kupada 2-1 bozulan moralleri tamir eder. Herkesin aklında G.Saray varken dünkü maç 24 saat geçmeden unutulur.

KEŞKE dün derbiye bir ışık alabilseydim, maalesef olmadı. Diego’yu istekli, Topuz’u gayretli, Selçuk’u yine formda buldum. Webo sahada gezinenlerdendi. 11 oynamayı kupa dışında unuttu.. Emenike ve Sow’un alternatifi daha istekli olmalı. Şunu unutmasın hocadan forma istenmez, alınır!

Devamını Oku

Kötü oyun iyi skor

27 Ocak 2015

F.BAHÇE için kupanın anlamı daha bir farklı. Yıllardır hasret kalınan Türkiye Kupası üst üste alındığında bir anlamda kupaya bakışı da değiştirmişti. İsmail Kartal, geleneği bozmadı ve asları dinlendirdi. Kimi zaman kadroda rotasyonlar olsa da dün Kayseri’de çok keskin bir 11 vardı.

SON Kasımpaşa maçında oynayan bir tek Caner sahadaydı. Serdar, Bekir, Kadlec ve Hasan Ali o kadar uyumsuzdu ki defans arasına atılan her top pozisyon oldu. İlk yarı dakikalar 35’i gösterdiğinde F.Bahçe kalesi 4 net pozisyon 1 de gol yedi. Orta saha zayıf kalınca ne hücumu besleyebildi, ne de defansa yardım edebildi.

KAYSERİ, Süper Lig edasında maça çıkmış. Aynı puandaki rakibini yendiği takdirde gruptan çıkacağı için 3 puan için bastırdıler. Sakin oynadılar, kanatları iyi kullandılar. Tek dezavantajları ikinci golü çok istemelerine rağmen bulamamalarıydı. Hal böyle olunca büyük takımlar duran topları affetmez. “Bekir, kafa ve gol” dersin, elindeki maç uçup gider, dövünürsün.

AKILLAR KARABÜK’TEYDİ

SARI-lacivertliler ezildi gibi gözükse de mevzu maça bakış açısı. İsmail hocanın kafasında sadece Karabük deplasmanında alacağı 3 puan varken dünkü maç sadece günü kurtarır mantığındaydı. Zaten takım maç günü Kayseri’ye giderek niyetini de göstermiş oldu. Şu an için Emre, Kuyt ve Meireles gibi önemli sakatların var. Bunlara yenisi eklenirse kimse işin içinden çıkamaz. M.Topal maç eksiğini kapadı, Webo sakatlıktan çıkıp Karabük’e hazır olmak istedi. Artılar bu kadar. Kaldı grupta son maçlar.

LİDERLİK hesapları önemli. Yoksa işin ucunda Beşiktaş ile karşılaşmak var. F.Bahçe daha profesyonel düşünüp “Biz her maçımıza kazanmak için çıkarız” deseydi ama demedi. 70’e kadar oyuncu bile değişmedi. Bekir’in golü beraberliği kurtarsa da kötü futbolu kurtaramadı…

Devamını Oku

Kendi sonunu hazırlardı

29 Ağustos 2014

UEFA Avrupa Ligi play-off turunda 1-0’lık avantajla Fransa’ya giden Karabük, penaltılara giden maçta tam da nefeslerimizi tuttuğumuz anda eline geçen avantajı kullanamadı ve Avrupa’ya veda etti. 4. penaltılara kadar eşitlik bozulmazken, kaleci Waterman, Clemen’in penaltısını kurtardı ancak sonrasında önce Aykut son atışta da Ahmet İlhan penaltıları cömertçe harcayınca hüzünlü bir vedayla Avrupa’da yokuz dedik.

ST.Etienne golü 14’te buldu, kötü olduğumuz ilk yarıda özellikle sol kanattan “Greyder” gibi gelen Greder ile çok etkiliydiler ancak Tolunay Kafkas’ın ikinci yarıdaki hamleleri Karabük’ü maça ortak etti. Golü düşünseler belki maç uzatmalara gitmezdi. Hadlerini bilerek takım savunmasını yeri ve zamanında yaparak sadece yoruldukları dakikalarda pozisyon vererek oynadılar.

MAÇ uzatmalara gittiğinde penaltıları görür olduk, inandık. Madem maç buraya kadar gelmiş neden penaltılarda olmasın dedik ama olmayınca olmuyor işte. Avantaj bizdeyken bile olmadı ya daha ne söyleyelim! Mutlak gole ihtiyacı olan St.Etienne maça beklenildiği gibi hızlı başladı. Sol kanattan Grader sert orta yaptı, Waterman uçarak daha 5. dakikada golü önledi. Aslında Fransız ekibi sol kanattan etkili geleceğinin sinyalini vermişti ki 14’de yine bu kanattan gelen orta herkesi aştı ama Monnet-Paquet’i geçmedi. Topa gelişi güzel vursa da kader ağlarını gol olarak örmüştü: 1-0.

İLK yarım saatin ardından Ahmet İlhan’la atak girişimleri yapılsa da hücumda çoğalamayan Karabük soyunma odasına 1-0’la gitti. İkinci yarı da pozisyonla başladı. 48’de pozisyon olmayan top pozisyon oldu. Grader kaleye birkaç metreden çapraz açıdan vurdu, kaleciden önce Tanju uzanarak mutlak golü önledi. Şöyle bir silkindi Karabük ve 67’de ilk pozisyonunu buldu. Tanju’nun güzel ortasına Akpala dokunamadı. 90 dakika ev sahibi takımın 1-0’lık üstünlüğüyle kapanınca maç uzatmalara gitti. 100’de Wolfswinkel golü yapması içten bile değilken Karabük kademesi araya girerek net pozisyonu önledi. Pozisyonun devamında Greder vurdu, Waterman topu sektirip yüreğimizi ağzımıza getirdi ama topu tutarak olası golü önledi. 118’de ise derin bir ohhh çektik. Kullanılan kornerde karambol kafa direkten döndü ve 120 dakikada da skor değişmedi. Sıra penaltılara geçildiğinde ise 2 penaltıyı Aykut ve Ahmet İlhan ile kaçıran Karabük, kendi sonunu hazırlamış oldu.

Devamını Oku

Ne istedilerse oldu!

28 Temmuz 2014

BOLU Topuk Yaylası kampını tamamlayan sarı-lacivertli futbolcular son dönmelerin en iyi hazırlık etabını geçirdi. Öncelikle kilo verdikleri için çalışmaya hazır olan futbolcular ilk kez ağır idmanlara zorlanmadan tepki verdi. Caner’in arka adale ağrısı dışında bir sakatlık yaşanmadı.

F.BAHÇELİ futbolcular öncelikle şampiyonluk primlerini alarak başladılar çalışmaya. Topuk Yaylası’nda ne istedilerse yerine getirildi. ‘Canımız sıkılıyor’ dediler başkana 3 saatte 1300 rakımlı Topuk’a plaj voleybolu alanı yapıldı. Aşcılar adeta yemeklerle yarıştı. Canı ‘Cağ Kebabı’ çeken için bile alternatif vardı. Kendi tesislerinde çalıştıkları için de her gün havalarını atmayı ihmal etmediler.

YAYLA serindir, Topuk Yaylası ise sisin dışında çalışılacak en güzel ortama sahip. Oksijen deposu mübarek. Yaz sıcağında kavrulurken yaylanın havası futbolculara ilaç gibi geldi. Adeta her istediklerini olan F.Bahçeli oyuncular teknik direktör Ersun Yanal’a da alıştı. Herkes birbirini daha iyi anlıyor. Şampiyon takımsın eksiğin yok üstüne bir de Diego gibi bir yıldız kattın takıma.

BREZİLYALI kaytarmadan sıkı çalıştı. Arkadaşlarıyla bildiği 5 dilden dolayı çabuk anlaştı. Emre kampın çalışkanıydı. Kadlec performans yıldızı Sow ise ilk kez kampta bu kadar istekli. Sonuç olarak belki de uzun zamandır ilk kez bu kadar huzurlu çalıştı F.Bahçe.

Devamını Oku