Gazete Vatan Logo

Kendinize arabanız kadar baksanız yeter

“Arabanıza gösterdiğiniz özen kadar kendinize özen gösterseniz pek çok hastalıktan haberdar olup korunabilirsiniz” diyen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent, tek bir tam kan sayımıyla bile pek çok hastalığın ortaya çıkartılabileceğini söylüyor

Sözgelimi, kansızlık mide kanserinin yüksek sedimantasyon pek çok enfeksiyonun habercisi olabilir. Şimdi bir de düşünün tam bir check-up’la neler ortaya çıkar. Tek yapmanız gereken oto sanayine gittiğiniz kadar tam teşekküllü bir hastaneye gitmek...

Daha önceki konuşmalarımızda kanser için 40 yaş eşik demiştik. Ve korunma yöntemlerini konuşmuştuk. Peki benim gibi çok doktora gitmeyenler ne yaptırmalılar?
Bakın bir kere şunu bilin. Sağlık elden gidince kıymeti anlaşılıyor. Herkes kasko için para ayırıyor. Arabası için para ayırıyor. Ben bugün arabamın 20 bin kilometre bakımını yaptırdım, 500 milyon para verdim. Herkes arabasına para ayırır, en iyi arabayı alır, her tür bakımını yaptırır, sigortasını yaptırır. Ama sıra kendisine gelince sigorta bile yaptırmaz. Arabasını tamirciye götürdüğü kadar kendisini doktora götürmez. Böyle böyle, sağlık elden gidiyor tabii. O yüzden yılda bir kez check-up’a gideceksiniz.

İyi de hocam çok tutar?
Yok canım. Her yaşa göre değişir bu ama başlangıç için 150 milyon kadar bir para yeterli. Mesela siz gelseniz bir mamografi isteyeceğim, bir tam kan sayımı, sedimantasyon, dışkıda gizli kan, tam idrar yeterli.

Şeker yüklemesi?
Ancak açlık kan şekeriniz 140’ın üzerinde olursa yapılır.

Peki 40 yaşındaki erkek için?
Sigara içiyorsa akciğer filmi, alkol alışkanlığı varsa karaciğer fonksiyon testleri... Fizik muayenede herhangi bir yönlendirici bulgu varsa, ne bileyim boğazında bir lenf bezi büyüklüğü veya karaciğerinde, dalağında büyüklük varsa, yani muayeneden çıkan bulguya göre yönlendirmek gerekiyor hastayı. Bunları sadece kanser için de yapmıyoruz. Erkeklerde bir koroner kalp hastalığına yatkınlık var mı, ona da bakıyoruz. Homosistein risk seviyesine, yani damarların risk altında olup olmadığına bakıyoruz. PSA’ya bakıyoruz.

Tabii bu muayeneleri ailesinde kanser öyküsü olanların daha ciddiye almaları gerekiyor değil mi?
Tabii... Genetik yatkınlık olan, ailesel kanserler belli zaten. Ailede kanser varsa, o kansere karşı daha alarm halinde olmak lazım. Mesela mide kanseri bazı ailelerde her kuşakta görülüyor. Çünkü orada sorumlu olan mide mukozasının atrofik olmasıdır...

Yani?
Doku görevini yapmıyor. Midenin salgı fonkisyonu vardır, asit üretir, pepsin üretir, gastirin üretir. Bunları yapamıyor. Ve dumura uğruyor mide dokusu. Böyle olunca da o zeminde displazi yani hücre bozulması arkasından metaplaziler ve kanser gelişiyor. İşte bu atrofik kişiler endoskopik olarak takip edilmeli. Mesela Japonya’da mide kanseri çok görüldüğü için tarama programlarına çok önem veriyorlar. 30 yaşından itibaren endoskopi ile baktırmaya başlıyorlar. Ve mide kanserini çok erken yakalıyorlar. Bizde ise mide kanseri olan bir hasta geldiği zaman kanser yayılmış oluyor. Ancak evre dörtte yakalıyoruz.

40 yaşındaki bir erkekte kansızlık varsa dikkat!
Peki ama o güne kadar hiç belirti vermiyor mu?
Kanserde belirtiyi beklerseniz her zaman geç kalırsınız. Kanserin belirtileri var elbette, iştahsızlık, sebepbiz kilo kaybı, vücudun herhangi bir yerinde bir kitle çıkışı, boyunda veya herhangi bir yerde bir şişlik, rektal kanama oluşu, dışkılama alışkanlıklarında değişiklik... Her gün tuvalete çıkan bir kişinin çıkamaması ya da kabızlığın ishal tarafından takip edilmesi... Düzenli çalışan bir motorun bozulmasını fark etmek mümkün zaten. Herkes kendisindeki bu değişikliği fark eder...

Bu durumda size geldiğimizde ne yapıyorsunuz?
En azından bir kan tam sayımı ile anemi var mı bakmak lazım. Kan testinde bir bozukluk olduğu zaman arkasından diğer testler geliyor. Sadece tam kan sayımıyla birçok şey tespit edilebilir. Mesela sedimantasyonun yüksek çıkması başka bir iltihabi hastalığın ya da vahim bir hastalığın belirtisi olabilir. Hemogramda baktığınız zaman kansızlık, anemi olması bunun nedenini araştırmamıza yol açar.

Kansızlığın kanserle çok büyük bağlantısı var mı?
Var tabii... Birçok kanserin göstergesi olabilir. Mesela 50 yaş civarındaki bir erkek hastada baktık, demir eksikliği anemisi var. Bunun nedeni genellikle kanser olur. Ya mide kanseri çıkıyor arkasından ya kalın bağırsak kanseri çıkıyor. Ama 24 yaşındaki bir genç kızdaki demir eksikliği anemisinin nedeni genellikle ya miyom oluyor ya da hipermenore oluyor. Yani adetlerdeki fazlalık...

Kahvaltı dışındaki öğünlerde çay içmeyin Peki ya kadında demir eksikliği anemisi varsa...
Kadınlarda eğer adet devam ediyorsa altından hep jinekolojik kanama çıkıyor. Çünkü günlük demir alımı iyi olan, yani kırmızı et yiyen bir kişide bile 1 mg demir alıyorsa, 3 mg demir kaybı oluyor. Bir alıp 3 kaybediyorsunuz. O zaman adetleri devam eden kadınlarda hep bir demir eksikliği problemi oluyor. Eğer yeteri kadar almazsanız.

Peki ne kadar et yemek gerekiyor? Çünkü etin yerini hiçbir gıda tutmuyor deniyor...
Tutmuyor tabii... Ya demir hapı alacaksınız ya da et yiyeceksiniz. Haftada 2-3 kez et yemeniz gerekiyor. Ya da demir hapı almalısınız.

Başka nelere dikkat etmemiz gerekiyor?
Bir de yemek sırasında çay içilmesi gıdalardaki demir emilimini bozuyor. Bu yüzden yemekten bir saat önce ve bir saat sonra çay içmemelisiniz. Çayın dışında bikarbonat, yoğurt ve süt gibi alkali maddeler de bozuyor demirin emilimini bozuyor.

Yani yoğurdu da yemekten sonra ya da önce mi yemeliyiz?
Yok. Eğer demir hapı kullanıyorsanız hapı içtiğiniz iki saatlik dönem içinde çay, süt, yoğurt ve asit gidereci preparatları almayacaksınız.

Demir kullanmıyorsak...
O zaman yemekteki demirin alımını engellememek için çay içimini bir saat önce ya da bir saat sonraya bırakmak gerekiyor. Yemekte yoğurt ve süt için problem yok. Zaten demir içeren gıdalar kahvaltıda olmadığı için sabah da rahat rahat çay içebiliriz. Ama öğle ve akşam çaylarını hemen almamak lazım. Aradan en az bir saat geçmesi lazım. Midenin boşalması ve bağırsaklara emilim için zaman vermek için.

Adet günlerinde demir hapı kullanımını öneriyor musunuz?
Sadece adet döneminde demir preparatı kullanmak yeterli olmaz. Bunun için serumda demirin ve vücuttaki depo demirinin belirlenmesi lazım. Depo demirinin ismi Ferritin. Kanda ne düzeyde olduğuna bakıp bir kişinin ne kadar süre demir kullanması gerektiğini hesaplıyoruz. Depolar doyana kadar demir veriyoruz. Bazen 2-3 ay, hatta 4 aya varan demir takviyesi gerekebiliyor.

Evlenmeden önce ‘Akdeniz anemisi testi’ yaptırın
Fazla demirin zararı var mı?
Eğer kişide ek bir hastalık yoksa vücuttan atılıyor. Ancak halk dilinde Akdeniz anemisi diye bilinen bir hastalık var: Talasemi... Bu hastalıkta vücutta demir zaten fazla bulunuyor ve hastalık demir eksikliği anemisini taklit edebiliyor. Bunu da basit bir testle depo demirine bakarak söyleyebiliyoruz. Türkiye’de çok fazla görülüyor Akdeniz anemisi. İki tipi var. Bir taşıyıcılar var. Kendileri hastalanmıyorlar ama bu geni taşıyorlar. Taşıyıcı genden iki kişi evlenirse ‘majör talasemi’ oluyor. Bu tehlikeli... Çünkü doğacak çocuklarda hastalıklar olabiliyor.

Ne gibi hastalıklar?
Sadece kemik iliği transplantasyonu ile iyileşebilen bir hastalık ortaya çıkıyor. Çok ciddi bir hastalık. Taşıyıcı olup olunmadığının anlaşılması için evlenmeden Hemoglobin Elektroforezi testinin yapılması gerekiyor. Kıbrıs’ta bu test zorunlu. Yunanistan’da da... Türkiye’de çok taşıyıcı olduğu için bu testin yapılması gerekiyor. Basit bir anemi sanılabiliyor. Ama bunlarda demir fazla olduğu için demir vermek çok zararlı.

Ne oluyor?
Demir karaciğerde, böbreklerde, beyinde toplanıyor. Karaciğerde toplanarak siroza, kalpte toplandığında kalp yetersizliğine neden oluyor. Beyindeki bazı çekirdeklerde toplanarak hareketi bozuyor. İstemsiz hareketlere neden oluyor. Böbreklerde toplanırsa böbrek yetersizliğine neden oluyor. Onun için demir tedavisinin kesinlikle rastgele yapılmaması gerekiyor. Önce depo demirlerine bakıp talasemiyi ekarte ettikten sonra tedaviye geçmek lazım. Talasemide tam tersine vücuttaki fazla demiri atıcı ilaçlar veriyoruz.

Neden ismi Akdeniz anemisi?
Çünkü en fazla Yunanistan, İtalya, İsrail ve Suriye’nin deniz kenarlarında çok görülüyor. Türkiye’de de özellikle Antakya, İskenderun, Antalya ve ismi Akdeniz anemisi ama Karadeniz’de de çok bulunuyor. Akdeniz’den oraya gidenler yüzünden... Bu genetik bir anomali ve anadan babadan çocuğa geçerek kuşaklar boyu aktarılıyor.

ANADOLU SAĞLIK MERKEZİ DOKTORLARI SORULARINIZI YANITLIYOR
Yolda yürürken idrar kaçırıyorum
54 yaşındayım. Uzun süredir zaman zaman istem dışı idrar akması yaşıyorum. Konuyla ilgili SSK hastanelerinde idrar torbamı su ile doldurulup idrar tutma olayım ölçüldü ve “idrar kesesi sarkması” teşhisi kondu. Tedavi olarak sadece kas sıkıştırıcı olduğunu bildiğim “Spasmex 30 mg film tablet” adlı ilaç verildi. Ve ameliyat olabilirsiniz fakat ameliyat sonucu daha kötü olma ihtimaliniz olabilir dendi oysa yine gazetedeki bir doktor beyanatından bunun ameliyatının çok kolay olduğunu okumuştum. Benim idrar tutamama gibi bir problemim yok, rahatsızlığım daha çok yolda yürürken (özellikle yokuş inerken) istem dışı yani sanki ay başı kanamasının akması gibi bir idrar kaçırma olayı yaşıyorum. Ameliyat olmalı mıyım veya ne yapmam gerektiği konusunda beni yönlendirirseniz çok sevinirim. Mücella T. İzmir

Bayanlarda iki tür idrar kaçırma şikayeti görüyoruz. Birincisi stres inkontinans dediğimiz ve bayanların hapşırması, öksürmesi, gülmesi, yürümesi, koşması, zıplaması, ağır yük kaldırması gibi durumlarda idrar kaçırması olarak karşımıza çıkan idrar kaçırma durumudur. Bunun tedavisi basit bir cerrahi müdahale ile olmaktadır. Günümüzde günübirlik olarak dahi yapabileceğimiz TOT (transobturator tape) ameliyatları fiziksel hareketle oluşabilen bu tür idrar kaçırmalara karşı etkili bir tedavi yoludur. İkinci idrar kaçırma türü ise sıkışma inkontinansı dediğimiz türdür. Bu çeşit idrar kaçırmada ise bayanlar sık ve aniden tuvalete gitme ihtiyacı duyarlar, fakat tuvalete yetişinceye kadar idrarlarını tutamayabilirler. Bunun tedavisinde ise soruyu soran hastamıza verilmiş olan ve mesane kasının sık kasılmasını önleyen mesane kası gevşeticisi ilaç grubundan ilaçlar kullanılır. Bu hastamızın sorunu daha çok yürüme gibi fiziksel aktiviteyle oluştuğundan, kendisine TOT veya benzeri bir cerrahi girişim önerebilirim.

Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İbrahim Sözen

YARIN:
* Prof. Dr. Semra Çalangu gripten korunmanın yollarını anlatıyor...

* Ne zaman aşı yaptırılmalı?

Meme kanseri geni riski ikiye katlıyor
İngiltere’deki Kanser Araştırmaları Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmada belli bir geni taşıyan kadınların meme kanserine yakalanma riskinin 2’ye, hatta 3’e katlanabileceği açıklandı. Toplam 3 bin kadınla yapılan araştırmaya göre BRIP1 adı verilen gendeki değişimler, kadınların meme kanserine yakalanma riskini artırıyor. Gendeki bu değişimler ise aile geçmişinde meme kanserine yakalanmış kadınlarda görülüyor. Buna göre bu geni taşıyan kadınların 70 yaşında kadar meme kanserine yakalanma olasılığı yüzde 20 ila 30 arasında. Bir kadının aynı yaşa gelene kadar meme kanserine yakalanma riski ise yüzde 10. Uzmanlar, bu araştırmanın daha da ilerletilmesiyle her yıl binlerce kadının kanseri erken teşhis edebileceği ya da riski bilerek kanseri önlemede başarılı yöntemler kullanabileceğini ifade etti. Kaynak: Reuters

Çocuklarda yüksek tansiyon uyurken vuruyor
AMERİKALI araştırmacılar, çocuklarda yüksek tansiyonun uykuda ciddi solunum güçlüklerine neden olabileceğini bildirdi. Teksas Üniversitesi tarafından yaşları 4 ila 18 arasında değişen yüksek tansiyonlu çocuklar üzerinde yapılan araştırmada, bu çocukların yüzde 60’ında, üst solunum yollarının tekrarlayıcı tıkanmalarıyla ortaya çıkan uyku apnesi ve yine uyku anında vücudun ihtiyacı olan soluğu alamaması olarak tanımlanan ‘hipoventilasyon’ hastalığı gözlendi. Bilim adamları, uykuda solunum güçlüğü sorununun, gün içinde uyuşukluk, dikkat eksikliği, derslerde düşük performans, hiperaktivite, gelişimde yavaşlık ve akciğerlerde kan basıncının artmasına yol açabileceğini belirtti. Horlama, rahatsız uyku ve sabah görülen baş ağrıları, uyku sırasında yaşanan solunum güçlüklerinin belirtileri arasında. Kaynak: healthday.com

Haberin Devamı