Gazete Vatan Logo

AK Parti Sözcüsü Çelik: Bu kadar çirkin, insanlık düşmanı metin görmedim

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Ankara Barosu'nun açıklamalarını eleştirdi ve "Tam bir faşist zihniyetin ürünü." ifadelerini kullandı. Çelik, "İnsanlık dışı çok metin gördüm, hukuk düşmanı çok metin gördüm ama Ankara Barosu'nun yayınladığı islamofobik, hukuk düşmanı, nefret düşmanı bir metin görmedim. Tüm bu çirkinliklerin ötesine geçen bir metin olmuştur." diye konuştu. Çelik, corona virüsle mücadeleye ilişkin de "Tedbirlere sıkı bir şekilde uyarsak Mayıs sonuna doğru normalleşmeyi konuşmaya başlayabileceğiz." dedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik: Bu kadar çirkin, insanlık düşmanı metin görmedim

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Çelik'in açıklamalarından satır başları:

Sanatçılarımız insanlığı temsilen Ankara'nın 7 tepesinden 7 kıtaya seslendiler. Ramazan ayındayız. Aziz milletimizin mübarek günlerini kutluyoruz. Bir araya gelemezsek, birbirimizi tebrik edemesek de manevi günleri hepimiz yaşıyoruz. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı kutlanacak. Bütün emekçilerin bayramını kutluyoruz. Dün AK Parti Hükümeti'ne karşı yapılmak istenen muhtıra teşebbüsünün 27 Nisan'ın yıldönümüydü. 27 Nisan Türk siyasi tarihinde bir dönüm noktasıdır. İlk defa hükümet verilmek istenen muhtırayı kabul etmemiş, tebellüğ etmemiş ve iade etmiştir. Bunun üzerinde iyice durmak gerekir. Cumhurbaşkanlığı makamından tutun da milli eğitim politikalarına kadar muhtıra vermek söz konusuydu.
Türkiye'de belli kesimler tarafından alkışlanan bir tabloydu. Türkiye'yi geriye götürmüş son derece yanlış uygulamaların adresi olmuştur. Adeta o günlerde hükümet değil MGK toplantıları gündem oluyordu. MGK Siyaset Belgesi ya da vatandaşın kırmızı kitap dediği, içinde ne olduğunun bilinmediği bir yaklaşım biçimi Türkiye'yi yönetiyordu. Vatandaşımız oyunu veriyordu ama iktidara getirdikleri bir müddet sonra antidemokratik güçler tarafından muktedir olma hükümlerini kaybediyorlardı. Bütün bu kötülüklerin dönüm noktası 60 ihtilalidir.
27 Nisan muhtırası kabul edilseydi bizim hükümetlerimiz de kadük hale gelecekti. Ama hükümetimiz tarafından kabul edilmediğinde bir kağıt parçasına dönüşmüştür. Neticede sivil siyasetin güçlenmesi, reformların yapılması, vesayetin kaldırılması bakımından dönüm noktası olmuştur.
Koronavirüsle ilgili dünyadaki tartışmalar büyük bir kargaşayla sürüyor. 100 yılın meydan okuması denen bir tutumla karşı karşıyayız. Kimileri 2. Dünya Savaşı'ndan sonra böyle bir tehditle dünya ile karşılaşmadığını söylüyor. Bunun insanlığın karşılaştığı en büyük tehditlerden biri olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Ölümler oluyor, acılar oluyor bunlardan büyük üzüntü duyuyoruz. Ama aynı zamanda doğanın kendini toparlaması, iklimin dengeye gelmesi, coğrafi görünümlerin belirlenmesi, insan hayatına dair daha anlamlı söylemlerin ortaya çıkması bakımından üzerinde çok düşünülmesi gereken bir süreç bu.
Gündelik hayatın insanlar için ne kadar değerli olduğu, her gün yaptığımız farkına varmadığımız şeylerin ne kadar kıymetli olduğunu anladığımız bir dönem. Bir yandan insanlık üzerine tefekkürün dönüm noktalarından bulunduğu ifade edilebilir. Dünya yeni vatanseverlik diye bir kavramı konuşuyor. Bizim kültürümüzde, inançlarımızda, siyasi tasavvurumuzda vatanseverlik resmi, gayri resmi, sivil, askeri gibi ayrı tanımlara tabi değil. Bu ülke için iyilik üreten her şeyi vatanseverlik olarak altını çiziyoruz.
Güvenlik güçlerimizin, Vefa Sosyal Destek gruplarının, hepimizin gururla andığımız sağlıkçılarımızın yaptıkları. Hayatın akışında tedarik zincirinin aksamaması için görev yapanlar, fırıncılar, kurye, apartman görevlilerimizin ortaya koyduğu çaba ve özveri bütün bunlar ülkemiz tarihi açısından önemli anektodları, dönüm noktalarını ortaya koyuyor. Çin'den İngiltere'ye kadar hassasiyetle üzerinde durulması gereken mesele aile içi şiddetin artmasıdır. Biz bu konuda şikayetleri yakından takip ediyoruz. Yaşadığımız içe kapanma süreci ailenin, sevdiklerimizin kıymetinin daha çok anlaşılması gereken bir süreçtir.
Eskiden virüsten önce büyük devlet kavramı uluslararası ilişkilerin merkezinde yer alıyordu artık büyük ve akıl kuvvet öne çıktı. İnsanınızın hayatını koruyamıyorsanız, sağlık altyapısına sahip değilseniz büyük devlet olmanız hiçbir şey ifade etmiyor bu şekilde devleti iri devlet olarak tanımlamak gerekir. İri devletlerin kriz karşısında nasıl dağılıp, bocaladığını görüyoruz. Ülkemizin insanlığa sahip çıkması bakımından büyük ve akil devlet olmayı en çok hak eden devlet olarak öne çıkmaktadır.
Bütün dünyanın unuttuğu, kendi başının derdine düşmüşken Filistin'e bir tek Türkiye Cumhuriyeti bu ilgiyi göstermektedir. Orası da Türkiye Cumhuriyeti'nin ilgi sahasının merkezindedir. Bütün ihtiyacı olan insanlığın akil ve büyük devleti Türkiye öne çıkmaktadır. Ne zaman kötü haber olsa içeri tercüme etmek ve siyasallaştırmak konusunda kadrolu kesimler vardır. Aynı kesimlerin yabancı basının Türkiye'yi öven haberleri konusunda suskun kaldıklarını görüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde birçok devletin ihtiyacı olduğunda onların yardımına koşuyoruz. Dostumuz, komşumuz Yunanistan'daki hastalıklar bir türlü tamir olmuyor. Cibuti'de olan 3 Yunan vatandaşının Türkiye getirilmesi için başvurmuşlardı. 3 Yunanlı Türkiye'ye getirildi. Yunan Dışişleri Bakanı, Cibuti Dışişleri ve AB'nin destekleriyle ülkelerine getirdiğini söylüyor. Halbuki bütün yardımı yapan, rolü üstlenen Türkiye'dir. Yunanistan'daki zihniyetin insani konular söz konusu olsa bile siyasi fanatizmden geri kalmadığı ortadadır.
Türkiye için ve Türkiye'nin vesayet tarihi için kötü günlerden birisi 27 Nisan'dır. Bunun bir kağıt parçasına çevrildiğini söyledim. Zihniyetin devam ettiğini gösteren bir olayla uğraşmak zorunda kaldık. O da Ankara Barosu'nun Diyanet İşleri Başkanı ile ilgili söyledikleridir. Şimdi ikinci açıklama yaparak İslam düşmanlığı yapmadıklarını söylemişler. Mesele Diyanet'in ötesinde anlamlar taşıdığını net olarak tespit ediyoruz. Tam bir faşist zihniyetin ürünüdür.

Ankara Barosunun yayınladığı kadar çirkin, hukuk ve insanlık düşmanı, İslamofobik nefret suçuyla dolu bir metin görmedim.

Haberin Devamı