Gazete Vatan Logo

Vücut imajını da bozuyor!

Uzmanlar uyarıyor...

Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan, gerginliğin vücut imajını bozduğuna dikkat çekerek; "Dış görünüş kişinin vermek istediği mesajı güçlendirdiği gibi zayıflatabiliyor da. Bu nedenle kişideki gerginlik hali aktarılmak istenen mesaj dahi kişinin ilişkilerini birçok yönden olumsuz etkileyebiliyor. Gerginlik, sağlık, iletişim ve öğrenmenin baş düşmanıdır. Bedenin herhangi bir yerindeki gerginlik kişinin imajını zedeleyebiliyor" dedi.
Dış görünüşün kişinin vermek istediği mesajı güçlendirebildiği gibi zayıflattığını da söyleyen Özkan, sakin kalabilmenin imajı güçlendirdiğini, gerginliğin bulaşıcı olduğunu kaydederek bu nedenle olumlu bir imaj sergilemek isteyen kişilerin gerginliği bırakmak zorunda olduğunu ve gerginliğin bilinç dışı oluştuğunu; ama insanın bilinçli olarak gevşeyebileceğini vurguladı. Zülfikar Özkan, gerginliği önlemenin püf noktalarını şu şekilde açıkladı.

-GERGİNLİĞİ ÖNLEMEK MÜMKÜN-

Gerginliği önlemenin mümkün olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan bunun için yapılması gereken aktiviteleri şöyle açıkladı:
“Gerginliği önlemek için ayaklar omuz hizasında açılmalı, eller doğal şekilde bırakılmalı ve beden ağırlığı eşit olarak dağıtılmalı. Kişi çeşitli yerlerden itildiğinde düşmeyecek şekilde durabilmeli ve bunun için de omurga dik hale getirilmeli. Omurga dik ise vücut en az enerji tüketir. Vücut dik değilse bir yerlerinde gerginlik oluşur ve bu gerginlik enerjiyi alıp götürür. Vücut dik durmuyorsa ve eğikse bu gerginlik demektir ve enerji kaybına sebep olur… Enerjinin rahat akabilmesi için de dizler yumuşak tutulmalı.”
Günlük hayat içinde stresin hangi sebeple olursa olsun kişinin bedenini yorduğunu vurgulayan Özkan, kişiye olaylarından ziyade yaşanan o olaylara verdiği tepkilerin zarar verdiğini belirtti.

-KONTROL DIŞI GELİŞEN OLAYLARA ÜZÜLMEYİN-

Özkan kontrol dışı gelişen olaylara karşı da şu uyarılarda bulundu:
“Bize acı çektiren, olaylar ve insanlardan çok onlarla ilgili duygularımız ve yorumlarımızdır. Bu sebeple olaylar sebebiyle kimseyi ayıplamamalı ve kimseyi suçlamamalıyız. Olayları ve insanları gerçekte oldukları gibi görmeliyiz. Onları kendi kafamızdaki hayaller ve düşüncelerle değil, oldukları gibi görme alışkanlığı kazanmalıyız. Olaylar kendi kurallarına göre ortaya çıkarlar. Kontrolümüz dışındaki olaylardan dolayı üzülmeye endişelenmeye gerek yoktur.”

Haberin Devamı