Gazete Vatan Logo

Terör örgütünün gaybubet talimatı!

FETÖ üyelerinin gizli bölmelerde yakalanmalarının altından örgütün ‘gaybubet’ (yok olma, kayboluş) talimatı çıktı. İtirafçı olan eski bir örgüt mensubu bu manzaraları, “Örgütün bir doktoru bile bu hale getirmiş olması, ağına takılan insanların gerçeklik duygusundan uzaklaşmasının ve ilkel şartlarda bile olsa verilen her talimatı uygulamasının göstergesi” diye anlattı.

Terör örgütünün gaybubet talimatı!

FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle aranan aile hekimi A.İ., 3 gün önce Elazığ merkeze bağlı Örençay köyündeki bir evde merdiven altındaki küçük bir delikten girilen gizli bölmede yakalandı. 2016’da meslekten ihraç edilmiş, sonra kayıplara karışmıştı. 4 yıllık kaçışın sonu gizlendiği bir delikte yakalanmasıyla son buldu. Denizli’de düzenlenen FETÖ operasyonunda 5 kişi gözaltına alındı. Örgüt mensuplarından biri yatak odasındaki dolabın içine yapılmış özel bir bölümde ele geçirildi. Peş peşe gelen haberlerin ardından, FETÖ üyelerinin saklandıkları evlerde oluşturdukları gizli bölmelerin sırrını araştırdık.

Doktor A.İ. Elazığ’daki evine özel yaptırdığı, merdiven altındaki dolaptan girilen gizli bir bölmede yakalandı.

HEPİNİZ YOK OLUN

Aslında bu evler, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra mensuplarına verdiği “Gaybubet evlerinde saklanın” talimatının sonucuydu. ‘Gaybubet’, yok olma, kayboluş anlamını taşıyordu. Gaybubet evleri ise güvenli ev anlamını ifade ediyordu. Örgüt, mensuplarından olası operasyonlara karşı evlerin içinde bile güvenli alanlar oluşturmasını istemişti. Böylece operasyonlardan kurtulacaklardı. Örgüt elemanlarının yakalanmasını istemiyordu çünkü her yakalanan örgüt üyesi yeni bilgileri, saklananların isimlerini, örgütün çalışma yöntemlerini deşifre edebilirdi. Ayrıca yakalananlar, saklananların motivasyonlarını düşürüyor, örgüte olan bağlılıklarını sorgulamalarına neden oluyordu. FETÖ mensuplarını saklanmaları konusunda ikna edebilmek için, yakalandıklarında işkence görecekleri yalanını ortaya atıyordu.

Haberin Devamı

PANDEMİDE FİRARİLERE YOĞUNLAŞILDI

Pandemi sürecinin başlangıcı örgütle ilgili operasyonların azalmasına yol açtı. Bu dönemde güvenlik güçleri, firari örgüt mensuplarının dosyalarını tekrar açtı. Planlı operasyonların olmadığı bu dönemde firari örgüt mensuplarının izi sürüldü. Elazığ ve Denizli’de ardı ardına yakalanan örgüt mensupları da aslında bu operasyonların bir sonucuydu.


Denizli’deki operasyonda örgüt mensuplarından biri, yatak odasındaki dolabın içinden girilen özel bir bölmeye saklanmıştı.

Haberin Devamı

KOBAY GİBİ KULLANILMIŞIZ

Gaybubet evleriyle ilgili araştırmayı yaparken görüştüğüm kişilerden biri de hayatının önemli bir kısmını örgüt içinde geçirmiş eski bir FETÖ mensubuydu. İtirafçı olmuş, etkin pişmanlıktan yararlanmış ve kendine yeni bir hayat kurmuştu. Hürriyet’e şunları anlattı: “Örgütün en önemli özelliği gerçekle bağlarınızı kesmeleridir. Tüm hayatınızı ve ailenizi gerçekle bağlarınızı kestikleri için yok ederler. Her tarafın örgüt tarafından kuşatılmıştır. Onlar tarafından okutulur, onlar tarafından işe sokulur, onlar tarafından evlendirilirsin. Bir hipnozun içindesindir. Gerçeklik duygusu yoktur. Sadece örgütün söylediği vardır. Örgüt saklanın demiş ve devletin işkence yaptığını söylemiş. Aslında zerre kadar örgütün umurunda değil. Amaç sadece örgütün dağılmasını, sırlarının açığa çıkmasını engellemek. Gerçekle bağınız koparıldığında artık bunları algılayamıyorsunuz. Herkes lütfen orada yakalananlardan birinin doktor olduğunun farkına varsın. Bir bilim insanı bile örgütün içine düştüğünde “fare deliğinde” yaşamayı, saklanmayı kendisine uygun görebiliyor. Örgütün korkunç yüzü işte buradadır. Doktorun bile gerçekle bağını kesmişler ve yıllarca delikte saklanmasına sebep olmuşlar. Şimdi önemli olan o doktorun gözünün gerçeklere açılması ve örgütten kopmasının sağlanmasıdır. Ben bile örgütsel geçmişimi düşününce çok iyi planlanmış bir şartlandırma süreci yaşadığımı fark ettim. Profesyonel bir din afyonu ile bizi adeta hipnoz etmişler. Bir insanla ilk temastan itibaren neler yapılacağının, hangi gün hangi bilginin ve telkinin verileceğinin adeta üzerimizde çalışılıp, uygulandığını fark ediyorum. Bir laboratuvar ortamında kobay gibi kullanılmışız.” (Hürriyet)

Haberin Devamı