Gazete Vatan Logo

İzmir Karaburun depremi 'deprem fırtınası' mı?

İzmir güne depremle başladı. Ege Denizi'nde Karaburun ilçesi açıklarında meydana gelen depremlerle sallanıyor. İzmir'de bugün saat 00.42 ile 09.34 saatleri arasında Richter ölçeğine göre, en küçüğü 1.9, en büyüğü ise 5.1 büyüklüğünde toplam 12 ayrı sarsıntı yaşandı. Deprem uzmanları İzmir ve çevresinde deprem fırtınası yaşandığı açıklamasında bulundu. Peki, İzmir Karaburun depremi deprem fırtınası mı? Deprem fırtınası nedir? Deprem fırtınası ne kadar sürer? İşte deprem fırtınası ile ilgili merak edilenler...

İzmir Karaburun depremi 'deprem fırtınası' mı?

İzmir, Ege Denizi'nde Karaburun ilçesi açıklarında deprem meydana geldi. İzmir'de bugün saat 00.42 ile 09.34 saatleri arasında Richter ölçeğine göre, en küçüğü 1.9, en büyüğü ise 5.1 büyüklüğünde toplam 12 ayrı sarsıntı yaşandı. Uzmanlar meydana gelen çok sayıdaki depremle ilgili deprem fırtınası olabileceği açıklamalarını yapıyor. Peki, Deprem fırtınası nedir? Deprem fırtınası ne kadar sürer? İşte deprem fırtınası ile ilgili merak edilenler...

DEPREM FIRTINASI NEDİR? NE KADAR SÜRER?

Kandilli Rasathanesi'nin deprem fırtınası, öncü ve artçı depremlerle ile ilgili daha önce yayınladığı bilgiler şu şekilde:

"Bir deprem fırtınası, ufak bir bölgede, genellikle birkaç gün ile birkaç hafta arasındaki bir süre içinde meydana gelen çok sayıdaki depremden oluşur. Bir fırtına oluşturan deprem gurubunda hiçbir deprem, büyüklük bakımından, diğerlerine göre, belirgin olarak, ön plana çıkmaz. Deprem fırtınalarının bir ana deprem ile bir ilişkisi de yoktur. Deprem fırtınalarının, çoğunlukla, küçük ve orta büyüklüklerdeki depremlerin meydana geldiği derinliklerde, kayaların içindeki kırık, çatlak gibi gözeneklerde yer alan akışkanların çevrelerine uyguladıkları basıncın artması sonucu meydana geldikleri gözlenmektedir.

Haberin Devamı

Deprem fırtınaları, oluşacak bir ana depremin mutlak bir habercisi olarak kabul edilmemelidir. Nitekim Türkiye'nin birçok yöresinde bu tanıma uygun geçici deprem aktiviteleri gözlenmekte ve belirli bir süre sonra da bunlar kaybolmaktadır. Bu aktiviteler yakın yerleşim alanlarında hissedildiği taktirde, bir öncü aktivite olup olmadığı konusunda şüphe ve söylentilerin ortaya atılmasına yol açmakta ve haklı olarak o yörede yasayanları tedirgin etmektedir. Ancak herhangi bir deprem yoğunlaşmasının, bir öncü aktivite mi, yoksa bir süre sonra kaybolacak geçici bir deprem fırtınası mi olduğunu belirlemek çok zordur. Genel olarak bakıldığından jeo-termal bir alanda oluşan, baskın bir kırılma yönü ve türüne sahip olmayan, daha önceden belirlenmiş aktif bir fay zonu üzerinde olmadığı bilinen yoğunlaşmaların, geçici bir aktivite olma olasılığı daha yüksektir."

Haberin Devamı

ÖNCÜ DEPREM VE ARTÇI DEPREM NEDİR?

Deprem fırtınalarından tamamen farklı bir tür olan öncü ve artçı depremler ise, kendilerinden belirgin olarak daha büyük olan bir ana deprem ile zaman ve yer bakımından sıkı bir ilişkiye sahiptir. Hemen hemen her büyük bir depremin ardından, mutlaka bir artçı deprem aktivitesi ortaya çıkmışsa da, öncü depremler çok daha seyrek olarak gözlenmiştir. Türkiye'deki örneklerden yola çıkılacak olursa, özellikle normal atımlı faylanma içeren büyük depremlerin bazılarında (örn. 1995 Dinar Depremi),yörede 'öncü aktivite' olarak nitelendirilebilecek deprem yoğunlaşmaları gözlenmiştir. Ancak bu gözlemleri genellemek zordur. Nitekim 2001-3 yılları arasında Denizli, Milas-Güllük, Kula-Sığacık gibi yörelerde aktivitenin zaman zaman arttığı görülmüş, ancak hiçbirisinin ardından (bugüne kadar) büyük bir deprem izlenmemiştir. Yanal atılımlı büyük depremlerde öncü deprem aktivitesi örnekleri daha da az gözlenmiştir.

Haberin Devamı

Öncü deprem etkinliği, zaman zaman 'öncü deprem fırtınası olarak da adlan dirilir. Bu tür depremlerin oluşumunda da yüksek gözenek basıncının rol aldığına inanılmaktadır; ancak, oluşumları için düşünülen mekanizma olağan deprem fırtınalarınınkinden farklıdır. Deprem fırtınaları arasında 'öncü' ayrımı yapma girişiminde bulunabilmek için, bu fırtınaların, çeşitli jeolojik özellikleri nedeniyle, önceden, aday olarak belirlenmiş yerlerde meydana gelmeleri ve fırtınadaki depremlerin sayı-büyüklük ilişkilerinin ayrıntılı olarak incelenebilmiş olması asgari zorunluluktur. Gelecekte, bilimsel araştırmaların gelişmesi ile birlikte, öncü deprem fırtınaları belki de büyük bir depremin önceden kestirilmesinde potansiyel bir ipucu olarak düşünülecektir. Ancak, günümüz bilgi ve teknolojileri ile bunu belirlemek şimdilik imkânsızdır.