Gazete Vatan Logo

Erdoğan: 40 yıllık sinsi hesabı 20 saate kalmadan yerle yeksan ettik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "15 Temmuz gecesi 170'i sivil, 62'si polis ve 5'i de asker olmak üzere 237 şehit verdik. Bugün saat 19.00 itibarıyla yaralı sayımız 2 bin 191. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına, milletimize başsağlığı diliyorum." dedi.

Erdoğan: 40 yıllık sinsi hesabı 20 saate  kalmadan yerle yeksan ettik

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi açılışı ile Şehitleri Anma Programında yaptığı konuşmaya besmele ile başladı.

Açılışı yapılan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nin tüm millete hayırlı olması dileğinde bulunan Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyemizin önemli bir parçası olan bu eserin açılışını, böylesine önemli ve anlamlı bir dönemde çok kıymetli misafirlerimizle yapmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Aramızda 15 Temmuz şehitlerinin yakınları ve 15 Temmuz gazileri var. Kendilerine hoş geldiniz diyorum." diye konuştu.

Erdoğan, "15 Temmuz gecesi 170'i sivil, 62'si polis ve 5'i de asker olmak üzere 237 şehit verdik. Bugün saat 19.00 itibarıyla yaralı sayımız 2 bin 191. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına, milletimize başsağlığı diliyorum." dedi.

"Bu ülkede şehitler tepesi, hiçbir zaman boş kalmadı, kalmayacak"

İslam'da şehitliğin peygamberlikten sonra en yüksek makam olduğunu vurgulayan Erdoğan, Arif Nihat Asya'nın, "Bir bayrak rüzgar bekliyor" şiirinden, "Şehitler tepesi boş değil, biri var bekliyor. Ve bir göğüs, nefes almak için, rüzgar bekliyor. Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye, yattığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli, kim demiş meçhul asker diye? Destanını yapmış, kasideye kanmış. Bir el ki; ahretten uzanmış, edeple gelip birer birer öpsün diye faniler. Öpelim temizse dudaklarımız, fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız. Söyledi söyleyenler demin, gel süngülü yiğit alkışlasınlar, şimdi sen söyle, söz senin. Şehitler tepesi boş değil, toprağını kahramanlar bekliyor. Ve bir bayrak dalgalanmak için; rüzgar bekliyor." dizelerini okudu.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkede şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmadı, kalmayacak. Bizim şehitlerimizin yattıkları toprak belli, tuttukları bayrak belli, yüreklerindeki iman belli, dillerindeki kelime-i şehadet, kelime-i tevhid belli. Peki onları şehit edenlerin neyi belli? Sadece ihanetleri. Şehitlerimizin hiçbiri bizim için meçhul değil, bilakis onların her biri milletimizin malumudur ve ebediyen malumu olarak kalacaktır." diye konuştu.

Haberin Devamı

"237 şehidimizin her birinin adını anıtlaştıracağız"

Şehitlerin aziz hatırasını yaşatmak için Boğaziçi Köprüsü'nün adını 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, TBMM'nin ve Genelkurmay Başkanlığının bulunduğu kavşağın adını 15 Temmuz Şehitler Meydanı, Kızılay Meydanı'nın adını da 15 Temmuz Kızılay Demokrasi Meydanı olarak değiştirdiklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi de 237 şehidimizin her birinin adını aynen Çanakkale şehitlerinde olduğu gibi anıtlaştıracağız. İnşallah kurumlarımızla anıtlaştıracağız, inşallah aynı zamanda İstanbul'da Boğaziçi Köprüsü'nden çıkar çıkmaz Anadolu Yakasındaki tepe noktada, orada anıtlaştıracağız. Ankara'da hemen Külliyemizin karşısında, orada anıtlaştıracağız ve okullarımıza isimlerini vermek üzere anıtlaştıracağız ve kalıcı kılacağız." dedi.

'O AKLI KENDİNE SAKLA'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi birileri bize akıl veriyor Batı'dan, 'Geçmiş olsun' ama ardından bir şey daha söylüyor, 'Fakat bu attıklarınız sebebiyle, bu açığa alınanlar sebebiyle endişeliyiz' diyorlar. Siz işinize bakın ya, siz işinize bakın. Benim ülkemde darbe olacak ve benim ülkemde 237 şehidim, 2 bin 191 yaralım olacak bir tane kalkıp taziyede bulunacak, ardından 9 tane nasihat vereceksin, o aklı kendine sakla." dedi.

Haberin Devamı

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi açılışı ile Şehitleri Anma Programı'nda vatandaşlara hitap etti.

Şehit yakınlarına Terörle Mücadele Kanunu'ndaki tüm hakların aynen tanındığını belirten Erdoğan, "Ülkesi ve milleti için canını ortaya koyan bu kardeşlerimizin emanetlerine sahip çıkmak, bizim namus borcumuzdur." ifadesini kullandı.

Devlet desteğinin yanında milletin de şehitler için kampanyalar yaparak desteklerini ortaya koyduğunu dile getiren Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının şehit ve gaziler için kampanya başlattığını, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım'da açılan hesaplarda tüm hayırseverlerin yardımlarının toplandığını ifade etti.

Haberin Devamı

"Bunu ancak kafir yapar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişiminin yaşandığı gecede büyük bir bölümü Ankara ve İstanbul'da olmak üzere haince saldırılar yapıldığını ifade ederek, "Bakınız hemen şuracıkta, önce Jandarma ile Külliye arasındaki kavşağı düşünebiliyor musunuz uçakla bombaladılar, yetmedi hemen arkasından tam camimizin önünde, orayı bombaladılar ve orada 5 şehit verdik. Kardeşlerim, bunu ancak kafir yapar. Bunu 'Ben Müslümanım, ben Türküm' diyen birisi yapabilir mi? Bunların bu milletle alakası yok." diye konuştu.

"Bunlar benim askerimin içerisine nasıl sızmış? Bunlar benim polisimin içerisine nasıl sızmış? Bunlar bizim devlet kurumlarımızın içine nasıl sızmış?" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi birileri bize akıl veriyor Batı'dan, 'Geçmiş olsun' ama ardından bir şey daha söylüyor, 'Fakat bu attıklarınız sebebiyle, bu açığa alınanlar sebebiyle endişeliyiz' diyorlar. Siz işinize bakın ya, siz işinize bakın. Benim ülkemde darbe olacak ve benim ülkemde 237 şehidim, 2 bin 191 yaralım olacak bir tane kalkıp taziyede bulunacak, ardından 9 tane nasihat vereceksin, o aklı kendine sakla. Bir terör eyleminde 5 kişi, 10 kişi öldüğü zaman dünyayı ayağa kaldırıyorsunuz, öyle mi? Burada Türkiye Cumhuriyeti devleti gibi demokratik, parlamenter sisteme sahip çıkmış, yüzde 52 ile seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, yüzde 50 ile hükümet eden bir iktidar var bunlara karşı bir darbe yapılıyor siz bu Hükümetin, bu devletin yanında yer alacağınıza kalkıp darbecilerin yanında yer alıyorsunuz.

Şu ana kadar ne Avrupa Birliğinden ne Avrupa Konseyinden ne Batı'dan kalkıp da buraya taziye için gelen bir kişi yok ve utanmadan, sıkılmadan kalkıp bu tür şeyleri söyleme, evet, zilletinde bulunuyorlar. Ondan sonra da ne diyorlar, 'Erdoğan çok sinirli, çok asabi.' Kardeşlerim az önce bir şey söylediniz, şunu unutmayın, biz sadece ve sadece rükuda Allah'ın huzurunda eğiliriz. Biz kula kul olmadık, olmayacağız, onu Fetocular düşünsün, onlar kula kul. Onlar öyle konuşuyor: 'O bize şah damarından daha yakın.' diyor. Zavallılar, cahiller bize şah damarından daha yakın olan sadece ve sadece Allah'ımızdır, başka yok. Ve biz Allah'ımıza kulluk ederiz."

"Şehit olanları kutlamak haddime mi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir vatandaşın, kendisine seslenmesi üzerine, "Aynen öyle, merhamet etmeyene, merhamet olunmaz." karşılığını verdi.

"Benim gözümde, 15 Temmuz gecesi sokağa dökülerek, ülkesine, milletine, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan her bir kardeşim gazidir." ifadesini kullanan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:

"Hepinizin, hepimizin gazası mübarek olsun. Parlamentomuzun o gece anında açılması, Sayın Başkan'ımızın orada grubuyla bir araya gelmesi bana o anda şunu hatırlattı, yeniden bir istiklal mücadelesini yaşıyoruz ve yeniden bir istikbal mücadelesini veriyoruz, bunu yaşattı. Biz ne mutlu, ne kutlu bir milletiz. Dünyada sizin emsaliniz, sizin eşiniz yok. Şehitlerimiz, gazilerimiz ve canları pahasına tankların, silahların, bombaların karşısına dikilen tüm vatandaşlarımız 15 Temmuz'da yazdıkları destanla Türkiye'nin önünde yeni bir dönem başlatmışlardır.

Ben hanım kardeşlerimi, Nene Hatunlarımızı kutluyorum. O tankların karşısına dikilip orada şehit olan hanım kardeşlerimi kutluyorum ve dik durup yılmayan hanım kardeşlerimi kutluyorum. Bunun yanında tankın altında, şehit olma azmiyle olup ama şehit olmayan, fakat o yiğitliği gösteren gencimizi kutluyorum. Tank paletlerinin altına girenleri kutluyorum. Bu arada tabii ki şehit olanları benim kutlamak haddime mi? Çünkü onu Rabb'im kutlamış, sevgili Peygamber'im kutlamış, ona ağuşunu açmış. O, sevgili Peygamber'imize komşu oluyor, müjdesini erkenden almış. Ben şehitlerimizi kıskanıyorum, Rabb'im bizleri onlarla birlikte haşretsin."

ERDOĞAN DAVALARINI BİR KEREYE MAHSUS OLARAK ÇEKTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu ana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak, davalarımı çekiyorum ve affediyorum. Zira asıl bu imkanı doğru değerlendiremezsek millet bizim yakamıza yapışma hakkına sahip olur diye düşünüyorum. Onun için siyasetçiler başta olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin, ülkemizin önündeki bu gerçeğe, bu hassas duruma uygun şekilde davranacaklarına inanıyorum." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi açılışı ile Şehitleri Anma Programı'nda vatandaşlara hitap etti.

15 Temmuz gecesi ülkenin her köşesinde, sokaklarda, her siyasi anlayıştan, meşrepten ve dünya görüşünden insanların olduğunu ifade eden Erdoğan, o geceden beri Türkiye'nin gerektiğinde tüm farklılıklarının üzerine çıkarak, hürriyetini ve geleceğini sahiplenme iradesine sahip olduğunu dost, düşman, herkese gösterdiğini söyledi.

Türkiye hakkında yapılan olumsuz hesapların tamamının 15 Temmuz'da geçerliliğini yitirdiğini bildiren Erdoğan, o gece yaşanan pek azı kameralara, objektiflere yansıyan manzaraların her birinin Türkiye'nin ekonomik, siyasi, sosyal, terör yoluyla diz çökmesini bekleyenlerin kafasına birer balyoz gibi indiğini belirtti.

Bir süredir ülkeye farklı niyetlerle bakanların, toplumun içindeki görüş farklılıklarını, fay hatlarını derinleştirerek Türkiye'yi tedip edebileceklerini sandıklarını ifade eden Erdoğan, "Sandılar ki PKK'sından DAİŞ'ine kadar dünyanın en eli kanlı, en vahşi terör örgütlerini üzerine salarsak bu ülkeyi sindirebiliriz. Sandılar ki FETÖ mensubu üniformalı teröristleri, uçakları, tankları toplarıyla sokağa çıkarttığımızda bu milleti teslim alabilir. Rabbim ne diyor? 'Onlar tuzak kurdular, Allah da tuzak kurdu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır'. Bu böyle bilinmelidir." diye konuştu.

"Bunları temizlememiz lazım"

15 Temmuz gecesi millete tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirdiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"81 vilayeti ve 79 milyon vatandaşıyla tüm Türkiye bir ve beraber olarak 40 yıllık hazırlığı, 40 yıllık birikimi ve 40 yıllık sinsi hesabı 20 saate kalmadan yerle yeksan ettik. FETÖ'nün mazisi 40 yıldır. 40 yıldır, bunlar işte bugüne ulaşmak için çalıştılar. Şimdi hesap tersine döndü. Ama iş bitti mi? Hayır bitmedi. Yapacağımız daha çok şey var. Hep söylüyorum. Bunlar kanser virüsü gibi. Vücudu metastaz yaptı. Şimdi bu virüs kazınıyor. Bunun tamamen kazınarak temizlenmesi, vücudun bundan arınması lazım. Bazıları diyor. 10 bin, 20 bin kişi attınız. 10 binlerce kim varsa temizleyeceğiz. 'Neden?' Ne demek neden? Çünkü bunlar bu ülkede kalacak olursa ne yapacakları ortada. Benim pırıl pırıl, tertemiz insanıma, o verdiğimiz vergilerle aldığımız uçaklarla bomba yağdıranların bu ülkenin kurumlarında kalması mümkün değil. Bunları temizlememiz lazım."

Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ülkedeki tüm darbelerden farklı olarak sadece hükümeti devirmeyi, yönetimi ele geçirmeyi değil, aynı zamanda toplumu da ele geçirmeyi hedeflediğini dile getirdi.

"Dayanışmayı, bütünleşmeyi beraberinde getirdi"

Darbe başarılı olduğu takdirde ülkedeki istisnasız herkes için 16 Temmuz ile bambaşka bir hayat başlayacağını ifade eden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu ihanet çetesinin mensubu olmayan, iradesini Pensilvanya'daki çete başına teslim etmeyen hiç kimse bu ülkede hayatını sürdürme, geleceğini inşa etme imkanına sahip olamayacaktı. Milletimiz işte bu büyük tehlikeyi, bu tehdidi gördüğü için AK Parti'lisi, CHP'lisi ve MHP'lisi ve diğer partilere gönül veren insanlarıyla darbe girişimine karşı çıktı, devletinin ve yöneticilerinin yanında yer aldı. Bu uyanış, günlük siyasi çekişmelerin, polemiklerin rekabetin ötesinde ve üzerinde bir birlikteliği, dayanışmayı, bütünleşmeyi beraberinde getirdi. Hamdolsun milletimiz söz konusu vatan olduğunda diğer her şeyi teferruat haline getiren bir şuuru ortaya koydu. Bu manzaranın, Cumhurbaşkanı olarak şahsıma, Sayın Başbakana ve siyasi partilerimizin liderlerine verdiği mesajın gayet iyi farkındayız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti, CHP ve MHP genel başkanları ile 25 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir araya gelerek, darbe karşısındaki sağlam duruşlarını teyit ettiklerini, hem de Türkiye'nin önündeki dönemine ilişkin güçlü mesajlar verdiklerini aktardı.

"Şüphe duyan varsa onun aklından endişe ederim"

Sorumlu ve dirayetli tutumları nedeniyle siyasi parti genel başkanlarına bir kez daha teşekkürlerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"15 Temmuz darbesini destekleyen tek bir siyasi partinin, siyasi parti genel başkanının ve vatandaş grubunun olmaması geleceğimize güvenle bakmamız konusunda bize ümit veriyor. Benim gözümde 15 Temmuz gecesi, Çanakkale'de ve İstiklal Harbi'nde sergilediğimiz birlik ve beraberliğin günümüzdeki tezahürüdür. Bu manzarayı görüp hala ülkesinden, milletinden, 2023 hedeflerinden, geleceğinden şüphe duyan varsa ben de onun aklından ve izanından endişe ederim.

Bugün Türkiye'nin yolu 15 Temmuz sabahı olduğundan daha aydınlık, daha açıktır, daha berraktır. Çünkü özellikle son 3 yılda ardı ardına yaşadığımız pek çok olayın şifresi 15 Temmuz'da en vasat zihinlerin bile anlayabileceği şekilde çözülmüş, eskilerin deyimiyle takke düşmüş kel görünmüştür. Geldiğimiz noktada 'Eskiden şunu dedik, bunu söyledik' demenin anlamı ve gereği yoktur. Bundan sonra önümüze bakma zamanıdır. 15 Temmuz'u devlet ve millet olarak bir milat haline dönüştüremezsek yazıklar olsun bize. Bir milat olarak ben bu vesileyle şu ana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak, davalarımı çekiyorum ve affediyorum. Zira asıl bu imkanı doğru değerlendiremezsek millet bizim yakamıza yapışma hakkına sahip olur diye düşünüyorum. Onun için siyasetçiler başta olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin, ülkemizin önündeki bu gerçeğe, bu hassas duruma uygun şekilde davranacaklarına inanıyorum."

'TÜRKİYE ÜZERİNDE OYNANMAK İSTENEN OYUNU BİR KEZ DAHA BOZDUK'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm terör örgütleriyle ve onların arkalarındaki güçlerle mücadeleyi daha güçlü ve etkin şekilde sürdüreceklerini belirterek, "Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunu bir kez daha bozduk. Bundan sonra inşallah Suriye'de oynanan oyunu da bozacağız, Irak'ta oynanan oyunu da bozacağız, Libya'da oynanan oyunu da bozacağız. Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da, dünyanın her yerinde, mazlumların ve mağdurların acısı, göz yaşı kaybetmesi pahasına oynanan oyunları bozacağız." dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi açılışı ile Şehitleri Anma Programı'nda vatandaşlara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ, PKK, DAEŞ, DHKP/C gibi ülke ve milletin bekası için tehdit oluşturan tüm terör örgütlerinin başını ezmekte en küçük bir tereddüt göstermeyeceklerini vurguladı.
Düşmanın tek değil çok olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ne olursa olsun. Öyle diyor üstat, 'Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın. Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın.' Durmayacağız. Onun için Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, işte bu malum yapının dışında o vatanına, milletine sahip çıkan kardeşlerimle polis teşkilatımızın, emniyet teşkilatımızın aynen o takımın dışındaki polislerimizle tüm korucularımızla birlikte bu bölücü terör örgütüne karşı ülkemizin dört bir yanında mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğiz. Çünkü bu ülkenin huzuruna kast etmeye kimsenin hakkı yok. Bu milletin refahına kast etmeye kimsenin hakkı yok. Biz, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız."
"Hayata geçirdiğimiz her uygulama Anayasa'ya, kanunlara uygundur"
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu dile getiren Erdoğan, darbe girişimi sürecinde dahi hukuktan en küçük taviz verilmediğini, attılan her adımda, alınan her kararda, hayata geçirilen her uygulamada Anayasa'ya ve yasalara uyulduğunu söyledi.
Erdoğan, "Meclisimizle Milli Güvenlik Kurulumuzla Bakanlar Kurulumuzla bakanlarımız ve bakanlıklarımızla tüm kurumlarımızla çalışmalarımızı hukuk sınırları içerisinde yürütüyoruz. Yaşanan olağanüstü dönemden kaynaklanan eksikler, hatalar olursa onlar için de hukuk yolu açıktır, açık kalmaya devam edecektir ama adaleti tesis etmek de boynumuzun borcudur." diye konuştu.
Vatandaşların, darbeciler için idam taleplerine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Herkes, 'idam, idam, idam' diyor. Burası demokratik, parlamenter bir sistemle yönetilen bir demokrasi, bir hukuk devleti. Öyleyse burada Hükümetin yapacağı bir şey var; nedir bunun yolu? Bu talebi alır, parlamentoya taşır ve parlamentoda bunu tartışır, bu yolla verilen karara da herkes uyar. Az önce, o yaralı kardeşim en güzel şekilde reçeteyi açıkladı. Ne dedi? Dedi ki 'Eğer bu konuda Hükümetimiz sıkıntıya düşmeyecekse, parlamento idamın dışında verilebilecek en ağır ceza neyse onun kararını alsın.' O zaten var, orada problem yok ama diğeri de yine milletimin talebidir ve bu talep de parlamentoya gelir, parlamento bunu müzakere eder, ona göre de adımını atar. Kimse de 'Niye bu adımı attın' deme hakkına sahip değildir. Bugün dünyanın büyük bir çoğunluğunda bu var mı, var. Türkiye'de de bu müzakere edilir, tartışılır, adımı ona göre atılır. Mevlana Hazretleri'nin ifadesiyle bir şeyi yerli yerine koymak, adaleti böyle tanımlıyor. Bir şeyi olmaması gereken yere koymak, işte bütün bunlar zulümden de biliyorsunuz ağırdır. Onun için bundan kaçınacağız. Olması gereken yere koyarak adaleti, olmaması gereken yerden de kaçınarak zulümden çekineceğiz."
"Ülkemizde oynanmak istenen oyunu bir kez daha bozduk"
Milletin 15 Temmuz gecesi sergilediği birliğe, beraberliğe, dayanışmaya, kardeşliğe uygun şekilde hedefleri sürekli büyüterek, adımları sıklaştırarak yola devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece Fetullahçı Terör Örgütüyle değil diğer terör örgütleriyle ve onların arkalarındaki güçlerle olan mücadelemizi daha güçlü, daha etkin şekilde sürdüreceğiz. Ülkemizde oynanmak istenen oyunu bir kez daha bozduk. Bundan sonra inşallah Suriye'de oynanan oyunu da bozacağız, Irak'ta oynanan oyunu da bozacağız, Libya'da oynanan oyunu da bozacağız. Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da, dünyanın her yerinde, mazlumların ve mağdurların acısı, gözyaşı, kaybetmesi pahasına oynanan oyunları bozacağız. Kardeşlerim, bunların hiçbiri ülkemizde yaşananlardan bağımsız değildir. Hepsi aynı senaryonun farklı sahnelerinden ibarettir.
Erdoğan, 15 Temmuz gecesi sadece Ankara'da, İstanbul'da değil dünyanın farklı bölgelerinde, pek çok şehirde yüz milyonlarca insanın kalbinin Türkiye için attığına işaret ederek, "Elleri bizim için semaya kalkıyordu. Aman ya Rabb o ne güzellik. Bu millet, dünyada farklı yere oturdu. Her yerden size selamlar var, dualar var. Bu insanlar, Türkiye'deki mücadelenin 79 milyonla birlikte kendi istiklal ve istikbal mücadeleleri olduğunu biliyordu. Ülkemize husumet besleyenler, teröristlerini üzerimize salanlar, kendilerini dev aynasında görebilirler ama bu milletin arkasında çok daha büyük bir güç, çok daha büyük bir destek var. O da mazlumların duasıdır."
"Aynen İstiklal Marşı'nda olduğu gibi"
İstiklal Marşı'ndan, "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar. Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma. Nasıl böyle bir imanı boğar, Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar. Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın, Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın." bölümünü okuyan Erdoğan, "Siper ettiniz ve hayasızca akın durdu. İşte bunu yazdınız. Aynen İstiklal Marşı'nda olduğu gibi" ifadesini kullandı.
"NİYETLERİNİ AÇIK EDENLER OLDU"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Alçakça katledilen 237 vatandaşımıza başsağlığı, yaralanan 2 bin 191 insanımıza şifa dilemeyenler, darbecilerin kötü muamele görme ihtimali karşısında adeta teyakkuza geçmişler. Açık konuşuyorum; darbecilerin akıbetlerinden endişe ettikleri kadar, Türkiye'nin demokrasisinden, milletimizin hayat hakkından, geleceğinden endişe duymayan hiçbir ülke, ülke lideri bizim dostumuz değildir. Bunu böyle bilsinler." dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi açılışı ile Şehitleri Anma Programı'nda vatandaşlara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakk'ın vaat ettiği günlerin yakın olduğuna inandıklarının altını çizerek, dimdik yollarına devam ettiklerini belirtti. Darbe girişimi sırasında ve sonrasında, bildikleri ancak bu derece açık olarak ifade edilebileceğine ihtimal vermedikleri pek çok tavra şahit olduklarına dikkati çeken Erdoğan, pek çok devletin, devlet yetkilisinin, Türkiye'deki darbe girişimi karşısındaki tavrının demokrasi adına bir utanç belgesi olduğuna vurgu yaptı.
"Darbecilerle yakından alakadar oldular"
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Vatandaşlarımızın, asker elbisesi giymiş teröristlerin tanklarının paletleri altında ezilmesi, silahlarıyla vurulması, helikopterleriyle taranması, uçaklarıyla bombalanması maalesef bunların dikkatini çekmedi. Buna karşılık darbecilerle çok yakından alakadar oldular. Darbe girişimine karşı aldığımız olağanüstü hal kararı, onları birden çok endişelendirdi. Yahu, benzer şeyler, Amerika'da, Fransa'da, Almanya'da yok mu? Birçok yerde var, benzer şeyler var. Ama hiçbirisinde bizim gibi yaşanan bir darbe girişimi yok. Alçakça katledilen 237 vatandaşımıza başsağlığı, yaralanan 2 bin 191 insanımıza şifa dilemeyenler, darbecilerin kötü muamele görme ihtimali karşısında adeta teyakkuza geçmişler. Açık konuşuyorum; darbecilerin akıbetlerinden endişe ettikleri kadar, Türkiye'nin demokrasisinden, milletimizin hayat hakkından, geleceğinden endişe duymayan hiçbir ülke, hiçbir ülke lideri bizim dostumuz değildir. Bunu böyle bilsinler."
Söz konusu ülkelerle diplomatik ilişkilerin devam edeceğini ancak onların kalplerinde yerinin asla olmayacağını ifade eden Erdoğan, 15 Temmuz'da yaşanan olayın terör saldırısı, darbe girişimi boyutlarının yanında bir işgal hamlesi olduğunu da bildiklerine işaret etti.
Bir komutanının "Akıncı meydanını mürtet olarak çevirelim" dediğini söyleyen Erdoğan, "Biz zaten aramızda müzakereye başladık, geçmiş öyle zaten, orası mürtet. Yani kendi devletine, kendi ordusuna ihanet edip, yani irtidad edenlerin, Timur'un tarafına geçenler sebebiyle oraya 'mürtet' adı konmuş, dönekler. İşte şimdi de dönekler, hatırlamamız lazım." ifadelerini kullandı.
"Niyetlerini açık edenler oldu"
Uluslararası medyayı takip edenlerin, Türkiye'nin terör, darbe ve işgal girişimleri karşısındaki sağlam duruşunu hazmedemeyenlerin hezeyanlarına, iki yüzlülüklerine ilişkin sayısız örnek göreceğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"İsterdim ki, demokrasiden, demokratik parlamenter sistemlerden bahsedenler önce gelsinler de bizim parlamento binamızı bir gezsinler. Zerre kadar demokrasi inançları varsa gelsin burayı bir görsünler. Ama gelmediler. Bunların içinde darbe girişiminde bulunanları, önce niçin şahsımı öldürmedikleri için eleştirecek, onlara akıldanelik yapacak kadar niyetlerini açık edenler de oldu. Açık açık söylediler, 'yanlış yaptınız önce Erdoğan'ı öldürmeliydiniz' dediler. Bu kadar ileri gidenler de oldu. Ya bizim derdimiz zaten o değil ki, biz kefenimizi giyerek yola çıktık zaten. Bizim bu nokta herhangi bir gailemiz yok."
Şehitleri kıskandığını, şehitlik makamının herkese nasip ve layık olmayacağını dile getiren Erdoğan, özellikle batılı ülke liderlerinin Türkiye'nin yaşadıkları için üzüntülerini belirtmekten ziyade bundan sonraki süreç için endişelerini ifade etmelerinin ibret verici olduğunu aktardı.
"Türk bayrakları asmalarını yasakladılar"
Türkiye'nin yaşadığı tehlikeyle mukayese edilemeyecek tehditler karşısında olağanüstü önlemler alanlara tam destek verenlerin, darbe girişimine rağmen Türkiye'yi eleştirerek samimiyetsizliklerini ortaya koyduğunu söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İşte Avusturya, işte Almanya, oralarda miting, yürüyüş yapmak isteyen bizim vatandaşlarımız ama onların da vatandaşı, çifte vatandaş, onlara müsaade etmiyorlar. Evlerde Türk bayrağı asmalarını yasaklayacak kadar, bunlar bu şekilde demokratlar. Karşılaştığımız bu tablo karşısında şaşırdık mı? Hayır. Peki üzüldük mü? Evet. İnsanız, her şeye rağmen, birazcık hakkaniyet, birazcık empati beklemekten kendimizi alıkoyamıyoruz. 15 Temmuz'da gördük ki, kimseden ne hakkaniyet, ne yardım, ne destek, ne anlayış bekleyemeyiz. İşte 3 milyon mülteci ülkemizde var mı, var. Peki bunun için dünyadan bize gelen bir destek var mı? Yok. Sadece konuşuyorlar, sadece söz yapıyorlar. Ama biz şu anda sivil toplum kuruluşları ve milli bütçemizden yaptığımız yatırımlarla neredeyse 20 milyar doları aştık. Fakat biz dünya elini uzatacak diye bu adımları atmadık. Dedik ki, 'bizim medeniyetimizde ensarlık farklı bir şey, biz ensarız ve muhacirlere elimizi, göğsümüzü açtık ve onları ülkemizde ağırlıyoruz. Ne yapacaksak kendimiz yapacağız.'"
Uzun süredir yerli ve milli vurgusu yaptığını, "Kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz" lazım dediğini anımsatan Erdoğan, sanayide, ticarette, ihracatta, savunma sanayisinde, yüksek teknolojide, tarımda, hayvancılıkta, her alanda dışarıdan alan dışarıya bağlı olan değil, dışarıya veren durumuna gelinmesi mecburiyetinde olunduğuna işaret etti.
Son bir yıldır bölücü terör örgütüyle yürütülen mücadelede bu gerçeğin sayısız örneğine şahit olunduğunun altını çizen Erdoğan, "Ekonomide ve savunma sanayisinde belli bir düzeye gelmemiş olsaydık inanın bana, ne terör örgütünün eylemlerinin, ne de bu darbe girişiminin altından kalkabilirdik. Ülkemize yönelik saldırıların böylesine pervasız hale gelmesi, büyüyen, güçlenen, kendi kendine yeten Türkiye'den duyulan rahatsızlıktan kaynaklanıyor." şeklinde konuştu.
"Eğer Türkiye, dünkü her şeyiyle dışa bağımlı Türkiye olsaydı mücadeleyi daha başlamadan kaybetmişti." diyen Erdoğan, toplu iğneyi dahi üretemeyen bir Türkiye'den bugünlere gelindiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda ideal bir seviyede olmayabiliriz. Ama en azından kritik dönemlerde kendi ayaklarımızın üstünde durabilecek güce sahibiz. Her fırsatta ne diyoruz? 2023. Bu hedefe ulaşacağız. Buna niye dikkat çekiyoruz? O seviyeyi ülkemizin geleceği için yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi tuzakları kurarlarsa kursunlar, hangi oyunları oynarlarsa oynasınlar, Allah'ın izniyle 2023 hedeflerimize ulaşacağız. Böylece yeni nesillere, biz görmeyeceğiz, ama torunlarımız inşallah görecek. 2053 ve 2071 vizyonunu hayata geçirebilmek için gereken zemini hazırlamış olacağız." şeklinde konuştu.
Erdoğan, konuşmasını Arif Nihat Asya'nın "Dua" şirini okuyarak tamamladı.
Anma programından notlar
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi Açılışı ve Şehitleri Anma Programına katılanların oturdukları koltuklara bir tarafında, "15 Temmuz Şehitlerimizin Aziz Hatırasına", diğer tarafında da "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan" yazan birer kırmızı karanfil bırakıldı.
Erdoğan, programın yapılacağı salona girdikten sonra darbe girişimi sırasında şehit olanların yakınları ile gaziler ve gazi yakınlarının bulunduğu sıralara giderek buradakilerle bir süre sohbet etti.
Programda, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında yaşananların anlatıldığı kısa film gösterildi
Film gösteriminde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın darbe girişimi sırasından şehit olan Erol Olçok ve oğlu Abdullah Olçok'un cenazesi ile İstanbul Havalimanı'ndaki konuşması ve Başbakan Binali Yıldırım'ın TBMM önündeki konuşmalarına yer verildi.
Bu sırada, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım'ın duygu dolu anlar yaşadığı gözlendi. Bazı şehit yakınları ile gazi ve gazi yakınlarının da gözyaşlarına hakim olamadığı gösterimde, fenalaşan şehit yakınlarına sağlık görevlilerince ilk müdahale salonda yapıldı.
Filmde, darbe girişimi esnasında kontrolü ele almak için Özel Kuvvetler Komutanlığına gelen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'yi alnından vuran ve ardından şehit edilen Ömer Halisdemir, Prof. Dr. İlhan Varank, Gazeteci Mustafa Cambaz, ikiz polis memurları Mehmet ve Ahmet Oruç kardeşler, Erol Olçok, Ahmet Özsoy'un da aralarında bulunduğu tüm şehitlerin isimleri ve fotoğrafları ekrana yansıtıldı.
Bu esnada ayağa kalkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rabia işareti ile şehitleri selamladı.
Gösterimde, darbe girişimi esnasında tankların ve darbecilerin karşısında canını hiçe sayarak mücadele ederek sembol haline gelen vatandaşların açıklamalarına da yer verildi.
15 Temmuz darbe girişiminde yaralanarak gazi olan Turgut Uçar, tekerlekli sandalye ile sahneye çıktı.
Darbe gecesi uçakların sesini yatsı namazını kılmak için gittiği camide duyduğunu anlatan Uçar, namazını kıldıktan sonra evine gittiğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "meydanlara inin" çağrısını duyduğunu anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısını "emir" olarak algılayan Uçar, evinden aldığı Türk bayrağıyla yürüyerek Kızılay'a geldiğini kaydetti. FETÖ'ye lanet eden Uçar, örgüt üyelerinin en ağır şekilde cezalandırılmasını, devleti ve hükümeti sıkıntıya sokmayacaksa idam cezasının getirilmesini talep etti.
Bu esnada bir başka gazi de oturduğu sıralardan, darbe girişiminde bulunanların en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması sık sık alkışlarla kesilirken, salondaki vatandaşlar idam cezasının getirilmesini istedi.
Protokol konuşmalarının ardından Kur'an-ı Kerim okundu.
Anadolu Ajansı tarafından hazırlanan, 15 Temmuz darbe girişimini anlatan "Dakika Dakika FETÖ'nün Darbe Girişimi" kitabı da Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde açılan stantta dağıtıldı.
Tören, demokrasi nöbeti tutulan meydanlarda canlı yayınlandı. Kültür Merkezi, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in yaptığı dua ile açıldı.
PROGRAMA HULUSİ AKAR DA KATILDI
Programa, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş, Mehmet Şimşek, Veysi Kaynak, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, kuvvet komutanları, siyasi parti ve yüksek yargı organlarının temsilcileri, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, şehit yakınları, gazi ve gazi yakınları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.