'Başbuğ'un ifadeye çağrılmasının zamanlaması manidar!'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Şırnak’ın Uludere İlçesi’nin Irak sınırındaki hava operasyonunda 35 kişinin yaşamını yitirmesiyle ilgili soruşturma hakkında, Uludere Cumhuriyet Savcılığı’nın başvurusuyla mahkemenin gizlilik kararı almasını değerlendirdi. Tanrıkulu "Bir taraftan gizlilik kararı alan yargı, diğer yandan İlker Başbuğ’un ne zaman ifadeye çağrılacağını ve sorulacak soruları virgülüne kadar servis etmektedir. Başbuğ’un ifadeye çağrılmasının zamanlaması da manidardır" dedi.

Uludere Cumhuriyet Savcılığı’nın başvurusuyla mahkemenin gizlilik kararı almasına tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, şunları söyledi:
"Uludere soruşturmasında gizlilik kararı almak, yargının gündem mühendisliğine devam ettiğini göstermektedir. 35 insanın ölümü ve bunun gerçekleşme biçimi açıkça ortadayken bu gizlilik kararı farklı bir takım amaçlara hizmet edildiği gerçeğini akla getirmektedir. Bu kararı verenler kamuoyundan neyi gizlemeye çalışıyorlar? Verilen talimatları mı, alınan ifadeleri mi? Bu kararla birlikte olayın aydınlatılması için gerekli bilgi ve belgelerin tahrifata uğramayacağını kim garanti edebilir? Kamuoyundan, soruşturmanın taraflarından neyi hangi amaçla gizleyeceksiniz?"

Aynı durumun Genelkurmay eski Başkanının ifadeye çağrılmasının zamanlaması içinde geçerli olduğunu belirten Tanrıkulu şöyle devam etti;

"Tabii ki Genel Kurmay Başkanları da ifade çağrılabilir, soruşturulur ve yargılanabilinir. Ancak bir taraftan gizlilik kararı alan yargı diğer yandan İlker Başbuğ’un ne zaman ifadeye çağrılacağını ve sorulacak soruları virgülüne kadar servis etmektedir. Gizli soruşturma dosyasından bu kadar bilginin servis edilmesi yargının hükümet denetiminde gündem mühendisliğini ne kadar ilerlettiğini göstermektedir. Bu olayın zamanlaması Uludere faciasına ilişkin gündemi değiştirmeye yönelik olduğunu da ilk başta akla getirmektedir. Buradan yargıya çağrıda bulunuyoruz. Gündem mühendisliğini bırakın işinizi yapın. Ne gündem değiştirmek ne de gizlilik kararı almak gerçekleri değiştirmeyecektir. Başbuğ’un ifadeye çağrılmasının zamanlaması da manidardır."